Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/232 E. 2019/146 K. 30.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/213 Esas
KARAR NO : 2019/105
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/12/2018
KARAR TARİHİ : 02/04/2019

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davada dosya üzerinde yapılan incelemeler sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Muris … , davacı şirketin abonesi olup ,enerji bedeline karşılık olan 06/10/2008, 10/11/2008, 05/12/2008, 09/01/2009, 09/02/2009, 09/03/2009, 06/04/2009, 11/05/2009, 08/06/2009, 09/07/2009, 10/08/2009, 04/09/2009, 07/09/2009, son ödeme tarihli elektrik tüketim fatura bedellerini ödemediğini, Abone …’un vefat etmiş olduğu bu sebeple ödenmeyen tüketim bedellerinin tahsili amacıyla …’un yasal mirasçılarının tespiti yoluna gidildiği, …, …, … muris …’un yasal mirasçıları olduğunu, Yasal mirasçılar da söz konusu bedelleri bugüne kadar ödemediklerini,Bahsi geçen tüketim faturalarına tahakkuk eden bedellerin tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla mirasçı borçlular aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, Borçlular ise icra takibine kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, davalı tüketmiş olduğu enerji bedelini ödemediği gibi yapılan icra takibine de itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini, borçlunun haksız itirazının iptali ile alenen kötü niyetli olan borçludan %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalılar; …, …, … ayrı ayrı vermiş oldukları cevap dilekçesinde kendi hakkında davacı tarafından itirazın iptali davası açıldığı, davanın görev nedeni ile reddine karar verilmesini talep ettiğini, Kendinin ve Annesinin tacir olmadığını görevli mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu, davanın görev yönünden reddini talep ettiğini, davanın süresi içinde açılmadığını, itirazının karşı tarafa tebliği üzerinden 1 yıldan fazla zaman geçtiğini, bu sebeple de davanın reddini talep ettiğini, Alacağın zaman aşımına uğradığını, Dava konusu alacak üzerinden 10 yıldan fazla zaman geçmiş olmasını beyan edip zaman aşımı nedeni ile davanın reddini talep ettiğini, Dava konusu alacak annesi …’UN Elektrik borcundan kaynaklı olduğu iddia edildiği, annesinin üzerine olan her hangi bir elektrik borcunun olmadığını, belirtilen dükkanın zamanında kiracılar tarafından kullanılmış olduğu, kontratında onlar adına yapıldığı, Annesinin hiçbir elektrik idaresi ile hiçbir sözleşme yapmadığını, annesinin kendi adına elektrik kullanmadığını, sözleşme olmadığı bu sebeple açıkça imza inkarında bulunduğunu, bu nedenle dava konusu bir alacak olmadığını beyan edip davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
… Odası’nın 08.03.2019 tarih ve … sayılı cevabi yazısında davalılar murisinin İstanbul Perakendeci Bakkallar, Benzerleri ve Müstahdemleri Esnaf Odasına kayıtlı olduğu ve … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 11/03/2019 tarih ve … sayılı cevabi yazısında Muris mükellef …’un 07/06/2007 tarihinde ölümü itibarıyla mükellefiyetinin sona erdiği, davacı şirketin 2008-2009 yılına ait kullanımlardan ötürü elektrik fatura alacağını talep ettiği, davalı tarafların ise esnaf olan işyeri sahibi elektrik abonesi murisin mirasçıları olduğu anlaşılmaktadır.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu iş taraflarının her ikisinin de ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır.
Yine, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Yine aynı Kanunun 11. maddesinde “Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararnamede gösterilir.” 15.maddesinde de “İster gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11. maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır“ düzenlemesi bulunmaktadır.
5362 nolu Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanununun 3. maddesinde esnaf ve sanatkâr: ister gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler, olarak tarif edilmektedir.
Davaya konu abonelik tarifesinin ticarethane olarak düzenlenmesi, karşısında, davalıların murisine ait işyerinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu uyarınca Ticari işletme veya esnaf işletmesi olup olmadığının belirlenmesi için vergi dairesi ve esnaf odasına yazılan müzekkere cevaplarında davalılar murisinin 5362 sayılı Kanunun 3. maddesine göre esnaf işletmesinde faaliyet gösterdiği işbu ihtilafta, ticari dava kabulü için iki tarafın da tacir olması koşulunun bulunmadığı, ayrıca davanın 6102 sayılı TTK. m. 4 ticari dava tanımına uygun mutlak ticari dava niteliğinde de olmadığı, davacının esnaf işletmesinin elektrik teminine yönelik yapılan abonelik sözleşmesinden kaynaklı davanın çözümünde Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu anlaşıldığından aşağıdaki şekilde hüküm vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Görevli mahkemenin İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,
3-HMK:331/2. maddesi gereğince yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda görevli mahkemece karar verilmesine,
4-HMK:331/2. maddesi son cümlesi uyarınca dosya süresi içinde görevli mahkemeye gönderilmediği takdirde, talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde HMK’nun 20/1. maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süre içinde başvurulması halinde dosyanın görevli mahkemesine gönderilmesine, belirlenen süre içinde başvurulmadığı takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 02/04/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır