Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/280 E. 2020/657 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/280 Esas
KARAR NO : 2020/657
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 20/12/2018
KARAR TARİHİ : 05/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP; davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Davacı vekili 25.03.2011 tevzi tarihli dava dilekçesinde, 30.01.2006 tarihli 5 yıl süreli LPG Otogaz Bayilik Sözleşmesinin imzalandığını, sözleşmenin olağan sona erme tarihinin 30.01.2011 olduğunu, davalının 14.09.2010 tarihinde keşide ettiği ihtarname ile bayilik sözleşmesini Rekabet Kurumu kararı doğrultusunda 18.09.2010 tarihinde sona erdiğini iddia ederek feshettiğim, davacı ile arasında bir intifa ilişkisi bulunmadığını, gerek Danıştay gerekse Rekabet Kurulu kararlarının 18.09.2005 tarihinden önce başlamış ve 18.09.2010 tarihi itibariyle devam eden dikey ilişkilerin geçerli olması sebebi ile feshin haksız olduğunu, bayilik sözleşmesinin Rekabet Kurulu kararının tanımlandığı sözleşmelerden olmadığının cevabı ihtar ile bildirildiğini, davalı tarafından sözleşmenin feshinin süresinden önce ve haksız olduğunu, davalının feshinin haksız ve bayilik sözleşmesine aykırı olması nedeniyle sözleşmeninin 32. Madddesi uyarınca davalının, davacının uğradığı müspet zararı yani sözleşme olağan şartlarda devam etseydi elde edilecek karı davacıya ödemek zorunda olduğunu, davalının sözleşmeyi fesih tarihine kadar geçen 1688 günde 3.878,66 ton LPG sattığını, davalının süregelen satışları gözetildiğinde sözleşmenin haksız fesih tarihinden sözleşmenin olağan bitiş tarihine kadar geçecek 132 günde 303,31 ton LPG satması gerektiğini, davacının fesih tarihinde 1 ton LPG alış fiyatının 2.349,25 TL, davalıya satış fiyatının 2.865,91TL olduğunu, aradaki faı 6,66 TL, davacının 1 ton LPG elde ettiği kar olduğunu, buna göre 303.31 ton x516,66TL=156….,95 TL mahrum kalınan kar olduğunu, bayilik sözleşmesinin 33. Maddesine göre davacının davalıdan müspet zararı yanında cezai şart da talep edebileceği, cezai şartın ise, davalının davacıdan LPG aldığı dönemde LPG alımının en yüksek olduğu aya ait LPG miktarı ile fesih tarihindeki parekende satış fiyatının çarpıyla hesaplandığını, davalının en yüksek LPG alımını Ekim 2007 ayında 91.387kg ile yaptığını, sözleşmenin fesih tarihi olan 18.09.2010 tarihinde ise, 1 litre LPG parekende satış fiyatının 1.99 TL olduğundan, lkğ LPG satış fiyatının 2.04/0,560(Özkütle)=3,64 TL olduğunu, 91.387kğx3,64TL=332.648,68 TL davacı şirketin haksız fesihten kaynaklanan cezai şart talep hakkının doğduğunu, her iki tarafta tacir olduğundan cezai şart ve kar bedellerinin temerrüt tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesi gerektiğini belirterek, neticede fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak şimdilik 156….,95 TL kar mahrumiyetinden 15.000TL, 332.648,48 TL cezai şart bedelinden 15.000TL olmak üzere 30.000TL’nin fesih tarihi olan 18.09.2010 tarihinden itibaren avans faizi üzerinden işletilecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP;davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, Davalı vekili 27.05.2011 tarihli cevap dilekçesinde, dava dilekçesinde eksikliklerin giderilmesi gerektiğini, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davalı şirketin Burdur Belediyesinin bir kuruluşu olduğunu, 16.10.2000 tarihinde … A.Ş ile akaryakıt konusunda 1 yıl süreli anlaşma akdettiğini ancak sözleşmenin her devre birer yıl uzaması sebebiyle otomatik olarak uzayarak sözleşmenin bugüne kadar geldiğini, ancak davalı şirket lehine sunulan tapu kaydından da anlaşılacağı üzere dahil olduğu … Belediyesi’nin maliki bulunduğu ve akaryakıt istasyonu olarak kullanılan … Merkez … Mah. … ada … parsel kayıtlı … A.Ş lehine 26.10.2012 tarihine kadar intifa hakkı tesis edildiğini, bilahare … A.Ş ile … Ltd ile 2006 tarihinde birleşerek …&… olduğunu bu halde de davalı tarafından kuruluş lehine yine … Belediyesi bu defa tapu kaydından anlaşılacağı üzere … için aynı gayrimenkule yönelik olarak ve yine 26.10.2012 tarihine kadar kira şerhi verip tapuya şerh edildiğini, ancak … A.Ş ile … Ltd. aynı teşebbüs olduğundan 2000 yılında alınan ve 2012 yılında son bulacak olan intifa hakkının … da kapsayacak hale geldiğini, bu itibarla davacı tarafın her iki firmanın farklı olduğu yönündeki muhtemel cevaplarının 4054 sayılı yasa karşısında hiçbir hukuki değerinin bulunmadığını, davalı firma ile davacının otogaz bayilik sözleşmesini 30.01.2006 tarihinde 5 yıl süreli imzaladığım, bu halde davalı kuruluşun … teşebbüsünde 2000 yılında 12 yıl süre ile sağlamış olduğu intifa hakkının devam ettiği bir devrede davacı ile otogaz sözleşmesini akdettiğini, yani davalının kuruluş tek teşebbüs olarak kabul edilen şirketler ile bu intifa hakkının mevcut olduğu bir tarihte ve zorunlu olarak 2006 yılında davacı ile otogaz satış sözleşmesi akdettiğini davalının intifa hakkının yürürlükte olduğu süre içinde, 30.01.2006 tarihinde davacı firma … A.Ş ile zorunlu olarak 5 yıllık bir otogaz sözleşmesi imzaladığını, yani davalı firmanın intifa hakkı ve tapuya şerh verilmiş kira mukavelesi gereği ve bu haklar ile bağlantılı olarak davacı firma ile 30.01.2006 tarihinde otogaz sözleşmesi akdettiğini, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Yasa gereğinde davalı firmanın yazılı uyarıda bulunarak 18.10.2010 tarihinde zaten hukuka aykırı ve uygulanamaz olarak vasıflandırılan ve mutlak butlan ile batıl hale gelecek 30.01.2006 tarihli otogaz satış anlaşmasının 18.10.2010 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 18.09.2010 tarihinde haklı olarak feshettiğini, davacının davalı ile yaptığı 30.01.2006 tarihli sözleşme zaten 18.09.2010 tarihi itibari ile grup muafiyeti kapsamına çıkmış olduğundan bu tarih itibari ile 4054 sayılı yasa gereği hukuka aykırı, yasak ve mutlak butlan ile batıl hale geleceğini, davacının cezai şart ve kar mahrumiyeti taleplerinin de yerinde olmadığını müspet zarar niteliğindeki kar mahrumiyeti ve ceza şartı talep edilebilmesi için öncelikle yürürlükte olan bir sözleşmenin varlığı ve sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak feshedilmesi şartlarının gerçekleşmesine bağlı olduğunu, zaten davacının dayandığı sözleşmenin 18.09.2010 tarihinden itibaren hukuken uygulanamaz hale geldiğini, davacının yok hükmünde olan sözleşmeyi feshetmesine bile gerek olmadığını ve usulen bu yönde irade açıklamasında bulunulduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava: Davacı tarafından davalı aleyhine İİK. 67. Maddesine dayanılarak itirazın iptali davası açılmıştır.
Bayilik sözleşmesi, davaya dayanak teşkil eden … İcra Müdürlüğünün 2018/… E. Sayılı dosyası , … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası , cari hesap ekstresi ve bilirkişi raporu davamızın delillerini oluşturmaktadır.
Toplanan delillerden de anlaşılacağı üzere taraflar arasında 30/01/2016 tarihinde Lpg otogaz bayilik sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmenin davalı tarafça 18/02/2010 tarihinde süresinde önce feshedilmesi nedeni ile davacı tarafından davalı aleyhine ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasına kayıtlı dava açıldığı, bu dava sonunda mahkemece 05/06/2017 tarih 2016/36 esas-2017-444 sayılı karar ile açılan davanın kabulüne davalı tarafın sözleşmeyi haksız feshetmesi nedeni ile fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydı ile 15.000 TL kar mahrumiyeti ve 15.000 TL cezai şart alacağının tahsiline karar verildiği, bu kararın Yargıtay incelemesinden geçerek 18/09/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Davacı taraf bu dosya içerisinde bulunan bilirkişi raporuna göre …. İcra Müdürlüğünün 2018/… E. Sayılı takip dosyası ile bilirkişi raporunda belirtilen mahkemede karar altına alınmayan 8.099,64 TL kar mahrumiyeti ile 317.648,68 TL cezai şart alacağının tahsili için 07/06/2018 tarihinde düzenlenen ödeme emri ile davalı hakkında takip başlattığı görülmektedir. Davalının sözleşmeyi haksız feshettiği kesinleşen mahkeme kararı ile sabit olduğundan mahkememizce icra takibine konu olan bilirkişi raporundaki bakiye kar mahrumiyet alacağının doğduğu kabul edilerek kar mahrumiyetinden davalı taraf sorumlu olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Davacının cezai şarta alacağı ile ilgili talep ettiği cezai şartın bir kısmının önceki kesinleşen mahkeme ilamı ile tahsiline karar verildiği, geriye kalan icra takibine konu olan miktarın ise tahsilinin gerekip gerekmediği yönünde Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 18/06/2019 tarih 2017/19-922 Esas 2019/… sayılı içtihatında da belirtildiği gibi cezai şartın her ne kadar TTK ‘nın 22. Maddesinde cezai şart miktarının indirilmesinin mümkün olmadığı düzenlemesi mevcut ise de TBK ‘nın 27. Maddesinde ahlaka ve kamu düzenine aykırılık hallerinde cezai şartın denetlebileceği söz konusu içtihatta açıklanmış bulunduğundan mahkememizce davalının ticari defter ve kayıtları üzerinde söz konusu içtihat doğrultusunda inceleme yaptırılmış benimsenen raporda da belirtildiği gibi daha önceden tahsil edilen ve kesinleşen miktar ile icra takip konusu edilen bakiye olarak istenen 317.648,68 TL cezai şartın davalıdan ekonomik mahvına sebep olmayacağı gibi ahlaka ve kamu düzenine aykırı bulunmadığı kabul edildiğinden davalı tarafın icra takibine yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin aynen devamına davacı tarafça her ne kadar % 20 icra inkar tazminatı talep edilmiş ise de … Asliye Ticaret Mahkemesinin kararı 18/09/2019 tarihinde kesinleşmiş olduğundan icra takip tarihi itibariyle alacak likit olmadığından davacının icra inkar tazminat taleplerinin reddine karar verilerek aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1- Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın KABULÜNE,
… İcra Müdürlüğünün 2018/… E. Sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin aynen DEVAMINA,
% 20 icra inkar tazminatına ilişkin şartlar davamızda oluşmadığından REDDİNE,
İcra takibine vaki itirazın bu şekilde iptali ile icranın DEVAMINA,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 22.251,86 TL karar harcından peşin Alınan 3.934,23 TL’nin mahsubu ile geri kalan 18.317,63 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3- Davacının yaptığı 172,00 TL posta masrafı, 750,00 TL bilirkişi ücreti, 35,90 TL başvurma harcı , 5,20 TL vekalet harcı, 3.934,23 TL peşin harç olmak üzere toplam 4.897,33 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 31.252,36 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde artan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/11/2020

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır