Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/243 E. 2021/402 K. 18.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/243 Esas
KARAR NO:2021/402 Karar

DAVA :Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:19/12/2018
KARAR TARİHİ:18/05/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılamalar neticesinde ;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının 30/06/2015 tarihli 5 yıl süreli Bayilik Sözleşmesi ile Sıvı Petrol Gazları (LPG) dağıtım şirketi olan müvekkili …Nak. A.Ş.’nin bayiliğini yaptığını, fakat 19/03/2018 tarihinde gönderdiği ihtarname ile bayilik sözleşmesini gördüğü lüzum üzerine feshettiğini bildirdiğini bu haksız fesih nedeni ile davacı şirketin kar mahrumiyetine uğradığını ayrıca sözleşmenin 32. Maddesine göre cezai şart ödemesi gerektiğini ileri sürerek şimdilik kar mahrumiyeti olarak 10.000 TL ve cezai şart olarak da şimdilik 40.000 TL olmak üzere toplam 50.000 TL ‘nin fesih ihtarnamesinin tebliği tarihinden itibaren işleyecek avans faizi oranı üzerinden faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı taraf davaya karşı cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Davada; LPG bayilik sözleşmesi uyarınca sözleşmenin feshinin haksız olup olmadığı cezai şart koşullarının oluşup oluşmadığı ve ne miktarda olduğu, kar mahrumiyetinin olup olmadığı oluştu ise ne miktarda olduğu noktalarında görülmüştür.
Mahkememizce LPG perakende satış fiyatları ile ilgili Haziran 2015 tarihinden Mart 2018 tarihine kadar … ilinde akaryakıt şirketlerince nasıl uygulandığına, hangi fiyat aralığında perakende satış fiyatı belirlemesinin yapıldığına ilişkin bilgilerin gönderilmesi istenilmiş Enerji Piyasası kurulu 09/04/2019 tarihinde … İlindeki istenilen dönemlerdeki perakende LPG satış fiyatlarını göndermiştir.
Mahkememizden verilen ara karar gereği nihai rapor için bilirkişi incelemesine karar verilmiş olup bilirkişiler tarafından verilen 17/01/2020 tarihli kök raporda; davalı …Ltd.Şti. 30/06/2016-30/06/2020 tarihlerini kapsayan 5 yıllık LPG bayilik sözleşmesini 19/03/2018’de sözleşme bitim tarihinden evvel tek taraflı ve haksız feshetmekle bayilik sözleşmesinin 32-A maddesine göre davacı dağıtıcı firmanın maruz kaldığı zarar, ziyanı ve uğradığı kar kaybını 19/03/2018 fesih tarihinden sözleşme süresi sonu 30/06/2020 tarihine kadar talep edebileceğinden hareketle heyetçe yapılan inceleme ve hesaplamalar sonucu; davalı şirket sözleşmenin devam ettiği 978 günde davacıdan 132.630 ton alım yaptığını, sözleşmenin feshi tarihinden sözleşmenin bitim tarihin kadar 822 gün olduğunu, 111.474 ton daha davalının ürün alımı yapabileceği, tüm satışlardaki ortalama kilo başındaki karın 0,27 TL olabileceği ve davacının 30.097,97 TL mahrum kaldığı kar karşılığı tazminatı ve yine 32/b maddesine göre; bayinin …’dan LPG alımı yapacağı dönemde, en yüksek alım yaptığı aydaki 2016/7 ayında toplam 12 ton lpg miktarının sözleşmenin fesih tarihindeki lpg perakende satış fiyatı olan 3,31 TL çarpımı sonucu cezai şart talebi 39.720 TL’yi davacı …A.Ş.’nin davalı …Tic. Ltd.Şti.’den talep edebileceği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi kök raporunun taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görüldü.
Mahkememizce verilen ara karar gereği mevcut bilirkişiye borçlar alanında nitelikli hesap uzmanı bilirkişi dahil edilerek, sözleşme kapsamında, ceza-i şart kar mahrumu şartlarının oluşup oluşmadığı var ise miktarının ne kadar olduğu hususunda ek rapor aldırılmasına karar verilmiş olup bilirkişi heyeti tarafından sunulan 05/03/2020 tarihli ek raporda; davacının davalıdan 30.097,97 TL mahrum kaldığı kar karşılığı tazminatı alacağı bulunduğu, sözleşmenin 32/b maddesine göre 39.720,00 TL’den cezai şart bedelini davalı …Tic. Ltd. Şti’den talep edebileceği sonuç ve kanaatine varıldığı, toplam 30.097,97 TL+39.720,00=69.817,97 TL’sına her iki tarafın tacir olmaları gözetilerek ihtarname tarihi olan 19/03/2018 den itibaren değişen oranlarda avans faizi yürütülmesi gerektiği, bu cezai şart yapılan sözleşmedeki mali hükümler parasal değerleri ve tarafların tacir olması, bir tarafı ekonomik yıkıma uğratacak büyüklükte olmayışı göz önüne alındığında davalının cezai şartı ödemesi gerekeceği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi ek raporunun taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görüldü. Davacı vekilinin 19/06/2020 tarihli dilekçesi ile bilirkişi ek raporuna karşı beyan dilekçesi ibraz edildiği görüldü.
Mahkememizce davacı vekilinin itirazları doğrultusunda bilirkişi heyetinden ek rapor aldırılmasına karar verilmiş olup bilirkişi heyeti tarafından sunulan 09/10/2020 tarihli 2. Ek raporda; Kök raporda kar kaybı ortalama kar üzerinden hesaplanmıştır. Davacının talep ettiği olağanüstü giderleri ve finansman giderleri ile ilgili dosya kapsamında belge bilgi olmadığını, yerinde inceleme sırasında da bilirkişi heyetine ilgili belge ve bilgiler incelenmek üzere verilmediğini, brüt kar üzerinden kar kaybının hesaplanmasını talep eden davacı şirketin finansman, faaliyet ve olağanüstü gider kalemlerini gösterir ayrıntılı hesap raporunu ibraz etmesi gerektiğini, Davalı …Ltd.Şti. 30/06/2015-30/06/2020 tarihlerini kapsayan LPG bayilik sözleşmesini 19/03/2018’de sözleşme bitim tarihinden evvel tek taraflı ve haksız feshetmekle bayilik sözleşmesinin 32-A maddesine göre davacı dağıtıcı firmanın maruz kaldığı zarar, ziyanı ve uğradığı kar kaybını 19/03/2018 fesih tarihinden sözleşme süresi sonu 30/06/2020 tarihinde kadar talep edebileceğinden hareketle heyetçe yapılan inceleme ve hesaplamalar sonucu davacının 30.097,97 TL mahrum kaldığı kar karşılığı tazminatı ve yine 32/b maddesi ve EPDK’nın … ilindeki sözleşme dönemlerini kapsar perakende satış fiyatı listesinde fesih tarihindeki 3,31 TL perakende satış fiyatına göre hesaplanan cezai şart talebi 39.720 TL’yi davacı …A.Ş.’nin davalı …Tic. Ltd.Şti’den talep edebileceği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi 2.ek raporunun taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görüldü. Davacı vekilinin 28/10/2020 tarihli dilekçesi ile bilirkişi ek raporuna karşı beyan dilekçesi ibraz edildiği görüldü.
Mahkememizce davacı vekilinin itirazları doğrultusunda bilirkişi heyetinden ek rapor aldırılmasına karar verilmiş olup bilirkişi heyeti tarafından sunulan 26/01/2021 tarihli 3. Ek raporda; davacı tarafın 22.11.2020 tarihli dilekçe ekinde sunduğu klasörde; kaşeli ve imzası olmayan, kime düzenlendiği belli olmayan, ana kısmında tayin ana hesap, belge no, tutarsız, bedelsiz gibi ibarelerin yer aldığı cari hesap dökümlerinin olduğu ancak 2. Ek raporda belirtilen brüt hesaplamaya yeterli belge ve bilgilerin gene dosyaya ibraz edilemediğini, davacı şirketin inceleme sırasında taraflarına verdiği net kar üzerinden hesaplama yapıldığını, yapılan inceleme ve hesaplamalar sonucu davacının 30.097,97 TL mahrum kaldığı kar karşılığı tazminatı ve yine 32/b maddesine göre cezai şart talebi 39.720 TL’yi davacı …A.Ş.’nin davalı …Tic.Ltd.Şti.’den talep edilebileceği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi 3.ek raporunun taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görüldü. Davacı vekilinin 24/02/2021 tarihli dilekçesi ile bilirkişi ek raporuna karşı beyan dilekçesi ibraz edildiği görüldü.
ISLAH: Davacı vekili 08/03/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile kar mahrumiyetine ilişkin talepleri 10.000 TL yerine 30.097,97 TL olarak yeniden belirlediklerini 20.909,97 TL için eksik harcı yatırdıklarını belirtir kar mahrumiyeti taleplerini bu bedel üzerinden kabulüne karar verilmesini, temerrüt tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesine masraf ve ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili, 08/03/2021 tarihli ıslah dilekçesiyle dava dilekçesini ıslah etmiş harçlandırmış, ıslah dilekçesinden bir suret davalı yana tebliğ edilmiştir. Davalı vekili 29/04/2021 tarihli dilekçesi ile ıslah dilekçesine karşı beyan dilekçesini ibraz etmiştir.
Mahkememizce yapılan tüm yargılamalar neticesinde, taraf iddia ve savunmaları, takip dosyası, alınan bilirkişi ek ve kök raporları ve tüm dosya içeriğine göre; ticari defterlerin kanıt olması, bu defterlerin Ticaret Kanunu’nun öngördüğü şartlar içinde tacirin lehinde veya aleyhinde olarak kullanılması ve ticari bir uyuşmazlığında hükme esas teşkil etmesidir. Böylelikle ticari bir uyuşmazlıkta ticari defter kaydı, uyuşmazlığın çözümünde yazılı bir kanıt aracıdır. Tacirin tuttuğu bütün defterlerdeki kayıtların birbirine uygun olması, birbirini tutması ve doğrulaması şarttır. Ayrıca ticari defterlerin kanuna uygun olarak tutulmuş olması yanında tasdike tabi olan ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin de Ticaret Kanununda belirtilen sürelerde ve şekillerde yapılmış olması gerekmektedir. Aksi takdirde defterler, sahipleri lehine kanıt olma niteliklerini kaybederler. Bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağın olduğunu iddia eden taraf yazılı belgeler ile ispat etmesi gereklidir. İspatın konusu, ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu HMK 187,190 ve 200. Maddeleri ayrıca HMK Madde 222 de Ticari defterlerinin ibrazı ve delil olması açısından ilgili düzenlemeler mevcuttur. Somut uyuşmazlıkta davacı şirket defterleri usulüne uygun tutulmuş ve davalı şirket geçerli bir mazeret sunmaksızın ticari defterlerini ibrazdan kaçınmış ve davacı şirket ticari defterleri davalı şirket aleyhine delil olarak değerlendirilmiştir. Davacı ile davalı arasında dosyada mevcut 30/06/2015 tarihli 5 yıl süreli Bayilik Sözleşmesi ile Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) sözleşmesi imzalanmış ve davalı tarafından 19/03/2018 tarihinde …. Noterliği’nin 19/03/2018 tarih … yev. nolu ihtarnamesi gönderilerek sözleşmenin feshedildiği bildirilmiştir. Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin fiyatlandırma ve ödeme başlıklı 29. Maddesi uyarınca; bayiye satılacak LPG fiyatı ile perakende pompa satış fiyatının LPG piyasası mevzuatına uygun olarak … tarafından saptanacağı ve Bayi’ye tavsiye edilen perakende pompa satış fiyatı olarak bildirileceği kararlaştırıldığından davalı şirket basiretli tacir olarak davacı şirketin belirlediği satış fiyatı ile piyasadaki diğer akaryakıt şirketlerinin satış fiyatlarını karşılaştırabilecek durumda olup gerekli dikkat ve özeni gösterme yükümlülüğündedir. Bu doğrultuda davalı şirketin sözleşmeyi imzalayıp ticari faaliyetlerine başladığı ve 978 gün geçtikten sonra fiyatların yüksek olduğundan ve piyasada rekabet etme şansı olmadığından bahisle sözleşmeyi feshetmesi haklı bir neden olarak değerlendirilmemiştir.
Kâr mahrumiyeti süresinin hesabında, öncelikle davacının dava konusu taşınmaz için yeni bir bayilik sözleşmesi yapıp yapmadığı ve yeni bir istasyon kurup kurmadığı tespit edilmeli, yeni bir bayilik ilişkisi kurulmamış ise kâr mahrumiyeti süresinin, fesihten sözleşmenin sonuna kadar olan bölüm için değil, davacının aynı bölgede benzer bir bayilik kurabilmesi için gerekli makûl süre belirlenerek ve brüt kâr değil net kâr dikkate alınarak hesaplanması gerekir(Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 11.04.2019 tarihli 2018/2661 E., 2019/2508 K. sayılı ve 15.12.2015 tarihli 2015/3689 E., 2015/16904 K. sayılı emsal kararları). Somut olayda, sektörel bilirkişinin de yer aldığı bilirkişi heyetince yapılan inceleme sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda mahrum kalınan kâr alacağına ilişkin olarak, sözleşme süresinin sonuna kadar mahrum kalınan kâr net kar dikkate alınarak hesaplanmıştır. Davacının, davalı şirketin sözleşmeyi feshinden sonra ilgili bölgede yeni bir bayilik ilişkisi kurduğuna dair dosya kapsamında bir delil bulunmadığından fesih tarihinden sözleşmenin bitimine kadar için yapılan kar mahrumiyeti hesabı hükme esas alınmıştır.
Cezai şart borçlunun, asıl borcunu ilerde, hiç veya gereği gibi ifa etmediği takdirde alacaklıya karşı ifa etmeyi önceden taahhüt ettiği edime denir. Bu nedenle cezai şart, asıl borca bağlı olarak ve ancak bu borcun ihlâli ile doğabilecek olan ferî bir edimdir. Borçlu cezai şart ödemeyi taahhüt etmişse, artık alacaklı herhangi bir zarara uğradığını iddia etmek veya zararının şümulünü ispat etmek zorunda kalmadan, tazminat elde etme imkânını bulacaktır. Zira cezai şart borcun ihlâli hâlinde verilmesi gereken, önceden kararlaştırılmış kesin miktarlı (maktu) bir tazminattır. Cezai şartın kararlaştırılabilmesi için asıl borcun mahiyeti önemli değildir; bir verme borcu kadar, yapma veya yapmama borçlarında da cezai şart kararlaştırılabilir (Tekinay, S.S./Akman, S./Burcuoğlu, H./Altop, A.; Borçlar Hukuku Genel Hükümler, İstanbul 1993, s. 341-343). Ayrıca cezai şartın esas itibariyle iki temel amacı bulunmaktadır. Bunlardan biri, borçluyu ifaya zorlamak ve böylece asıl borcun ifasını teminat altına almak; diğeri de, borcun ifa edilmemesinden doğacak zararı önceden ve götürü şekilde tespit etmektir. Bu iki temel amacı dışında, cezai şartın diğer bir amacı da, ifayı engelleyen cezai şartta (dönme cezasında) borçlunun cezai şartı ödemek suretiyle sözleşmeden kolayca dönmesini sağlamaktır (Kocaağa, K.: Türk Özel Hukukunda Cezai Şart (BK. m. 158-161), Ankara 2003, s. 40-42). Somut uyuşmazlıkta; bu cezai şart yapılan sözleşmedeki mali hükümler parasal değerleri ve tarafların tacir olması, bir tarafı ekonomik yıkıma uğratacak büyüklükte olmayışı göz önüne alındığında davalının cezai şartı ödemesi gerekeceği sonucuna varılmıştır.
Davalı …Ltd.Şti. 30/06/2016-30/06/2020 tarihlerini kapsayan LPG bayilik sözleşmesini 19/03/2018’de sözleşme bitim tarihinden evvel tek taraflı ve haksız feshetmekle bayilik sözleşmesinin 32-A maddesine göre davacı dağıtıcı firmanın maruz kaldığı zarar, ziyanı ve uğradığı kar kaybını 19/03/2018 fesih tarihinden sözleşme süresi sonu 30/06/2020 tarihine kadar talep edebileceğinden hareketle bilirkişi heyetince yapılan denetime elverişli inceleme ve hesaplamalar sonucu davacının 30.097,97 TL mahrum kaldığı kar karşılığı tazminatı ve yine 32/b maddesine göre cezai şart talebi 39.720 TL’yi her iki tarafın tacir olmaları gözetilerek sözleşme fesih tarihi olan 19/03/2018’den itibaren değişen oranlarda avans faizi ile davacı …A.Ş.’nin davalı …Tic. Ltd.Şti.’den talep edebileceği kanaatiyle davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda belirtilen gerekçeler uyarınca;
Davacı tarafının davalı aleyhine açılan davanın KISMEN KABULÜ ile; 39.720 TL cezai şart alacağının sözleşmenin feshinin ihbar edildiği 19/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
30.097,97 TL kar mahrumiyeti alacağının sözleşmenin feshinin ihbar edildiği 19/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 9.876,34 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 280,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Alınması gereken 4.769,26 TL harcın peşin alınan 1.990,88-TL(peşin harç+ıslah harcı) harçtan mahsubu ile bakiye kalan 2.778,38 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.990,88-TL(peşin harç+ıslah harcı) harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı vekili tarafından yapılan posta-tebligat gideri toplamı 123,00 TL ile 6 Adet bilirkişi ücreti 3.900,00-TL, 35,90 TL başvuru harcı, 5,20 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 4.064,10 TL yargılama giderinin davacının haklı çıktığı oran itibari ile hesap edilen 3.903,84 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/05/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır