Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1366 E. 2022/230 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1366 Esas
KARAR NO : 2022/230

MAHKEMEMİZİN BİRLEŞEN… E. SAYILI DOSYASI

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 29/04/2019
KARAR TARİHİ : 17/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit- Maddi tazminat- Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkememizin asıl davası yönünden:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafın, müvekkilleri aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı icra takip dosyası ile kambiyo senetlere mahsus yol ile icra takibi başlatıldığını, takibe dayanak bonolarda davacı …’ nin keşideci, diğer davacıların ise kefil sıfatıyla bonoda yer aldığını, takibin dayanağının 115.000,00-TL lik, 20.05.2018 ve 20.06.2018 vade tarihli iki (2) adet bono olduğunu, bonolar dikkatlice incelendiğinde; lehdar kısımlarında çizilme ve düzeltme yapıldığının görüldüğünü, lehdar kısmında önce …’nin isminin yer aldığını, bu ismin üzerinin sonradan çizildiğini ve …AŞ ismi yazıldığını, bu çizilme ve düzeltmelerin olduğu yerde müvekkillerinin parafı olmadığını, senedin «lehtar» bölümünde yapılan değişiklik ve ilavelerin (çizme ve düzeltmeler), keşideci tarafından paraf (imza) edilmiş olmadıkça geçerli olmayacağını, 6100 sayılı HMK m. 207 “Senetteki çıkıntı, kazıntı veya silinti ayrıca onanmamışsa, inkâr hâlinde göz önünde tutulmaz. Bu tür çıkıntı, kazıntı veya silinti mahkemece senedin geçerliliğine ve anlamına etkili olacak nitelikte görülürse, senet kısmen veya tamamen hükümsüz sayılabilir.” şeklinde olduğunu, hal böyle iken her iki bonoda da lehdar olarak sonradan ismi yazılan ‘…AŞ HMK m. 207’ye göre göz önünde tutulmayacağını, bu durumda da …’ nin hem keşideci hem lehdar olduğunu, Bonoda «lehtar» ve «keşideci» sıfatlarının birleşemeyeceğini, başka bir deyişle, keşidecinin kendisini «lehtar» olarak göstererek bono düzenleyemeceğini, TTK. md. 778’da, TTK.md. 673’e yollama (atıf) yapılmadığını, icra takibine konu bononun bu hususları taşımamış olmakla geçersiz olduğunu, geçersiz bir delile dayanılarak takip yapılamayacağından, davalarının kabulü ile borçlu bulunmadıklarının tespitine, zararlarının giderilmesine ve takibin iptaline karar vermek gerekeceğini, takibe konu bonoların tahrif edilerek sahtecilik yapıldığını, bu nedenle şikayet haklarını saklı tuttuklarını, takibe dayanak bononun geçersiz olduğu gibi müvekkilinin davalı şirkete borcu da olmadığını, aksine davalı tarafından müvekkili …’ye satılan hayvanların ayıplı olduğundan müvekkili …’nin davalı şirketten alacağı bulunduğunu, müvekkili …’ nin, Güneydoğu ve Doğu Anadolu Projesi Kapsamındaki İllerde Kurulacak Damızlık Sığır İşletmesi Yatırımlarının Desteklenmesine İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı kapsamında hibe desteğinden faydalanarak 11.04.2018 tarihinde davalıdan 50 adet gebe yurt dışı menşeili (Çek, Macaristan, Slovakya) cins (simental) düve satın aldığını, tamamı gebe olan düvelerin, müvekkilinin ilk defa kullanılacak olan bu yeni tesisine intikal edildikten sonra yavrulamaya başladıklarını, ancak yavruların henüz birkaç günlük iken ölmeye başladıklarını, şimdiye kadar 31 yavru öldüğünü, bir (1) inek memelerinden, beş (5) inek de eklem ve tırnaklarından dolayı rahatsız olduğunu, ölen buzağılardan örnek numuneler (gaita) alındığını…Fakültesi Veteriner Teşhis ve Analiz Laboratuvarı’nda analizleri yaptırıldığını, buzağılarda Coronavirüs ve E.coli K99 gibi rahatsızlıklar tespit edildiğini, gebelik dönemlerinin ileri aşamasında satın alınan, bir tanesi daha yolda olmak üzere bir çoğu da doğurmak üzere olan bu düvelerin tedarikçi firma tarafından yeterli düzeyde tedavi ettirilmediğini, gerekli kan testi (serolojik), tedavi ve aşılarının yaptırılmadığının anlaşıldığını, Corona virüsün öldürücü bir virüs olup, tedaviye cevap vermeyen bir hastalık olduğunu, uygulanan tüm tedavilere rağmen 31 tanesinin kurtarılamadığını, tümü simental olan düvelerin, ekteki belgelerden de anlaşılacağı üzere, ithal yani yurt dışı (Çek, Macaristan, Slovakya) menşeili olduğunu, bunların periyodik bakımlarının ve aşılarının yapılması elzem olduğunu, alım- satım esnasında, gebeliklerinin ileri aşamasında olan bu hayvanları daha önceden, yani müvekkile satılmadan önce aşılarının yapılması gerektiğini, kuralına ve sürelerine uygun olarak testler ve aşılar yapılmamış olduğundan 31 yavrunun telef olduğunu, sürekli hayvan alım-satımı ile iştigal eden ve yurt dışından hayvan getirtip yurt içerisinde tüketicilere satan davalı şirketin ağır kusuru nedeniyle müvekkilinin oldukça mağdur olduğunu, büyük bir zarara uğradığını, destekleme projesinden yararlanmak isteyen ve hayvancılık ile kıt kanaat geçinen ve ilk defa böylesi devlet destekli bir projeden yararlanmak isteyen müvekkilinin zararının devasa olduğunu, ölen yavruların bedelinin yaklaşık 4.000 EURO olduğunu, (31×4000 EURO), yavrusu ölen 31 düveyi tekrar yavrulama aşamasına getirmek için gerekli olan bakım, yeme içme ve tedavi masraflarının tahminlerince 50.000 Euro civarında olduğunu, öte yandan müvekkilinin süt gelirinden, destekleme gelirinden, reforme inek ve buzağı gelirinden, sürüde bulunan hayvanların satış gelirinden vd gelirlerden yoksun kaldığını, konusunda uzman, veteriner fakültelerinde görev yapan iç hastalıkları uzmanı olan bilirkişilerden rapor alınarak müvekkilinin zararının tespiti ile davanın kabulüne karar verilmesini, zararın davalıdan tahsili ile müvekkili …’ye verilmesini talep ettiklerini, yavruların ölmesi üzerine davalı tarafa, ayıp ihbarında bulunulduğunu, zararın tazmininin ihtar edildiğini, ancak davalının müvekkilin zararını gidermediği gibi, tahrif edilmiş bir evrak ile müvekkilleri aleyhine icra takibi başlattıklarını, bunun üzerine müvekkillerinin borçlu bulunmadığının tespiti, ödenmiş/ödenecek olan miktarların müvekkillerine iadesine, müvekkili …’nin uğradığı şimdilik 1.000,00-TL maddi zararın davalıdan alınarak müvekkiline verilmesi için, ekte sunulan ve ibraz/celp edilecek “deliller” kısmında belirtilen belgelerle ispat etmek üzere, iş bu davanın açılması zaruretinin hasıl olduğunu, açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile fazlaya dair dava ve alacak hakları saklı kalmak kaydı ile öncelikle takibin durdurularak; İstanbul… İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takip dosyasına konu asıl alacak ve ferilerini ihtiva eden 233.792,64-TL borcunun bulunmadığının tespitine, geçersiz bir senede dayanılarak müvekkilleri aleyhine haksız ve kötüniyetli olarak iş bu icra takibi yapıldığından, davalı aleyhine % 20’den az olmamak kaydı ile tazminata hükmedilmesine, dava sonuna kadar cebri icra nedeniyle ödenmiş/ödenecek olan miktarların müvekkillerine iadesine, yargılama aşamasında hesaplanacak olan müvekkili …’nin uğradığı şimdilik 10.000,00-TL maddi zararın avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini saygıyla arz ve talep etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davacıların taleplerinde haksız ve kötü niyetli olduğunu, zira dava konusu İstanbul …İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyası ile takibe konulan iki adet 115.000 TL meblağlı senetlerin davalı … tarafından müvekkili şirkete getirildiğini ve verildiğini, bu sebeple senetlerin davalı …’in müvekkili şirkete nasıl verildi ise öyle olduğunu, takibe konulan senetler ile ilgili “senet vasfinı taşımadığı” iddiasının süresi içinde şikayet yolu ile İcra Hukuk Mahkemesi nezdinde ileri sürülebilecek husus olup, davacıların ödeme emrinin kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren şikayet süresi içinde dava açmadığını ve şikayette bulunulmadığını, senedin kambiyo vasfı taşıdığının kabul edildiğini, dava konusu senetlerin, taraflar arasında 27.11.2017 tarihli hayvan Alım-Satım Sözleşmesinden (EK:1) kaynaklandığını, davacı …’ nin müvekkili şirketten 165.000 Euro karşılığı 480.000 TL 9.766,40 TL – 729.766,40 TL karşılığı toplamda 50 adet damızlık düve almış olup ödeme için dava konusu senetleri verdiğini, taraflar arasında yazılı sözleşme mevcut olduğu gibi hayvanların da teslim edildiğini, davacı …’ nin sözleşme bedeline mahsuben iki adet senedi verdiğini, senetlerin sebepsiz olmadığı gibi davacının bilerek yaptığı senetteki düzeltmeden yararlanmak istemesinin kötü niyetin göstergesi olduğunu, ayrıca senette lehtar kısmının boş bırakılmış olması dahi mümkün iken davacının lehdarının düzeltme işlemi yapılmış senedin geçersiz olmasının MK.2 ve TTK.m.688 gereğince hukuka uygun düşmeyeceğini, görüldüğü üzere davalarında da davacıların senet altındaki imzalarını inkar etmediklerini, bu sebeple senet sebebiyle borçları bulunduğunu, davacıların borcun olmadığı yönündeki tespit taleplerinin yasal dayanağı olmadığını, takibe konulan senetlerin müvekkili şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olup senetlerin taraflar arasındaki hayvan satımı sözleşmesi gereğince davacı … tarafından borcuna karşılık verildiğini, bu sebeple borçlu olunmadığının tespitinin hukuki dayanağı ve haklılığı bulunmadığını, müvekkilinin davacı … tarafından verilen senetleri elinde tuttuğunu ve ödenmediğinden icra takibine koymakta kötüniyetli olmadığını, bu sebeple davacının kötüniyet tazminatı talebinin yerinde olmadığını, tüm taleplerinin reddini talep ettiklerini, davacı tarafın varsa zararının kusur ve sorumluluğunun davacı …’e ait olduğunu, zira müvekkili şirket tarafından yurt dışından ithal edilen hayvanların yurda girişlerinde 22/03/2017 tarihli veteriner sağlık sertifikası ile getirildiğini ve yurt içinde 21 gün süreyle karantina altına alınmakta olup 02/05/2017 tarihli karantina bitiş tutanağı ile hayvanların karantina altına alındıklarını, taraflar arasındaki sözleşmenin 8. Maddesi gereğince de hayvanların satıcıya teslimi ile birlikte sorumluluğun alıcıya geçtiğini, bu sebeple müvekkili şirketin sorumluluğu hayvanların alıcıya teslimine kadar geçerli olup, hayvanların 12/04/2018 tarihinde davacı- alıcıya teslim edilmiş olduğundan müvekkilinin hayvanlarla ilgili sorumluluğu bulunmadığını, davacı tarafın hayvanlar değil buzağı ölümlerinden bahsetmiş olduğunu ve zarar talep ettiğini, buzağıların hangi şartlarda doğduğu ve yaşam mücadelesi verdiği müvekkilinin bilgi ve sorumluluğu dışında olduğunu, ayrıca davacı tarafın hayvanları teslim aldıktan sonra bir defa dahi veteriner kontrolü yatırdığına dair belge almadığını, ayrıca davacı tarafından sunulan buzağı numunelerinin usulüne göre ortamından alınıp alınmadığı belli olmadığını, alınan numunelerin başka hayvanlara ait olabileceğini, zira numunelerin davacının ahırından uzmanlar tarafından hijyenik şartlarda alındığına dair belge bulunmadığını, bu sebeple dosyaya ibraz edilen rapor ve sonuçlarını kabul etmediklerini, davacının sözleşme gereğince borcunu ve senetleri ödememek için dava açtığı anlaşıldığını, bu sebeple davacı tarafın zarar tazmini taleplerinin reddini talep ettiklerini, davacıların tüm taleplerinin reddine, kötü niyetli davacının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacılara tahmiline karar verilmesini beyan talep etmiştir.
KARŞI DAVA (tefrik ile 2019/207 esas) :
Davalı karşı – davacı … A.Ş. vekili karşı dava dilekçesinde özetle, Taraflardan …A.Ş. ile davacı/karşı davalı … arasında 22.11.2017 tarihli hayvan alım-satımına ilişkin sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşmeye göre davacı/karşı davalı …’ nin müvekkiline 165.0090,00 Euro ödeme yapması gerektiğini, davacının müvekkili şirketten 165.000 Euro karşılığı 480.000 TL+249.766,40TL= 729.766,40 TL karşılığı toplamda 50 adet damızlık düve almış olup kısmi ödemeler yaptığını, iki adet 115.000 TL senct verdiğini fakat senetleri ödemediği gibi işbu davada senetlerin iptalini istemiş olup, bu iptali istenilen senet bedelleri de dahil edilerek (Zira halen ödenmemiştir ) halen bakiye 413.000,00 TL ödenmemiş borcu bulunduğunu ifade ederek asıl davanın reddine, Karşı davaları yönünden davalarının kabulü ile davacı/karşı davalı … ‘ den 413.000,00 TL alacağın (İstanbul…İcra Müdürlüğünün… E, sayılı dosyası ile tahsilat yapılması halinde işbu davadaki alacaktan mahsubu suretiyle mükerrer tahsilat yapılmamak tizere ) davacı/karşı davalı Muhatnmed EMRE’ den , malların teslim edildiği 12.04.2018 tarihinden işleyecek ticari işlerde temerrüt faizi ile (TTK.m.1530 ve 3095 sayılı yasa gereğince) birlikte tahsiline , yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı/karşı davalı …’den tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafından davacı … aleyhine açılan karşı davanın harca esas değerinin 413.000,00 TL olduğundan bahisle bu davacı aleyhine açılan davanın esas dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydının yapıldığı (2019/207), akabinde iş bu davanın yeniden mahkememizin… E. Sayılı dosyası arasında fiili ve hukuki bağlantısı olduğundan bahisle birleştirilmesine karar verildiği ve yargılamaya mahkememizin …E. Sayılı dosyası üzerinden devam edilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
KARŞI DAVAYA CEVAP: Davacılar vekilinin karşı davaya cevap dilekçesinde özetle, davalı …AŞ’nin cevap dilekçesine ve davacı müvekkillerinden … aleyhine açmış olduğu karşı dava dilekçesine itibar edilemeyeceğini, zira cevap dilekçesi ve karşı dava dilekçesinde iddia etmiş olduğu beyanların gerçek dışı olup, davanın kabulüne müvekkillerinden … aleyhine açmış olduğu reddine karar verilmesi gerektiğini, davalı-k.davalı… AŞ’nin cevap dilekçesine karşı cevaba cevap dilekçelerini ve davacılardan … aleyhine açmış olduğu karşı dava dilekçesine karşı cevapları birlikte sunduklarını, gebe düvelerin tedarikçi firma olan dava dışı davalı-k.davacı tarafından küpelerle oynandığını, tohumlama ve gebelik tarihlerinin yanlış verildiğini, bazı hayvanların da alımdan sonra nakliye edilmeden önce değiştirildiğini düşündüklerini, davalı tarafın dosyaya sunduğu bazı belgelerden sonra bunun gerçek olduğu ortaya çıktığını, zira davalı-k.davacı cevap dilekçesinin “b-zarar tazmin talebi” başlıklı bölümde; müvekkiline satılan hayvanların 22.03.2017 tarihli Veteriner sağlık sertifikasının, 02.05.2017 tarihli karantina bitiş tutanağının, dezenfeksiyon belgeside ekli 12.04.2018 tarihli yurtiçi hayvan sevklerine mahsus belgenin mevcut bulunduğunu belirttiğini, Davalı-k.davacı tarafın cevap dilekçesi ek 2,3,4’de sunduğu bu belgeler dikkatlice incelendiğinde, belgelerde menşei ve küpe nosu verilen hayvanların ek 5’te müvekkiline teslim edilen hayvanlardan başka olduğunun görüldüğünü, yani müvekkiline satımı vaad edilen hayvanların başka, müvekkiline teslim edilen hayvanların başka olduğunu, müvekkiline satışı vaad edilen ve cevap dilekçesi ek 2,3,4 belirtilen 50 adet hayvanın menşei Çek Cumhuriyeti olmasına rağmen müvekkiline teslim edilen hayvanların bazılarının menşeinin Macaristan ve Slovakya olduğu da görüldüğünü, sağlık sertifikasındaki hayvanların küpe numaraları ile müvekkiline teslim edilen hayvanların küpe numaraları da birbirlerini tutmadığını, müvekkiline teslim edilen hayvanların sözleşmeye aykırı olarak teslim edilen hayvanlar olduğunu, sözleşmenin “C-Sözleşme Maddeleri” başlıklı bölümün 1.maddesine göre damızlık gebe düveler Çek Cumhuriyeti’nden (Devletinden) ihtal edilmesi gerekirken müvekkiline teslim edilen hayvanlar arasında Macaristan ve Slovakya’ya ait hayvanların olduğu görüldüğünü, görüldüğü üzere sağlık sertifikasında belirtilen hayvanların müvekkiline teslim edilmediğini, sözleşmede belirtilen hayvanlar dışında başka hayvanların müvekkiline teslim edildiğini, teslim edilen hayvanlar arasında Çek Cumhuriyeti’nden başka Slovakya ve Macaristan menşeili hayvanların bulunduğu görüldüğünü, davalı-k.davacı tarafından cevap dilekçesi ekinde (Bkz Cevap Dilekçesi Ek 2,3,4) sunulan bu belgelerden, davalı tarafın müvekkilini aldattığının hatta dolandırdığının anlaşıldığını, buna dair şikayet haklarını saklı tuttuklarını, gebe düvelerin, … İl Müdürlüğü’nce görevlendirilen Veteriner Hekim …, Ziraat Mühendisi…’nın gözetim ve denetiminde alındığını, müvekkilinin ise ilk okul mezunu olup hayvancılıkla profesyonel düzeyde ilgilenmediğini, ancak iaşesi kadarıyla hayvancılıkla uğraştığını, müvekkilinin düvelerin alınması anında, düveleri dış görünüş itibariyle inceleyebildiğini ve beğendiğini, müvekkilinin ancak bunu yapabileceğini başkaca da bir imkan ve olanağı olmadığını, dava konusu hayvanlardaki hastalıkların ilk bakışta görülebilen türden hastalıklar olmadığını, hastalıkların doğum ile birlikte (yavru atma) ve doğumdan sonra (buzağıların ölümü) ancak anlaşılabildiğini, hayvanlardaki hastalıkların gizli ayıp niteliğinde olup yavruların ölmesi ile birlikte ortaya çıktığını, davalı- k.davacının iddialarının aksine sonradan ortaya çıkan gizli ayıp niteliğindeki ayıplara karşı satıcının sorumluluğunun her zaman söz konusu olduğunu, hal böyle iken sözleşmedeki aksine hükümlerin somut olayda uygulanma ihtimali söz konusu olmadığını, sonradan ortaya çıkan bu gizli ayıplarla ilgili doğan buzağılar ölmeye devam ederken 31.05.2018 tarihinde taraflarınca, satıcı olarak davalı-k.davacıya ayıplar ihtar edildiğini, hayvanların Güneydoğu ve Doğu Anadolu Projesi Kapsamındaki illerde Kurulacak Damızlık Sığır İşletmesi Yatırımlarının Desteklenmesi Projesi kapsamında alındığından, tüm bu olan bitenden … Hayvancılık İl ve İlçe Müdürlüğü’ nün haberdar edildiğni, onların bilgisi dahilinde kan tahlili alındığını ve gerekli testler yapıldığını, geçersiz bonoya dayalı takiplerde şikayet yoluna başvurulabileceği gibi menfi tespit davası da açılabileceğini, asıl kötüniyetli olan tarafın davalı-k.davacı olduğunu, davalı-k.davacının yanlış yorumlamak ve somut olaylarına uymayan, alakasız içtihatları sunmak suretiyle takip dayanağı bonoların geçerli olduğunu iddia etmesinin hukuken kabul edilemeyeceğini, arz edilen nedenlerle; menfi tespit ve tazminat davalarının kabulüne, karşı davanın reddine, eksik hususların tamamlattırılmasına, ilgili kurumlardan bilgi ve belgelerin celbine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVABA ve KARŞI DAVAYA CEVAP: davalı …AŞ’nin cevap dilekçesine ve davacı müvekkillerinden … aleyhine açmış olduğu karşı dava dilekçesine itibar edilemeyeceğini, zira cevap dilekçesi ve karşı dava dilekçesinde iddia etmiş olduğu beyanların gerçek dışı olup, davanın kabulüne müvekkillerinden … aleyhine açmış olduğu reddine karar verilmesi gerektiğini, davalı-k.davalı… AŞ’nin cevap dilekçesine karşı cevaba cevap dilekçelerini ve davacılardan … aleyhine açmış olduğu karşı dava dilekçesine karşı cevapları birlikte sunduklarını, gebe düvelerin tedarikçi firma olan dava dışı davalı-k.davacı tarafından küpelerle oynandığını, tohumlama ve gebelik tarihlerinin yanlış verildiğini, bazı hayvanların da alımdan sonra nakliye edilmeden önce değiştirildiğini düşündüklerini, davalı tarafın dosyaya sunduğu bazı belgelerden sonra bunun gerçek olduğu ortaya çıktığını, zira davalı-k.davacı cevap dilekçesinin “b-zarar tazmin talebi” başlıklı bölümde; müvekkiline satılan hayvanların 22.03.2017 tarihli veteriner sağlık sertifikasının, 02.05.2017 tarihli karantina bitiş tutanağının, dezenfeksiyon belgeside ekli 12.04.2018 tarihli yurtiçi hayvan sevklerine mahsus belgenin mevcut bulunduğunu belirttiğini, Davalı-k.davacı tarafın cevap dilekçesi ek 2,3,4’de sunduğu bu belgeler dikkatlice incelendiğinde, belgelerde menşei ve küpe nosu verilen hayvanların ek 5’te müvekkiline teslim edilen hayvanlardan başka olduğunun görüldüğünü, yani müvekkiline satımı vaad edilen hayvanların başka, müvekkiline teslim edilen hayvanların başka olduğunu, müvekkiline satışı vaad edilen ve cevap dilekçesi ek 2,3,4 belirtilen 50 adet hayvanın menşei Çek Cumhuriyeti olmasına rağmen müvekkiline teslim edilen hayvanların bazılarının menşeinin Macaristan ve Slovakya olduğu da görüldüğünü, sağlık sertifikasındaki hayvanların küpe numaraları ile müvekkiline teslim edilen hayvanların küpe numaraları da birbirlerini tutmadığını, müvekkiline teslim edilen hayvanlar sözleşmeye aykırı olarak teslim edilen hayvanlar olduğunu, sözleşmenin “C-Sözleşme Maddeleri” başlıklı bölümün 1.maddesine göre damızlık gebe düveler Çek Cumhuriyeti’nden (Devletinden) ihtal edilmesi gerekirken müvekkiline teslim edilen hayvanlar arasında Macaristan ve Slovakya’ya ait hayvanların olduğu görüldüğünü, görüldüğü üzere sağlık sertifikasında belirtilen hayvanların müvekkiline teslim edilmediğini, sözleşmede belirtilen hayvanlar dışında başka hayvanların müvekkiline teslim edildiğini, teslim edilen hayvanlar arasında Çek Cumhuriyeti’nden başka Slovakya ve Macaristan menşeili hayvanların bulunduğunun görüldüğünü, davalı-k.davacı tarafından cevap dilekçesi ekinde sunulan bu belgelerden, davalı tarafın müvekkilini aldattığının hatta dolandırdığının anlaşıldığını, buna dair şikayet haklarını saklı tuttuklarını, gebe düvelerin, … İl Müdürlüğü’nce görevlendirilen Veteriner Hekim …, Ziraat Mühendisi …’nın gözetim ve denetiminde alındığını, müvekkilinin ise ilk okul mezunu olup hayvancılıkla profesyonel düzeyde ilgilenmediğini, ancak iaşesi kadarıyla hayvancılıkla uğraştığını, müvekkilinin düvelerin alınması anında, düveleri dış görünüş itibariyle inceleyebildiğini ve beğendiğini, müvekkilinin ancak bunu yapabileceğini başkaca da bir imkan ve olanağı olmadığını, dava konusu hayvanlardaki hastalıkların ilk bakışta görülebilen türden hastalıklar olmadığını, hastalıkların, doğum ile birlikte (yavru atma) ve doğumdan sonra (buzağıların ölümü) ancak anlaşılabildiğini, hayvanlardaki hastalıkların gizli ayıp niteliğinde olup yavruların ölmesi ile birlikte ortaya çıktığını, davalı- k.davacının iddialarının aksine sonradan ortaya çıkan gizli ayıp niteliğindeki ayıplara karşı satıcının sorumluluğunun her zaman söz konusu olduğunu, hal böyle iken sözleşmedeki aksine hükümlerin somut olayımızda uygulanma ihtimali söz konusu olmadığını, sonradan ortaya çıkan bu gizli ayıplarla ilgili doğan buzağılar ölmeye devam ederken 31.05.2018 tarihinde taraflarınca, satıcı olarak davalı-k.davacıya ayıplar ihtar edildiğini, hayvanların Güneydoğu ve Doğu Anadolu Projesi Kapsamındaki İllerde Kurulacak Damızlık Sığır İşletmesi Yatırımlarının Desteklenmesi Projesi kapsamında alındığından, tüm bu olan bitenden …Müdürlüğü haberdar edildiğini, onların bilgisi dahilinde kan tahlili alındığını ve gerekli testler yapıldığını, geçersiz bonoya dayalı takiplerde şikayet yoluna başvurulabileceği gibi menfi tespit davası da açılabileceğini, davacı-k.davalının iddiasının aksine menfi tespit davası için bir süre söz konusu olmadığını, davalı-k.davacının yanlış yorumlamak ve somut olaylarına uymayan, alakasız içtihatları sunmak suretiyle takip dayanağı bonoların geçerli olduğunu iddia etmesinin hukuken kabul edilemeyeceğini, arz edilen nedenlerle; menfi tespit ve tazminat davalarının kabulüne, karşı davanın reddine, eksik hususların tamamlattırılmasına, ilgili kurumlardan bilgi ve belgelerin celbine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Mahkememizce…müdürlüğüne ve… Tarım Müd’e müzekkere yazılarak davaya konu hayvanların bilgileri vermek sureti ile hayvanların kayıtlarının sağlık durumlarının gebelik durumlarının doğum ve ölüm gibi tüm kayıtlara ilişkin belgelerin okunaklı onaylı suretlerinin gönderilmesi istenilmiş olmakla, ilgili bilgi ve belgeler dosya arasına alınmıştır.
Mahkememizce … Fakültesi’ ne müzekkere yazılarak davacı…’nin sahibi bulunduğu hayvanların ve yavrularına ilişkin olarak yapılmış olan test ve analizlare ilişkin hayvanların birbirlerinden ayırıcı kulak numaraları ve özellikleri ile birlikte 2018 Nisan-Mayıs-Haziran-Temmuz- Ağustos aylarında yapılan tahlil ve tetkikleri ile tüm bilgi ve belgelerin mümkünse CD ortamında gönderilmesi istenilmiş olmakla, …Veteriner Fakültesi Dekanlığı’nın 12/07/2019 tarihli yazı cevabı ile istenilen bilgi ve belgeler dosya arasına alınmıştır.
Mahkememizce İstanbul …İcra Hukuk Mahkemesi’ne yazılan yazıya cevap verildiği,… Esas sayılı dosyasının bir suretinin uyap sisteminden gönderilerek ilgili bilgi ve belgelerin dosya arasına alındığı anlaşılmıştır.
…Asliye Hukuk Mahkemesi’nin… Talimat sayılı dosyasından …’in mahkeme huzurunda alınan beyanında ” Ben davacılardan …’yi tanıyorum. … ve …’yi tanımıyorum, herhangi bir akrabalığım yoktur. Benim mesleğim veteriner hekimliktir. Davacı … ile birlikte satın aldığı hayvanları muayene ettiğim için beraber çalışmışlığımız vardır. Davalı Şirketten birden fazla kez hayvan aldığını biliyorum, bende bu hayvanları muayene ediyordum. Bir defasında satın aldığı 50 ye yakın ineği 29 tanesinin buzağıları öldü. Ölme sebepleri de satın aldığı davalı şirketin hayvanların tohumlama tarihlerinin yanlış bildirilmesiydi. Bu tohumlama tarihlerinin yanlış söylenmesi hayvanların sağlığı açısından ciddi sorunlar oluşturdu. Bu tarihlerin yanlış bildirilmesi de davalı şirketin hatasıdır.Hayvanlar viral bir enfeksiyon kapmıştı. Hayvanın gebelik sürecinde tohumlama tarihlerini tam olarak bilmediğinden yapılan tedavi başarısız oldu. Hayvanlara yapılması gereken aşılama tedavisi yapamadık. …’nin davalı şirkete herhangi bir borcu olduğunu sanmıyorum. Aralarındaki alışveriş işini ben bilmiyorum, Davacı …’nin de davalı şirkete ne şekilde ödeme yaptığını bilmiyorum. Ben sadece satın aldığı hayvanların sağlığı ile ilgileniyordum. bildiklerim bundan ibarettir” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Asıl dava dilekçesi, cevap dilekçesi karşı dava ve cevap dilekçeleri, birleşen dava dilekçesi, cevap dilekçesi karşı dava ve cevap dilekçeleri, İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosya aslı bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı deliller birlikte incelenmiştir.
Dosyamıza celp edilen İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı … San. A.ş. Borçlular …, …, … aleyhine toplam 233.792,64 -TL alacak üzerinden icra takibi yapıldığı anlaşılmıştır.
İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesi’ nin…esas,… karar sayılı dosyasının incelenmesinde; davacıların …, …, …, davalının … A.ş. Olduğu, davanın konusunun icra memurunun muamelesini şikayet olduğu, mahkemece yapılan yargılama neticesinde, usulsüz tebligata ilişkin şikayetin reddine karar verildiği, dosyanın müzekkere yazım ve cevap tarihi itibariyle istinaf incelemesinde olduğu anlaşıldı.
Mahkememizce oluşturulan ara kararı gereği dosyanın Mali müşavir…, Tic. Huk. Nit. H. Uzmanı Dr. …, Borçlar Alanında Nit.H. Uzmanı Dr. …, Veteriner Prof. Dr. … ‘e tevdi edildiği, bilirkişilerce sunulan 22/07/2020 tarihli raporda sonuç ve özet olarak; Veteriner Prof. Dr. …tespitleri: ” Neonatal dönemdeki (0-6 haftalık yaştaki) buzağı ölümleri dünyada sığır yetiştiricitiğin en önemli problemi olup, neonatal buzağılarda gözlenen hastalıklar içinde en önemlileri hiç şüphesiz ishalle seyreden hastalıklardır. Yetersiz ve yanlış besleme bu kayıplarda önemli tol oynasa da, çok iyi bir bakım-besleme şartları uygulandığında bile, yine de en az % 5 ölüm oranı şekillenmektedir. Neonatal buzağı ishalinin morbiditesi şiddetli enfekte sürülerde %100’e kadar çıkabilmektedir. İyi bir işletmede buzağı kayıp oranı 961-8 arasında olması gerekirken, ülkemizde devlet işletmelerinin dışındaki haik işletmelerindeki buzağı ölümleri %10-20 civarında olup, düşük teknoloji uygulanan ve yönetim yetersizliği olan işletmelerde %50’nin üzerinde bile olabilmektedir. Ekonomik kayıp ölümler, performansın bozulması, büyüme geriliği, zaman kaybı ve tedavi masrafları sonucu daha da artmaktadır. Alıcı …’ye ait işletmede de, hastalığın ortaya çıkmasını sağlayan stres faktörlerinin ve enfeksiyöz etkenlerin mevcudiyeti, uygulanan tedavi yöntemlerinin buzağı ishallerine yönelik bağışıklık arttırıcı immun ilaçlarla desteklenmemiş olması, anne ve yavruya uygulanan aşılamaların yetersiz oluşu, gebe düvelerin ileri gebelik döneminde nakledilmesi sebebiyle annede yeterli-uygun bağışıklığın oluşmaması, kolostrum yoluyla yeterli ve uygun bağışıklığın buzağıya aktarılamaması, işletmede hastalık etkenlerin mevcudiyeti ve hastalığın hızlı yayılmasına karşılık yeterli bakım-hijyenik önlemlerin alınmaması, yeni ve eski çok sayıda hayvanın aynı yerde olması gibi yaşanan işletme, bakım ve idari problemlerin ölüm oranını arttırdığı kanaati oluşmuştur. Mali İnleceleme Tespitleri Çerçevesinde ;” davacı …’nin tacir olmaması nedeniyle ticari defter ve belgelerini sunamayacağını davacı vekili tarafından beyan edildiği tespit edilmiştir. Davalı … A.ş.’nin ticari defterleri TTK’nun amir hükümlerine göre, 2017-TY yevmiye defterinin kapanış tasdiki sunulduğu taktide delil niteliğinde olacağı, 2018 T.Y”na ait ticari defterlerinin lehine delil teşkil etiği, ancak takdirin Mahkemeye ait olacağını, davalı şirket, davacı … ile 26/03/2018 tarihinde davacının 37.000,00 TL ödeme yaptığı, davalı şirket, davacıya 27/03/2018 tarihinde 249.760,00 TL bedelli açık fatura kestiği, davacı bunun karşılığında 09/04/2018 tarihinde 224.766,40 TL, 10/04/2018 tarİhinde 55.000,00 TL, 11/04/2018 tarihinde 230.000,00 TL ( dava ve takip konusu 2 adet 115.000,00 TLX2=230.000,00 TL bono” ödeme yaptığı, davalı şirket davacıya 12/04/2018 tarihinde 480.000,00 TL bedelli açık fatura kestiği, 12/04/2018 tarih ve … yevmiye madde numarasıyla davacıdan 183.000,00 TL alacaklı olarak muhasebe kaydı yaptığı tespit edilmiştir.” Borçlar Alanında Nitelikli Hesaplamalar Çerçevesinde; ” somut olayda davalının sözleşme konusu hayvanları sözleşmede belirlenen tarihte teslim etmediği tespit edilmişse de davacı …’nin davalıya 31/05/2018 tarihinde… Noterliği’nin … yevmiye nolu ayıp ihbarı konu ihtarnamesini göndererek sözleşmeden dönerek zararlarını talep ettiği, davada sözleşme konusu hayvanların ayıplı olduğu ileri sürüldüğü ancak teknik incelemede davacının buzağı kayıplarını önlemek için üstüne düşen sorumluluklarını yerine getirmediği tespitinin yapıldığı, ” Ticaret Hukukundan Kaynaklı Nitelikli Hesaplamalar Çerçevesinde ” Uyuşmazlık konusu her iki bono kapsamında, senet metnine lehdar olarak yazılan davacının (…) isminin üzeri çizilerek, düzenleyenin ( davacı …) onayı bulunmaksızın davalı şirketin ticaret unvanının yazılmasına ilişkin değişikliğin, yapılmamış/ yazılmamış kabul edilmesi gerektiği, bu bağlamda iş bu senetlerin düzenleyeni ve lehtarının aynı kişiler olduğu, dolayısıyla bahse konu senetlerin bono olarak kabul edilemeyeceği, davalının bonolara ilişkin olarak bunun dışında kalan iddiasının, usul hukukunun konusu olması nedeniyle görüş bildirme yetkimizin bulunmadığı” sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir. Davalı- karşı davacı vekili 20/08/2020 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi ibraz etmiştir. Davacı- Karşı davalı vekili 31/08/2020 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi ibraz etmiştir.
Mahkememizce verilen duruşma ara kararında dava dosyasının Mali Müşavir bilirkişi…’ya tevdi ile … Esas ve.. Esas sayılı dosyalarda birleşen dosyada davacının alacak talebi ile ilgili değerlendirme yapılmadığı bu konuda karşı davacının alacağının bulunup bulunmadığı hususlarında ek rapor alınmasına karar verilmiş olmakla dosya Mali Müşavir …’ya tevdi edilmiştir.
Bilirkişi tarafından sunulan 28/09/2220 tarihli ek raporda sonuç ve özet olarak, Veteriner Prof. Dr. …tespitleri :Ülkemizde önemli bir problem teşkil eden ve çok sayıda buzağı kayıplarına yol açarak önemli ekonomik kayıplara yol açan hastalıklardan birisi olan neonatal dönem buzağı ishallerinin, bu işletmede de maalesef önemli kayıplara yol açtığı, bu kayıpların bu kadar yüksek oranda şekillenmesinde yukarıdaki kısımlarda da genişçe açıklamaya çalıştığım gibi, özelikle ileri gebe hayvanların işletmeye alınması sebebiyle annede buzağısını koruyacak uygun bağışıklık sağlayıcı antikorların oluşmasına zaman kalmayışı, bu sebeple kolostrum yoluyla yeterli ve uygun bağışıklığın buzağıya aktarılamaması, ortamda stres faktörlerinin ve enfeksiyöz etkenlerin mevcudiyeti, uygulanan tedavi yöntemlerinin buzağı ishallerine yönelik bağışıklık arttırıcı immun ilaçlarla desteklenmemiş olması, anne ve yavruya uygulanan aşılamaların yetersiz oluşu gibi kök raporumda da belirtmiş olduğum sebeplerin buzağı ölüm oranını arttırdığı yönündeki kanaatim değişmemiştir. 2. Mali inceleme Tespitleri Çerçevesinde; Kök raporda yazılmış olunan mali tespitler ile ilgili olarak tarafların yeni bir belge sunmaması nedeniyle kök raporda bir değişiklik yoktur.” kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi ek raporu taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir. Davacı karşı davalı vekili 20/10/2020 tarihli dilekçesi ile ek bilirkişi raporuna karşı itiraz ve beyan dilekçesi ibraz etmiştir.
Bilirkişiler tarafından sunulan 09/11/2020 tarihli 2. ek raporda sonuç ve özet olarak, ” Keyfiyet HMK 282. Madde hükmü gözetilmek kaydıyla ve HMK 266/C 2. Uyarınca bil cümle hukuki tavsif ve takdir Mahkemeye ait olmak üzere, davalı şirketin, davacı şirketten 12/04/2018 tarihli ticari defterlerinde muhasebe kaydı yapılmış olan 183.000,00 TL cari hesap alacağına 28/12/2018 dava tarihine kadar %19,5 avans faiz hesabı, 183.000,00 TL asıl alacakx%19,5 avans faiz x( 256 gün/360 gün)=2.537,60 TL işlemiş faiz, 183.000,00 TL asıl alacak+2.537,60 TL faiz+690,00 TL komisyon=186.227,60 TL toplam alacağa, tahsil tarihine kadar değişken oranda faiz ve ferilerinin işletilmesi kanaati oluştuğu” kanaati bildirilmiştir.
Ek 2. Bilirkişi raporu taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir. Davacı karşı davalı vekili 30/11/2020 tarihli dilekçesi ile 2. ek bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi ibraz etmiştir.
Mahkememizin 25/02/2021 tarihli duruşma ara kararında; dosyada mevcut raporların hüküm kurmaya elverişli olmadığı, ayıp iddiasının BK 220 vd. Maddeleri göz önüne alınarak ortaya konulmadığı ve tarafların kusur durumunun mahkememizce şüpheye düşülmeyecek şekilde ortaya konulmadığı anlaşıldığından önceki bilirkişi raporları da değerlendirilmek üzere yeni bir heyetten rapor alınmasına, Bilirkişi olarak Borçlar Mevzuatı Nitelikli Hesaplamalar Konusunda Uzman, … İle İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Veteriner Hekim …’un tayinine karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti Borçlar Mevzuatı Nitelikli Hesaplamalar Konusunda Uzman, …İle İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Veteriner Hekim … tarafından sunulan 14/11/2021 tarihli raporda sonuç ve özet olarak ” .TBK madde 220 hükmü uyarınca, hayvan satışlarında satıcının, yazılı olarak üstlenmedikçe veya ağır kusuru olmadıkça hayvanın ayıplarından sorumlu olmayacağı, Satın alınan hayvanlara hangi aşıların yapılıp yapılmadığı mevcut evraklarda belirtilmiş olup, aynı evraklarda ayrıca hangi ülkeden ithal edildiklerinin de ayrı ayrı belirtildiği, davacı …’nin özellikle belirtilen bu hayvanları teslim aldığı ve belgeleri imzalayarak kayıt altına aldığı, tüm bu belgeler incelendiğinde, ithalatçı firma olan Davalı … A.Ş.’nin gerekli yükümlülükleri yerine getirerek ithalat yaptığı, uygun kontrollerden ve karantinadan geçen hayvanların firmanın Kırklareli/Lüleburgaz’daki yerine teslim edildiği, burada da gerekli karantina işlemleri uygulandığı, davalı ile davacı … arasında yapılan sözleşmeye uygun olarak hayvanların teslim edildiği, gerekli tüm işlemlerin Veteriner Hekim kontrolleri yapılarak süregeldiği ve hayvanların davacının Erzurum’daki işletmesine teslim edildiği, davalı tarafından verilmiş olan belgelerde hangi aşının yapılıp yapılmadığının görüldüğü, ayrıca aşılı olup olmadığının bilinmemesi durumunda dahi yine aşıların davacı işletme tarafından yapılması gerektiğinin belirtilebileceği, iş bu raporumuzun ilk bölümünde belirtilen birçok anaya ait ve buzağıya ait predispoze yani hazırlayıcı faktörlerin de çok etkin olduğu, dolayısıyla sadece aşı dikkate alınmamalı, aşı yapılmış olsa bile yine buzağı ölümlerinin görülebileceği zira aşıyla birlikte bu faktörlerin de her işletme için çok önemli olduğu ve düzeltilmesi gerektiği, sadece aşı dikkate alındığında ise bu aşıların yapılma sorumluluğunun alıcı yetiştiricide yani mevcut olay için Davacı … uhdesinde olduğu, zira satın alınan hayvanlara hangi aşıların yapılıp yapılmadığının mevcut evraklarda belirtilmiş olup, aynı evraklarda ayrıca hayvanların hangi ülkeden ithal edildiklerinin de ayrı ayrı belirtildiği, davacı tarafın belirttiği gibi en az 32 adet gebe düvenin aşısının teslimattan önce yapılmadığı, buna ilişkin bilgilendirmelerin yerine getirilmediği şeklindeki itirazların uygun görülmediği, yine aynı itirazda belirtilen bu aşıların yapılmadığı gibi gebe ineklerin tohumlama tarihlerinin yanlış verildiği şeklindeki görüş açısından da dosya İçinde bulunan Veteriner Hekim …, Ziraat Mühendisi… tarafından ve ayrıca Davacı … ve İthalatçı firma…A.Ş tarafından da İmzalanmış ithal edilen tüm 50 hayvanın doğum, tohumlama tarihi ve gebelik süresi, tohum gününü bildiren yerinde tespit beyanı dikkate alındığında resmi belgelerde tüm sürelerin belirtildiğinin gözlemlendiği, sürelerle ilgili olarak bir belirsizlik veya yanlış tarihlendirme olduğu varsayımında bile aşılamanın her hayvana yapılmış olması gerektiği düşünüldüğünde bu sürelerin sürece olan olası etkisinin ortadan kalkacağı, taraflar arasında alım satıma konu hayvanların sözleşmeye uygun olarak teslim edildiği, hayvanların ayıplı olarak teslim edilmedikleri, ithal edilen gebe düveler ve buzağılarında ortaya çıkan ölümlerle ilgili olarak Davalı… Anonim Şirketinin kusurunun bulunmadığının belirtilebileceği, nihayetinde, açıklanan değerlendirmeler sonucunda meydana gelen ölümlerle ilgili – olarak davalının sorumluluğunun bulunup bulunmadığı hususunda takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu” kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara ayrı ayrı tebliğ edilmiştir. Davacı-karşı davalı veekili 17/12/2021 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı itiraz ve beyan dilekçesi ibraz etmiştir.
Tarafların mahkememize sundukları yazılı ve sözlü beyanları ile aldırılan bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı deliller birlikte incelenip değerlendirildiğinde, dava konusu olayda, davacı … ile davalı arasında 22.11.2017 tarihinde hayvan satışına ilişkin sözleşme akdedildiği, sözleşmeye göre 50 adet Simental ırk gebe düvenin Çek Cumhuriyeti’ nden ithal edileceği, sözleşmenin 22.11.2017-30.04.2018 tarihleri arasında geçerli olduğunun kararlaştırıldığı, gebe düvelerin birim fiyatının KDV dahil 3300 Euro olduğu ve toplamda 165.000 Euro ödeneceğinin kararlaştırıldığı, davacı …’ nin davalıya 31.05.2018 tarihinde … Noterliği’ nin…yevmiye nolu ayıp ihbarı konulu ihtarnamesini göndererek, doğan yavrulardan 17 adedinin öldüğünü ve sözleşmeden döndüğünü, bu kapsamda 10 gün içinde hayvanların iade alınmasını, ödemelerin iade edilmesini, nakliye ve tedavi masraflarının ödenmesini, 233.792,64 TL borcunun bulunmadığını, gebe düvelerin hasta olması nedeni ile zarara uğradığını, şimdilik 10.000,00 TL maddi zararın avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ettiği, davalı-karşı davacının (daha sonra birleşen dosya davacısının) ise davacılardan …’nin davalı şirketten 165.000,00 € Euro karşılığı (480.000 TL + 249.766,40 TL=729.766,40 TL) karşılığı toplam 50 adet damızlık düve alarak senet verdiğini, hayvanların davacılara teslim edildiğini, bu nedenle sorumlu olmadığını, karşı davada ise ( daha sonra tefrik ile akabinde yeniden birleştirilen); davalı şirketin davacı …’den 413.000 TL alacağı olduğunu iddia ettiği,
Bu halde ana davanın konusunun: icra takibi nedeni ile borçlu olunmadığının tespiti ve davacı … yönünden uğranılan maddi zararın tazmini talebine ilişkin olduğu, taraflar arasında hayvan alım satımına ilişkinin ve sözleşmenin bulunduğu hususunda ihtilafın bulunmadığı, taraflar arasında bononun geçerli olup olmadığı, icra takibi nedeni ile davacıların davalıya borcunun bulunup bulunmadığı, hayvanların ayıplı olarak teslim edilip edilmediği, ayıplı teslim edilmiş ise davacı …’ nin zararının oluşup oluşmadığı hususunda ihtilafın bulunduğu tespit edilmiştir.
Birleşen Karşı davanın (açılmamış sayılmasına karar verilen); alacak istemine ilişkin olduğu,
Taraflar arasında hayvan alım satım ilişkisi bulunduğu hususunda ihtilafın bulunmadığı, taraflar arasında alım satıma konu hayvanların sözleşmeye uygun teslim edilip edilmediği, hayvanlarda ayıbın bulunup bulunmadığı, meydana gelen ölümlerden hangi tarafın sorumluluğu bulunduğu, karşı davacı …Hayvancılık’ ın ( tefrik ile 2019/207 esas sayılı dosyanın davacısı) asıl davacıdan alacaklı olduğu borç miktarının bulunup bulunmadığı hususlarında ihtilafın bulunduğu tespit edilmiştir.
Ana dava, kambiyo senedi sebebiyle menfi tespit ve maddi tazminat talebine ilişkindir.
4721 Sayılı TMK’nun 6. Maddesi gereğince, kural olarak bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf o vakıayı ispat etmeye mecburdur. İspat yüküne ilişkin bu genel kural menfi tespit davaları için de geçerlidir. Kural olarak menfi tespit davalarında ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davalıdadır. Ancak davalının alacağı kambiyo senedine dayanıyorsa ispat yükü yer değiştirerek senetten dolayı borçlu olmadığını iddia eden davacı tarafa düşer. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 20/03/2019 tarih 2017/3521 E., 2019/1844 K. Sayılı kararı da bu yöndedir.)
Takibe konu bonolara ilişkin uyuşmazlık; bonoların lehtar kısınında … isminin yer alması, bu ismin üzerinin çizilmesi ve …A.Ş. isminin yazılması, bu çizme ve düzeltmenin olduğu yerde ise, … isimli davacının parafının bulunmaması noktasında toplanmaktadır. Bonoya ilişkin şekil şartları TTK m. 776’da düzenlenmiştir. TTK m. 776/1- e uyarınca, kime ya da kimin emrine ödenecekse onun adı ve soyadı ya da ticaret unvanı ( lehtar) bonoda gösterilmelidir. Lehtar olarak adı yazılan kişi değiştirilirse, bu değişiklik bakımından düzenleyenin onayı şarttır. Aksi halde değişiklik yapılmamış sayılır ve senet bakımından değerlendirme buna göre yapılır. Davaya konu bonoda lehtar olarak davacı …’ nin isminin bulunduğu, buna karşılık söz konusu ismin üzerinin çizilerek davalı şirketin ticaret unvanının (… Hayvancılık Gıda. Tarım Ürün. A.Ş.) yazıldığı tespit edilmiştir. Değişikliğe ilişkin olarak düzenleyenin yani …’ nin onayı bulunmamaktadır.
HMK’nun 207. maddesi hükmü gereğince senetteki düzeltmelerin borçlu (keşideci) tarafından paraf edilmesi gereklidir. Yani, senette mevcut olan çıkıntı veya senet metni altındaki hak ve silinti ayrıca tasdik edilmemiş ise; inkâr halinde yok hükmündedir. Bu nedenle, senet üzerinde yapılan değişikliklerin geçerli olabilmesi için, düzenleyen tarafından imza veya paraf edilmek suretiyle onaylanması gerekir.
Dava konusu olayda, senedin önceki hali dikkate alındığında, düzenleyen ile lehtarın aynı kişi olması nedeniyle bonoda alacaklı ve borçlu sıfatının birleştiği, bu halde senetlerin kambiyo vasfının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Esasa ilişkin olarak; Somut olayda taraflar arasında akdedilmiş 22.11.2017 tarihli hayvan satışına ilişkin sözleşme bulunmaktadır. Hayvan satışındaki ayıp, satılan hayvanda ortaya çıkan ve alıcının o hayvandan tümüyle ya da gerektiği gibi yararlanmasını engelleyen eksiklikler veya bozukluklar anlamına gelmektedir. Hayvan satışındaki ayıp yönünden 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu özel düzenlemeler getirmiştir.
TBK m.222’ye göre “satıcı satış sözleşmesinin kurulduğu sırada alıcı tarafından bilinen ayıplardan sorumlu değildir. Satıcı alıcının satılanı yeterince gözden geçirmekle görebileceği ayıplardan da ancak böyle bir ayıbın bulunmadığını ayrıca üstlenmişse sorumlu olur”
TBK m. 220 gereğince; “Hayvan satışında satıcı, yazılı olarak üstlenmedikçe veya ağır kusuru olmadıkça ayıptan sorumlu olmaz.”
TBK m.220 anlamında bir hayvan satışının söz konusu olduğu hallerde muayene ve ihbar süreleri ise TBK m. 224’e göre belirlenir.
Bu halde satıcının ayıptan sonumluluğunun doğması için ; -Ayıbın sözleşmede yarar ve hasarın alıcıya geçmesi anında satılanda var olması -Satılandaki ayıbın önemli olması -Satılandaki ayıbın gizli olması, -Ayıptan sorumluluğun sözleşme ile kaldırılmamış olması, -Alıcının ayıptan sorumluluk hükümlerinden yararlanabilmek için kanunun kendisine yüklediği külfetleri yerine getirmiş olması, -Satılanın alıcıya teslim edilmiş olması şartları aranmaktadır. Ancak mahkememizce aldırılan 07.07.2020 tarihli kök ve 28.09.2020 tarihli ek bilirkişi raporundaki teknik bilirkişi veteriner hekimin görüşüne göre ” davacı …’ye ait işletmede hastalığın ortaya çıkmasını sağlayan stres faktörlerinin ve enfeksiyöz etkenlerin mevcudiyeti, uygulanan tedavi yöntemlerinin buzağı ishallerine yönelik bağışıklık arttırıcı immun ilaçlarla desteklenmemiş olması, anne ve yavruya uygulanan aşılamaların yetersiz oluşu, gebe düvelerin ileri gebelik döneminde nakledilmesi sebebiyle annede yeterli-uygun bağışıklığın oluşmaması, kolostrum yoluyla yeterli ve uygun bağışıklığın buzağıya aktarılamaması, işletmede hastalık etkenlerin mevcudiyeti ve hastalığın hızlı yayılmasına karşılık yeterli bakım-hijyenik önlemlerin alınmaması, yeni ve eski çok sayıda hayvanın aynı yerde olması gibi yaşanan işletme, bakım ve idari problemlerin ölüm oranını arttırdığı kanaati tarafımda oluşmuştur.” tespiti çerçevesinde davacının kendisinin kusurunun olduğu tespiti yapılmıştır. Yine mahkememizce farklı bir teknik heyetten aldırılan 24.11.2021 tarihli bilirkişi raporundaki teknik bilirkişinin (veteriner hekim Prof. Dr….) ; “birçok anaya ait ve buzağıya ait predispoze yani hazırlayıcı faktörlerin çok etkin olduğu, dolayısıyla sadece aşının dikkate alınmaması gerektiği, aşı yapılmış olsa bile yine buzağı ölümlerinin görülebileceği zira aşıyla birlikte bu faktörlerin de her işletme için çok önemli olduğu ve düzeltilmesi gerektiği, sadece aşı dikkate alındığında ise bu aşıların yapılma sorumluluğunun alıcı yetiştiricide olduğu yani mevcut olay için Davacı … uhdesinde olduğu, zira satın alınan hayvanlara hangi aşıların yapılıp yapılmadığının mevcut evraklarda belirtilmiş olup, aynı evraklarda ayrıca hayvanların hangi ülkeden ithal edildiklerinin de ayrı ayrı belirtildiği, davacı tarafın belirttiği gibi en az 32 adet gebe düvenin aşısının teslimattan önce yapılmadığı, buna ilişkin bilgilendirmelerin yerine getirilmediği şeklindeki itirazların uygun görülmediği, yine aynı itirazda belirtilen bu aşıların yapılmadığı gibi gebe ineklerin tohumlama tarihlerinin yanlış verildiği şeklindeki görüş açısından da dosya içinde bulunan Veteriner Hekim …, Ziraat Mühendisi… tarafından ve ayrıca Davacı … ve İthalatçı firma….A.Ş tarafından da İmzalanmış ithal edilen tüm 50 hayvanın doğum, tohumlama tarihi ve gebelik süresi, tohum gününü bildiren yerinde tespit beyanı dikkate alındığında resmi belgelerde tüm sürelerin belirtildiğinin gözlemlendiği, sürelerle ilgili olarak bir belirsizlik veya yanlış tarihlendirme olduğu varsayımında bile aşılamanın her hayvana yapılmış olması gerektiği düşünüldüğünde bu sürelerin sürece olan olası etkisinin ortadan kalkacağı” şeklinde kanaat bildirdiği, özü itibariyle birbirini teyit eden teknik bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında alım satıma konu hayvanların sözleşmeye uygun olarak teslim edildiği, hayvanların ayıplı olarak teslim edilmedikleri, ithal edilen gebe düveler ve buzağılarında ortaya çıkan ölümlerle ilgili olarak davalı (birleşen dosya davacısı) … Gıda ve Tarım Ür.Tic. ve San. Anonim Şirketinin kusurunun bulunmadığı kanaatine varılmak durumunda kalınmakla birlikte davacıların davasının kısmen kabulü ile ; icra takip dosyasının tüm davacılar açısından iptaline, davacı …’nin davalıya 50.792,64 TL borçlu olmadığının tespitine (icra takip tutarı olan 233.792,64 TL alacak – davalının ticari defterinde kayıtlı alacağı olan 183.000 TL= 50.792,64 TL) ve açıklanan nedenlerle maddi tazminat talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizin birleşen … E. Sayılı dosyası yönünden;
HMK ‘ nun nun yazılı yargılama usulü ile ilgili tarafların duruşmaya gelmemesi, sonuçları ve davanın açılmamış sayılması başlıklı 150. maddesi “(1) Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir. (2)Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan biri duruşmaya gelir, diğeri gelmezse, gelen tarafın talebi üzerine, yargılamaya gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilir veya dosya işlemden kaldırılır. Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez. (3)Duruşma gününün belli edilmesi için tarafların başvurması gereken hâllerde gün tespit ettirilmemişse, son işlem tarihinden başlayarak bir ay geçmekle dosya işlemden kaldırılır. (4)Dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurusu üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi, duruşma gün, saat ve yeri ile birlikte taraflara tebliğ edilir. Dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir ay geçtikten sonra yenileme talebinde bulunulursa, yeniden harç alınır, bu harç yenileyen tarafça ödenir ve karşı tarafa yüklenemez. Bu şekilde harç verilerek yenilenen dava, eski davanın devamı sayılır. (5)İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır. (6)İşlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilenmeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi hâlde dava açılmamış sayılır. (7)Hangi sebeple olursa olsun açılmamış sayılan davadaki talep dahi vaki olmamış sayılır.” hükmünü amirdir.
Mahkememizin 25.02.2021 tarihli duruşmasında birleşen … E. Sayılı dosya açısından, (tefrik ve birleşmeden önce karşı davalı) davacısı … Anonim Şirketi’ nin dosyası davacısı tarafından takip edilmediği anlaşıldığından dosyanın yenileninceye kadar HMK 150. Maddesi gereğince 1. Kez işlemden kaldırılmasına karar verildiği, o günden bu yana geçen üç aylık yasal süre içinde taraflarca yenileme talebinde de bulunulmadığı anlaşılmıştır.
Bu durum karşısında HMK nun 150. maddesi gereğince işbu davanın açılmamış sayılmasına ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Her ne kadar mahkememizin 17.03.2022 tarihli duruşmasında verilen hükmün 3 nolu bendinde, ana dosyadaki karşı davanın ayrı bir esasa kaydı ile dosyanın HMK ‘nın 150. Maddesi uyarınca işlemden kaldırılmasına karar verilmiş ise de; davalı …Anonim Şirketi tarafından davacı … aleyhine açılan karşı davanın esas dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydının yapılarak akabinde iş bu davanın yeniden mahkememizin … E. Sayılı dosyasına birleştirilmesine karar verildiği anlaşıldığından 2 nolu bentte karar verilen talep yönünden 3 nolu bendin mükerrer olduğu ve maddi hataya dayandığı anlaşılmakla 3 nolu bent hüküm kısmından çıkarılmıştır
HÜKÜM:
Asıl dava yönünden:
1-a)Davacıların davasının KISMEN KABULÜ İLE ; İstanbul .. İcra Müdürlüğünün …E. Sayılı takip dosyasının tüm davacılar açısından İPTALİNE,-b) Davacı …’nin davalıya 50.792,64 TL borçlu olmadığının tespitine
c )Taraf vekillerinin kötü niyet tazminatı taleplerinin mahkememizce verilen tedbir kararının infaz edilmemesi ve de kurulan hüküm gereğince şartları oluşmadığından REDDİNE,

d) Şartları oluşmadığından davacılar vekilinin maddi tazminat talebinin reddine,
Asıl dava yönünden :Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 3.469,67.TL karar harcından peşin alınan 4.163,37.TL’nin mahsubu ile fazla yatırılan 693,70.TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,

Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 7.403,00.TL vekalet ücreti takdirine, bunun davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacı tarafından bu dava sebebi ile yapılan 35,90-TL başvurma harcı, 4.163,37-TL peşin harç, 5,20-TL vekalet harcı, 512,20-TL posta gideri, 3.200,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 7.916,67-TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre hesap olunan 1.649,04.TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Birleşen dava yönünden:

2) Mahkememizin birleşen… E. Sayılı dosyasının AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 80,70.TL karar harcının peşin yatırılan 7.053,10.TL’den mahsubu ile fazla yatırılan 6.972,40.TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
İş bu birleşen dosyanın Davalısı … kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 5.100,00-TL vekalet ücreti takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,

Dair, davacılar vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/03/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip…
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır