Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/27 Esas
KARAR NO : 2021/203
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 17/12/2018
KARAR TARİHİ : 24/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketle aralarındaki ticari ilişki neticesi oluşan “Cari Hesap” borcunun süresinde ödenmemesi üzerine, Davalı hakkında(Borçlu) hakkında, …. İcra Müdürlüğü 2018/… Esas dosyası ile icra takibi yapıldığını, Davalı(Borçlu) taraf borcu bulunmadığını iddia ederek alacağa itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalının müvekkili şirketten “kargo taşıma hizmeti” aldığını, verilen hizmetlerin karşılığının ödenmediğini, hizmetlerin karşılığı faturaların davalı tarafa e-fatura olarak gönderildiğini beyanla; itirazın iptaline ve takibin devamına, % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama harç ve giderleri ile avukatlık ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının icra takibinde müvekkili şirketten 94.885,23 TL alacak talebinde bulunmuş ise de bu alacağın kaynağını açıklamadığı gibi buna ilişkin herhangi bir bilgi ve belge de sunmadığını, davacının kargo taşımacılığı işini hukuken olması gerektiğini yapmamış bir kısım müşterilerin kargolarını hiçbir şekilde teslim etmediğini, usulsuz bir şekilde teslim etmiş gibi gösterdiğini ancak, buna ilişkin gerekli belgelendirmeyi müvekkiline yapılmadığını, bir kısım kargoyu ise teslimat adres ve bilgileri doğru olmasına rağmen sanki adrese gidilmiş de bulunamamış gibi iade ettidildiğini, üstüne birde kararlaştırılan ücretin üzerinde fazla fazla ücret talebinde bulunulduğunu, tüm bu olumsuzluklar nedeniyle müvekkili şirketin müşterileri ile problemler yaşayarak müşkül duruma düşerek müşteri kaybına uğradığını, böylece edim yükümlülüğünü ifa etmediğini, ya da ayıplı ifa ettiğini, bu nedenle maddi ve manevi olarak zarar görmesine sebep olunduğunu beyanla; davanın reddi ile davacı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama harç ve giderleri ile avukatlık ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER:
Cari Hesap Ekstresi, Kargo/Posta Gönderisi Taşıma Sözleşmesi, …. İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı dosyasının mahkememiz dosyası arasında olduğu görüldü.
Mahkememizin 27/03/2019 tarihli celsesinin 5 nolu ara kararı gereğince dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi 20/05/2019 tarihli raporunda sonuç ve özet olarak;
Muhasebe kayıtları ve buna dayanan cari hesap hareketleri incelendiğinde; Davacının davalıdan 94.885,23 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, ihtarname çekilmediği için temerrüt oluşmadığından, icra takip öncesi faiz hesaplanmadığını,
Davalının, davacının kargo teslimatlarının bazılarının usulüne uygun yapılmadığı, adrese uğranmadığı halde gidilmiş gibi gösterildiği, bu nedenle müşteri kayıpları yaşandığı yönündeki ayıplı edim iddialarının mahkemenin takdirinde olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirdiği görüldü.
Bilirkişi raporunun taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görüldü.
Davalı vekilinin bilirkişi raporuna beyanlarını içeren 12/06/2019 tarihli dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
GEREKÇE:
Dava; taraflar arasındaki ticari ilişki sebebiyle oluşan cari hesap borcunun tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekilinin 28/10/2020 tarihli celseye mazeretsiz olarak katılmadığı görüldü.
Davacı vekilinin 18/11/2020 tarihli celseye mazeretsiz olarak katılmadığından dosyanın HMK 150. Maddesi uyarınca işlemden kaldırıldığı, davacı vekilininin 30/11/2020 tarihli dilekçesi üzerine yenilendiği, yenileme tensip tutanağı ve duruşma gün ve saatini bildirir davetiyenin taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ancak 24/02/2021 tarihli celseye yine davacı vekilinin mazeretsiz olarak katılmadığı görüldü.
MADDE 320/4. Maddesinde; “Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır.” şeklinde düzenleme mevcuttur.
Tüm izah edilen nedenler çerçevesinde; dava Basit Yargılamaya tabi dava olup, 18/11/2020 tarihli celsesinde dosyanın HMK 150. Maddesine göre işlemden kaldırıldığı, davacı vekilininin 30/11/2020 tarihli dilekçesi üzerine yenilendiği, yenileme tensip tutanağı ve duruşma gün ve saatini bildirir davetiyenin taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ancak 24/02/2021 tarihli celseye yine davacı vekilinin mazeretsiz olarak katılmadığı ve davalı vekilinin duruşmada alınan beyanında davayı takip etmek istemediğini beyan ettiği görülmüş olup, dosyanın daha önceden HMK 150. Maddesi uyarınca işlemden kaldırıldığı anlaşılmakla; HMK 320/4 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Dosyanın daha önceden HMK 150. Maddesi uyarınca işlemden kaldırıldığı anlaşılmakla HMK 320/4 maddesi uyarınca DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL Karar ve İlam Harcının peşin yatırılan 1.145,98 TL’den mahsubu ile fazla yatırılan 1.086,68-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Artan Gider Avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte olan AAÜT 7/1. maddesi gereği hesap ve takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı davacının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/02/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
¸e-imza