Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/169 E. 2021/171 K. 17.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/169 Esas
KARAR NO:2021/171

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:19/12/2018
KARAR TARİHİ:17/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişki münasebetiyle, davalının müvekkilinden satın aldığı mal/hizmet bedellerini ödememesi üzerine davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığı, davalının süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğunu beyanla; itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf ile müvekkili arasında hiçbir zaman için ticari bir ilişki olmadığını, davaya konu faturada da imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, yine aynı fatura üzerinde bulunan müvekkili şirkete ait olduğu iddia olunan kaşenin müvekkili şirkete ait olmadığını, müvekkilinin … ilçesinde faaliyet gösterdiğini, fatura üzerindeki kaşede … ilçesinin bilgilerinin bulunduğunu, imzaya itiraz ettiklerini beyanla; davanın reddi ile takip miktarının %20 sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER:
Cari hesap ekstresi, …’ye ait mahkememiz kaleminde alınan imza örnekleri, icra takip dosyası … Vergi Dairesi Müdürlüğünden celp edilenn …’ye ait ıslak imzalı belgeler, … ilçe seçim kurulu seçmen listesi aslı (1 sayfa), İstanbul Ticaret Sicil müdürlüğünden celp edilen …. Noterliğinin 12/01/2016 tarih ve … sayı ile onaylı anasözleşme aslı, …Bankasından celp edilen …’ye ait Kredi Kartı Başvuru ve Müşteri Bilgi Formu aslının dosyamız arasında olduğu görüldü.
Mahkememizin Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesine gönderildiği, Fizik İhtisas Dairesinin 27/07/2020 tarihli raporunda sonuç olarak; ‘İnceleme konusu irsaliyeli fatura fotokopisi üzerinde ‘…. ŞTİ. Kaşe izi üzerinde bulunan imza, teşhise götürecek önemli karakteristik materyal ve yazı unsuru içermeyen, tersimi basit, taklidi kolay imza olması nedeniyle söz konusu imzanın aidiyetinin, bu meyanda sorulduğu üzere …’nin el ürünü olup olmadığının tespit edilemediği’ yönünde kanaat bildirdikleri görüldü.
ATK Fizik İhtisas raporunun taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görüldü.
Davalı vekilinin 07/09/2020 tarihli rapora beyan dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
Mahkememizin 11/11/2020 tarihli celsesinin 1 nolu ara kararı gereği dosyanın bilirkişiye tevdi ile tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde 16/12/2020 günü saat:14.30’da mahkememiz kaleminde inceleme yaptırılmasına karar verilmiş olup, inceleme gün ve saatinin taraf vekillerine duruşma esnasında tefhim olunduğu görülmüş olup, bilirkişi 05/01/2021 tarihli raporunda sonuç ve özet olarak;
‘Taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesine rastlanmamış olup, davacı şirketin davalıya göndermiş olduğu fatura üzerinde, mal/hizmet satışlarına dair faturanın davalı tarafından teslim alındığına dair davalı tek adresinin … İlçesi Olmasına rağmen, faturada atılan kaşede … adresinin olduğu,
Davalının incelenen ticari defterlerinde faturanın kaydı olmadığı, yine davalıya ait 2017 yılı BA beyannamesinde ilgili faturanın beyan edilmemiş olduğu görüldüğünden, somut olayda satışın yapılmış olduğuna dair MK. Madde 6 gereği ispat külfetinin davacı tarafta olduğu,
Sayın mahkemenin davacının cari hesabında görülen bakiye alacak yönünde karar ittihazı halinde de;
Davacının, davalıdan
9.723,59 TL alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasa gereği yıllık %19,50 oranından başlayacak değişen oranlarda avans faiz işletilmesi gerekeceği’ yönünde görüş ve kanaat bildirdiği görüldü.
Bilirkişi raporunun taraf vekillerini usulüne uygun olarak tebliğe çıkartıldığı görüldü.
Davalı vekilinin 29/01/2020 tarihli bilirkişi raporuna beyan dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
GEREKÇE:
Dava; cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Celp edilen …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının tetkikinden alacaklı …. Tarafından borçlu … Aleyhine 9.723,59 TL asıl alacak üzerinden takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 23/10/2018 tarihinde tebliğ olduğu, borçlunun 23/10/2018 tarihli dilekçesi ile borca, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiği, itirazın süresinde olduğu ve takibin durdurulmuş olduğu görüldü.
6100 sayılı HMK’nın 200. maddesine göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk lirasını geçtiği takdirde (davanın açıldığı tarih itibariyle senetle ispat sınırı 2.960.00TL) senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ticari defterler, ikrar veya yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir.Tüm bu delillerle de sözleşme ilişkisi ispatlanmış değilse HMK’nın 200. maddesindeki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati halinde tanık dinlenebilir. Açık muvafakat olmazsa tanıkla sözleşme ilişkisi ispatlanamaz.Yine yerleşmiş yargıtay içtihatları uyarınca akdi ilişki ispat edilemediği sürece tek başına fatura düzenlenilmesi ve o tarafın ticari defterine göre alacaklı gözükmesi karşı tarafı bağlamaz. Tek taraflı düzenlenen faturalar hiçbir zaman akdi ilişkiyi ispat vasıtası olmayıp, akdi ilişkinin ifası aşamasında düzenlenen bir belge olup bu nedenle faturanın geçerli olabilmesi için teslime dair belge sunulamaması durumunda faturanın karşı tarafın defterlerinde kayıtlı olması gerekir.
Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme ise HMK 222. maddede yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir.
Somut olayda; davacı, davalıya mal satıp 26/01/2017 tarih ve … seri numaralı 9.723,59 TL bedelli fatura ile teslim ettiğini, ancak bedelini alamadığından davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının ise davacı taraf ile arasında dava konusu ticari ilişki bulunmadığını, faturanın teslim adresinde şirketin hiçbir alakası olmadığını, imzanın şirket yetkilisine ait olmadığını beyan ettiği görülmüştür. Buna göre iş bu davada ispat külfetinin davacı tarafta olduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının incelenen kayıtlarında davaya konu 26/01/2017 tarih ve … seri numaralı 9.723,59 TL bedelli faturanın kayıtlı olduğu ve Vergi Dairesine BS formu ile beyan ettiği, faturanın …. ŞTİ. … Mah. …Sok. … … adresine kesildiği, faturanın … kaşesi ile teslim alındığı ancak teslim alınan kaşe üzerinde … Mah. … Sok. No: taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi olmadığı, … adresinin bulunduğu, davacı şirketin 2017 yılına ait defterlerin açılış tasdiklerinin süresinde yapıldığı ancak yevmiye defterlerinin 6102 sayılı yeni TTK mad. 64/3 hükmüne göre bulunması gereken kapanış tasdikinin mevcut olmadığı, bu nedenle davacının ticari defter ve kayıtlarının lehine delil vasfına haiz olmadığı, davalının incelenen kayıtlarında davacı ile herhangi bir ticari ilişki bulunmadığı, davaya konu faturanın kayıtlarında olmadığı ve vergi dairesine BA formu ile beyan edilmediği anlaşılmış olup, yine davalının fatura üzerindeki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığı iddiası nedeniyle mahkememizca davalı şirket yetkilisi …’nin imzalarının bulunduğu belgeler celp edilmiş ve mahkememiz dosyası ile ATK Fizik İhtisas Dairesine gönderilmiş olup, alınan raporda; …. ŞTİ. Kaşe izi üzerinde bulunan imza, teşhise götürecek önemli karakteristik materyal ve yazı unsuru içermeyen, tersimi basit, taklidi kolay imza olması nedeniyle söz konusu imzanın aidiyetinin, bu meyanda sorulduğu üzere …’nin el ürünü olup olmadığının tespit edilemediği’ yönünden rapor düzenlendiği anlaşılmış olup, yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; gerek davacının ticari defterlerinin kapanış tasdiki bulunmadığından delil vasfına haiz olmaması gerek Davalının ticari defterleri ile de davacının davasını ispatlayamadığı, yine dava değeri gözetildiğinde H.M.K.200 maddesi uyarınca davacının tanık delili ile iddialarını ispatlayamayacağı, Bu durumda, dava dilekçesinde davacı tarafından açıkça yemin deliline de dayanılmadığından, yemin yoluna başvurulamayacağından ötürü davacının davasını ispat edemediği sonucuna ulaşılmış ve davanın reddine, davacının kötü niyetli icra takibine giriştiği ispatlanamadığından şartları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Davacının kötü niyetli icra takibine giriştiği ispatlanamadığından şartları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30-TL Karar ve İlam harcından, peşin yatırılan 166,06-TL’nin mahsubu ile fazla yatırılan 106,76-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Artan Gider Avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/02/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza