Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/242 E. 2021/983 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/191 Esas
KARAR NO : 2021/937 Karar

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/12/2018
KARAR TARİHİ : 07/12/2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılamalar neticesinde ;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …Ltd. Şti. firmasının… markasıyla yurt dışında mukim firmanın Türkiye distribütörü olarak uzun yıllardır endüstriyel mutlak ekipmanları sektöründe faaliyet gösterdiğini, müvekkil firma müşterisinin (…) sipariş vermesi üzerine Cafelerde kullanılan… marka endüstriyel tipi blender ile yedek parçalarını ithal ettiğini, ithal edilen ürünler gümrükte iken davalı tarafından yapılan asılsız ihbar üzerine 14.03.2017 tarihinde el konulduğunu, el konulan ürünlerin toplam değerinin 630.000 TL olduğunu, yeterli teknik incelemeler yapılmadan ürünlere el konulması üzerine müvekkil şirket tarafından gerekli yasal başvurular yapıldığını, ihbarın asılsız olduğunun anlaşılması üzerine…Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından … Soruşturma Numaralı dosyası üzerinden verilen … sayılı Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar akabinde gümrükte el konulan mallar müvekkiline 3 ay gecikme ile teslim edildiğini, ancak asılsız ihbar üzerine gerçek durum anlaşılıncaya kadar geçen sürede müvekkil şirketin ürünleri müşterisine zamanında teslim edemediğini, müşterisine karşı ticari itibar kaybına uğradığını, el konulan mallar antrepoda uzun bir süre kaldığından 8.185,45 TL antrepo bedeli ödemek zorunda kaldığını, geç teslim nedeniyle bedelini de geç almış ve parasını ödeyerek ihraç ettiği ürünlerin karından bu süre zarfından mahrum kaldığını, el konulan ürünlerin iadesi ve yasal sürecin takibi için avukat tayin etmiş bunun için de ücretler ödediğini, yine ürünlerin davalının iddiasının aksine endüstriyel ürünler olduğunu belgelemek amacıyla,… Üniversitesinden inceleme yaptırarak bu yönde rapor almış ve bunun için de bir ücret ödendiğini, müvekkilinin, sahte ürün ithal eden bir şirket gibi gösterilmesi suretiyle sektördeki ticari imajı bozulduğunu, uğramış olduğu maddi zarar dışında ticari itibarının zedelenmesinden ötürü sektörde müvekkil aleyhine bilinçli olarak yaratılan algı nedeniyle gelecekte başkaca zararlara uğraması da kuvvetle muhtemel olduğunu, açıklanan nedenler ve Mahkemece tespit edilecek sair hususlar çerçevesinde davanın ve fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydı ile müvekkilin uğramış olduğu zararın tazminine yönelik şimdilik 10.000,00 TL maddi (zararın bilirkişi marifetiyle tespiti akabinde artırma hakkımız saklı kalmak kaydıyla),75.000,00-TL manevi olmak üzere 85.000,00-TL tazminat talebimizin kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vermiş olduğu cevap dilekçesinde; Müvekkili … şirketinin, uzun yıllardır dünyanın en gelişmiş ve saygın mutfak ekipmanları üreticilerinin temsilciliğini yaptığını, … yıllar içerisinde alanında dünya lideri olan kendini her yönden ispatlamış güvenilir 20 yılı aşkın dev markanın Türkiye distribütörü olduğunu, müvekkili şirket tarafından işbirliği içerisinde olduğu markaların ürünlerinin ithalatına devam edildiği sırada, Türkiye temsilciliğini yaptığı…marka blenderlerin aynı ihracatçıdan davacı şirket tarafından farklı bir… numarası ile ithal edildiği ve bu… numarasına istinaden çok daha az vergi ödendiğinin tespit edildiğini, edinilen bilgiler sonucu ve Gümrük Müdürlüğü’nün aynı ürün için müvekkilini farklı bir … numarası kullanmasına karar vermesi üzerine elektronik ortamda 22.02.2017 tarihinde … Ticaret Bölge Müdürlüğü’ne başvuruda bulunulmuş ve konuya istinaden açıklama ve durumun düzeltilmesi talep edildiğini, müvekkil şirketin aynı ürünü davacı şirket ile aynı ihracatçıdan farklı bir tarifeye göre ithal ettiği ve davacı şirkete göre çok daha fazla vergi (30 daha fazla) ödemek zorunda kaldığı tespit edilmiş olduğundan bu hususta bilgi talep etmesi ve ilgili kuruma ihbarda bulunması ticari hayatın olağan akışının gereği olduğunu, zira müvekkil şirket tarafından devlete ödenen vergilerin davacı şirkete göre oldukça fazla olması sonucu, ürünler Türkiye’de bu oranlar hesaplanarak satışa sunulmuş, davacı şirket cok daha az vergi ödediğinden müşterilerine müvekkilin sunmuş olduğu fiyat tekliflerin oldukça altında (%30 oranında daha düşük) fiyatlar sunmuş ve müvekkil şirket, sunmuş olduğu fiyat teklifleri neticesinde rekabet ortamında daha uygun fiyatların olması sonucu müşterilerini kaybeder hale geldiğini, müvekkilinin aynı ürün için Gümrük Müdürlüğü’nün belirlediği … dışında işlem yapamadığı dikkate alındığında başvurusunda herhangi bir hukuka aykırılık olmadığı ve anayasal bir hakkın kullanımının makul şüpheye dayandığını, İstanbul Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü’ne elektronik ortamda yapılan başvuruya kurum tarafından uzun süre yanıt verilmemesi sonucu müvekkil şirket tarafından 25.10.2017 tarihinde kuruma yazılı dilekçe sunularak başvurunun akıbeti sorulduğunu, kuruma yapılan başvuru dilekçesinde görüleceği üzere, mevcut dilekçenin içeriği tamamen idarenin uygulama politikasını çözmeye yönelik, bilgi alma amaçlı olup davacı tarafından iddia edildiği şekilde herhangi bir asılsız ihbar durumu söz konusu olmadığını, müvekkil şirket tarafından, İstanbul Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü’ne yapılan başvurunun konusu tamamen aynı alanda faaliyet gösteren iki şirketin, aynı marka ürünü, aynı ihracatçıdan farklı… numarası ile neden aldığı, bu kapsamda müvekkil şirketin neden daha fazla vergi ödemek zorunda kaldığı hususlarına ilişkin olduğunu, somut olayda müvekkil şirket tarafından tamamen ticari hayatta denge sağlanması amacı ile idareden bilgi talep edilmiş olup davacı tarafından iddia edildiği şekilde zarara uğratılma amacı ile asılsız ihbarda bulunma ve sair hususlar söz konusu olmadığını, görüleceği üzere müvekkil şirketin asılsız ihbar olarak nitelendirilebilecek, gerçek dışı bilgilerden oluşan herhangi bir başvurusu bulunmadığı gibi, davacının iddia ettiği el konma, soruşturma ve sair süreçlerden de bu süreçte yeni haberdar olunduğunu, açıklanan nedenlerle ve Sayın Mahkemenin re’sen gözeteceği nedenlerle, huzurdaki haksız ve usule aykırı davanın tüm itirazlarımız gözetilerek reddine, yargılama giderleri ve yasal vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflar arasındaki ihtilafın; İthalata konu gümrüklendirilen malın hangi menşeide değerlendirildiği, haksız rekabet ortamının oluşup oluşmadığı, ihbar yüzünden maddi ve manevi zararın oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı görülmüştür.
Dosya kapsamındaki dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi ve ekleri, bilirkişi raporu ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
Mahkememizce…3. Sulh Ceza Mahkemesine yazılan yazıya cevap verildiği,…D.iş sayılı dosyasının uyap üzerinden gönderildiği ve …Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2017/10320 soruşturma sayılı dosyasının uyap sistemi üzerinden gönderildi görülmüştür.
İstanbul Gümrük Ticaret Müdürlüğü’nden … Marka Blender’ın tüm ihtalat kayıtları celp edilmiş ve dosya kapsamına alındığı görülmüştür.
İstanbul Teknik Üniversitesi Prof. Dr. … Malzeme e Bilimleri ve Üretim Teknolojileri Uygulama Araştırma Merkezi’ne müzekkere yazılarak davaya konu ürün hakkında hazırlanan raporun bir suretinin dosya kapsamına alındığı görülmüştür.
…A.ş.’ne müzekkere yazıldığı ve ilgili bilgi ve belgelerin dosya arasına aldığı görülmüştür.
Davacı ve davalı tarafın tanık deliline dayandığı görülmüş olup, tarafların tanıkları mahkeme huzuruna alınarak dinlenmiştir.
DAVACI TANIĞI …, Mahkeme huzurunda alınan beyanında ”Tanıklık ücret talebim yoktur , Ben, endüstriyel tipi blender ve mikserin tedariğini kendi şirketim üzerinden… ticaretten sağlayıp otel ve restaurantların projelendirilmesi uygulamasını yapıyorum, 2-3 ay aktürk şirketinden malı tedarik ettikten uzun bir süre malı tedarik edemedik, bunun üzerine başka bir şirketten başka bir ürünü tedarik ettik. Soruldu: Klimatek firmasının bizim aktürk şirketinden bu malları tedarik edemeyeceğimize yönelik herhangi bir ihtar, söylem olmamıştır, sektörde duyduğumuz kadarıyla aktürk şirketinin söz konusu malı artık temin edemeyeceğini duyduk,” diyerek beyanda bulunmuştur.
DAVACI TANIĞI…, Mahkeme huzurunda alınan beyanında”Tanıklık ücret talebim yoktur. Ben…dış ticaretin 15 yıl kadar bayiliğini yapmaktayım, Endüstriyel tipi…(… marka), ‘ın alıp satımını yapıyordum, 2-3 sene önce tedarikci …dış ticaretten malları temin edemedim,… şirketinden bayimize herhangi bir uyarı yapılmamıştır. Sektördeki duyum üzerine, … marka ürünleri kaçak ithal edildiği için artık temininin … dış ticaret şirketince sağlanamayacağı yönünde iddialar duydum, başka bilgim ve görgüm yoktur. Soruldu; malların neden temin edemediklerini … dış ticaretten sorduğumuzda malların gümrükten ihbar sonucu geçemediğini ifade ettiler, başkaca bir detay bilmiyorum, ” diyerek beyanda bulunmuştur.
DAVALI TANIĞI : …, Mahkeme huzurunda alınan beyanında: ” Tanıklık ücret talebim yoktur, ben …şirketinin gümrük müşavirlik hizmetini vermekteyim, şirketin ithal ettiği… marka ürünü vergi miktarlarının arttığı dönemde aynı ürünün rakip firmalarca vergisiz ithal edildiğine ilişkin iddialarla…şirketi tarafımızdan neler yapabileceği hususunda bilgi istedi, bizde vergi kaybının yaşanmaması olası haksızlıkların engellenmesi adına gümrük müdürlüğüne bu durumun ihbar edilebileceğini beyan ettik, ancak sonrasında …şirketi sahibi Burak Bey bize konuyla ilgili bir dilekçe verdi ve gümrük müdürlüğüne teslim edilmesini talep etti ve ilgili makama dilekçeyi kayda aldık, daha sonrasında gümrük müdürlüğünce hangi işlemlerin yapıldığını bilmiyorum. Soruldu; gümrük tarife istatikleri pozisyonlarında hangi ürünlerin vergiye tabi olduğuna, hangi ürünlerin vergiye tabi olmadığına ilişkin bilgiler mevcuttur, herhangi bir usulsüzlük olup olmadığını bilmiyorum ” diyerek beyanda bulunmuştur.
DAVALI TANIĞI : -… Mahkeme huzurunda alınana beyanında: ” Ben … şirketinin yönetim kurulu başkanıyım,… marka blenderın ithalatını sağlıyorduK, …şirketine ürün tedarik ediyorduk, yaklaşık 4-5 yıl önce rakip firmamız … dış ticarette aynı ürünü ithalatını başladığını öğrendik, daha sonrasında ürünü sattığımız … şirketinin şirketimize yönelik ürünü … dış ticaretten %30 indirimli alabildiğini bildirdiğini öğrendik, vergisiz bu ürünün ithalatından kaynaklı bir farkın olduğunu tespit ettik, bunun üzerine durumu araştırdık, oluşan haksız rekabetin engellenmesi ve vergi kaybının engellenmesi adına durumu ilgili makamlara ihbar ettik.” diyerek beyanda bulunmuştur.
Taraf vekillerinin tanık anlatımlarına karşı beyan dilekçeleri verdikleri görüldü ve tüm deliller ile beraber değerlendirilmek üzere dosya bilirkişi heyetine tevdi edildi.
Mahkememizce yapılan bilirkişi incelemesi sonrası düzenlenen bilirkişi heyeti raporunda sonuç ve özetle; İstanbul Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğüne hitaplı 25.10.2017 tarihindeki, Bölge Müdürlüğü … sayı ile kayıtlarına giren dilekçede ifade olunan; “ilgi; 22.02.2017 tarihli elektronik ortamda yapmış olduğumuz ihbar hakkında” ifadeleri ve de, …Müdürlüğü İstihbarat Dairesi’nin davalı müracaatını ihbar kabul ederek, konuyu “01.03.2017 tarih ve …sayılı yazıları ile… muhafaza birimine, yazı ekinde ihbarda özetle” şeklindeki yazıları birlikte değerlendirildiğinde, soruşturmanın davalı ihbarıyla başlatıldığının anlaşıldığı, davalı tarafından yapılan bu ihbar, marka temsilcisi sıfatı hareketle, temsil ettiği marka hakkında gördüğü tereddütü, gümrük idaresine müracaat ederek temsil ettiği marka, unvan ve pazar hakkını korumaya yönelik olduğu anlaşılmakla, ihbarın asılsız olduğundan bahsedilmemesi gerekmekte ise de, ancak davalı lehine sonuçlanan olay hakkında, soruşturma aşamasında meydana gelen ödeme ve ödentilere, davalı ihbarının neden oluşu dikkate alındığında, dosya kapsamında tespit edilen, 8.185,45 TL tutarlı ardiye bedeline ihbar eden davalı …A.Ş. firmasının katlanması gerektiği, davacı yanın talebinde olan manevi tazminat, ve de tarafların sair talepleri hakkında nihai değerleme ve kararın Mahkeme takdirlerinde olduğu, sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi heyeti raporu taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir. Davacı vekili 17/03/2020 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı itirazlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir. Davalı vekili 20/03/2020 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı itirazlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir.
Mahkememizden verilen duruşma ara kararı gereği davalı ve davacı tarafın itirazları dikkate alınarak borçlar alanında ve ticaret alanında uzman bilirkişilere gene gümrük mevzuatında ve dış ticarette uzman bilirkişi dahil edilerek, 3 kişilik bilirkişi heyeti oluşturularak icra dosyası, tarafların iddia ve itirazlarının belirlenmesi için yeni rapor aldırılmasına karar verilmiş olup dosya yeni bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir.
2. Bilirkişi heyeti tarafından sunulan 13/03/2021 tarihli bilirkişi heyeti raporunda sonuç ve özet olarak; davalının şikayetinin(ihbarının) haksız rekabet oluşturduğu, davacının zararının 8.185,45 TL antrepo bedeli ve 190 TL bilirkişi olarak hesaplanabileceği, manevi tazminat talebinin 75.000 TL olup takdirin Mahkemeye ait olacağının değerlendirilmesinin uygun olacağı sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
2.Bilirkişi heyeti raporu taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir. Davacı vekili 12/03/2021 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı itirazlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir. Davalı vekili 07/04/2021 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı itirazlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir.
Mahkememizden verilen duruşma ara karar gereği mevcut 2.bilirkişi heyetine elektrik elektronik mühendisi uzman bilirkişi dahil edilerek davaya konu endüstriyel tipi… ve yedek parçalarının taraf şirketler arasındaki ihbar öncesi ve ihbar sonrası ile beraber ihbar dönemi sonunda el konulan ekipmanlarla beraber değerlendirilerek şirket envanterindeki ve 3. Dava dışı … Şirketine satılan ürün adetleri tümüyle değerlendirilerek ihbar sonucu ithalat ve satışa engel mahiyette haksız rekabet oluşturacak nitelikte bir durumun olup olmadığı, oluşan maliyetlerin ne kadar olduğu hususunda rapor aldırılmasına karar verilmiş olup dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından sunulan 04/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda sonuç ve özet olarak; yapılan teknik inceleme ve değerlendirmeler sonucunda dava konusu ürünlerin temel olarak parçalayıcı ve karıştırıcı işlevi olan blender cihazı ve haznesi olduğu, bu ürünün; motor ve bıçak bileşenlerinin kullanım sonucunda yıpranmasından kaynaklı, zamanla eskime sonucu dönemin şartlarını karşılamada yetersiz kalmasından (demode olma) kaynaklı olarak değer kaybına uğrayacağı bilinmekle birlikte, söz konusu ürünlerin gümrükte alıkonulduğu süre boyunca herhangi bir kullanım durumundan bahsedilemeyeceği için kullanımdan ve yıpranma kaynaklı bir değer kaybına uğramasının söz konusu olmadığı, cihazın hali hazırda dahi satışta, dönemin gereksinimlerini karşılayabilen ve halen satım değeri olan bir cihaz olduğunun da anlaşılması sebebiyle, eskimeden kaynaklanan bir değer kaybından da bahsedilemeyeceği, Davacı tarafından paylaşılan fatura belgelerine göre; ürünlerin Euro üzerinden fiyatlandırıldığının ve sonrasında güncel kur üzerinden Türk Lirasıyla tahsilat yapıldığının anlaşılması sebebiyle, ürünlerin müşteriye satımında yabancı para birimi üzerinden satım yapılarak güncel döviz kuru ile Türk lirası tahsilat yapılmasının; ürünlerin yabancı para birimi üzerinden ithal edildiği bilindiğine göre, değişken döviz kurundan kaynaklı bir zarar oluşmasını engellediği ve ürünlerin güncel değerlerinin korunmasını sağladığı, dava konusu ürünlerin alıkonulduğu süre boyunca satışına engel bir durum oluşmadığı gibi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere herhangi bir değer kaybı tespit edilemediği için, davacı tarafın da değer kaybı olduğundan ziyade geç satımdan kaynaklanan geç tahsilat sonucu zarara uğranıldığı iddiası olması sebebiyle, ürünlerde bir değer kaybı oluşmadığı, sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi 2. heyeti ek raporu taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir. Davacı vekili 18/10/2021 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı itirazlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir. Davalı vekili 18/10/2021 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı itirazlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir.
Kişinin gerçek bir olguya dayanan iddiasını kısmen ya da tamamen doğrulayacak kanıtlara dayanarak (bu kanıtlar dava açılması ve mahkûmiyet için yeterli olmasa dahi) resmi mercilere başvurması ya da ceza davası açması uygulama ve doktrinde hukuka uygun bir davranış olarak kabul edilmekte ve bu davranış hak arama özgürlüğü kapsamında düşünülmektedir. Aksi görüşü kabul etmek, yani her ihbar ve şikayetin yapılabilmesini ve ceza davası açılabilmesini her halükarda mahkumiyet için yeterli delil ikamesine bağlı tutmak; özellikle delillerin takdiri sonucu beraat halinde de şikayetçi ya da davacıyı manevi tazminat tehdidi altında bırakmak, hak arama özgürlüğünü sınırlamak ve kişilik hakları karşısında bu özgürlüğü yok etmek olur. Böyle bir yorum, Medeni Kanun ve Anayasa’nın kişilik hak ve özgürlükleriyle güttüğü amaca ters düşer. Ayrıca hak arama özgürlüğü kapsamında bulunan şikayet hakkı ve kişilik hakları anayasal güvence altındadır. Bu iki hakkın karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin her iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemeyeceğinden, daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında, belirli koşullar çerçevesinde, korumasız kalması söz konusu olabilecektir. Zira, hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde de olduğu gibi sınırsız olmayıp, kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için, hak arama özgürlüğünün sınırlarının aşılmaması, başkalarının kişilik değerlerine saldırı oluşturmaması gerekir (Yargıtay HGK’nun 07.07.2010 tarih 2010/4-364 E. 2010/374 K.).
Haksız rekabetin varlığından söz edebilmek için dört unsurun bir arada bulunması gerekmektedir. Bunlar; ekonomik rekabetin varlığı, ekonomik rekabet etme hakkının dürüstlük kuralına aykırı olarak kullanılması, bir zararın veya zarar tehlikesinin varlığı, eylem ile zarar arasında illiyet bağının varlığıdır.
Mahkememizce yapılan tüm yargılamalar neticesinde, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya içeriğine göre; davalı tarafın davacı ile aynı ürünlere yönelik olmak üzere ithalat yaptığı, davalı şirketin …marka endüstriyel tipli blender ithalatında usulsüzlük yapılıp yapılmadığı hususundaki gümrük müdürlüğüne yaptığı başvuru su şikayet hakkı kapsamında olduğu değerlendirilmiştir. Nitekim Davacının söz konusu ürünlere ilişkin gümrük beyannamelerini, daha düşük bir tarife içeren bir pozisyon kullanarak düzenlediği, buna bağlı olarak daha düşük gümrük vergisi ve buna bağlı daha düşük KDV ödediği anlaşılmaktadır. Bu beyannamelerin “16. Makinalar ve mekanik cihazlar; elektrik malzemeleri bunların aksam ve parçaları, ses kaydediciler” başlığı altında, 84.38 fasıl numaralı “Bu fasılın diğer pozisyonlarında yer almayan veya belirtilmeyen yiyecek ve içeceklerin sınai amaçlarla hazırlanması veya imaline mahsus makina ve cihazlar” başlığında, 19 alt başlıklı diğerleri altında yer aldığı tespit edilmiştir.
Davalımın ise söz konusu ürünleri, daha yüksek bir oran içeren bir pozisyon kullanarak düzenlediği beyannameler ile bildirdiği, buna bağlı olarak yüksek Gümrük vergisi yanında yüksek KDV ödediği anlaşılmaktadır. Davalının kullandığı bu beyannamelerin yukarıdaki gibi 16. başlığı altında yer alan 85.09 “Ev işlerinde kullanılmaya mahsus kendinden elektrik motorlu elektro-mekanik cihazlar” başlığının altında yer alan “13. Blenderler” başlığında değerlendirdiği anlaşılmaktadır. Bu haliyle aynı ürün için farklı tarifelerle beyanname veren tarafların, birinin düşük diğerinin yüksek tarifeden vergilendirmeleri, aralarında piyasada fiyat farkı oluşmasına neden olmakta ve bu hususun davalının gümrük idaresine bildiriminin temel sebebi olduğu anlaşılmıştır.
İş bu mahkeme dosyasının karşılıklı tarafları olan her iki firmanın da dava dışı… firmasına aynı ürünleri farklı zamanlarda satışı bulunduğu anlaşılmakla, davacının ürünlerini teslim süresinde gecikmesinden kaynaklı zarara uğradığı gibi hususlarda iddialarını ispatlayan bir bilgi ve belge bulunmadığı, bu konuda dosyada bulunan tek belge, dava dışı üçüncü kişi …’dan geldiği, bu belgeye göre davacının soruşturmanın başladığı ve tamamlandığı 2017 yılı Mart — Haziran arasını da kapsayacak bir biçimde … firmasına satış yaptığı ve bu dönem içinde davalının bu firmaya bir satışının olmadığı görülmekle, söz konusu firmaya geciken ürünler sebebiyle bir tazminat ödendiğine ilişkin bilgi ve belge bulunmamaktadır. Söz konusu dönemde geciken satışlar sebebiyle ortaya çıkan zararın tespitine yönelik dosyada bir bilgi ve belge bulunmadığından, geçici gümrükte el konulan ürünlerde değer kaybının oluşmayacağı ve ürünlerin satışının döviz cinsinden belirlenmesi karşısında davacının ürün satışında güncel değerini koruyabildiği anlaşıldığından, antrepo bedeli ve bilirkişi ücretine ilişkin masraf taleplerinin idareden talep edilebileceği, ekonomik rekabette üstün olan tarafın davacı şirket olduğu ve davalının dürüstlük kuralına aykırı şekilde bir davranışı olmadığı, şikayet hakkını orantısız kullanmadığı nitekim şikayet sonrası ürün tedarikinde üstün bir pazar elde ettiğini gösterir belge ve bilgi de olmadığından bir zarar veya zarar tehlikesinin de bulunmadığı manevi tazminat şartlarının da oluşmadığı böylelikle davacı tarafından davalı aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat davalarının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT DAVALARININ REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL Karar ve İlam Harcından, peşin yatırılan 1.451,59 ‘nin mahsubu fazla yatırılan 1.392,29 TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından bu dava sebebi ile yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden maddi tazminat davası yönüyle; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/4 fıkrasına göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücreti ile manevi tazminat davası yönüyle; AAÜT 10/3-4 fıkralarına göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin ayrı ayrı davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- Davalı tarafından yapılan 92,90 TL posta ve tebligat masrafı, 3.950,00 TL bilirkişi ücreti, 6,40 TL vekalet suret harcı olmak üzere toplam 4.049,30 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Artan Gider Avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/12/2021
Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır