Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1353 E. 2020/759 K. 01.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1353 Esas
KARAR NO : 2020/759 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 01/12/2020

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılamalar neticesinde ;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket ile müvekkili şirket arasında 22.08.2017 tarihinde …Sistemi Sözleşmesi imzalandığını, Davalı… Ltd. Şti’nin maliki olduğu Ankara İli, Çankaya İlçesi, …mah. …ada …parselde kayıtlı takınmazı üzerine 360.000 TL bedelli İpotek tahsis edildiğini, Taraflar arasındaki Taşıt Tanıma Sistemi Sözleşmesi gereğince, davalı şirket tarafından yakıt alımlarının yapıldığı ve yapılan yakıt alımları nedeniyle davacı yanca davalı tarafa fatura düzenlendiğini, davalının fatura bedellerini ödemediğini, düzenlenen 4 adet fatura bedelinin ödenmemesi üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile ilamsız ipotek takibi başlatıldığını, borçlunun takibe itiraz ettiğini, davalı şirket ile İmzalanan resmî senedin 3. maddesinde borcun ödenmemesi halinde hiçbir ihbar ve ihtara gerek kalmaksızın rehnin paraya çevrilmesi yolu île takip yapılabileceğinin yazılı olduğunu, Davalı tarafa düzenlenen faturalardan bir tanesinin ödendiğini, diğerlerinin ödenmediğini, sözleşmenin 2.1.7. maddesinde faiz oranının %4 üzerinden uygulanacağı ve resmi senedin 5. Maddesinde aylık % 10 oranında gecikme faizi uygulanacağının hüküm altına alındığını, açıklanan nedenlerle, yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine alacağın % 20’sinden aşağı olmamak kaydıyla inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı şirket vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, müvekkili ile davacı şirket arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu, müvekkili şirketin muhasebe kayıtlarına göre davacı tarafça icra takibinden önce borcun ödendiğini, açıklanan nedenlerle davanın reddine alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesin, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Davadaki uyuşmazlık; Taraflar arasındaki taşıt tanıma sözleşmesi kapsamında akaryakıt alımları neticesinde düzenlenen fatura miktarlarının ödenip ödenmediği, fatura alacak hakkının doğup doğmadığı, araç kimlik ünitesi bedeli ve vadesinde ödenmeyen faturalardan dolayı faturalara işleyen faiz alacakların bulunup bulunulmadığı var ise miktarının ne kadar olduğu, ipoteğin paraya çevrilme şartlarının oluşup oluşmadığı, itirazın iptali, kötü niyet tazminatı ve icra inkar tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarında toplandığı görülmüştür.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya aslı, bilirkişi raporu ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
Dosyamıza getirtilen İstanbul …İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 262.913,42 -TL toplam alacak, üzerinden örnek No:9 İcra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67/1 maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki imzalanan sözleşmede yetkili yer mahkemesi İstanbul olarak belirtildiğinden HMK 17. Maddesi uyarınca davalı borçlunun yetki itirazının reddi gerekmiştir.
Mahkememizce oluşturulan ara kararı gereği dosyanın nihai rapor için bilirkişi heyeti Mali müşavir akaryakıt alanında sektör bilirkişisi borçlar alanında nitelikli uzman tarafından verilen 04/11/2020 tarihli heyet raporda; davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi olan 23.03.2018 tarihi itibariyle onun davalı şirketten 230.731,98 TL alacağının bulunduğu, takipte talep edilen faturaların davacı şirketin ticari defter kayıtlarında bulunduğu somut olaya emsal olabilecek kazai içtihat perspektifine rapor içinde yer verildiği de ifade edilmek suretiyle kabil-i izhardır ki, alacaklı olduğunu savlayan huzurdaki davacı takip talebinde işlemiş faiz miktarını 653,49 TL fazlası ile 32.181,44 TL talep ettiği, takip tarihi itibariyle 230.731,98 TL asıl alacak ve 31.527,95 TL işlemiş faiz miktarı talep edebileceği hususları mahkeme değerlendirmede muntazır olan mali müşavir bilirkişi tespiti olduğunu, davalı şirket takip tarihiden sonra 06.04.2018 tarihinde 198.075,90 TL ödeme yaptığı hususları mali müşavir bilirkişinin tespitleri dairesinde gözlemlenmiş ve mali müşavir bilirkişi tarafından yapılan tüm tespitler yukarıda yer verildiği üzere rapor içeriğine aktarıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir. Davalı vekili 12/11/2020 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı beyanlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir.
Davalı vekili 30/11/2020 tarihi dilekçesi ile son duruşma celsesinde öncelikle bilirkişi raporuna sundukları itirazlar dikkate alınarak dosyanın Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi vasıtasıyla yerinde inceleme yapmak üzere bilirkişi incelemesi yapılmasına bu talepleri kabul görmez ise mesleki mazeretinin kabulüne karar verilerek sözlü yargılama için yeni duruşma günü verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce Davalı vekilinin müvekkil şirket defterlerinin talimat yönüyle incelenmesi yönündeki talebinin daha önceden verilen kesin süre içerisinde bilirkişi masraflarını yatırmadığı ve de sözleşmede davacı defterlerinin münhasır delil olarak kararlaştırıldığı anlaşıldığından taleplerinin reddi ile davanın miktarı itibariyle 500.000 TL’ nin altında kalan uyuşmazlık olması nedeni ile basit yargılama usulüne tabi olması nedeni ile sözlü yargılama için ayrıca gün verilmesi talebinin reddine karar verilerek dosya hakkında esas hakkında hüküm tesis edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, ticari defterlerin kanıt olması, bu defterlerin Ticaret Kanunu’nun öngördüğü şartlar içinde tacirin lehinde veya aleyhinde olarak kullanılması ve ticari bir uyuşmazlığında hükme esas teşkil etmesidir. Böylelikle ticari bir uyuşmazlıkta ticari defter kaydı, uyuşmazlığın çözümünde yazılı bir kanıt aracıdır. Tacirin tuttuğu bütün defterlerdeki kayıtların birbirine uygun olması, birbirini tutması ve doğrulaması şarttır. Ayrıca ticari defterlerin kanuna uygun olarak tutulmuş olması yanında tasdike tabi olan ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin de Ticaret Kanununda belirtilen sürelerde ve şekillerde yapılmış olması gerekmektedir. Aksi takdirde defterler, sahipleri lehine kanıt olma niteliklerini kaybederler. Bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağın olduğunu iddia eden taraf yazılı belgeler ile ispat etmesi gereklidir. İspatın konusu, ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu HMK 187,190 ve 200. Maddeleri ayrıca HMK Madde 222 de Ticari defterlerinin ibrazı ve delil olması açısından ilgili düzenlemeler mevcuttur. Taraflar arasında hizmet anlaşması düzenlendiği ve fatura bedellerinin ödendiğine ilişkin davalı şirketin takip tarihinden sonra 06.04.2018 tarihinde 198.075,90 TL ödeme yaptığı davacı tarafın ticari defterlerinde mali müşavir bilirkişi tarafından tespit edilmiştir. Ayrıca davalı tarafın cevap dilekçesinde davacının ticari defter kayıtlarına da delil olarak dayandığı anlaşılmıştır. Bilirkişi raporu, dosyadaki fatura ve sözleşmeler ile tüm belgeler göz önüne alındığında davacının davalı şirketten takip tarihi itibariyle 230.731,98 TL asıl alacaklı olduğu ve taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 2.1 maddesin 2.1 maddesine göre fatura tarihinden itibaren 14. Günün sonunda davalının temmerrüde düşeceği ve aylık %4 faiz oranı kararlaştırılmış olup bilirkişi raporunda hesaplanan 31.527,95 TL işlemiş faiz alacağının talep edilebilir olduğu bu nedenle yapılan icra takibine konu alacak miktarı Mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile tespit edildiği yerinde görülmekle açılan davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.Borçlunun dava açıldıktan sonra yaptığı ödemeler veya borcu kabul beyanı ise mahkemenin davayı devam ettirip davayı sonuçlandırmasına, takibe yapılan itirazda haksızlık durumuna göre inkar tazminatına hükmetmesine engel teşkil etmez. Ancak verilecek kararda, sonradan yapılan ödemelerin tahsilde tekerrüre meydan verilmemesi kaydıyla infazda nazara alınması belirtilmelidir. ( Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 09.12.2015 tarih ve 2014/19- 525 E., 2015/2839 K. Sayılı ilamı ) Davanın açılmasına sebebiyet veren takibe itiraz eden davalı borçlu yönüyle takip tarihi itibarıyla mevcut alacak üzerinden yargılama giderlerine hükmetmek gerekmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’ nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Somut olay bakımından da davalı tarafça icra takibinden sonra ve dava tarihinden önce ödeme yapıldığı, davalının takip tarihi itibariyla icra takibine yapmış olduğu itirazın 230.731,98 TL’ lik bölümünün haksız ve yersiz olduğu, bu miktar üzerinden icra inkar tazminatı yasal koşullarının oluştuğu, alacağın likit ve borçlu tarafından belirlenebilir olması nedeniyle icra inkar tazminatına da hükmetmek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda belirtilen gerekçeler uyarınca,
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın KISMEN KABULÜNE ile;
İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 230.731,98-TL asıl alacak ve 31.527,95 TL işlemiş faiz üzerinden aynen DEVAMINA, (06/04/2018 tarihindeki 198.075,90 TL ödemenin icra infaz aşamasında dikkate alınması kaydı ile)
Asıl alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
İcra takibine vaki itirazın bu şekilde iptali ile icranın DEVAMINA,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 26.808,20 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 653,49 -TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Alınması gereken 17.914,97 TL harcın peşin alınan 3.175,34 -TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 14.739,63 -TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 3.175,34 -TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı vekili tarafından yapılan posta-tebligat gideri toplamı 83,88 TL ile3 Adet bilirkişi ücreti 3.000,00 TL, 35,90.-TL başvuru harcı, 5,20.-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 3.124,98 -TL yargılama giderinden kabul oranına göre hesap edilen 3.117,17 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/12/2020

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır