Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/139 E. 2020/182 K. 26.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/139 Esas
KARAR NO : 2020/182

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 18/12/2018
KARAR TARİHİ : 26/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı şirket ile müvekkili arasında 7-9 Kasım 2017 tarihleri arasında …AFRİCA etkinliğine katılımı için 16.11.2016 tarihli … SÖZLEŞMESİ imzalandığını, sözleşme kapsamında müvekkil şirketin davalı şirkete …AFRİCA etkinlik alanında 9 m2 alan sağlamayı, davalı şirketin ise karşılığında 6.834,00 GBP bedel ödemeyi taahhüt ettiğini, müvekkil şirkete 01.01.2017-10.07.2017 tarihler arasında müvekkil şirket tarafından kesilen 3.417,15 GBP bedelli 2 (iki) adet faturadan kaynaklanan toplamda 6.834,00 GBP alacak bedelinin ödenmemiş olduğunu, davalı şirketin sözleşmenin varlığını kabul etmiş olduğunu, 16 Kasım 2016 tarihli sözleşme konusu borcu ödemelerini talep etmiş olduklarını ancak davalı tarafın ödemediğini, davalı şirket yetkilisi… ile 22/11/2017 tarihinde yapılan e-mail yazışmalarınd ‘Her ne kadar şirket adına…tarafından 16 Kasım 2016 tarihli… etkinliğine katılım sözleşmesi imzalamış olsa da kendilerinin yapılan rezervasyona ilişkin onaylarının olmadığını ve …’in böyle bir yetkisi bulunmadığından ve ayrıca sözleşmeye konu etkinliğe katılamadıklarından bahisle böyle bir sözleşmede kararlaştırılan hizmet bedelini ödemeyeceklerini’ beyan etmiş olduklarını, ancak 22 Kasım 2017 tarihi kabule ilişkin e mali yazışmalarında teyitleşilmiş olduğunu, 6098 sayılı TBK m. 66/1 e göre “Adam çalıştıran, çalışanın,kendisine verilen işin yapılması sırasında başkalarına verdiği zararı gidermekle yükümlüdür.” denilmekte olduğunu belirterek ilgili faturaya herhangi bir itirazda bulunmayan davalı tarafın bu nedenle faturanın münderacatmı kabul ettiğinin ortada olduğunu, davalının sözleşmede kararlaştırılan hizmet bedelini müvekkil şirkete ödememesi üzerine 02.04.2018 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün…Esas sayılı dosyası ile icra takibinin başlatıldığını, ancak davalı (borçlu) vekili tarafından 10/04/2018 tarihinde borca itiraz ettiğini ve takibin durmasına sebep olduğunu, davalı tarafından söz konusu borcun … ETKİNLİĞİNE KATILIMI BEDELİ İLİŞKİSİNDEN KAYNAKLANAN bir borç olduğu, borçlunun itirazında “Müvekkilinin icra takibine konu edilen faturalardan kaynaklı alacaklıya hiçbir borcu bulunmadığını,müvekkil şirket ödeme emrinde bahsi geçen faturada gösterilen mal ya da hizmeti hiç almadığını, faturalardan kaynaklı olarak alacaklıya hiçbir borcunun olmadığını iddia ederek asıl alacak ve ferilerine İtiraz ettiği, istenen faiz haksız ve fahiş olduğunu tüm borç ve ferilerine itirazla takibin durdurulmasını ” talep ederek takibin durdurulmasına sebep olduğunu, davalının söz konusu itirazı yasal dayanaktan yoksun ve haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirtmiş ve borçlu takibi geciktirmeye yönelik itirazlarının iptali icra takibinin devamına, davalının (borçlunun) %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, tüm giderlerin ile vekalet ücretinin davalı (borçlu) tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacının davasına dayanak olarak gösterdiği 16/11/2016 tarihli etkinlik katılım sözleşmesinin müvekkil şirketin yetkili temsilcisi tarafından imza edilmediğini, müvekkili bakımından yok hükmünde olduğunu, müvekkili şirketi hukuken bağlamadığını, davaya konu sözleşmeye o dönemde şirkette çalışan …’in imza attığını, 3. kişiler nezdinde temsil yetkisi bulunmadığını, bu kişinin şirketi temsile başka hiçbir kurum ya da kuruluşa karşı hiçbir şekilde müvekkili temsil etmediğini, kendisinin habersiz ve yetkisiz olarak müvekkil şirket adına sözleşme imzaladığından müvekkilinin kendisine gelen mail öncesinde sözleşmeden haberdar olmamış ve haberdar olduktan sonra da bu sözleşmeye bir muvafakat ya da icazet etmediğini, müvekkil şirketin dava konusu sözleşme öncesinde davacı şirket aracılığı ile başkaca fuarlara katıldığını, ancak müvekkilin davacıdan hizmet aldığı tüm sözleşmeleri hep şirket yetkilisi … tarafından imza edildiğini, davacının bu durumu bilmesine rağmen, … tarafından imza edilen sözleşmeye itibar etmesinin kabul edilemez bir durum olduğunu, davacının haksız kazanç amacını taşıdığını ve kötü niyetli olduğunu, davacının davasında dayanak olarak gösterdiği 16/11/2016 tarihli etkinlik katılım sözleşmesi altında müvekkil şirkete ait olan bir kaşe olmadığını, sadece kartvizit niteliği taşıyan bir ibare olduğunu, davacı taraf müvekkil şirketin fuara katılmadığı gibi öncesinde bu durumu haber vermediğini iddia ettiğini, müvekkil şirketin 16/11/2016 tarihli sözleşmeden ve düzenlenecek fuardan ancak kendisine yollanan mail sonrasında haberdar olduğunu, şirketin haberdar olmadığı ve kendisini bağlamayan bir sözleşmeye göre fuara katılmamasının müvekkil aleyhine sorumluluk doğuramayacağını, davacı tarafın 6098 sayılı kanunun 66/1 maddesine göre müvekkil şirketin sorumluluğunun doğduğunu iddia ettiğini, imzalayan kişinin yetkili olup olmadığını kontrol etmesi gerekir ve şirket TTK.’nuna göre olayın çözülmesi gerekir olduğunu, davacının yükümlülüğünü yerine getirmeyip haksız surette müvekkile sorumluluk yükleme çabasına girişmiş olduğunu, müvekkilin dava konusu etkinlik katılım sözleşmesini hiçbir zaman kabul etmediğini, ayrıca davaya dayanak olarak gösterilen 16/11/2016 tarihli sözleşmeye istinaden keşide ettiği faturalar müvekkil şirkete tebliğ edilmediği gibi müvekkil şirketin ticari defterlerine de işlenmediğini, bu durumda müvekkil şirketin faturalara konu hizmeti almadığını ve dolayısıyla söz konusu faturalardan dolayı borçlu olmadığını göstermiş olmakla, davacının kötü niyet tazminatına hükmedilmesini davacı şirketin keşide ettiği faturaları müvekkil şirkete tebliğ etmeyerek şirketin söz konusu sözleşmeden haberdar olmasını engelleyerek fuar tarihi gelmeden önce müvekkil şirkete mail atmayarak teyit almayarak yine müvekkil şirketin haberdar olmasını engellediğini, davacı şirketin müvekkilinin bu sözleşmeden bağlayıcı olmadığı bir sözleşmeden haksız kazanç elde etme çabasına girmiş olduğunu, davacı şirketin düzenlenen fuar öncesinde keşide ettiği faturaları tahsil etmemesine rağmen yeterli zaman varken fuara başkaca firmaların katılımını sağlamaması ya da fuarla ilgili işlemi ertelememesinin kötü niyetini göstermiş olduğunu, davacının 16/11/2016 tarihli sözleşme imza edilirken daha önce de müvekkili ticari ilişki de bulunduğu için müvekkil şirketin yetkilisinin … olmadığını bildiğini, daha önce imza edilen hiç bir sözleşmede bu kişinin imzasının olmadığını, davacının basiretli bir tacir olarak sözleşme imza ederken imza eden kişinin yetkili olup olmadığını araştırması gerektiğini ve Ticaret Sicil Gazetesi ve yetki belgesini talep etmesi gerektiğini bu yönde davacı basiretli bir tacir olarak davranmayarak müvekkil şirket adına atılan imzayı kabul etmiş ve haksız bir şekilde kazanç elde etmeye çalışmakta olduğunu belirtmiş ve davacının icraya konu alacağının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, davacının davasının reddine yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-16 Kasım 2016 tarihli …Sözleşmesi’ örneği, 01/01/2017-10/07/2017 tarihleri arasında davacı şirket tarafından kendi adına kesilen 3.417,15 GBP fatura örnekleri, 3-22 Kasım 2017 tarihli kabule ilişkine e-mail, Türkiye ile İngiltere arasında imzalanan ve 28/06/1932 tarihli tarihli Resmi Gazetede Yayınlanan…örneğinin dosya arasında olduğu görüldü.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince; bilirkişi kurulu marifetiyle 27/11/2019 günü saat:15:00’de mahkememiz kaleminde tarafların ticari defter ve kayıtları ve tüm deliller hep birlikte değerlendirilmek üzere inceleme yaptırılmasına karar verilmiş olup, inceleme gün ve saati duruşma esnasında taraf vekillerine tefhim olunmuş, bilirkişi heyeti30/12/2019 tarihli raporunda sonuç ve özet olarak;
Davacı vekili tarafından mahkemeye sunulan taraf …. Davalı (borçlu) adına düzenlenip kesilen Etkinlik Katılım faturalarının mail ortamındaki yazışmalarda da belli olduğu üzere davalı taraf personeline sözleşmeye dayalı şekilde cari hesap bakiyelerini iletmiş olduğu tespit edilmiştir. Davalı (borçlu ) taraf yasal defterleri ise yasal sürelerinde tasdik ve tescillerinin yapılmış olduğu, ancak dava konusu olan sözleşmeye dayalı davacı tarafından davalı şirket adına düzenlenen etkinliğe katılımla ilgili satış faturalarını kendi şirket defterlerine intikalini yaptırmamış olduğu ve kayıtlara işlenmemiş olduğunun tespit edildiğini,
TBK madde 42/son gereğince, “Temsil olunan verdiği yetkiyi üçüncü kişilere açıkça veya dolaylı biçimde bildirmişse, bu yetkiyi tamamen veya kısmen geri aldığını onlara bildirmediği takdirde, yetkinin geri alındığını iyi niyetli üçüncü kişilere karşı ileri süremez.” Bu durumda temsil olunan sözleşme ile bağlı olur. Mahkemenin bu kanaatte olması ve…’i yetkili kabul etmesi halinde davanın 38.104,33 TL davacıya borçlu olduğunun kabul edileceğini,
Dava konusunun TBK madde 66’da düzenlenen “adam çalıştıranın sorumluluğu” ile ilgisi bulunmadığını,
Dava dosyasında her iki tarafın iddiaları çerçevesinde; …’ in davacı firma ile yapmış olduğu e-posta dökümü, Davalının dilekçelerinde Uğur Kalaba’nın akdettiğini belirttiği sözleşmeler, Faturaların …’e e-posta yolu ile tebliğ edilip edilmediğine ilişkin mail dökümünün sunulması halinde daha sağlıklı bir değerlendirme yapılabileceği,
…’in yetkili temsilci olarak kabul edilmesi halinde davalının 38.104,33 TL. davacıya borçlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirdiği görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında imzalanan Etkinlik Katılım Sözleşmesi kapsamında kesilen fatura alacaklarının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında 7-9 Kasım 2017 tarihleri arasında … etkinliğinde davalı şirkete 9 m2 alan ayrılmasına ilişkin 16 Kasım 2016 tarihli Etkinlik Katılım Sözleşmesi akdedildiği, sözleşmeye göre, davalı adına sözleşmeyi akdeden kişinin …simli bir şahsın olduğu, dosyadaki SGK kayıtlarına göre ise ilgili şahsın sözleşme tarihinde davalı şirket çalışanı olduğu ve yine dosyadaki bilgi ve belgeleri göre …’in davalı şirket tarafından düzenlenen Kartvizit tanıtım bilgilerine göre davalı şirkette global satış ve pazarlama direktörü olduğu anlaşılmıştır.
T.B.K’nın 42/son maddesinde “Temsil olunan verdiği yetkiyi üçüncü kişilere açıkça veya dolaylı biçimde bildirmişse, bu yetkiyi tamamen veya kısmen geri aldığını onlara bildirmediği takdirde, yetkinin geri alındığını iyi niyetli üçüncü kişilere karşı ileri süremez.”şeklinde düzenlenmenin mevcut olduğu, yine davalı şirketin ticari sicil kaydına göre şirketi münferiden temsil ile yetkili şahsın… olduğu, bu haliyle davaya konu sözleşmeyi davalı şirket adına imzalayan …’in davalı … temsil yetkisi kararı bulunmasa da adı geçen şahsın adına davalı şirket tarafından düzenlenen kartvizit ve diğer bilgilere göre şirketi temsil yetkisi olduğunı kabul etmenin mümkün olduğu, ayrıca davacı ile davalı arasında öncesinden beri ticari ilişki olduğunun taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmadığı, davacı tarafından davalı adına davaya konu hizmete ilişkin açık faturalar düzenlendiği ve davaya konu faturalara ilişkin hizmetin davalıya verildiği halde davalı tarafından hizmetin alınmadığı, yine davacı tarafından davalı adına düzenlenen faturalardan davalının haberdar olduğu halde itirazı olduğuna ilişkin herhangi bir belge de sunulmadığı bu haliyle davalı iddialarının kabul edilemeyeceği, buna göre davacının davasında haklı olduğu kanaatine varılmakla; davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-DAVANIN KABULÜ ile,
Davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin aynen devamına,
2-Asıl alacağın %20’si oranındaki 9.297,66 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.175,61 TL Karar ve İlam Harcından, peşin yatırılan 650,73 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 2.524,88 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına.
4- Davacı tarafından bu dava sebebi ile aşağıda dökümü yapılan 2.705,68 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 6.843,48 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından bu dava sebebiyle yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
26/02/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza

YARGILAMA GİDERLERİ HARÇ BEYANI
35,90 TL BAŞVURMA HARCI 650,73TL PEŞİN HARÇ
650,73 TL PEŞİN HARÇ + 2.524,88TL EKSİK HARÇ
5,20 TL VEKALET HARCI 3.175,61 TL KARAR VE İLAM
1.950,00 TL BİLİRKİŞİ ÜCRETİ HARCI
+ 63,85 TL TEBLİGAT ÜCRETİ
2.705,68 TL TOPLAM