Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/171 E. 2019/564 K. 10.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/231 Esas
KARAR NO : 2019/533 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/12/2018
KARAR TARİHİ : 03/12/2019

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılamalar neticesinde ;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasında süre gelen ticari ilişki neticesinde müvekkili cari hesap ve faturalardan kaynaklı olarak davalıdan alacaklı olduğunu, Bu sebeple İstanbul … İcra Md. … Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, Borçlu taraf ise başlatılmış bulunan bu icra takibine haksız itirazda bulunduğunu, Davalı şirket tarafından ilgili icra dairesine yapılmış bulunan bu itirazın hukuki bir dayanağının bulunmadığını, İcra takibine geçilmeden önce de borçlu şirkete satılan mallara ilişkin faturalar tarafları aracılığıyla gönderildiğini ve ödenmesi için 1 haftalık süre verildiğini, Söz konusu malları ve faturaları teslim almalarına rağmen herhangi bir cevap verilmediğini, icra takibine konulduktan sonra sürüncemede bırakmak ve zaman kazanmak adına haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz da bulunduğunu, itirazın taraflarına tebliğ edilmediğini, itirazın iptali davası açma süresi itirazın alacaklıya tebliğ ile başladığını, “Madde 67 – (Değişik: 18/2/1965 – 538/37 md.) (Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.”hükmünün yer aldığını, Başlatılan icra takibinde ise itiraz tarafımıza tebliğ edilmediğini, Bu durumda dava açmak için aranılan bir yıllık hak düşürücü sürenin itirazı öğrendikleri tarih esas alınarak belirlenmesi gerektiğini, Müvekkili şirket …A.Ş. vekaletini yeni aldığını ve icra dosyalarına yeni vekalet sunmaları sonucunda dosyadan ve dolayısıyla itirazdan henüz haberdar olduklarını, Bunun üzerine de huzurdaki davayı açma zorunluluğu doğduğunu, Dava konusu ile ilgili Yüksek Mahkeme kararları da bu hususu desteklediğini,”YARGITAY 19. Hukuk Dairesi, 2011/10921 Esas, 2012/2655Karar numaralı 22.2.2012 Tarihli ; ”Davanın dayanağını oluşturan icra takip dosyasında davalıların takibe itiraz dilekçelerinin davacıya tebliğine dair bir delile rastlanmamıştır. Bu durum karşısında dava açmak için aranılan bir yıllık hak düşürücü sürenin davacı alacaklının itirazı öğrendiği tarih esas alınarak belirlenmesi gerektiği, başka bir deyişle itiraz dilekçesi tebliğ olunmadıkça hak düşürücü sürenin başlayamayacağı gözetilmeksizin mahkemece yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir.”hükmünün yer aldığını Borca yapılan İtirazın hukuki dayanaktan yoksun, farazi ve kötü niyetli olduğunu, Borçlu şirket ile müvekkili arasındaki ilişki cari hesaptan kaynaklandığını, Bu hesaba dayalı yapılan takip hukuka uygun ve usulüne uygun olduğunu beyan ederek, Davamızın kabulü ile birlikte borçlunun haksız itirazının İptaline, Takibimizin İstanbul … İcra Md. … Esas sayılı dosya üzerinden Devamına, Takibin devamına haksız itiraz eden borçlu şirket aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere İcra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına Karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davaya cevap vermediği gibi delilde bildirmemiş yargılama yokluğunda yapılarak karara bağlanmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Davadaki uyuşmazlık; Cari hesap ve faturadan kaynaklı alacak hakkının olup olmadığı, alacak hakkı var ise miktarının ne kadar olduğu , itirazın iptali ve icra inkar tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarında toplandığı görülmüştür.
Dava dilekçesi, İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya sureti, bilirkişi raporu ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
Dosyamıza getirtilen İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının suretinin incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 44.176,66 TL toplam alacak, üzerinden icra takibi yapıldığı, davalıların itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67/2 maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce oluşturulan ara kararı gereği dosyanın nihai rapor için bilirkişi S.M. Mali Müşavir … tarafından verilen 27/09/2019 tarihli bilirkişi kök raporunda, Davacı taraf defterler ve belgelerini yapılan inceleme neticesinde, davacı şirkete ait 2016-2017 ve 2018 yılı ticari defterlerinin, açılış ve kapanış taksdiklerinin yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutulmuş olması doğrultusunda, davacı tarafın ticari defterlerinin lehine delil vasfına haiz olduğu, davacı şirketin kendi ticari defter kayıtlarına nazaran 11/12/2018 takip tarihi itibariyle davalı şirketten 43.456,94 TL alacaklı göründüğü, malların teslimine ilişkin irsaliyeli faturalar düzenlendiği ve ürünlerin teslim edildiği mutabakat mektubu olmamakla beraber davacı şirket tarafından Bakırköy…. Noterliği … yevmiye numaralı 26.10.2018 tarihli ihtarnamesi ile irsaliyeli faturalar ile teslim edilen ürünlerin toplam bedeli olan 43.456,94 TL talep edilerek davalı şirketin temerrüde düşürüldüğü, ihtara karşı herhangi bir cevabi itiraza rastlanmadığı, dava dosyasında, davalı şirket tarafından sunulmuş herhangi bir defter kaydı yada muavin hesap ekstresine rastlanmadığından, davalı defter kayıtları üzerinde davacı alacağının varlığı yönünden herhangi bir tespit ya da değerlendirme yapılamadığı, tarafların inkar tazminatı ve diğer benzer taleplerinin Sayın Mahkemenizin takdiri içinde kaldığı, görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Taraf iddia ve savunmaları, takip dosyası, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre, davacının ticari ilişkideki bakiye alacağını talep edebilmesi için cari hesap sözleşmesinin bulunması zorunlu olmadığı, davacının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu ve bu itibarla lehine delil vasfı taşıdığı, taraflar arasında düzenlenen ve dosya içerisinde mevcut faturalara binaen davacı tarafından davalıya ürünlerin satışının yapıldığı ve usulüne uygun BS formlarıyla Ekim 2016’dan Temmuz 2017’ye kadar davalı şirkete mal ve hizmet satışı yaptığını vergi dairesine bildirildiği, davacı taraf ticari defterleri üzerinde yapılan incelemeler neticesinde davacı tarafından satışı yapılan ürünlerin davalıya tesliminin yapıldığı ancak davalı tarafından yapılan ödemelerde eksik ödenmeyen bakiye olduğu, bu hali ile davalının takibe ve borca yapmış olduğu itirazının haksız olduğu kanaatine varıldığı, kaldı ki aksinin davalı tarafından ispatlanamadığı anlaşılmakla; bu haliyle hüküm kurmaya elverişli nitelikte bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
İcra ve İflas Kanunu’ nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur.
HÜKÜM: Yukarıda belirtilen gerekçeler uyarınca;
DAVANIN KABULÜ İLE;
1)İstanbul … İcra müdürlüğü… Esas sayılı icra takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile 43.456,94 TL asıl alacak üzerinden ve takip tarihinden sonra işleyecek değişen oranlarda avans faizi üzerinden aynen devamına,
2)Asıl alacak miktarının %20 ‘si oranında 8.691,39 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3)Alınması gereken 2.968,54.-TL harçtan peşin alınan 742,14.-TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 2.226,40.-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4)Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 742,14.-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 5.130,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6)Davacı vekili tarafından yapılan 7 adet posta-tebligat gideri ve dosya ücreti gideri toplamı 53,70-TL ile 1 adet bilirkişi ücreti 800,00.-TL, 35,90.-TL başvuru harcı, 5,20.-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 894,80-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7)Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili yüzüne karşı, davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 03/12/2019Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıd