Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/21 E. 2021/684 K. 28.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/21 Esas
KARAR NO : 2021/684 Karar

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/12/2018
KARAR TARİHİ : 28/09/2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılamalar neticesinde ;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketinin … poliçe numarası ile sigorta ettiği … plakalı araç İzmir Gaziemir istikametinden Buca istikametine seyir halindeyken …’ya çarparak vefatına neden olduğunu, …Bakırköy … Noterliği 20/04/2017 tarihli mirasçılık belgesinden anlaşılacağı gibi mirasçı olarak…,…, …, …, …, …, …, …isimli mirasçıları bulunduğunu, davalı sigortacının sigortaladığı aracın çarpması sonucu vefat eden…İzmir’de seyyar satıcılık yapmakta olup müvekkili …’nun da kimsesi olmadığından ve herhangi bir geliri olmadığından müteveffa …müvekkilemin bütün giderlerini karşıladığını,…’nun ölümüyle birlikte müvekkilinin destekten yoksun kaldığını, müvekkilinin destekten yoksun kaldığından davalı sigortaya müracaat edilmiş, sigorta taleplerinin müteveffa kusurlu olduğu ve… Cumhuriyet Savcılığı’nın … dosyasıyla takipsizlik kararı verdiği gerekçesiyle red edildiğini, sigortaya yapılan başvurunun sürücünün kusuru bulunmadığı gerekçesi ile reddedilmişse de üçüncü kişi sıfatı ile eldeki davayı açan müvekkillerimin gerçekleşen trafik kazasındaki müteveffanın kusurlu olmasından etkilenmez ZMMS sigortacısından destek tazminatı isteyebileceği doktrin ve yerleşik içtihatlarla sabit olduğunu, bu konuda Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2015/5572E ve 2016/9095K sayılı dosyası ile “Araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olması halinde , desteğinden yoksun kalan davacıları etkileyeceği ; 2918 sayılı KTK ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sigortası Genel Şartları’na göre , aracın mali zorunluluk sigortacısı davalı sigorta şirketi , işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işletenin tam kusurlu olsa bile , destekten yoksun kaları davacılar da zarar gören 3.kişi konumunda bulunduğundan davalı sigorta şirketinin sorumlu olacağına” hükmettiğini, bu durum Yargıtay içtihatları ve doktrinde de sabit olduğunu, Yargıtay trafik kazalarında vefat edenin tam kusurlu olması halinde dahi davalı sigorta şirketinin sorumlu olacağını içtihat oluşturmakla birlikte , her ne kadar ceza mahkemesi dosyasında kazaya sebebiyet veren müteveffanın kusurlu olması nedeniyle takipsizlik kararı verilmişse de hukuk mahkemesi takipsizlik dosyasıyla alsa da bağlı olmayacağını, yeni bir kusur incelemesi yapıldığında sürücününde kusurlu çıkması muhtemel olacağını, müvekkilinin müteveffanın vefatıyla destekten yoksun kaldığını, müvekkilini ev hanımı olup kendisine bakmakla yükümlü eşi de bulunmadığını, müvekkilinin daha önce müteveffanın yardımıyla geçinmekteyken bu gelirden mahrum kaldığını, müvekkilinin dava harcını yatıracak gücü olmadığından adli müzaharet talepli davalı sigortadan müvekkilimin destekten yaksun kalma tazminatının tahsili için iş bu davayı açmak zarureti hasıl olduğunu, öncelikle adli müzaharet talebimizin kabulüne, davanın kabulü ile fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren faizi ile davalıdan tahsiline yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı taraf davaya karşı cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Davadaki uyuşmazlığın, meydana gelen ölümlü maddi hasarlı trafik kazası neticesinde destekten yoksun kalma tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur ve husumetin kimde olduğu,tazminat hakkı var ise miktarın ne kadar olduğu görülmüştür.
Dosya kapsamındaki dava dilekçesi ve ekleri, ATK raporu ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
Ankara… Asliye Ticaret Mahkemesinin …Talimat sayılı dosyasından dilenen Tanık…’un mahkemede alınan beyanında ”(…) davacı …benim teyzem olur, kendisi eşinden boşandığı için uzun yıllardır dava dışı yine dayım olan … ve onun özürlü olan çocuğu … ile birlikte yaşamaktaydı, teyzem çok önceleri bir firmada aşçı olarak çalışmaktaydı daha sonra işten ayrılmıştı ayrılmasının nedeni ise midesinden bir ameliyat olmuştur ayrıca birlikte kaldığı dayımın özürlü çocuğuna bakıyordu, çalıştığı firmalarda bu durumu kabul etmediği için ayrılmıştı. Herhangi bir emekliliği yoktur, oturduğu ev kiradır, kirasını daha önce davaya konu kazada vefat eden dayım … karşılıyordu, … kazadan önce işportacılık işi yapıyordu ve İzmir’de çalışıyordu ancak birkaç ayda bir gelip evin giderlerini ve ihtiyaçlarını karşılyarak teyzeme destek oluyordu, kazadan sonra kimse destek olamadığı için şu an kirasını bile ödeyemiyor, herhangi bir geliri de yoktur, benim gördüğüm bildiğim bundan ibarettir. ” diyerek beyanda bulunmuştur.
Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Talimat sayılı dosyasından dilenen Tanık …’un mahkemede alınan beyanında ” (…)… benim kızkardeşim olur, kendisinin engelli çocuğu vardır, bu nedenle işte çalışamaz, kendisi ve engelli çocuğunun bakımını diğer kardeşi … yardım ediyordu, … İzmir de işportacılık yapıyordu, ablama da engelli çocuğu olduğu için kirasını ödüyordu ve eline harçlık veriyordu, bu şekilde destek oluyordu.” dedi. Diğer tanık ile beyanları arasında çelişki nedeni ile soruldu: “Kardeşimin baktığı çocuk aslında engelli olan diğer kardeşim …’nun çocuğudur ancak kendisi özürlü olduğu için nüfusta kız kardeşim kendi çocuğu gibi kaydettirmiş, en azından ben bu şekilde kendi çocuğu gibi kaydettirdiğini biliyorum, bu nedenle…’ın çocuğu olduğunu söyledim.” dedi. Soruldu: “Ablam engelli çocuğuna baktığı için hiç bir işte çalışamamaktadır, kendisi 60 yaşındadır, kardeşimin bakımına muhtaçtır.” diyerek beyanda bulunmuştur.
Mahkememizden yazılan… Cumhuriyet Başsavcılığı’na, …Sigorta A.Ş.’ne, … Emniyet Müdürlüğüne, …l Güvenlik Merkezine yazılan yazılara cevap verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce verilen ara karar gereği davaya konu meydana gelmiş trafik kazasında tarafların kusur oranları hakkında rapor düzenlenmek üzere, İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesine karar verilmiş olmakla İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi’nce düzenlenen 03/10/2019 tarihli raporda, sürücü …’ın kusursuz olduğu, müteveffa yaya …’nun %100(yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
ATK raporu taraf vekillerine usulüne uygun olarak ayrı ayrı tebliğ edilmiştir. Davacı vekili 23/10/2019 tarihli dilekçesi ile rapora karşı beyan ve itiraz dilekçesi ibraz etmiştir.
Destekten yoksun kalma tazminatı talep edilebilmesi için destekten yoksun kalma zararı yanında zarar ile haksız fiil arasında uygun illiyet bağının da bulunması gerekir.İlliyet bağını kesen sebepler, mücbir sebep, zarar görenin kusuru ve üçüncü şahsın kusuru olmak üzere üçe ayrılır. Aynı zamanda sorumluluktan kurtulma sebebi olan bu üç sebep, yalnız tehlike sorumluluğunda değil, alelade sebep sorumluluğu ile kusur sorumluluğunda da kabul edilmektedir (Eren, s. 581).
Destekten yoksun kalma tazminatı talep edilebilmesi için diğer bir şart, destekten yoksun kalma zararından bir sorumluluk doğmasıdır. Trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatında üç tür sorumluluk bulunmaktadır. Haksız fiil sorumluluğu, tehlike sorumluluğu ve sözleşmeden doğan sorumluluktur.
KTK’nın 85/1. maddesi, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın işleteni bu zarardan sorumlu olur.” hükmü ile KTK, zarara, motorlu aracın işletilmesinin sebep olması hâlinde, işleten hakkında tehlike sorumluluğunu öngörmüştür. Bu hükme göre, sorumluluk, motorlu taşıt aracının işletilmesine bağlanmıştır. Bu itibarla, işletenin sorumlu olması için, zarara, aracın işletilmesinin sebep olması gerekir. Burada sorumluluğun temeli, işletme tehlikesi, türü ise, tehlike esasına dayalı işletme sorumluluğudur. İşletme tehlikesi gerçekleştiği anda, işletenin sorumluluğu doğar.
KTK’nın 85/1. maddesi sorumluluğu, aracın işletilmesine dayanan tehlike sorumluluğu olarak düzenlediğinden, işleten kusurlu olsa bile, kusur ilkesine göre değil, tehlike ilkesine göre sorumlu olur. Bunun nedeni, böyle bir hâlde işletenin şahsında birden çok sorumluluk sebebinin birleşmesi veya başka bir deyişle, çeşitli sorumluluk normlarının çatışmasıdır. Sorumluluk normlarının çatışması veya aynı kişide birden çok sorumluluk sebebinin birleşmesi hâlinde, tehlike sorumluluğu ilkesi uygulanır.
KTK’nın 86. maddesinde, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma şartlarına yer verilmiştir. Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hâkim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir. Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin takdirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de bu husus kabul edilmektedir ( Ünan, S: “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180).
KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin 1. fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere malî sorumluluk sigortası (Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir. Hemen belirtmelidir ki, işletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla birlikte, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91. maddede düzenlenen sorumluluğunun ise, sözleşmeye dayalı bir sorumluluk olduğu tartışmasızdır. Sorumluluk sigortasının konusu, sözleşmede aksine bir hüküm yoksa sigortacının, sigorta sözleşmesinde öngörülen bir olayın gerçekleşmesi nedeniyle zarar görenlere karşı sigortalının sorumluluk riskinin üstlenilerek zarar gören üçüncü kişiye sigorta sözleşmesinde öngörülen miktarda tazminat ödenmesidir.
TTK’nın 1425/1. maddesine göre; “Sigorta poliçesi, tarafların haklarını, temerrüde ilişkin hükümler ile genel ve varsa özel şartları içerir, rahat ve kolay okunacak biçimde düzenlenir.” ifadesiyle sigorta poliçesinin, mutlaka genel şartları, taraflar isterlerse özel şartları içereceği belirtilmiştir. Bu maddeye göre, her sigorta dalında sigorta poliçesinin temel şartlarını oluşturan genel şartların düzenlenmesi zorunluluğu getirilmiştir.
Genel şartların nasıl belirleneceği ise Sigortacılık Kanunu’nun 11/1. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre; “Sigorta sözleşmelerinin ana muhtevası, Müsteşarlıkça onaylanan ve sigorta şirketlerince aynı şekilde uygulanacak olan genel şartlara uygun olarak düzenlenir.” ifadesiyle, sigorta sözleşmesinin ana muhtevasını içeren genel şartlar Hazine Müsteşarlığı tarafından belirlenecektir. Ayrıca sigorta sözleşmeleri (poliçeleri) genel şartlara uygun olarak düzenlenecektir. Gene Sigortacılık Kanunu’nun 11. maddesinin 4. bendine göre; “Sigorta sözleşmelerinde kapsam dahiline alınmış olan riskler haricinde, kapsam dışı bırakılmış riskler açıkça belirtilir. Belirtilmemiş olan riskler teminat kapsamında sayılır.” Bu maddeye göre genel şartlarda sigorta poliçesinin kapsam dahilinde olan rizikolar ile sigorta poliçesi kapsam dışı yani teminat dışı rizikolar açıkça belirtilmek zorundadır. Kapsam dışında sayılmayan rizikolar teminat kapsamında sayılmaktadır.
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolu Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A.2.maddesinin (d) bendi, A.3 maddesinin 1. fıkrası ve A.5 maddesinin (ç) bendi incelendiğinde karayolu motorlu araçlar zorunlu malî sorumluluk sigortası bir motorlu aracın işletilmesi sırasında üçüncü kişinin ölümü veya yaralanması veya malının zarara uğraması durumunda teminat kapsamına almaktadır.
KTK’nın 14.04.2016 tarihli ve 6704 sayılı Kanun’un 4. maddesi ile getirilen değişiklik ile “Teminat Dışı Kalan Haller” başlığı altında A.6. maddesinde sigorta teminatı dışında kalan hâller şu şekilde düzenlenmiştir:
Aşağıdaki haller sigorta teminatı dışındadır:
a) İşletilme halinde olmayan araçların sebep olacağı zararlar,
b) Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri,
c) İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri,
ç) Sigortalının, eşinin, sigortalının usul ve fürunun, sigortalıya evlat edinme ilişkisiyle bağlı olanların, sigortalının birlikte yaşadığı kardeşlerinin, mallarına gelen zararlar sebebiyle ileri sürebilecekleri talepler,
d) Destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri,
e) Zarar görenlerin beraberinde bulunan bagaj ve benzeri eşya dışında sigortalı araçta veya bu araç vasıtasıyla çekilen römorkta/yarı römorkta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlardan dolayı sigortalıya karşı ileri sürülecek talepler,
f) Manevi tazminat talepleri,
g) Sigortalının, Karayolları Trafik Kanunu uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
ğ) Sigortalının aracına veya bu araç vasıtasıyla çekilen römorklara ve yarı römorklara veya çekilen araçlara gelecek zararlar nedeniyle ileri sürülecek talepler,
h) Çalınan veya gasp edilen araçların sebep oldukları ve Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalının sorumlu olmadığı zararlar, aracın çalındığını veya gasp edildiğini bilerek binen kişilerin zarara uğramaları nedeniyle ileri sürülecek talepler ile çalan ve gasp eden kişilerin talepleri,
ı) Motorlu bisikletlerin kullanılmasından ileri gelen zararlar,
i) 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununda belirtilen terör eylemlerinde ve bu eylemlerden doğan sabotajda kullanılan araçların neden olduğu ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalının sorumlu olmadığı zararlar ile aracın terör eylemlerinde kullanıldığını veya kullanılacağını bilerek binen kişilerin zarara uğramaları nedeniyle ileri sürecekleri talepler, aracı terör ve buna bağlı sabotaj eylemlerinde kullanan kişilerin talepleri,
j) Motorlu araç kazalarından dolayı toprak, yeraltı suları, iç sular, deniz ve havanın kirlenmesi ya da kirlenme tehlikesi nedeniyle temizleme, toplanan atıkların taşınması ve bertarafı masrafları ile biyolojik çeşitlilik, canlı kaynaklar ve doğal yaşama verilen zararlar nedeniyle bozulan çevrenin yeniden oluşturulması ile ilgili çevresel zararlardan ileri gelen talepler,
k) Gelir kaybı, kâr kaybı, iş durması ve kira mahrumiyeti gibi zarar verici olguya bağlı olarak oluşan yansıma veya dolaylı zararlar nedeniyle yöneltilecek tazminat talepleri,
l) İlgili mevzuatla genel hükümlere tâbi kılınan talepler,
m) 2918 sayılı Kanunun 104 üncü ve 105 inci maddelerinde düzenlenen sorumluluklar (Bu maddeler kapsamına dahil durumlar bu amaçla yaptırılan zorunlu mali sorumluluk sigortasına tâbidir.),
n) Cezai kovuşturmadan doğan tüm giderler ile idari ve adli para cezaları,
o) Bu Genel Şart ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.
Sigortacının bu maddenin birinci paragrafının (d) bendi kapsamında olmasına rağmen ilgililere yaptığı tazminat ödemeleri için sigortalının terekesine ve tereke borçlusu olan mirasçılarına sigortalının kusuru oranında ve ilgili mevzuat dahilinde müracaat hakkı saklıdır.”.
Genel Şartlar’ın A.6. maddesinin (c) bendine göre ilgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri teminat ile Genel Şartlar A.6. maddesinin (d) bendine göre, destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri sigorta teminatı kapsamı dışındadır. Bir başka deyişle sigortacının sorumluluk kapsamı sigortalısının sorumluluğu ile sınırlıdır. Motorlu aracın işletilmesi ile meydana gelen trafik kazası ile doğan bir zarar işleten sigortalının sorumluluk riski kapsamında değilse, zorunlu malî sorumluluk sigortasının da teminat kapsamı dışındadır. Ayrıca destek şahsın kusuruna denk gelen zararlarda sigortanın teminat kapsamı dışında tutulmuştur. Yüzde yüz kendi kusuru ile kendi ölümüne neden olan destek şahsının kusurun tamamı kendisine ait olması nedeniyle desteğinden yoksun kalanların tazminat talepleri de zorunlu malî sorumluluk sigortasının teminatı kapsımı dışındadır.
Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarihli ve 2019/40 E., 2020/40 K. sayılı kararı ile; KTK’nın 90. maddesinin 1. cümlesindeki “…bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir.” bölümünde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi, 2. cümlesinde yer alan “…ve genel şartlarda…” ibaresi ve 92. maddesinin (i) bendinin iptaline, Kanun’un 90. maddesinin 1. cümlesinin “…bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir.” bölümünde yer alan “…bu Kanun…” ve “…öngörülen usul ve esaslara tabidir.” ibareleri ile 92. maddenin (g) ve (h) bentleri, 93. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları,…” ibaresinin, 97. maddesinin birinci cümlesinin ve 99. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “…zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri,…” ibaresinin iptaline ilişkin itirazın da reddine karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesinin KTK’nın 90. maddesinde vermiş olduğu kısmi iptal kararı ile madde değişiklikten önceki hâline getirilmiştir. KTK’nın 90. maddesinde 14.04.2016 tarihli ve 6704 sayılı Kanun’un 3. maddesi ile değişiklik yapılmadan önce 01.06.2015 tarihine kadar 12.08.2003 tarihli Genel Şartlar hükümleri uygulanmıştır. Zira Genel Şartların hükümlerinin uygulanmasının hukuki dayanağı KTK’nın 90. maddesi değildir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Malî Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının dayanağı TTK’nın 1425. maddesi, Sigortacılık Kanunu’nun 11. ve KTK’nın 93. maddeleridir. Nitekim Anayasa Mahkemesi, “Kanun’un 93. maddesinin birinci fıkrası, zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarının Bakanlıkça tespit edileceğini ve Resmî Gazete’de yayımlanacağını öngörmektedir. Bu itibarla kural ile yürütmeye düzenleyici nitelikte işlem yapma yetkisinin tanındığı anlaşılmaktadır. Yukarıda da ifade edildiği üzere Anayasa’nın açıkça kanunla düzenlenmesini öngörmediği konularda kanunda genel ifadelerle düzenleme yapılarak ayrıntıların düzenlenmesinin yürütmeye bırakılması mümkündür. Öte yandan Anayasa’da münhasıran kanunla düzenleneceği öngörülen konularda da kanun koyucu temel kuralları saptadıktan sonra uzmanlık ve idare tekniğine ilişkin hususları yürütmeye bırakabilir. Yürütme organına böyle bir yetkinin tanınmış olmasının sebebinin ise zorunlu mali sorumluluk sigortası sözleşmesinin ana muhtevası niteliğindeki genel şartların Bakanlık tarafından belirlenmesini sağlamak suretiyle sözleşmenin güçlü tarafı olan sigorta şirketlerinin kendisi lehine olan sözleşme koşullarını dikte ettirmesinin önlenmesi olduğu görülmektedir” gerekçesi ile KTK’nın 93. maddesinde yapılan itiraz iptal istemini reddetmiştir.
Anayasa Mahkemesi gerekçesinde şu ifadelere de yer vermiştir: “Kural uyarınca sigortalının sorumluluk riski kapsamında değerlendirilemeyecek risklerden doğan tazminat taleplerinden dolayı zorunlu mali sorumluluk sigortasına dayanılarak sigorta şirketinden talepte bulunulamayacaktır. Mali sorumluluk sigortasının sigortalının kanundan doğan hukuki sorumluluğunu teminat altına almak amacıyla zorunlu kılındığı dikkate alındığında, sigortalının hukuki sorumluluğu kapsamında olmayan tazminat taleplerinden dolayı sigorta şirketinin de sorumlu tutulamamasının işin niteliği gereği olduğu anlaşılmaktadır.
Sigorta şirketinin sorumluluğunun zorunlu mali sorumluluk sigortası ile teminat altına aldığı riskler ile sınırlandırılması suretiyle ilgililerin, işletenin dahi sorumlu olmadığı tazminat taleplerini sigorta şirketine yöneltmelerinin önüne geçilmesinin ve sigorta şirketinin mülkiyet hakkının korunmasının amaçlandığı anlaşılmaktadır. Bu bağlamda esasen sigortalıdan talepte bulunması mümkün olmayan ilgililerin, sigorta şirketinden de talepte bulunamamasının Anayasa’nın 17. ve 35. maddelerinde düzenlenen haklarını ihlal ettiği söylenemez. Kuralın ilgililerin menfaatleri ile sigorta şirketinin menfaatleri arasında makul bir denge kurulmasını engelleyen bir yönünün bulunmadığı görülmektedir.”
Eldeki davada da; kazanın meydana gelmesinde tamamen kusurlu olan davacının destekleri olan yaya…vefat etmiş; davacı, destekten yoksun kalan sıfatıyla, yaya konumundaki …’ya 05.12.2016 tarihinde çarpan … plakalı aracın zorunlu malî sorumluluk sigortacısı (Poliçe başlangıç 16.03.2016- bitiş 16.03.2017) …Sigorta A.Ş.’yi hasım göstererek, destekten yoksun kalmaya dayalı tazminat isteminde bulunmuştur. Sorumluluğunun kapsamı ise 01.06.2015 yani trafik kazasından önce yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Malî Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’na göre belirlenecektir.KTK’nın 91. maddesine göre sigortacı, işletenin KTK’nın 85/1. maddesindeki motorlu aracın işletilmesi sırasında üçüncü kişilere vermiş olduğu zararlardan sorumluluğunu üstlenmektedir.Davacının kendi desteklerinin tam kusuru ile kendi ölümüne neden olduğu olayda destekten yoksun kalma zararlarını işleten sigortalıya karşı nasıl ileri süremeyeceklerse sigortacıya karşıda ileri süremeyeceklerdir. Bu nedenle zorunlu malî sorumluluk sigortacısının, sigortalı işletenden daha fazla bir sorumluluk altına girmesi mümkün değildir.
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Malî Sorumluluk Sigortası Genel Şartların A.2 (d) bendinde sigortalının sorumlu olduğu zarar tanımında, A.3 maddesinde sigortanın sorumluluk kapsamında ve A.5. (ç) maddesinde destekten yoksun kalma teminatı kapsamında ve Genel Şartlar A.6. (d) maddesinde destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri teminat kapsamı dışında tutulmuş olması karşısında davacının desteklerinin sorumluluk riski kapsamında olmayan desteğin tam kusuru ile kendi ölümüne neden olmadan kaynaklanan destekten yoksun kalma zararlarından sigortacıda sorumlu değildir. (T.C.YARGITAY Hukuk Genel Kurulu ESAS NO : 2020/(17)4-191 KARAR NO : 2021/514 20.04.2021 Tarihli içtihadı uyarınca)
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde 05/12/2016 günü saat:00:30 sıralarında sürücü … sevk ve idaresindeki …plakalı otomobil ile …numaralı otoyolu takiben Gaziemir yönünden Buca istikametine seyir halinde iken olay mahalli olan mevkiye geldiği sırada aracın sağ yan- ön kısımlarıyla, istikametine göre yolun sağından soluna doğru geçiş yapmak isteyen müteveffa yaya…’ya sol şerit üzerinde çarpması neticesinde yayanın ölümüne konu trafik kazası meydana geldiğini,dosya kapsamına alınan ATK raporunda da sürücü …’ın kusursuz olduğu, müteveffa yaya …’nun %100(yüzde yüz ) oranında kusurlu olduğu ve yine… Cumhuriyet Başsavcılığı … soruşturma dosyasından … sayılı takipsizlik kararı verildiği ve itiraz neticesinde İzmir … Sulh Ceza Hakimliği’nin … D.İş sayılı kesin olarak verilen kararın 20.11.2017 tarihi itibarıyla da kesinleştiği tespit edilmiş olmakla bunun aksinin davacı tarafça ispatlanmadığı ve destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri teminat kapsamı dışında tutulmuş olması karşısında davacının desteklerinin sorumluluk riski kapsamında olmayan desteğin tam kusuru ile kendi ölümüne neden olmadan kaynaklanan destekten yoksun kalma zararlarından davalı sigortacının da sorumlu olamayacağı anlaşılmakla davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın reddine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın REDDİNE,
2- Adli yardım kararının HMK:335/3 maddesi uyarınca hüküm kesinleşinceye kadar devamına,
3-Adli yardım talebinin kabulüyle suç üstü ödeneğinden karşılanan 32,40 TL tebligat, 100,00 TL tanıklık ücreti, 300,00 TL ATK rapor ücreti ile muaf tutulan 35,90 TL başvurma harcı ve 170,78 TL peşin harçtan alınması gereken karar ilam harcı 59,30 TL olmak üzere toplam 527,60 TL yapılan yargılama ve harç giderlerinin HMK 339/1 uyarınca bir yıl içinde aylık 4 eşit taksitler halinde karar kesinleştikten sonra davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.500,00 -TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Artan Gider Avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/09/2021
Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır