Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/173 E. 2019/397 K. 15.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/173
KARAR NO : 2019/397

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 19/12/2018
KARAR TARİHİ : 15/10/2019

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılamalar neticesinde ;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ZMSS sigortası ile sigortalı … Plakalı aracın …’ın sevk ve idaresinde iken 16/02/2010 günü Kelkit istikametinden Erzincan istikametine doğru seyretmekte iken direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazada araç içinde yolcu olarak bulunan Sema Fındık’ın yaralandığını, kaza sonrasında müvekkili sigorta şirketine yapılan başvuru sonucu açılan … numaralı hasar dosyası ile… Hizmetleri adli medikal firmaya hazırlattırılan rapor ile kazazedenin geçirdiği trafik kazası nedeni ile meslekte kazanma gücünden kayıp oranının %4 ila 9 aralığında olabileceğini belirlemiş ve kazazedeye araç sürücüsünün %100 oranında kusuru oranında 28.155,96.-TL tazminat hesaplanmış olup, %10 oranında indirim yapılarak 18.09.2017 tarihinde 25.340,36.-TL tazminat ödenmesinin yapıldığını, karayolu taşıma kanunu gereğince …’ın zararlarının Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortasından karşılanması gerektiğini, müvekkili sigorta şirketi tarafından yapılan incelemede sigortalı aracın Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası bulunmadığı anlaşıldığından, bu sigorta kapsamında sorumluluğun ait olduğu Güvence Hesabı’na başvurulduğunu, yapılan ödemenin rücuen tazmini taleplerinin de Güvence Hesabı tarafından 09/07/2018 tarihli yazı cevabı ile red edildiğini, davalı tarafın dava konusu tazminattan ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile sorumluluğunun bulunduğunu belirterek davanın kabulü ile trafik kazası sonrası müvekkili sigorta şirketi tarafından ödenen 25.340,36.-TL sigorta tazminatının sıralı sorumluluk ilkesi gereğince öncelikle sorumlu olan Güvence Hesabı’ndan ödeme tarihi olan 18.09.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; 16/02/2010 tarihli kazada …’ın yolcu olarak bulunduğu …tarafından idare edilen …Plakalı aracın sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi nedeni ile kazaya sebebiyet vermesi sonucu davacı yolcunun yaralanarak malul kaldığını, somut olayda aynı araçta yolcu olarak bulunan …’ın 23/10/2018 tarihinde … Sayılı dosya ile Sigorta Tahkim Komisyonuna yapmış olduğu başvuru neticesinde meydana gelen zararda sigorta sözleşmesinin hiç yapılmamış olması, yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması, süresinin bitmiş olması veya meydana gelen zararın bu sigorta teminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısım için sırasıyla 13/10/1983 Tarih ve 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre yapılması zorunlu olan mali sorumluluk sigortasına ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortasına başvurulur. Bu nedenlerle davacının tazminat talebine ilişkin olarak taşımacılık mali sorumluluk sigorta poliçesi bulunmadığından mali sorumluluk sigortasını yapan sigorta şirketine başvuru yapması gerektiğinden , başvuru sahibinin pasif husumet ehliyeti nedeni ile reddine karar verildiğini, buna göre taşıma ilişkisinde, taşımacılık mali sorumluluk sigortası, mali sorumluluk sigortası ve ihtiyari mali sorumluluk sigortası arasında sıralı sorumluluk ilişkisi kabul edildiğini, buna göre sorumluluk zincirinin en başında bulunan mali sorumluluk sigortacısının bulunmaması doğrudan Güvence Hesabı’na başvuru yapılmasını gerektirmediğini, dava konusu olayla ilgili sigorta tahkim komisyonu tarafından yapılan yargılama sonucunda da görüleceği üzere Güvence Hesabı’nın sorumluluğuna gidilmesi Kanunun emredici hükümleri uyarınca mümkün olmadığını, bu halde haksız davanın öncelikle bu yönden reddi gerektiğini, dava konusu olaya ilişkin kusur durumlarını belirtir bir rapor da olmadığından kazanın ne şekilde meydana geldiğinin de anlaşılamadığını, ayrıca ceza yargılamasında alınan kusur durumu raporunun da hukuk mahkemesini bağlayıcı nitelikte olmadığını, davacının kaza sebebi ile daimi sakatlık sonucu meydana gelen sürekli iş gücü kaybı var ise bunun Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulu marifeti ile tespit edilmesi gerektiğini, kusur durumunun da mahkemece tespiti gerektiğini, ayrıca hesaplanan tazminat miktarı üzerinden müterafik Kusur İndirimine gidilmesi gerektiğini, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacıya ödenmiş veya ödenen rücuya tabi tazminat miktarı tespit edilerek müvekkili kurum tarafından ödenecek tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, Güvence Hesabı’nın sorumluluğunun Poliçe Teminat Limiti ve Kusur Oranı ile sınırlı olduğunu, davacının söz konusu kazaya ilişkin herhangi bir kimse ile arasında ticari bir münasebet bulunmaması nedeni ile Güvence Hesabı aleyhine bir karar verilmesi halinde dava tarihinden itibaren yasal faiz oranlarına hükmedilmesi gerektiğini, haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, haksız eylem neticesinde davacı sigorta şirketi tarafından ödenen tazminat bedelinin davalıdan rücuen tahsiline ilişkin tazminat davasıdır.
Davacı sigorta şirketi, kazada müvekkili sigorta şirketinin sigortalısı …Plakalı araç içerisinde yolcu olarak bulunan …’ın yaralanması neticesinde ödenen 25.340,36.-TL tazminat bedelinin Güvence Hesabından rücuen tahsilini talep etmektedir.
Kaza tespit tutanağının incelenmesinde, 16/02/2010 tarihinde dava dışı …’ın maliki olduğu davacı sigorta şirketine sigortalı dava dışı …sevk ve idaresindeki …Plakalı aracın Kelkit istikametinden Erzincan istikametine doğru seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, kazada dava dışı …’ın yaralandığı tartışmasızdır.
… Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı’ndan 14/06/2017 Tarih -691 Sayılı Maluliyet raporunda; davaya konu kaza sonrasında yaralanan …’ın kaza sonrasında sol omuz hareketlerinin her yöne ağrılı olduğu, herhangi bir lezyonu olmadığı, fleksiyon hareketinde 20 abduksiyon hareketinde 30 derece kısıtlı olduğu, sol kolda 1/5 düzeyinde kas gücü kaybı olduğu, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine ekli cetveller değerlendirilerek; kaza tarihinden itibaren tıbbi iyileşme süresinin 120 güne kadar uzayabileceği ve bu süre zarfında %100 oranında malül sayılması gerektiği, sürekli iş göremezlik halinin bulunduğu, sürekli iş göremezlik halinin %11,2 oranında olduğunun belirlendiği anlaşılmıştır.
Kazaya karışan … Plakalı aracın 21/05/2009-2010 dönemi için… Sigorta A.Ş’ye ZMSS sigortası ile sigortalı olduğu, kişi başına ölüm/sakatlık teminat bedelinin 150.000,00.-TL olduğu sabittir. Kaza tarihi itibarıyla … Plakalı aracın Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası ile Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin olmadığı Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezinin 19.03.2019 tarih ve … sayılı yazısıyla da anlaşılmıştır.
Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin …ve K-…18.06.2018 tarihli kararı celp edilmiş ve dava dışı kazazedenin davacı sigorta şirketine yönelttiği talebi sıralı sorumluluk ilkesi gereği … plakalı aracın Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi mevcutsa tanzim edene değilse Güvence Hesabına başvurması gerekirken husumeti Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortacısı… Sigorta A.Ş. Ye yöneltmesinin pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddi yönünde karar verdiği anlaşılmıştır.
Davacı sigorta şirketi tarafından dava konusu kazada yaralanan …’a 18/09/2017 tarihli …Bankası aracılığı ile 25.340,36.-TL tazminat ödemesinin yapıldığı tartışmasızdır.
…Asliye Ceza Mahkemesi’nin… Esas, …Karar sayılı dosyasında sanık…’ın sevk ve idaresindeki…Plakalı aracın 16/02/2010 tarihinde Kelkit yönünden Erzincan yönüne doğru seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybederek kendisi ile birlikte araçta yolcuların yaralanmasına neden olacak şekilde yaralamalı trafik kazası meydana geldiği, sanığın tamamen kendi kusuru ile yol açtığı trafik kazasında araç sürücüsünün cezalandırılmasına karar verildiği görülmüştür.
Ceza davasında alınan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin 13/09/2011 tarihli raporunda, olay yerinin 7.metre genişliğindeki iki yönlü meskun mahal dışı olduğu, olay anında vaktin gündüz olduğu , aracın sol tarafında 60 metre lastik izi bıraktıktan sonra yol dışı olduğu ve devrildiği, olayda sürücü…’ın aracının direksiyon hakimiyetini kaybederek kazaya neden olduğu olayda asli derecede tamamen kusurunun bulunduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.
Dava konusu kazada kusur ve aktüerya hesabının tespiti yönünden dosya üzerinde bilirkişiler Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı tedavi giderleri değerleme uzmanı, Op.Dr…., Makine Mühendisi Prof.Dr…. ve aktüerya hesap uzmanı … ‘dan ayrıntılı rapor alınmıştır.
Bilirkişiler tarafından düzenlenen raporda, dava konusu olayda davacı şirkete sigortalı aracın sürücüsü …’ın yönetimindeki aracı ile seyrederken aracının hızını yol, hava ve trafik şartlarına göre ayarlamamış, meskun mahalde, uykusuz , yorgun, dalgın araç kullanmış, yoldan havadan trafikten ve araçtan kaynaklanan herhangi bir neden yokken uyuması nedeni ile aracının direksiyon hakimiyetini kaybettiğinden ve aracını şeridinde tutamadığından sol taraftan yol dışı olmuş ve aracının takla atmasına ve davacının sigortalısı…’ın yaralanmasına neden olduğunu, dava konusu olayda davacı şirkete sigortalı araç sürücüsü…’ın %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğunu, yolcu …’ın ise herhangi bir kusurunun bulunmadığını,…Üniversitesince maluliyet oranının %11/2 olduğunu, davacı sigorta şirketi tarafından %4 maluliyet oranına göre ödeme tarihi itibarıyla toplam maddi zararının 28.744,98 TL olduğunu, …’lıya ödenen 25.340,36.-TL tazminat bedelinin bu sebeple Güvence Hesabı’ndan sıralı sorumluluk sebebi ile rücu edilebileceğinin bildirildiği görülmüştür.
Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun “Sorumluluk ve Sigorta” başlıklı bölümünde düzenlenmiş olup; Kanunun 17. maddesinde “Şehirlerarası ve Uluslararası yolcu taşımacıları, duraklamalar dahil olmak üzere kalkış noktasından, varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelecek bir kaza nedeniyle yolcunun ölümü, yaralanması ya da eşyanın zarara uğramasından dolayı sorumludurlar” düzenlemesi yapıldıktan sonra, 18. maddesinde “Taşımacılar, yolcuya gelebilecek bedeni zararlar için bu Kanun’un 17. maddesinden doğan sorumluluklarını sigorta ettirmek zorundadırlar” düzenlemesine yer verilmiştir.
Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın “Tazminat Ödemesinde Öncelikli Sigorta” başlığını taşıyan B.8. maddesinde ise; “Meydana gelen zarar, öncelikle bu sigortadan karşılanır. Sigorta sözleşmesinin hiç yapılmamış olması, yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması, süresinin bitmiş olması veya meydana gelen zararın bu sigorta teminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısım için; sırasıyla 13/10/1983 tarih ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre yapılması zorunlu olan mali sorumluluk sigortasına ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortasına başvurulur” denilmektedir. Buna göre taşıma ilişkisinde, taşımacılık mali sorumluluk sigortası, mali sorumluluk sigortası ve ihtiyari mali sorumluluk sigortası arasında sıralı sorumluluk ilişkisi kabul edilmiştir.
Yukarıda izah edilen sıralı sorumluluk esasına göre, davacının zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olarak ancak taşımacılık mali sorumluluk sigortası limitinin üzerinde bir zararın tespiti halinde, limitin üzerinde kalan kısım yönünden sorumluluğu doğacaktır. Bu yönüyle ödenen tazminat miktarı kaza tarihi itibarıyla belirlenmiş poliçe limitleri dahilinde kaldığı için davacı sigorta şirketinin sorumluluğu da doğmamıştır. Gene 26.07.2007 tarihinde yürürlülüğe girmiş Güvence Hesabı Yönetmeliği kapsamında yürürlülük tarihinden sonra meydana gelen taşıma kazalarında bedensel zarara uğayan yolcular, taşıtın kaza tarihinde geçerli Zorunlu Koltuk Sigortası bulunmaması durumunda Güvence Hesabına başvurabilecekleri anlaşılmıştır. Hazine Müsteşarlığı 28.06.2010 gün ve 2010/8 sayılı genelgesindeki il sınırları içindeki taşımalar ile yüz kilometreye kadar olan şehirlerarası taşımaların zorunlu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası kapsamı dışında bırakılacağına dair düzenleme, Kaza tarihi 16/02/2010 tarihinden sonra olması nedeniyle uygulama alanı bulamayacağı kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılamalar neticesinde, taraf beyanları, dosyaya celp edilen tüm kayıt ve belgeler ile , kusura ilişkin alınan bilirkişi raporları ve Adli Tıp Kurumu’nca düzenlenen maluliyet raporu ve tüm dosya içeriğine göre, 16/02/2010 tarihinde dava dışı …’ın maliki olduğu davacı sigorta şirketine sigortalı dava dışı …sevk ve idaresindeki… Plakalı aracın, Kelkit istikametinden Erzincan istikametine doğru seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde meydana gelen kazada dava dışı araç sürücüsü …’ın %100 oranında kusurlu olduğu, kusuru neticesinde (… Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı tarafından belirlenen) %11,2 oranında malul kalacak şekilde yaralanan yolcu …’a araç sigorta şirketi tarafından ödenen %4’lük maluliyet üzerinden hesap edilen 25.340,36.-TL bedelin Güvence Hesabı Yönetmeliği’nin Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ve Yargıtay kararları ile birlikte değerlendirildiğinde davalı şirkete rücu edilebileceği kanaatine varıldığından, davanın kabulü ile davaya konu talep edilen 25.340,36.-TL alacağın ödeme tarihi olan 18/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Buna göre,
HÜKÜM
Yukarıda belirtilen gerekçeler uyarınca;
Davanın KABULÜNE,
1-Davaya konu talep edilen 25.340,36.-TL alacağın ödeme tarihi olan 18/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli olan 1.731,00.-TL harcın peşin alınan 86,55.-TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 1.645,00.-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 86,55.-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-A.A.Ü.T uyarınca takdir edilen 3.040,85.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı vekili tarafından yapılan 11 adet posta-tebligat gideri toplamı 75,50.-TL ile 3 adet bilirkişi ücreti 1.500,00.-TL, 35,90.-TL başvuru harcı, 5,20.-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.616,60.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı.15/10/2019

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

Bakiye harç ; 1.645,00.-TL