Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/284 E. 2019/127 K. 15.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/284
KARAR NO : 2019/127
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/12/2018
KARAR TARİHİ : 15/04/2019

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davanın yapılan açık yargılamaları neticesinde,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Taraflar arasında akdedilen 18/07/2018 tarihli mutabakatla yangınla mücadele sistemi için bakım şartları ve bakımda yapılacak ana hatların tariflendirildiğini, sözleşmede kararlaştırılan 6.136,00.-TL ödemenin davalı şirketin banka hesabına 25.07.2018 tarihinde ödendiğini, sözleşme gereği ödemenin onayından sonra ilk bakım hizmetinin 5 iş günü içerisinde organize edileceği hükmü olmasına rağmen davalı şirketin 5 iş günü içerisinde sözleşmede belirtilen maddelerde kararlaştırılan bakım hizmetini vermediğini, … Noterliği 19432 yevmiye numaralı 13.11.2018 tebliğ tarihli ihtarname ile müvekkiline herhangi bir hizmet sunulmadan davalının tahsil ettiği 6.136,00.-TL’nin iadesinin talep olunduğunu, aynı ihtarname ile 18/07/2018 tarihli sözleşmeden döndüldüğünü, davalı şirketin ise … Noterliği’nin 19/11/2018 tarih 17220 Yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesinde iddiaları kabul etmediğini ve iade faturasına itiraz ettiklerini, para iadesi yapılmayacağını beyan etiğini belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kaymak kaydı ile şimdilik 1.000,00.-TL ‘nin 13.11.2018 ihtar tarihinden itibaren tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde, öncelikle alacak miktarının açık olduğu uyuşmazlıklarda kısmi dava açılamayacağından dolayı davacı tarafın davasının usulden reddini talep ettiklerini, ayrıca müvekkili şirket tarafından teklif edilen ve davacı tarafından kabul edilen 18/07/2018 tarihli bakım sözleşmesi teklifi uyarınca 31/07/2018 tarih ve 006106 numaralı Teknik Servis Tutanağı ile servis ve bakım hizmetinin verildiğini, müvekkili şirket tarafından verilen bu tarihli servis bakım hizmeti teknik ekip şefi olduğunu beyan eden … gözetiminde yapılmış olduğunu ve tutanak ile imza altına alındığını, müvekkili şirket tarafından bu tarihli servis ve bakım hizmeti verildiğinden iş bu iade faturasına itiraz edildiğini ve paranın iade edilmediğini belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile öncelikle uslue yönelik itirazların değerlendirilmeye alınarak davanın usulden reddini, aksi halde esasa ilişkin açıklamalar neticesinde haksız ve mesnetsiz davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında düzenlenen hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
18/07/2018 tarihli sözleşme ile … (…) firması ile … Sistemi firmasının … , … olarak dizayn edilmiş olan yangınla mücadele sistemi için bakım, parça değişimi ile birlikte yılda iki defa bakım hizmetinin verileceği, bakım ile ilgili 915 Euro( 5.200.-TL+KDV) bedelin belirlendiği, sözlemenin bir yıl süreli olarak geçerli olduğu konusunda tarafların anlaştıkları sabittir.
Davacı taraf davayı açarken fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak belirsiz alacak davası niteliğinde davayı ikame etmiştir.
Davanın belirsiz alacak davası olarak ikame edilmesi ve davalı yanın bu hususta itirazları ileri sürmesi nedeni ile öncelikli olarak irdelenmesi gereken meselenin davacı yanın davasını belirsiz alacak davası olarak ikame etmesinde hukuki menfaatinin bulunup bulunmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır. Bu kapsamda yapılan değerlendirme sonucunda; 6100 sayılı HMK’nın Belirsiz Alacak ve Tespit Davası Başlıklı 107.maddesinin; “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir…” şeklinde düzenlendiği, bu hali ile açılacak davanın miktarı biliniyor ya da tespit edilebiliyorsa, belirsiz alacak davasının açılamayacağı, davanın belirsiz alacak davası türünde açılabilmesi için, davanın açıldığı tarih itibariyle uyuşmazlığa konu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafca belirlenememesinin gerektiği, belirleyememe halinin, davacının gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen miktar veya değerin belirlenmesinin kendisinden gerçekten beklenilmemesi durumuna ya da objektif olarak imkansızlığa dayanmasının gerektiği saptanmıştır.
Yargıtay’ın belirsiz alacak davaları kapsamındaki içtihatlarında da belirtildiği üzere; 6100 sayılı Kanunun 107/2. maddesinde, sorunun çözümünde yol gösterici mahiyette kriterlere yer verilmiştir. Anılan madde fıkrasında, karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacının, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabileceği hüküm altına alınmış, madde gerekçesinde de “karşı tarafın verdiği bilgiler ve sunduğu delillerle ya da delillerin incelenmesi ve tahkikat işlemleri sonucu (örneğin bilirkişi ya da keşif incelemesi sonucu)” belirlenebilme hali açıklanmıştır.
Davacının alacağının miktar veya değerini belirleyebilmesi için elinde bulunması gerekli bilgi ve belgelere sahip olmaması ve bu belgelere dava açma hazırlığı döneminde ulaşmasının da (gerçekten) mümkün olmaması ve dolayısıyla alacağın miktarının belirlenmesinin karşı tarafın elinde bulunan bilgi ve belgelerin sunulmasıyla mümkün hale geleceği durumlarda alacak belirsiz kabul edilmelidir.
Sırf taraflar arasında alacak miktarı bakımından uyuşmazlık bulunması, talep sonucunun belirlenmesinin davacıdan beklenemeyecek olması anlamına gelmemektedir. Önemli olan objektif olarak talep sonucunun belirlenmesinin davacıdan beklenemeyecek olmasıdır (H. Pekcanıtez, Belirsiz Alacak Davası, Ankara 2011, s. 45; H. Pekcanıtez/O. Atalay/M. Özekes, Medeni Usul Hukuku, 14. Bası, Ankara 2013, s. 448).
Somut olayın özellikleri dikkate alınarak, yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında, davanın belirsiz alacak davası olarak açılabilmesi için gerekli şartların bulunup bulunmadığının değerlendirilmesine gelince; davacının davasını 6100 sayılı HMK’nın 107. maddesi uyarınca açıkça belirsiz alacak davası olarak ikame ettiği, sözleşme gereğince periyodik bakım bedeline ilişkin 31/08/2018 tarihli 6.136,00.-TL bedelli E-Fatura ve 26/09/2018 tarihli … A.Ş kanalı ile havale edilen 6.136,00.-TL’lik EFT makbuzu ile davacı tarafından davalıya ödeme yapıldığı sabittir, nitekim davalı yana keşide edilen ihtarname kapsamında bakiye alacak miktarının 6.136,00 TL olarak açıkça belirtildiği ve davacı vekilinin davayı belirsiz alacak davası olarak açtığı beyanıyla; bu halde davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasına ve kabulüne kanunen cevaz verilmesinin mümkün olmadığı, açıkça belirsiz alacak davası olarak açılan davaya kısmi dava olarak devam edilmesinin de mümkün olamayacağı anlaşılmakla; hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-HMK 114/1-h maddesi, 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-44,40.-TL harcın peşin alınan 35,90.-TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 8,50.-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan masrafın kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 7/2 uyarınca 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Tarafların yatırmış olduğu gider avansından kullanılmayan kısmının, hükmün kesinleşmesinden sonra ilgili taraflara iadesine,
6-Hükümden sonra, gerekçeli kararın talep halinde taraflara tebliğine, masrafın talep eden tarafça karşılanmasına,
Dair, davacı ve davalı vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/04/2019

Katip …
(E-imza)

Hakim …
(E-imza)