Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/234 E. 2021/253 K. 08.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/234 Esas
KARAR NO : 2021/253

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/12/2018
KARAR TARİHİ : 08/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin müşterilerinin davalı şirketten mal çekebilmek için teminat olarak davacı şirkete keşide etmiş olduğu dava konusu yazılı senetin, davalı şirkete ciro edilerek teslim edildiğini ancak buna rağmen davalı şirket tarafından ne keşidecilere ne de müvekkil şirkete herhangi bir mal tesliminde bulunulmadığını, davalı şirketten mal çekebilmek amacıyla müvekkili şirket müşterileri tarafından keşide edilen senetin bedelsiz kalması ve davalı şirket tarafından müvekkili şirkete yönelik olası haksız bir kambiyo takibi açılması ihtimaline istinaden bu davayı açtıklarını, bu senetlerin; …-….T.Ltd.Şti. 30/11/2018- 9000,00 TL, …-…T.Ltd.Şti. 30/11/2018- 7700,00 TL, …-…Ltd.Şti. 21/11/2018- 3000,00 TL şeklinde olduğunu, bu senetlerin müvekkili şirketin müşterilerinin davalı şirketten mal alabilmek adına davalı şirkete verilmek üzere düzenlemiş oldukları bağlantı senetler olduğunu, davalı şirketin almış olduğu bu senetlerin karşılığında dava dışı keşideci şahıslara/şirketlere ve müvekkili şirkete herhangi bir mal tesliminde bulunmadığını, hatta davalı şirketin, tüm sipariş ekranlarını kapatarak dava dışı şahısların/şirketlerin ve müvekkili şirketin sipariş vermesini engellediğini, yani söz konusu senetlerin herhangi bir karşılığının bulunmadığını, bedelsiz kalan bu senetleri müvekkili şirkete yahut dava dışı keşidecilere de iade etmemiş olup kendi uhdesinde bulundurduğunu, ne ciranta sıfatıyla müvekkil şirketin ne de dava dışı keşidecilerin davalı şirkete karşı hiçbir borcunun bulunmadığını, davalı şirketin, davaya konu detayları belirtilen bedelsiz senetleri iade etmeyerek müvekkil şirkete ve keşidecilere karşı icra tehdidi oluşturduğunu, bedelsiz kalan senetlerin salt müvekkili şirketi zarara uğratmak gayesiyle kötü niyetli bir şekilde icraya koyulması ihtimaline karşılık teminat karşılığı tedbir kararı verilerek, söz konusu bu senetlerin icra takibine konu edilmesinin önüne geçilmesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve toplam 3 adet senedin icraya konulmasının engellenmesine, davanın kabulü ile müvekkili şirketin, davalı şirkete karşı borçlu olmadığının tespiti ile bedelsiz kalan bu senedin davalı şirketten alınarak müvekkil şirkete iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının tümünün asılsız ve mesnetsiz olduğunu, haksız ve kötüniyetli açılan davanın reddinin gerektiğini, çünkü müvekkilinin … A.Ş. çatısı altında faaliyet gösteren bünyesinde tanınmış markaları barındıran bir şirket olduğunu, davacı ile de ticari ilişki içerisinde olan bir şirketin olduğunu, davacının iddialarını kabul etmediklerini, senet metni incelendiğinde davacıların senet üzerinde imzalarının bulunduğunu, bu imzalara herhangi bir itirazın olmadığının görüleceğini, davacının borç tutarına itirazlarını kabul etmediklerini, müvekkili şirketin defter kayıtlarının incelenmesi gerektiğini, takibe konu senedin tanzim tarihinde yürürlükte bulunan TTK hükümlerinde yer alan tüm şartları haiz olan geçerli bir bono olduğunu, davacı tarafın senedin teminat amaçlı, mal alımı için verildiği iddiasını kesinlikle kabul etmediklerini, davacının bu iddiasının yazılı bir belge ile kanıtlanması gerektiğini, senedin bono hükmünde olmadığının ispat külfetinin de davacı tarafında olduğunu, senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan iddialarının mutlaka açıkca ve yazılı delil ile ispat edilmesi gerektiğini, senet haricinde de davacıya müvekilinin borçlu olmadığını tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, İİK ‘nın 72. Maddesi gereğince menfi tespit isteminden ibaretttir.
Dosya kapsamındaki dava dilekçesi ve ekleri, bilirkişi raporları ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
Alacak, faturaya dayanmakta olup, taraflar tacir olduğundan ticari defterleri üzerinde inceleme yapılarak rapor alınması cihetine gidilmiştir.
Mahkememizce … 2. Asliye Hukuk Mahkemesince alınan … Talimat sayılı bilirkişi incelemesi sonrası düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; davalının ticari defterleri üzerinde inceleme yapıldığını, davacının 31/12/2018 tarihi itibariyle cari hesap şeklinde takip ettiği 1.174.494,18.-TL ve şüpheli alacaklarda takip ettiği icra takibine devam ettiği 339.202,00.-TL olmak üzere toplamda 1.513.696,18.-TL alacağının olduğu, 31/12/2018 tarihi sonu davacı tarafından 201.469,41.-TL ‘lik ödemenin daha önceleri davalıya verilen hangi senet ve çek tutarlarına istinaden ödenmiş olacağının tespit yapılamadığından, davacının dava dosyasına ibraz ettiği 3 adet senedin davacıya iadesine veya üzerine ihtiyati tedbir konulmasının mahkemenin takdirinde olacağına ilişkin görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Davalı vekili, 12/05/2020 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı beyanlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir.
Mahkememizce davacı ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilerek bilirkişi incelemesi sonrası düzenlenen bilirkişi raporunda özetle;
“Davalı … A.Ş. Ticari defter ve kayıtlarına ihtiyaç duyulması üzerine;
… 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16.01.2020 gün ve …sayılı talimat yazısı doğrultusunda gerekli bilirkişi incelemesi yapılmak üzere … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Talimatı ile 09.03.2020 Tarihli Bilirkişi Raporu dikkate alınarak yapılan inceleme ve tespitlerde;
… A.Ş. 2018 yılı yasal defterlerin kayıtlan Genel Kabul Görmüş Muhasebe Standartlarına göre usulüne uygun yapıldığı,
Taraflann ticari ilişkiden kaynaklanan ilişkilerinin bulunduğu,
Davada uyuşmazlık konusu Davacı …Şti.’ nin … A.Ş.’ ne aşağıda düzenlemiş olduğu;
a)… Şti. 30.11. 2018- 9.000,00 TL
b)…Şti. 30.11.2018- 7.700,00 TL
c)…Ltd. Şti. 21.11.2018- 3.000,00 TL
Toplamda 19.700,00 TL tutarında 3 adet senet karşılığında davalının ticari ilişkiden doğan sorumluluk ile mal ve hizmet teslimi … San. A.Ş. yasal defter kayıtlannda dava değeri olarak da yer aldığı,
Ancak, Yüce Mahkemeden davete İcap etmeyen davacı tarafın yasal defter ve belgeleri huzurda görülemediğinden dolayı herhangi bir inceleme ve tespit yapılamamış olup değerlendirmeye alınamadığı, takdir yetkisi Yüce Mahkemeye ait olduğu,
Söz konusu davada davacı talebini, lehinde karşılayacak somut bir bulguya rastlanmadığı” şeklinde görüş bildirmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir.
Davalı vekili, 11/01/2021 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı beyanlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir.
Mahkememizce yapılan tüm yargılamalar neticesinde, taraf iddia ve savunmaları, takip dosyası, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya içeriğine göre, Davada uyuşmazlık konusu Davacı … Şti.’ nin …A.Ş.’ ne aşağıda düzenlemiş olduğu; … Şti. 30.11. 2018- 9.000,00.-TL, … Ltd. Şti. 30.11.2018- 7.700,00.-TL, … Ltd. Şti. 21.11.2018- 3.000,00.-TL toplam 19.700,00.-TL tutarında 3 adet senet karşılığında davalının ticari ilişkiden doğan sorumluluk ile mal ve hizmet teslimi … A.Ş. yasal defter kayıtlannda yer aldığı,
Davacı ve davalı tarafların her ikisinin de tacir oldukları uyuşmazlık konusu olayın aralarında öteden beri gelen ticari hizmet ve mal alanlarından kaynaklandığı, davalı taraf ticari defterlerinde uyuşmazlık konusu olay ile ilgili kayıtların birbirini teyit ettiği dava konusu senetlerin davalının ticari defterlerinde yer aldığı tespitleriyle,
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, ticari defterlerin kanıt olması, bu defterlerin Ticaret Kanunu’nun öngördüğü şartlar içinde tacirin lehinde veya aleyhinde olarak kullanılması ve ticari bir uyuşmazlığında hükme esas teşkil etmesidir. Böylelikle, ticari bir uyuşmazlıkta ticari defter kaydı, uyuşmazlığın çözümünde yazılı bir kanıt aracıdır. Tacirin tuttuğu bütün defterlerdeki kayıtların birbirine uygun olması; birbirini tutması ve doğrulaması şarttır. Bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağın olduğunu iddia eden taraf yazılı belgeler ile ispat etmesi gereklidir. İspatın konusu, ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu HMK 187,190 ve 200. Maddeleri ayrıca HMK Madde 222 de Ticari defterlerinin ibrazı ve delil olması açısından ilgili düzenlemeler mevcuttur.
Davacı vekili, davaya konu bonoların teminat bonosu olduğunu dava konusu bonoların ticari ilişki kapsamında mal alımı için verildiğini, mal teslim edilmediğini bu nedenle bonoların bedelsiz kaldığını ileri sürmüşse de, davacı vekilinin senet metnini talil ettiği, bonoların teminat bonosu olduğunun yazılı belge ile ispatı gerektiği, yazılı belge sunulmadığı anlaşılmaktadır. İspat yükü kendisinde olan davacı tarafın, öncelikle bonoların aralarındaki ticari ilişkide, teminat bonosu olarak verildiğini ispatlaması gerektiğinden ve ispatlayamadığından, ticari defter ve belgelerin incelenmemesi sonuca etkili görülmediği anlaşılmakla;
Davacı tarafa 10/06/2019 tarihli celsede ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına ilişkin verilen kararın tefhim edildiği, yine 16/11/2020 tarihli celsede davacı vekiline müvekkiline ait ticari defter ve kayıtları sunması hususunda verilen ara karar ile inceleme gün ve saatinin davacı vekiline e-tebliğ ile 19/11/2020 tarihinde tebliğ edildiği, belirlenen gün ve saatte davacı şirketin inceleme gün ve saatinden haberdar olmasına rağmen defterlerini sunmadığı, yerinde inceleme talebinde de bulunmadığı anlaşılmakla davacı tarafından ispat edilemeyen davanın reddine ve davalı her ne kadar kötüniyet tazminatı talebinde bulunmuş ise de dava esnasında takip durmamış olduğundan İİK 72 /3-4 maddeleri gereğince davalının tazminat talebinin de reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
Davanın REDDİNE,
İİK 72 maddesi uyarınca infaz edilmiş bir tedbir ara kararı bulunmadığından davacılar aleyhine kötü niyet tazminat takdirine yer olmadığına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL Karar ve İlam Harcından peşin yatırılan 35,90.-TL’nin mahsubu ile eksik yatırılan 23,40.-TL harcın DAVACIDAN ALINARAK HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-300,00.-TL yargılama giderinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
4- 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/03/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır