Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1396 E. 2019/283 K. 11.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/1396 Esas
KARAR NO: 2019/283

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 31/12/2018
KARAR TARİHİ: 11/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkili şirket tarafından davalıya karşı 17/12/2018 tarihinde, … Noterliğinin 06/12/2018 tarihli … yevmiye numaralı alacağın temlikinden kaynaklı 1.084.682,00 TL tutarındaki borç sebebine dayanarak İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası ile ilamsız icra takibi başlatılıdığını, borçlunun icra dosyasındaki takibe itiraz ettiğini ve icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiğini, anacak davalının yapmış olduğu itirazın hukuki dayanajtan yoksun tamamen haskzı ve kötü niyetli yapıldığını,dava dışı- temlik eden …A.ş. Davalı …’dan … Sokağı mevkiinde bulunan 435 parsel 16 bağımsız nolu taşınmazın satışı ile ilgili davalıya 645.000 Amerilan Doları tutarında ödemeleri yapmış olup söz konusu satış gerçekleşmediğinden (davalı taşınmaz devrini gerçekleştirmediğinden) dolayı dava dışı temlik eden… A.ş. Davalıdan alacaklı bulunduğunu söz konusu taşınmaz halen davalı … adına kayıtlı bulunduğunu başlatılan icra takibine sunulan cari hesap ekstreleri ve banka dekontlarında da durum sabit olduğunu, açıklanan nedenlerle davalarının kabulü ile davalı borçlunun İstanbul …İcra Müdürküğünün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız ve kötü niyeli itirazının iptali ile takibin devamına, yapılan itirazın tamamen haksız ve kötü niyetli olması nedenliyle dosya alacağının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline davalının hak ve alacaklarının kötü niyetli 3. Şahıslardaki devir ve temlik edilmemesi yönünde dava konusu alacağının karşılayacak miktarda teminat aranmaksızın mahkeme dosyasında ihtiyati haciz/tedbir kararı verilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, huzurdaki dava Asliye Ticaret Mahkemesinde ikame edildiğini, Türk Ticaret Kanunun 4. Ve 5. Maddeleri ticaret mahkemelerinin görev ve yetkilerini düzenlendiğini, buna göre mahkemenin görevli olabilmesi için ticari iş niteliğinde bir davanın olması gerektiğini, anacak dava dilekçesi içeriği ticari bir işle ilgili olmadığı gibi müvekkilinin …’nın da tacir olmadığını, huzurdaki davanın görevsiz mahkemede ikame edildiğini,müvekkilinin davacı ile herhangi bir hukuki ilişkisinin söz konusu olmadığını, müvekkilinin dava dışı atinak firması ile girdiği hukuki ilişki kapsamında zararı olduğunu, davacının temliknamesi usulüne uygun olmadığını, faiz işletilmesi uygun olmadığı gibi faiz oranıda fahiş olduğunu, icra inkar tazminatı talbinin haksız olduğunu, açıklanan nedenlerle, davanın görevisiz mahkemede açılması sebebiyle usulden reddinei, davanın derdestlik itirazları sebebiyle reddine, müvekkilinin herhangi bir borcu olmaması sebebiyle davanın reddine sayın mahkeme aksi kanaatte ise takas mahsup taleplerinin dikkate alınmasına yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER: İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, Ticaret Sicil Kayıtları, … Esnaf Odası Yazı Cevabı, Ticaret Sicil Müdürlüğü yazı cevabı … Tapu Müdürlüğünün yazı cevabı ve tüm dosya kapsamı.

YARGILAMA VE GEREKÇE;
Dava, harici taşınmaz alım satım sözleşmesine dayalı alacığın temlikine dayalı olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali takibin devam, icra inkar tazminat talebine ilişkindir.
Taraflar arasında davalı ile dava dışı atinak Mühendislik arasında harici taşınmaz alım satımına ilişkin sözleşmenin bulunduğu hususunda ihtilafın bulunmadığı,
Taraflar arasında mahkememizin görevli olup olmadığı, dava dışı atinak Mühendislik ile yapılan sözleşme kapsamında ödenen bedel, temliknamenin geçerli olup olmadığı temlik miktarı, davalının zararının oluşup oluşmadığı, takas definde bulunup bulunamayacağı davacının davalıdan talep edebileceği alacak miktarı, davalının temerrütünün oluşup oluşmadığı, temerrüt tarihi, faiz talebinde bulunup bulunamayacağı değerlendirilerek takip Tarihi itibari ile asıl alacak ve faiz miktarı Itirazın iptalinin şartlarını oluşup oluşmadığı icra inkar tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarında taraflar arasında ihtilafın bulunduğu tespit edimiştir.
Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. HMK’ nun 1. maddesi “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” hükmünü getirmiştir.
Görev konusu kamu düzenine ilişkin olup, resen dikkate alınmalıdır.
Mahkemenin açılan davaya bakmakta görevli olması, HMK’nun 114/ 1) – c) maddesi gereğince dava şartlarındandır.Mahkeme dava şartlarının varlığını HMK’nun 115/1 maddesi gereğince, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.
Davacının dava şartlarına yönelik olarak ileri sürmüş olduğu sebeplerden birinci olarak incelenmesi gereken yargı yolu itirazı bakımından yapılan incelemede konunun düzenlendiği 5362 sayılı Kanun’un değişik maddelerinde ihtilafların hallinde çözüm yeri olarak Asliye Hukuk Mahkemesinin gösterilmesi karşısında davanın adli yargının görevi kapsamında olduğu anlaşılmakla yargı yolu itirazı yerinde görülmemiştir.
Bilindiği üzere, açılmış bir davanın esasının incelenebilmesi (davanın mesmu, yani dinlenebilir olabilmesi) bazı şartların tahakkukuna bağlı olup bunlara dava şartları denir. Diğer bir anlatımla; dava şartları, dava açılabilmesi için değil davanın esasını girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır.
Mahkeme, hem davanın açıldığı günde hem de yargılamanın her aşamasında dava şartlarının tamam olup olmadığını kendiliğinden araştırıp, inceler ve bu konuda tarafların istem ve beyanları ile bağlı değildir. Dava şartları dava açılmasından, hüküm verilmesine kadar var olmalıdır. Dava şartlarının davanın açıldığı günde bulunmaması ya da bu şartlardan birinin yargılama aşamasında ortadan kalktığının öğrenilmesi durumunda mahkeme davanın mesmu (dinlenebilir) olmadığından reddetmesi gerekir. Mahkemelerin görevine ilişkin kurallarda kamu düzeninden olması nedeniyle dava şartları arasında sayılmıştır. (HMK 114/1-c)
6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesine göre, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Ticaret mahkemeleri ayrı bir yargı kolu oluşturmayıp, asliye hukuk mahkemelerine göre ihtisas mahkemeleridir. Bu nedenle ticari işlerle ilgili bütün davalar ticaret mahkemelerinin görev alanına sokulmamış, yalnızca uzmanlık gerektiren hususların ticaret mahkemelerince karara bağlanması esası getirilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır.
Dava konusu olayda Davalı Beto Rosa gerçek kişi olup tacir değildir. Davaya konu temlik sözleşmesine dayanak; davalı ile dava dışı Atinak Mühendislik İnş. San ve Yic A.ş arasında yapılan taşınmaz satım sözleşmesindeki taşınmaz tapu kaydında konut olarak geçmektedir. Davacı dava dışı şirketin halefi olduğu, devre konu taşınmazın konut olması, davalının tacir olmaması değerlendirildiğinde; dava mutlak veya nispi ticari dava olarak nitelendirmek mümkün değildir. Bu neden ile davaya konu uyuşmazlığa bakma görevi asliye hukuk mahkemesinde olduğundan; Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle açılan davanın USULDEN REDDİNE, HMK 20.maddesi gereğince; dosyanın kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememizden talep edilmesi halinde dosyanın yetkili ve görevli ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Davaya konu uyuşmazlığın çözüm yerinin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla HMK’nun 2.maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiş, davacının tedbir talebine ilişkin değerlendirmenin görevli mahkemece çözümü gerektiğinden incelenmesi yapılmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenler ile aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM :gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle açılan davanın USULDEN REDDİNE,
HMK 20.maddesi gereğince;dosyanın kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememizden talep edilmesi halinde dosyanın yetkili ve görevli İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine ,
Süresi içerisinde ilgili mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği taktirde HMK 331/2 maddesi gereğince talep edilmesi halinde dosya üzerinden bu durumun tespiti ile, HMK 20.maddesi gereği davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilerek davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmesine,
Süresi içerisinde ilgili mahkemeye gönderilmesi talep edilmesi halinde HMK. 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin yetkili ve görevli mahkemece değerlendirilmesine ,
Davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize ya da mahkememize verilmek üzere bir başka yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Bölge Adliye Mahkemeleri İSTİNAF yolu açık olmak üzere OY BİRLİĞİ ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Katip …
¸e-imza