Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1357 E. 2021/701 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1357 Esas
KARAR NO : 2021/701
DAVA : İtirazın İptali (genel kredi sözleşmesine dayanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 30/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bankaları ile davalı … A.Ş. arasında imzalanan, 22.11.2016 tarihli, 18.04.2014 tarihli, 07.06.2013 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi ile davalı … A.Ş.’ye ticari kredi kullandırıldığını, davalılar … A.Ş. … …, …, …, …, … ve … ‘un Genel Ticari Kredi sözleşmelerini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, borçlunun kredi koşullarına uymaması, borcun zamanında ödenmemesi sebebi ile borçlu firma … A.Ş. ve yukarıda isimleri anılan davalı kefillere …. Noterliği’ nin 02.10.2018 tarih, … yevmiye numarası ile keşide edilen muacceliyet ihtarnamesi gönderildiğini ancak ihtarnamenin gönderilmesinden sonra da davalılar tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, ödenmeyen kredi alacaklarının tahsil ve tasfiyesini teminen davalı … A.Ş. firması ve davalı kefiller hakkında, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2038/… D.İş sayılı dosyası üzerinden ihtiyati haciz kararı alınmasını müteakip 15.11.2018 tarihinde …. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı dosyası üzerinden 620.497,09 TL nakit alacağın ödenmesi ve 1.820.000.-TL4537.500,00-EURO gayrinakit mer’i riskin tazmini talebiyle genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, davalılar … A.Ş. ve müteselsil kefiller vekilinin …. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… E. sayılı icra dosyasına sunduğu 20.11.2018 tarihli itiraz dilekçesi ile yetkiye, takibe, borca, asıl alacaklara, faiz oranına, faize ve fer’ilerine itiraz ettiğini ve takibin durdurulmasına karar verilmesini talep ettiğini, davalının itiraz dilekçesinin taraflarına tebliğ edilmemiş olduğundan, İİK ‘nın 264/II maddesinin öngördüğü dava süresi işlemeye başlamamış olduğunu, davalılar vekilinin 20.11.2018 tarihli itiraz dilekçesinde, davalı şirket … firmasının şirket adresinin “Bağcılar” olduğu gerekçesi ile yetkili İcra Dairesi’nin Bakırköy kora Daireleri olduğunu iddia ettiğini, ancak davalı … A.Ş. firması ve müteselsil kefilleri ile imzalanan 07.06.2013 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi’nin 44. maddesinde, 22.11.2016 tarihli ve 18.04.2014 tarihli Genel Kredi Sözleşmeleri’nin 29. maddelerinde, 07.06.2013 tarihli Gayrinakdi Çek Kredisi Sözleşmesi’nin 15. Madddesinde ve Bankacılık İşlemleri Protokolü’nün son hükmünde, açıkça müvekkili banka ile borçlu şirket arasındaki uyuşmazlıkların ve anlaşmazlıkların çözümünde İstanbul Mahkeme ve İcra Müdürlüklerinin yetkili olacağının açıkça belirtildiğini, müvekkili banka ile davalılar arasındaki yetki hususunu belirleyen açık hüküm gereği, davalılar vekilinin, yetkiye itirazının haksız olup reddedilmesi gerektiğini, davalı … A.Ş. firmasının borçlu sıfatı ile yer aldığı 22.11.2016 tarihli, 18.04.2014 tarihli ve 07.06.2013 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi ile 07.06.2013 tarihli Gayrinakdi çek kredisi sözleşmesini, diğer davalılar … A.Ş., … …, …, …, …, … ve …’un müşterek borçlu – müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıklarını, davalı … A.Ş.’nin borçlu sıfatı ile kredi kullandığı ve diğer davalıların müteselsil kefil olduğu 22.11.2016 tarihli Genel Ticari Kredi Sözleşmesi ile borçlu firma … A.Ş.’ye 9,000.000-TL limitli kredi açıldığını, davalı müteselsil kefillerin ise kefalet limitlerini 9.900.000-TL olarak belirleyerek, kefalet limitleri tutarına kadar sorumlu olacaklarını açıkça kabul ettiklerini, belirtilen Genel Kredi Sözleşmesinin 9. maddesi “Bu sözleşmede imzası bulunan kefil veya kefiller, |bankaya Müşterinin bu kredi sözleşmesinden dolayı veya her ne sebeple olursa olsun gerek yalnız olarak, gerekse diğer kişilerle birlikte ve borçlandığı/ borçlanacağı tutarları aşağıda imza bölümünde belirtilen miktara kadar müteselsil kefil olarak ödemeyi kabul ve taahhüt eder. Kefil/kefillerin sorumluluğu ana para ve süreye bağlı olmaksızın akdi faizler ile Türk Borçlar Kanunu’nun kefilin sorumluluğuna ilişkin hükmünde yer alan hususlara ilaveten bu sözleşmede esasları belirtilen temerrüt ve gecikme faizi, komisyon, kur artışı, arbitraj masrafı, KKDF, BSMV gibi vergi, resim, harçlar ve diğer yasal yükümlülükler ile her türlü masraf ve yargılama giderleri ile ücretleri kapsar şekilde hükmünün havi olduğunu, davalı … A.Ş. ve davalı … A.Ş. firmalarının gerek sözleşme adreslerine, gerek Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde kayıtlı güncel şirket adreslerine ihtarname gönderilmiş ve Genel Kredi Sözleşmesi’ndeki hükümlere ve Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olarak tebligat yapılmış olduğunu, Genel Ticari Kredi Sözleşmelerinin faiz hükümlerinin düzenleyen 4. maddesinde taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça müvekkili bankanın aynı tür krediler ve besaplar için cari olan kredi faiz oranının akdi faiz olarak uygulanacağı, uygulanacak faiz oranlarını günün koşullarına göre belirleme yetkisine sahip olduğu, cari, gecikme ve temerrüt faiz oranlarında ortaya çıkan artışların aynen müşteriye yarsıtılacağı davalı tarafça kabul ve taahhüt edildiğini, takipte talep edilen faiz ve faiz oranı taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümlerine, yasa, usul ve içtihatlara uygun olduğunu davalıların işlemiş ve işleyecek faize ve faiz oranına itirazları da haksız olduğunu, davalıların itirazlarında haksız olup kötü niyetli olduğunu belirterek açıklanan nedenler ile davanın kabulüne, davalının yetkiye ve borca ilişkin itirazının iptaline, takibin takip talebinde yazılı şartlarla … İcra Müdürlüğü’ nün 2018/… E. sayılı dosyası üzerinden devamına, haksız itiraz eden davalı aleyhine alacağın % 20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, |yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini karar ve talep etmiştir.
Davalılar …, … …, …, …, … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça dava dilekçesinde … Anonim Şirketi ile … Eski Unvan: … A.Ş.- davalı olarak gösterildiğini, davalı olarak gösterilen şirketler hakkında … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/ … Esas sayılı dosyası ile görülen iflas davasının 03.04.2019 tarihli duruşmasında gerekçesi daha sonra yazılmak üzere, açılan davanın kabulüne, …’nün … sicil numarasında kayıtlı … Anonim Şirketi ile …’nün … sicil numarasında kayıtlı … Anonim Şirketi’nin İflasına karar verildiğini, davacı tarafın Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiğini, işbu Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca, davalılardan … A.Ş. lehine kredi kullandırıldığını iddia ettiğini, akabinde; davacı banka, kredi alacağının sözleşme gereği muaccel hale geldiğinden bahisle müvekkilleri aleyhine …. Noterliği’nin 02.10.2018 tarih, … yevmiye numaralı ihtarnameler keşide edildiğinin iddia edildiğini ancak davalı banka tarafından keşide edilmiş olan ihtarnamelere karşı müvekkilleri tarafından … Noterliği’ nin 10.10.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile itiraz edildiğini, bunun üzerine davacı banka tarafından, müvekkilleri aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, bu takibe istinaden müvekkillerine ödeme emri gönderildiğini, bahsi geçen takibe karşı da süresi içerisinde taraflarınca itiraz edilmiş olduğunu, bunun neticesinde de davacı tarafından mahkememiz nezdinde yukarıda numarası yazılı dosyası üzerinden müvekkilleri aleyhine işbu haksız dava ikame edildiğini, davacı tarafından, müvekkillerine gönderilen ödeme emrine karşı yapmış oldukları itirazda da belirttikleri üzere, müvekkillerinin davacıya, belirtilen miktarda bir borcu bulunmadığını, İşbu davaya konu icra takibinde, davacı banka tarafından talep edilen meblağın, asıl borçlu olan şirketlerin ticari defter ve kayıtları ile uygunluk arz etmediğini, kaldı ki asıl borçlu şirketler tarafından davacı firmaya yapılan kısmi ödemeler hesaplara yansıtılmadığını, ödemeler nispetinde gerekli düşümler yapılmadan takibe geçildiğini, bilirkişi incelemesi yapıldığında bahsi geçen gerekçelerinin haklılığı ortaya çıkacağını, davacı banka ile müvekkillerinin …. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… E. sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine süresi içinde yapılan itirazının haksız ve kötü niyetli olarak yapıldığını iddia etmiş olduğunu, bu aşamada karşı tarafın dava dilekçesindeki; ödeme emrine itirazın haksız ve kötü niyetli olduğu yönündeki iddiasına itiraz ettiklerini, bu iddiayı hiçbir şekilde kabul etmemekle birlikte; işbu takibe konu edilmiş olan alacağın likit alacak olmaması sebebiyle davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinde bulunması da yerinde olmadığını, zira davacı tarafından uyuşmazlık konusu yapılan alacağın, müvekkillerinin ticari defter ve kayıtları ile uygunluk arz etmediğini, dolayısıyla likit alacak olarak değerlendirilmekten uzak olduğunu bu nedenlerden ötürü; müvekkillerinin itirazı, davacı Bankanın iddialarının aksine, yukarıda da açıklandığı üzere kötü niyetli olmayıp haklı ve yerinde bir itiraz olduğunu belirterek açıklanan nedenler ile davaya konu icra dosyasında, davacı bankanın talep etmiş olduğu meblağın haksız ve hukuka aykırı hesaplamalar neticesinde tespit edilmiş olduğundan, alacaklı olduğunu iddia eden davacının, talep edilen miktarda bir alacağı bulunmadığından davanın reddi ile, reddedilen miktar üzerinden kötüniyetli takip yapıp dava açan davacı aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına ve yargılama masrafları ile ücreti vekaletin de karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar Müflis … A.Ş. İflas Masası , Müflis … A.Ş. İflas masasını temsilen İflas İdaresi davaya beyan dilekçesinde özetle; İİK.193. maddesinin “İflasın açılması, borçlu aleyhinde haciz yoluyla yapılan takiplerle teminat gösterilmesine ilişkin takipleri durdurur. İflas kararının kesinleşmesi ile bu takipler düşer. İflasın tasfiyesi müddetince müflise karşı birinci fıkradaki takiplerden hiçbiri yapılamaz…” şeklindeki hükmü gereğince, müflis şirket hakkında verilen iflas kararı kesinleştiğinden, şirket hakkında yapılan takip müflis şirketler açısından düşmüş olduğunu, dolayısıyla ortada geçerli bir takip bulunmadığından işbu davaya itirazın iptali davası olarak devam etme imkanı bulunmadığını, bu nedenle İİK.194. maddesinin “acele haller müstesna olmak üzere müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davaları durur ve ancak alacaklıların ikinci toplanmasından on gün sonra devam olunabilir…” şeklindeki hükmü gereğince davanın her iki davalı açısından bir bütün olması sebebiyle ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonraya bırakılmasını talep ettiklerini, davacının müflis şirketten alacağı var ise iflas masasına kaydettirmesi ve alacağın iflas masasında reddedilmesi halinde işbu dava kayıt kabul davasına dönüşeceğini, alacağın iflas masasında kabul edilmesi halinde ise işbu davanın konusu kalmayacağını, mahkemede görülmekte olan davada, davalı şirketin iflasına karar verilmiş olması sebebiyle davalıların tasarruf ehliyeti son bulduğundan iflas masaları davada taraf haline geldiğini, bu nedenle dava dilekçesi ve var ise dosyadaki cevap dilekçesi, bilirkişi raporu vs. belgelerin müflis şirket iflas masası vekili olarak taraflarına tebliğ edilmesini, söz konusu belgelerin taraflarına tebliğ edilmesi halinde dava ile ilgili gerekli cevap ve beyanlar verileceği yönünde beyanda bulunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
…İcra Dairesi’ nin 16/04/2021 tarih, … iflas sayılı yazısında, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/… Esas sayılı dosyasından …’ nun … sicil nosunda kayıtlı (… Vergi numaralı) … Mah. … Cad. No:… /İSTANBUL adresinde faaliyet gösteren … ANONİM ŞİRKETİ’ nin 03/04/2019 tarih saat 11:45 itibarı ile iflasına karar verilmiş olup, tasfiye işlemlerine müdürlükleri dosyasından başlanıldığı, müflis şirketin tasfiye işlemlerinin İİK. 219. Maddesi gereğince adi usulde yürütülmekte olup iflas kararının kesinleştiği, davacının müdürlükleri dosyasında 12. Alacak kayıt numarası kayıt yaptırdığı, 73. Alacak kayıt numarası ile geç/ek alacak kayıt yaptırdığı görüldüğü bildirilmiştir.
… İcra Dairesi’ nin 16/04/2021 tarih, … iflas sayılı yazısında, … Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2018/… Esas sayılı dosyasından …nun … Sicil Nosunda kayıtlı … Mah. … Caddesi No: … Bağcılar / İSTANBUL adresinde faaliyet gösteren … A. Şti. nin 03/04/2019 tarih saat 11:45 itibarı ile iflasına karar verilmiş olup tasfiye işlemlerine müdürlüklerince başlanıldığı, davacının müdürlükleri dosyasında 2. Alacak kayıt numarası ile kayıt yaptırdığı, tasfiyenin İİK. 218. Maddesi gereğince Basit Usulde yürütüldüğü belirtilmiştir.
Davacı vekilinin 30.04.2021 tarihli beyan dilekçesinde …İcra Müdürlüğü’ nün … İflas ve … İflas sayılı dosyalarına bildirdikleri alacaklarının ve sonradan bildirilen ek alacak taleplerinin kabul olunduğu, kabul edilen alacaklarına ilişkin sıra cetvelleri düzenlendiği ve ek alacak taleplerinin kabul edildiğine dair sıra cetvelleri örneğinin sunulduğu anlaşılmıştır.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 11/03/2021 tarih ve 2021/3014 esas, 2021/791 karar sayılı kararında; “Kural olarak, İİK ‘nın 191. maddesi gereğince borçlunun iflas açıldıktan sonra masaya ait mallar üzerinde her türlü tasarrufu alacaklılara karşı hükümsüz olup, müflisin masa malları üzerindeki tasarruf yetkisi iflas ile kısıtlandığından, aynı Kanun’un 226. maddesinde de masanın kanuni mümessilinin iflas idaresi olduğu hükmü kabul edilmiştir. Diğer anlatımla, iflasın açılmasıyla dava takip yetkisi (ve taraf sıfatı), artık müflise değil, iflas idaresine ait olup, adi tasfiyede İİK’nın 226-229 maddeleri gereği iflas masasını temsil yetkisi iflas idare memurlarına, şayet basit tasfiye (İİK’nın m. 218) usulü benimsenmişse, bu temsil yetkisi İflas Müdürlüğüne (İflas Dairesine) aittir. Bu sebeple icra- iflas müdürlüğünce verilen yazı cevapları uyarınca iflas idare memurlarına ve icra iflas dairesine tebligatlar yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davacı vekilinin 30.04.2021 tarihli beyan dilekçesi ve eki ile … İcra Müdürlüğü’ nün … İflas ve … İflas sayılı dosyalarına bildirdikleri alacaklarının ve sonradan bildirilen ek alacak taleplerinin kabul olunduğu, kabul edilen alacaklarına ilişkin sıra cetvelleri düzenlendiği ve ek alacak taleplerinin kabul edildiğine dair sıra cetvelleri örneğinin sunulduğu anlaşılmakla davacı tarafından müflis davalılar … A.Ş ve … Yatırım Holding A.Ş ‘ye karşı açılan davada davacı bankanın alacak talepleri iflas müdürlüklerince kabul edilip sıraya alındıkları anlaşılmakla bu davalılar açısından konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar borçlular vekilinin icra dosyasına sunduğu itiraz dilekçesinde HMK md.6 uyarınca … A.Ş.’ nin adresi itibariyle Bakırköy icra dairelerinin yetkili olduğundan bahisle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazda bulunulduğu anlaşılmış ise de; davalı … A.Ş. ve müteselsil kefilleri ile imzalanan 07.06.2013 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi’nin 44. maddesinde, 22.11.2016 tarihli ve 18.04.2014 tarihli Genel Kredi Sözleşmeleri’nin 29. maddelerinde, 07.06.2013 tarihli Gayrinakdi Çek Kredisi Sözleşmesi’nin 15. Madddesinde banka ile borçlu şirket arasındaki uyuşmazlıkların ve anlaşmazlıkların çözümünde İstanbul Mahkeme ve İcra Müdürlüklerinin yetkili olacağının belirtildiği anlaşılmaktadır. Sözleşme serbestisi ilkesi gereğince kararlaştırılan yetkili yer mahkemesi HMK’nın 17. maddesi uyuarınca tacir olan taraflar için bağlayıcı ve geçerlidir. Müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzalamış bulunan kefiller açısından da tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, yetki şartı geçerlidir. Bu sebeple icra dairesinin yetkisine yönelik yapılan itirazın reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce aldırılan 12.01.2021 tarihli bilirkişi raporu dosyamız içerisinde mevcut olup; dosya kapsamı deliller ile uyumlu olan uzman bilirkişi raporu içeriğine aynen itibar olunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama, aldırılan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı deliller birlikte incelenip değerlendirildiğinde; davalı asıl kredi borçlusu … A.Ş. ile davacı arasında; 03.11.2014 tarihinde 2.500.000,00 TL’lik, 21.11.2016 tarihinde 9.000.000,00 TL’lik olmak üzere toplam 11.500.000,00 TL’lik genel kredi sözleşmesi tanzim edildiği, davalılar … A.Ş., … …, …, …, …, … ve …’ un genel ticari kredi sözleşmelerini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile 11.500.000,00 TL limitli olarak imzaladıkları, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin faiz, temerrüt faizi, vergi ve masraflar, komisyon başlıklı 4. maddesinde, özetle; “Akdi faiz oranı Bankanın T.C. Merkez Bankası’na bildirdiği ve kredi türlerine göre farklılaşan azami kredi faiz oranlarını geçemez… Müşterinin temerrüde düşmesi halinde temerrüt faizi uygulanır. Temerrüt faizi akdi faiz oranına azami %100’ü oranında ilave yapılmak suretiyle tespit edilir…” şeklinde olduğu, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin kefalet başlıklı 9. Maddesinin; “Bu sözleşmenin imzası bulunan kefil/kefiller, Bankaya; Müşterinin bu kredi sözleşmesinden dolayı gerek yalnız olarak, gerekse diğer kefillerle birlikte ve borçlandığı/borçlanacağı tutarları aşağıda imza bölümünde belirtilen miktara kadar müteselsil kefil olarak ödemeyi kabul eder…” şeklinde olduğu, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin delil başlıklı 26. Maddesinde, özetle; “Müşteri; Banka ile aralarında çıkacak her türlü anlaşmazlıkta tarafların defter ve kayıtları ve mikro filmlerden, mikrofişlerden alınan kopyalar, elektronik ya da manyetik ortamlardan çıkarılan bilgileri içeren belgeler ile CD Rom, kamera kayıtları, telefon ses kayıtları, bilgisayar ve benzeri kayıtlar geçerli ve bağlayıcı delil olacağını kabul ederler.” şeklinde olduğu, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin müşterinin kanuni yerleşim yeri başlıklı 28. Maddesinde, özetle; “Taraflar, işbu sözleşmede belirtilen adresi yasal tebligat adresi olarak belirlediğini ve bu adrese yapılacak tebliğlerin kendisine yapılmış sayılacağını, adresini değiştirdiği takdirde en geç 15 gün içinde yeni adresini karşı tarafa iadeli taahhütlü veya noter kanalıyla bildirmeyi, bilinen veya bildirilen en son adrese tebligat yapılmaması halinde adres kayıt sisteminde kayıtlı bulunan adresinin, bilinen en son adresi olarak kabul edileceğini ve Tebligat Kanunu’nun 21.maddesinin uygulanması suretiyle tebligatın buraya yapılacağını… Bu durumda buraya yapılacak tebligatın geçerli olacağını ve hukuki sonuç doğuracağını kabul ve taahhüt eder…” şeklinde olduğu görülmüştür.
Davacı bankanın, davalı asıl borçlunun kredi hesaplarının tetkikinde; Davacı bankanın, davalıya kullandırılan ticari kredi taksitlerinin ve diğer taahhütlerin vadelerinde ödenmemesi üzerine davalı asıl kredi borçlusu … A.Ş. ile diğer davalılara …. Noterliği’ nin 02.10.2018 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamesini keşide ettiği, davalı muhataplara gönderilen kat ihtarlarının; … A.Ş.,’ ye 06.10.2018 tarihinde tebliğ edildiği ve asıl borçlunun tebliğden 3 gün sonrası olan 10.10.2018 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, …’a 11.10.2018, … …’a 11.10.2018, …’a 09.10.2018, …’a 06.10.2018, …’a 06.10.2018, …’a 06.10.2018, … A.Ş. 06.10.2018 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Uygulanacak faiz açısından yapılan değerlendirmede; Taraflar arasında imzalanan sözleşmede temerrüt faizi ile ilgili bölüm boş bırakılmış olmakla beraber, TCZB tarafından TCMB İdare Merkezine gönderilen 01.10.2018 tarih ve … sayılı yazı ekindeki “Kredi Yıllık Azami Faiz Oranları Bildirim Formu” ndaki diğer Kredilere uygulanacak krediler için yıllık %32 faiz oranı olduğu, %100 fazlasının ise %64 olduğu ve kredi temerrüt faizi olarak söz konusu oranın talep edilebileceği, ancak davacı bankanın yıllık %41,60 talep ettiği ve talebe bağlılık ilkesi gözetilerek hesaplamaların talep edilen faiz oranı üzerinden yapılmıştır.
Davacı banka tarafından taraflar arasındaki sözleşmeler kapsamında davalı asıl borçlu … A.Ş. lehine, dava konuş olan 3 adet Nakit Kredi kullandırıldığı, taksitli ticari kredi açısından yapılan değerlendirmede; davacı bankanın sunduğu kredi hesap ekstresine göre; … numaralı hesaptan 30.10.2015 tarihinde 236.927,37 TL anapara tutarında 36 ay vadeli, eşit ödemeli, yıllık %17,00 faiz oranından BCH/AET kredisi kullandırıldığı, kat 02.10.2018 tarihi itibariyle son iki taksit tutarı olan 8.138,17×2=16.276,34 TL’nin ödenmediği ve kredi riskinin 16.276,34 TL olduğu, ancak davacı bankanın kat ihtarında 16.174,41 TL talep ettiği ve talebe bağlılık ilkesi gereği, kredi anapara tutarına temerrüt 10.10.2018 tarihine kadar akdi %17 ve temerrüt tarihinden itibaren, davacı banka tarafından 01.10.2018 tarih ve 24687673 sayılı yazı ekindeki “Kredi Yıllık Azami Faiz Oranları Bildirim Formu” ndaki Diğer Kredilere uygulanacak krediler için yıllık %32 faiz oranı olduğu, %100 fazlasının ise %64 olduğu ve kredi temerrüt faizi olarak söz konusu oranın talep edilebileceği, ancak davacı bankanın yıllık %41,60 talep ettiği ve talebe bağlılık ilkesi gözetilerek takip tarihine kadar yapılan hesaplamaya göre; 16.460,09 TL Asıl Alacak; 684,73 TL Temerrüt Faizi ; 34,23 TL BSMV; 17.179,08 TL toplam alacak hesaplanmıştır.
Borçlu cari hesap kredisi açısından yapılan hesaplamada; davacı bankanın sunduğu kredi hesap ekstresine göre; 0163-1113 numaralı hesaptan 30.05.2018 tarihinde 250.000,00 TL tutarında, yıllık %19,75 faiz oranından BCH kredisi kullandırıldığı, davalı firmanın, 28.09.2018 tarihinde 70.279,64 TL, 28.09.2018 tarihinde 3.223,58 TL ödemede bulunduğu, görülmüş olup kredi anapara tutarına kat 02.10.2018 tarihi itibariyle 176.487,78 TL olduğu anlaşılmıştır. Temerrüt tarihine kadar akdi %19,75 ve temerrüt tarihinden itibaren, davacı banka tarafından TCMB İdare Merkezine gönderilen “Kredi Yıllık Azami Faiz Oranları Bildirim Formu” ndaki Diğer Kredilere uygulanacak krediler için yıllık %32 faiz oranı olduğu, %100 fazlasının ise %64 olduğu ve kredi temerrüt faizi olarak söz konusu oranın istenebileceği, ancak davacının yıllık %41,60 oranında temerrüt faizi talep ettiği talebe bağlılık ilkesi gözetilerek takip tarihine kadar yapılan hesaplamaya göre; takip tarihi itibariyle 185.045,58 TL toplam alacak hesaplanmıştır.
Davacı bankanın sunduğu kredi hesap ekstresine göre; … numaralı hesaptan 22.06.2018 tarihinde 1.260.000,00 TL tutarında, yıllık %22,25 faiz oranından BCH kredisi kullandırıldığı, davalı firmanın, 01.10.2018 tarihinde 464.509,73 TL, 31.10.2018 tarihinde 441.980,92 TL ödemede bulunduğu görülmüş olup kredi anapara tutarına 22.06.2018 tarihinden temerrüt 10.10.2018 tarihine kadar, yapılan ödemeler de dikkate alınarak, akdi yıllık %22,25 faiz, temerrüt 10.10.2018 tarihinden itibaren, davacı banka tarafından TCMB İdare Merkezine gönderilen “Kredi Yıllık Azami Faiz Oranları Bildirim Formu” ndaki Diğer Kredilere uygulanacak krediler için yıllık %32 faiz oranı olduğu, %100 fazlasının ise %64 olduğu ve kredi temerrüt faizi olarak söz konusu oranın istenebileceği, ancak davacının yıllık %41,60 oranında temerrüt faizi talep ettiği talebe bağlılık ilkesi gözetilerek takip tarihine kadar yapılan hesaplamaya göre; 465.626,81 TL Asıl Alacak; 8.070,86 TL Temerrüt Faizi; 403,54 TL BSMV, 474.101,21 TL toplam alacak hesaplanmıştır.
Bu halde yapılan genel değerlendirme ile; davacı bankanın kredi hesaplarından takip 15.11.2018 tarihi itibariyle;
a)Nakit Kredilerden;
608.918,73 TL ASIL ALACAK
6.097,61 TL İşlemiş Faizi
3.441,84 TL BSMV
1.453,71 TL Masraf
485,00 TL İhtiyati Haciz Vekalet Ücreti
101,20 TL İhtiyati Haciz Yargılama Gideri
620.497,09 TL Toplam nakit,
b)Gayri Nakit kredilerden yönünden; TL TM Krediden, takip tarihi itibariyle Meri Teminat mektubu riskinin 1.820.000,00 TL olduğu, teminat mektuplarının, 27.11.2018 tarihinde 1.820.000,00 TL olarak muhatapları tarafından tazmin talebi ile mektup bedellerinin ödendiği, EURO TM kredisinden takip tarihi itibariyle Meri Teminat mektubu riskinin 537.500,00 TL olduğu, teminat mektuplarının 16.04.2019 tarihinde 537.500,00 EUR(3.543.057,50 TL) olarak muhatapları tarafından tazmin talebi ile mektup bedellerinin ödendiği anlaşılmıştır. Genel kredi sözleşmesinde kefilin gayri nakdi alacağın deposundan sorumlu tutulacağına ilişkin açık bir hüküm olmasa dahi, bankanın takip talebi dikkate alındığında gayri nakdi alacağın takipten sonra her hangi bir nedenle nakde dönüşmesi halinde müteselsil kefil, nakde dönüşen bu alacaktan kefalet limiti dahilinde sorumlu olacağından aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1- Davacı tarafından Müflis davalılar … A.Ş ve … A.Ş ‘ye karşı açılan davada davacı bankanın alacak talepleri iflas müdürlüklerince kabul edilip sıraya alındıkları anlaşılmakla bu davalılar açısından konusuz kalan dava hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davalılar … …, …, …, …, …, … aleyhine açılan davada; davacının davasının KABULÜ İLE …. İcra Müdürlüğünün 2018/… E. Sayılı takip dosyasının ;11.500.000 TL ile sınırlı olmak üzere:
a) Nakit kredilerden;
608.918,73 TL asıl alacak,
6.097,61 TL işlemiş faiz,
3.441,84 TL BSMV,
1.453,71 TL masraf ,
485,00 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti,
100,20 TL ihtiyati haciz yargılama gideri
+620.497,09 TL toplam alacak üzerinden takibin DEVAMINA,
b) Asıl alacak 608.918,73 TL ‘ye icra takip tarihinden itibaren yıllık % 41,60 temerrüt faizi ve faizin % 5 ‘i oranında gider vergisi yürütülmesine,
c) Asıl alacağın % 20 ‘si olan 124.099,41 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
d)- Gayri nakit krediler açısından;
1.820.000 TL ‘nin 27.11.2018 tarihinden,
537.500 Euro’nun 16.04.2019 tarihinden itibaren yıllık % 41,60 oranında temerrüt faizi ve faizin % 5 oranında gider vergisi uygulamak suretiyle davalılardan tazminini teminen takibin DEVAMINA,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 42.386,15 TL karar harcından, peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 42.350,25.TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
4- Davacının yaptığı 285,70 TL posta masrafı, 2.500 TL bilirkişi ücreti, 35,90 TL başvurma harcı, 35,90.TL peşin harç, 5,20 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 2.907,70.TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 48.074,85 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
6- Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/09/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır