Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1368 E. 2021/372 K. 21.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1368 Esas
KARAR NO : 2021/372
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 21/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil sigorta şirketi tarafından … no.lu ticari risk sigorta poliçesi ile sigortalanan dava dışı sigortalısı … San ve Tic. AŞ’nin riziko adresi olan … Köyü … Cadde No: … /Kocaeli’nde bulunan inşaat sahasında 15.10.2016 tarihinde davalı şirket ile sigortalı bulunan şirketin inşaat alanlarının sınırı olan geogrit duvarının yaklaşık 30 mt genişliğinde çökmesi ile bu kısmın ana duvardan tamamen ayrıldığını ve kayan noktadan akan toprak kütlesi neticesinde hasar meydana geldiğini, müvekkil şirket ile … Sigorta AŞ arasında ticari riske ilişkin ihtiyari koasürans bülteni düzenlendiğini, poliçede jeran konumunda olan … Sigorta AŞ tarafından sigortalı … San ve Tic. AŞ’ne 17.04.2017 tarihinde 566.980,00 TL tazminat ödendiğini, müvekkil şirketin de bu ödeme dikkate alınarak kendi payı oranınca toplam 89.022,37 TL ödeme yaptığını, kaymanın oluşmasında davalı şirketin kusurlu olduğunu, TBK 49 maddesi kapsamında davalı şirketin hukuka aykırı fiili sonucu oluşan zarardan sorumlu bulunduğunu belirterek 89.022,37 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsilini , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete ait Dilovası ilçesi 122 ada 1 parsel no.da kain arsanın parsel sınırında müvekkil şirket arazisine taşar şekilde dava dışı … San ve Tic. AŞ tarafından yıllar önce geogrit duvar yapıldığını, … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/ … d.iş sayılı dosyası ile müvekkil şirketin arsasında yapılan mevcut bir ihlalin olup olmadığının, dava dışı … San ve Tic. AŞ’ne ait duvardaki çatlak ve hasarların mevcut durumunun tespiti talebi ile keşif yapıldığını ve keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda müvekkili şirkete kusur verilmediğini ve duvarda meydana gelen zararın kazı çalışması ile meydana gelmediğinin tespit edildiğini, … San ve Tic. AŞ.’den duvarı tamamen yıktırması ve kaldırmasını talep ettiklerini ancak …’nin duvarı kaldırmak istemediğini, onarım ve tadilat gerçekleştirmek için müvekkil şirketin parselinden yeni alanlar ihya etmesini istediğini, … San ve Tic. AŞ’nin duvar konusundaki kusuru kabul etmesi ile de müvekkil firma ile karşılıklı olarak protokol ve feragatname düzenlendiğini, bu muvafakatname ve feragatname belgesinde … … San. ve Tic. AŞ’nin geogrit duvarda meydana gelen hasarın yapım ve onarımına ilişkin tüm giderlerin kendisine ait olacağını kabul ettiğini ve müvekkil şirketten hiç bir hak ve alacak talep etmeyeceğini taahhüt ederek müvekkil şirketi gayri kabili rücu ibra ettiğini, bu nedenle gerek dava dışı … Sigorta ve gerekse de davacı … şirketinin hiç bir anlamda müvekkil şirkete rücu edemeyeceğini, rücu hakkının doğumu için sigortalının zarar veren 3. kişiden tazminat isteme hakkının mevcut olması gerektiğini, eğer böyle bir hakka sahip değilse sigorta şirketinin de 3. kişiden tazminat hakkı olmayacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
… nolu Ticari Risk Sigorta Poliçesi örneği, ekspertiz raporu örneği, … Sigorta A.Ş. İle davacı şirket arasından tanzim edilen İhtiyari Koasürans Bülten örneği, … Sigorta A.Ş. Tarafından sigortalıya yapılan ödeme dekontu örneği, davacı tarafından … Sigorta A.Ş.’ne yapılan ödeme dekontları örneği, hasar fotoğrafları, yazışmalar, hasar dosyası örneği, … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/ … Esas sayılı dosyasının UYAP sisteminden gönderilen bir örneği, … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/ … D.iş sayılı dosyasının ve …Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/ … D.iş sayılı bir örneğinin dosyamız arasında olduğu görüldü.
Mahkememizin 14/10/2020 tarihli celsesinin 3 nolu ara kararı gereğince dosyanın bilirkişi heyeti marifetiyle incelenmesine karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti 25/01/2021 tarihli raporunda sonuç ve özet olarak;
Duvarın her ne kadar kaymadan Önce bir takım stabilité sorunlarının olması ve malzeme seçiminde bir takım hataların yapılması tek başına yıkılmasına yeterli değildir. Göçmenin meydana geldiği bölgedeki hareketin tipik bir heyelan geometrisine ve özelliklerine sahip olduğu ve heyelanın oluşmasındaki birinci nedenin; zayıf sınır zonu (zayıf zemin) ve bu zona sızan yeraltı suyu ve duvar gerisindeki dolgu malzemesi içerisine sızan yüzey suyu, ikinci nedeni ise; zemin yapısının zayıf olduğu bu kesimde geogrid duvarın yeterli derinlikte ve sağlam zemine taşıtılmamış olması dır. Bu nedenle kaymanın oluşmasında davalı şirket olan …A.Ş. Teknik yönden kusurlu olmadığı kanaatine varıldığı,
Meydana gelen kayma kazı nedeniyle oluşması varsayımında; sigorta poliçesinde yer kayması ek teminatına ilişkin olarak “Sigortalı bina civarında yapılan kazılar nedeni ile meydana gelen yer kayması ve toprak çökmesinden doğan zararların” teminat altına alındığına ilişkin özel şartının mevcut olmadığı ve bu nedenle davacı … tarafından yapılan ödemenin ex gratia (lütuf ödemesi) olduğu,
Davacı … sigortalısı … … San ve Tic. AŞ. tarafından davalı şirketin ibra edildiği ve iş bu ibraname nedeni ile davacı … şirketinin halefiyete dayalı olarak rücu hakkını kullanmasının mümkün olmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirdiği görülmüştür.
Bilirkişi raporunun bir sureti taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görüldü.
Davacı vekilinin bilirkişi raporuna beyanlarını içeren 23/03/2021 tarihli dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
GEREKÇE:
Dava; haksız fiil nedeniyle oluşan zararın dava dışı sigortalıya ödenmesi nedeniyle davalıdan rücuen tahsili talebine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu davacının dava dışı … … Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi’nin işyerini sigortaladığı, davalının yaptığı kazı çalışması sonucunda sigortalıya ait duvarın hasar gördüğü,bu nedenle davacının sigortalısının hasarını karşıladığı,bu tutar yönünden hasara sebep olduğunu iddia ettiği davalı hakkında iş bu davanınaçıldığı, uyuşmazlık hasar gören duvardaki hasarın davalının yaptığı hatalı kazı çalışmasından mı yoksa sigortalıya ait duvarın inşa edilmesi aşamasındaki eksiklikten mi kaynaklandığı,buna göre ve ayrıca zarardan davalının sorumlu olduğu kabul edilse dahi zararın tutarı, varlığı, en önemlisi ileri sürülen muvafakat ve feragat beyanının sonuca etkisinin olup olmadığı konularında toplandığı anlaşılmıştır.
Sigortalı dava dışı şirketin dava konusu duvarla ilgili dosyamız davalısı şirket ile 24/11/2016 tarihi itibariyle ” muvafakatname ve feragat beyanı” başlıklı belgeyi düzenlendiği,bu belge uyarınca davaya konu duvar uyuşmazlığına ilişkin olarak duvarın bulunduğu yer ile ilgili ve imalatından kaynaklı olmak üzere birbirlerinden hiçbir hak ve alacak taleplerinin olmadığı, olmayacağı, birbirlerinin uyuşmazlık konusunda gayrikabili rücu olarak ibra etmiş oldukları tartışmasızdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık hususlarını araştırılması açısından bilirkişi kurulunun hazırladığı 25/01/2021 tarihli rapor içeriğine göre; meydana gelen kayma kazı nedeniyle oluşması varsayımında; sigorta poliçesinde yer kayması ek teminatına ilişkin olarak “Sigortalı bina civarında yapılan kazılar nedeni ile meydana gelen yer kayması ve toprak çökmesinden doğan zararların” teminat altına alındığına ilişkin özel şartının mevcut olmadığı ve bu nedenle davacı … tarafından yapılan ödemenin ex gratia (lütuf ödemesi) olduğu belirtilmiştir.
Yargıtay’ın yerleşik uygulaması ve özellikle Yargıtay 17.H.D.) uygulaması karşısında davacı … tarafından sigortalısının halefi olarak dava açıldığına göre,bu çerçevede değerlendirme yapılmalıdır. Zira.sigortacının sorumlu kişi aleyhine açmış olduğu dava halefiyet hakkına binaen açıldığından sigortacı ancak sigortalısının sahip olduğu haklarla sınırlı olmak üzere usule ve maddi hukuka ait hakları kullanabilecektir.Bir başka deyişle ” hiç kimse kendisine ait olmayan hakları devir edemez” temel kaidesi gereği davacı … şirketinin açmış olduğu davanın usul ve esas açısından değerlendirilmesinde öncelikle aktif sıfata ilişkin bu kaide dikkate alınmalıdır. Taraflar arasında tartışmasız olduğu üzere davacı öncelikle sigortalısı nedeniyle halefiyet hakkına dayanmaktadır. Davacı … davaya konu zararın meydana gelmesi nedeniyle hasar ödemesini 17/04/2017 tarihinde yapmıştır.Buna mukabil dava dışı sigortalı, zarara yol açan bu duvar ile ilgili davalıya yönelik haklarından feragat ettiğini,onu ibra ettiğini.hasardan ve ödemeden önce verdiği ve taraflar arasında tartışma konusu olmayan “muvafakatname ve feragat beyanı ” ve ekindeki protokol ile açıkça ortaya koymuştur. 6102 sayılı TTK m. 1472 hükmüne göre sigorta şirketi ancak sigorta poliçesi çerçevesinde ödemekle yükümlü olduğu tazminatı ödedikten sonra zarar sorumlularına halefıyete dayalı dava açabilir. Bunun dışında kalan hallerde yapılan ödemelerden dolayı sigorta şirketinin davası açması mümkün değildir. Ancak dava dışı sigorta ettiren uğradığı zarar nedeniyle davalıdan talep edebileceği alacağını, BK. 162 ve devamı maddeleri uyarınca davacı şirkete temlik etmiş ise, davacının,sigorta ilişkisi dışında, alacağın temliki hükümlerine göre de yine talep hakkı bulunmaktadır. Genel kural bu şekilde olmakla birlikte,davacının sigortacısı tarafından imzalanan ve yukarıdan anılan belgeler ile davaya konu ödeme öncesi duvar uyuşmazlığını konu alan …Sulh Hukuk Mah.2016/ … D.iş ve … Sulh Hukuk Mah.2016/ … D.İş sayılı dosyalarında duvarın tespite konu olduğu,bu duvarda hasarların oluştuğu,bu nedenle bu duvarın bulunduğu yer ile ilgili ve bunun imalatından kaynaklı olarak dava dışı sigortalı şirket ile davalı şirketin anılan protokol hükümleri de gözetildiğinde bu duvardan kaynaklı olacak zararlarla ilgili birbirlerini ibra ettikleri,birbirlerinden herhangi bir hak ve alacak talep olunmayacağı hususunda anlaştıkları, nitekim bu anlaşma sonucunda da davalı şirketin parselinde dava dışı sigortalı şirket tarafından yapılan duvar ıslah çalışması ve yeni yapılacak olan topuk betonunun davalı şirkete ait parselin yeşil çekme bölümünde oluşan tecavüzlü alan yönünden davalı şirketin muvafakat ve feragat iradelerini ortaya koyarak adı geçen taraflar arasında hakların denkleştirmeye çalışıldığı, ancak sonuç olarak bu noktada tarafların bu duvardan kaynaklanacak zararlar nedeniyle birbirlerini ibra ettikleri,oluşabilecek zarar nedeniyle doğacak haklarından feragat ettiği açıktır.O halde dava dışı sigortalı hasara konu duvar nedeniyle davalı şirkete yönelik tüm hakkından feragat etmiştir.Davacı sigortacı şirketi,dava dışı sigortalının davalıya karşı ileri süremeyeceği anlaşılan hasar ödeme talebini halefıyete dayalı olarak kendisi de ileri süremeyecektir. Zira sigorta şirketi anıldığı üzere ancak dava dışı sigortalının sahip olduğu hakları ileri sürebilecektir. Bu durumda davacı … şirketinin sigorta hukuku çerçevesinde alacak hakkını ileri sürmesi mümkün olmadığı gibi sigorta ilişkisinden bağımsız olarak dahi davacının temellük edebileceği bir alacak bulunmadığından temlik hükümlerine dayanarak dahi alacak hakkını ileri sürebilmesi bu noktada mümkün değildir.
Bu çerçevede somut olayda davacının dava konusu edilen hakkın sahibi olmadığı, zira halefiyete dayalı olarak davacının devir alabileceği bir alacak olmadığı gibi temlik eden durumundaki dava dışı kişinin,tenılik edebileceği bir hakkın dahi dava tarihi itibariyle mevcut olmadığı,bu şartlarda davacının dava konusu hakkın sahibi bulunmasının mümkün olmadığı,bir başka deyişle davacının aktif sıfatının bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Yapılan açıklamalar karşısında davacının davasının aktif sıfat yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-DAVANIN AKTİF HUSUMET YOKLUĞU NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30-TL karar harcının peşin yatırılan 1.520,28-TL’den mahsubu ile fazla yatırılan 1.460,98-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/04/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza