Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1389 E. 2020/316 K. 13.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1389 Esas
KARAR NO : 2020/316

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/12/2018
KARAR TARİHİ : 13/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı şirket arasında 28/03/2012 tarihli acentelik sözleşmesi olduğunu, davalı borçluya ödemede temerrüde düştüğü Beykoz … Noterliği’nin 10.08.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle bildirilmiş ve temerrüde düştüğü ödemeleri talep edildiğini, ancak davalı tarafından borcun halen ödenmediğini, davalının temerrüde düştüğü toplam 112.682,00 TL’nin ödenmesi için kendisine süre verildiğini, ödenmeyen paranın emanet hükümlerinde olduğu belirtilmiş ise de söz konusu meblağın tahsil edilememesi üzerine iş bu davayı açtıklarını, ayrıca davalı şirkete Beykoz … Noterliği’nin 13.11.2018 tarih ve …yevmiye numaralı fesihnamesi ile acentelik sözleşmesi hükümlerine aykırı davrandığı ve ihtara rağmen müşterilerden tahsil ettiği primleri müvekkil şirkete intikal ettirmemesi sebebiyle acentelik sözleşmesinin feshedildiğinin bildirildiğini beyanla 112.682,00 TL alacağın 19.11.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi, yargılama gideri ve vekalet ücreti ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 06/11/2019 tarihli celsede ve 08/07/2020 tarihli celsede dava açıldıktan sonra poliçe iptalleri olduğunu, bu nedenle asıl alacağın 60.662,96 TL olduğunu beyan etmiş ve bu tutar üzerinden taleplerinin devamı ile 18/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsilini talep ettiklerini beyan etmişlerdir.
CEVAP:
Davalıya usulüne uygun tebligat çıkartılmış olmasına rağmen davaya süresi içerisinde cevap vermemiş olduğu görülmüştür.
DELİLLER:
Davacı vekilinin dava dilekçesi ekinde taraflar arasında imzalanan 28/03/2012 tarihli acentelik sözleşmesi sureti, Beykoz … Noterliği’nin 10/08/2018 tarih… yevmiye numaralı ihtarname sureti, 13/11/2018 tarih … yevmiye numaralı ihtarname sureti, 19/11/2018 tarihli…yevmiye numaralı fesihname sureti, davalı şirketin 28/12/2018 tarihli …sicil bilgileri kayıt suretinin dosyaya sunmuş olduğu görüldü.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, inceleme gün ve saati davalıya tebliğ edildiği, ancak davalının incelemeye esas davaya konu defterlerini sunmadığı, ayrıca incelemeye de katılmadığı görüldü.
Mahkememizce alınan 23/03/2020 tarihli bilirkişi raporunda sonuç ve özet olarak; davacı …, davalı acentenin, muaccel hale gelmiş sigorta prim borçlarından dolayı, davalı acenteden dava tarihi itibariyle 112.682,00 TL tutarında alacaklı bulunduğunu, davacı tarafından keşide edilerek, Beykoz … Noterliği’nin 10/08/2018 tarih … yevmiye numarası ile davalı şirkete hitaben APS ile gönderilen ihtarnamenin muhatabın belirtilen adreste bulunamaması (binanın komple boş olduğu, komşusunun isim ve imzadan imtina ettiği) nedeniyle tebligat evrakının 14/08/2018 tarihinde çıkış mercine iade edildiği, davalının dava tarihinden önce temerrüdünün oluşmadığı, bu durumda davacı ancak dava tarihinden itibaren asıl alacak üzerinden faiz talebinde bulunabileceği yönünde görüş ve kanaat bildirdiği, bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edildiği, taraflarca rapora karşı itiraz ve beyanda bulunulmadığı görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında düzenlenen acentelik sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkindir.
Taraflar arasında 28/03/2012 tarihli acentelik sözleşmesi düzenlendiği, davalının acente olduğu, yanlar arasındaki çözülmesi gereken ihtilafın davacı feshinin haklı olup olmadığı ve davalı acentenin ödenmemiş sigorta prim borcu bulunup bulunmadığı noktasındadır.
Davaya konu acentelik sözleşmesinin 22. maddesinde “acente gerek kendi düzenlediği gerek şirket tarafından düzenlenerek gönderilen poliçe yenileme ve poliçe ekleri üzerinde yazılı prim tutarını ifgüi mevzuat ve şirketin emir ve talimatlar doğrultusunda tahsil eder ve şirkete intikal ettirir. Bu para emanet hükmünde otup, Acente bu parayı hiçbir surette kullanamaz. Aksine hareket yasal yofiara başvurmayı gerektirir.” şeklinde düzenleme, 27. Maddesinde de “Taraflardan her biri 3 evvel noter aracılığı ile veya iadeli taahhüttü bir mektup ile feshi ihbar etmek kaydıyla sözleşmeyi her zaman feshedebilir.” şeklinde düzenleme mevcuttur.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, davacı şirketin incelenen ticari defter ve kayıtlarında davalı acentenin 112.682,00 TL borçlu olduğu anlaşılmış, davalının ise usulüne uygun ihtaratlı davetiyeye rağmen inceleme gününde defter ve belgelerini sunmadığı gibi ödeme yükümlülüklerini yerine getirdiğine dair de herhangi bir beyan yahut delil sunmadığı anlaşılmıştır.
Buna göre tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının acentelik sözleşmesindeki 22. Maddesi uyarınca davalı acentenin sigortacılık faaliyetleri sonucunda oluşan ödenmemiş borcunun bulunması nedeni ile sözleşmeyi feshettiği, sözleşme feshinin haklı olarak yapıldığının alınan bilirkişi raporu ile de sabit olduğu, yine taraflar arasındaki sözleşmenin 27. Maddesi uyarınca davalı tarafa Beykoz … Noterliği’nin 19/11/2018 tarihli… yevmiye numaralı fesihnamesinin 3 aylık fesih süresine uyularak yapıldığı anlaşılmıştır. Davacı vekili tarafından her ne kadar 19/11/2018 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi istenmiş ise de dosya kapsamında incelenen fesihname tebliğ evrakının davalıya ulaşmadığı anlaşılmakla; dava öncesi temerrüt koşulu gerçekleşmediğinden dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği dikkate alınarak, yine davacı vekilinin duruşmada alınan beyanında dava açıldıktan sonra poliçe iptalleri olduğu, bu nedenle davanın 60.662,96 TL üzerinden kabulüne karar verilmesini talep ettiği görülmekle, az yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu da göz önünde bulundurularak; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
60.662,96 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 4.143,88-TL Karar ve İlam Harcının peşin alınan 1.924,33 TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 2.219,55 TL’nin harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından bu dava sebebi ile yapılan 4.524,63 TL yargılama giderinin red ve kabul nispetine göre hesaplanan 2.435,60 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, geri kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 8.686,18 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Artan Gider Avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/07/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza

YARGILAMA GİDERLERİ HARÇ BEYANI
35,90 TL BAŞVURMA HARCI 1.924,33 TL PEŞİN HARÇ
1.924,33 TL PEŞİN HARÇ + 2.219,55 TL EKSİK HARÇ
5,20 TL VEKALET HARCI 4.143,88 TL KARAR VE İLAM
2.400,00 TL BİLİRKİŞİ ÜCRETİ HARCI
+ 159,20 TL POSTA-TEBLİGAT ÜCRETİ
4.524,63 TL TOPLAM