Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1339 E. 2021/537 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1339 Esas
KARAR NO:2021/537

DAVA :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:28/12/2018
KARAR TARİHİ:01/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkili …’ in davalı borçlu …’ tan olan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 579.775,68 TL alacağının tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla 31.07.2018 tarihinde borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığını, icra dosyasına ilişkin ödeme emrinin borçluya tebliği üzerine davalı borçlu vekili tarafından müvekkiline karşı başlatılan takibe, borca, asıl alacağa, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz ettiğini ve bu itirazı üzerine borçlu aleyhine yapılan icra takibinin durduğunu, davalı borçluya karşı başlatılan İcra takibine borçlu vekili tarafından borcunun sabit olmasına rağmen haksız olarak itiraz edilerek takibi durdurmakla müvekkilinin alacağını elde etmesinin güçleştirildiğini, müvekkili …’ in, ortağı olduğu …Tic. A.Ş. ‘nin 30.03.2018 tarihinde yapılan 2015-2016-2017 yılları olağan genel kurul toplantısı kararı ile davalı … ve …’ ın Üç yıl Süre ile yönetim kurulu üyeleri olarak seçildiğini, 02.04.2018 tarihli görev taksimine ilişkin yönetim kurulu kararı ile müvekkilinin yönetim kurulu başkanı, davalının yönetim kurulu başkan yardımcısı olarak seçilmiş olup, müşterek (çift) imza ile şirketi temsil ve ilzam yetkisi verildiğini, davalı – borçlunun müvekkilinin sermaye arttırım taahhüdüne uygun olarak verdiği nakdi kendi nam ve hesabına şirkete yatırarak müvekkilinin sermaye arttırım taahhüdünde açık olmasını sağladığını, …Tic. A.Ş. nam ve hesabına aktarılması gereken paraları kendi hesabına geçirdiğini, S.M. Mali Müşavir … tarafından hazırlanan 09.05.2018 tarihli “Genel Değerlendirme Raporunda” davalının hukuka aykırı ve usulsüz yaptığı işlemlerin, şirket hesabından yüklü miktarda nakit para çektiğinin ve sair eylemlerde bulunduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin davalının suç sayılan eylemlerinden haberdar olur olmaz paha fazla zarara uğramamak için …. Noterliği’ nin 14.05.2018 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile istifa ettiğini, davacı müvekkili ile davalı arasında imzalanan 13.05.2015 tarihli protokol ile …’a ait …Ticaret Anonim şirketinin 8400 pay adedine karşılık gelen %20 hissesinin davacı müvekkiline devredilmesi, ödemenin bir kısmının nakit olarak geriye kalan kısmının şirketin banka hesabına sermaye taahhüt ödemesi olarak yatırılması konusunda mutabakat sağlandığını, aynı gün taraflar arasında imzalanan hisse devir ve temlik sözleşmesinin “2.MEVZUU” kısmı, ” taraflardan … hissedarı bulunduğu ve … Ticaret Sicil Memurluğu’nun … sicil numarasında kayıtlı bulunan …Ticaret Anonim Şirketi’ne ait beheri 175 Türk Lirası kıymetinde 18.915 adet hissesinden toplam 8400 adet hissesini nominal değeri olan 1.470.000 Türk Lirası bedelle yine taraflardan …’e sattığını ve bedelinin %25’i olan 367.500 Türk Lirasını tamamen alarak geri kalan %75 sermaye bedeli olan 1.102.500 Türk Lirasını 31.12.2016 tarihine kadar … Şirketi’ nin banka hesabına yatıracaktır “şeklinde düzenlendiğini, yine aynı gün düzenlenen devir beyannamesi ve kabul beyannamesinde …’ ın hisse devir bedelinin %25’i olan 367.500 Türk Lirası peşin ve nakit olarak aldığını ve …’in de hisse devir bedelinin %25’i olan 367.500 Türk Lirası peşin ve nakit olarak ödediğinin hüküm altına alındığını, bilahare müvekkili … ile … arasındaki sözlü mutabakat gereği aynı zamanda şirket yönetim kurulu başkanı olan …’ a şirketin banka hesabına sermaye taahhüt ödemesi olarak yatırmak üzere … üzerinden 19.10.2017 tarihinde iki adet 95.000 Türk Lirası ve 55.000 Türk liralık … üzerinden 23.10.2017 tarihinde 99.090 Türk liralık ayrıca 75.000 TL lik çek ile 300.000 Türk Liralık olmak üzere toplam 549.990 Türk Liralık ödeme yapıldığını ancak bu ödemelerin … tarafından şirket banka hesabına yatırılmayarak uhdesinde tutulduğunu ifade ederek davalı borçlunun itirazının iptali ile %20′ den az olmamak üzere davacı lehine icra inkar tazminatın mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, Davacı tarafın 28.12.2018 tarihli dava dilekçesi ile tamamen kurgusal bir olay yaratarak basit bir hisse devir işlemini içinden çıkılmaz ve anlaşılmaz hale getirdiğini, tarafların, müvekkilinin hisselerine sahip bulunduğu … Ticaret Sicil Memurluğu’nun … sicil numarasına kayıtlı dava dışı … Anonim Şirketi’nin % 20 hissesine denk gelen 8.400 adet payın toplam 1.590.000 TL. bedelle devir edilmesi konusunda mutabık kaldıkları, bu anlaşma doğrultusunda toplam hisse bedeli olan 1.590.000 TL.’nin 487.500 TL.’si müvekkiline, kalan 1.102.500 TL.’nin sermaye taahhüt ödemesi olarak şirket banka hesabına ödenmesini kararlaştırdıklarını, yapılan anlaşma doğrultusunda davacının protokolde nakit olarak kararlaştırılan kısmı farklı tarihlerde parça parça ödediğini, davacı yanın, müvekkiline hisse devri sırasında hiçbir şekilde elden bir ödeme yapmadığını, aksi yöndeki iddianın hayatın olağan akışına da aykırı olduğunu,13.05.2015 tarihli hisse devrine ilişkin protokolde, “…toplam bedelin yeni hastanenin inşaat işlerinin tamamlanarak ruhsatın alındığı tarihe kadar ödenmesinde mutabık kalmışlardır…” şeklindeki ifadeyle devir anında nakit olarak herhangi bir bedel alınmadığının, alınacak toplam bedelin inşaat ruhsat tarihine kadar davacı yanca peyder pey ödeneceğinin açıkça zikredildiğini, nitekim davacı yanın, davalı müvekkiline yaptığı ilk ödemenin tarihi(19.10.2017), inşaat ruhsatının alınması için gerekli Sağlık Bakanlığı ön izin belgesinden(17.10.2017) iki gün sonrasına ait olduğunu, davacı yanın bu ön izin belgesi sonrasında yapı ruhsatının alındığı 06.02.2018 tarihe kadar ödemelerin bir kısmını anlaşmaya uygun olarak ödediğini, bu ödemelere ilişkin bilginin 23.10.2017 tarihinde davacının … adresine mail yoluyla da gönderildiğini, davacının ilk 3 ödemeyi müvekkilinin şahsi hesabına banka transferi yoluyla, geri kalan ödemeleri ise dava dışı … Tic. Ltd. Şti. tarafından keşide edilip davacı adına düzenlenen çeklerin cirosu yoluyla gerçekleştirdiğini, davacının banka yoluyla yaptığı ödemelerde açıklama kısmına açık ve net bir şekilde; “güvenç aş hisse satış bedeli” yazdığını ve ödemeleri müvekkiline yaptığını, bu sarih duruma rağmen dava dilekçesinde müvekkiline ödenen hisse satış bedellerini sanki şirkete sermaye taahhüt yoluyla yapılması gereken ödemeler gibi yansıtıldığını, düzenlemeye rağmen davacı yanın müvekkilinin banka hesabına yaptığı ödemelerin şirkete sermaye taahhüt yoluyla yapması gereken ödemelerin karşılığı olarak yaptığının kabulünün mümkün olmadığını, davacının zorlama bir kurgu üzerine dava dilekçesini inşa ettiğini, bütün bu hususların dışında davalı müvekkilinin şirkette %51 hisse çoğunluğu varken Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı devretmeyeceğinin sabit bir gerçek olduğunu, müvekkilinin 2015 yılından itibaren tek başına imar değişikliği, Sağlık Bakanlığı Ön izin işlemlerini bizzat kendisinin yürüttüğünü ve şirketin tüm maliyetlerini kendisinin karşıladığını, davacının, 19.10.2017 tarihine kadar hiçbir ödeme yapmadığını, müvekkilinin, Hastane Projesi gerçekleşsin diye Yönetim Kurulu Başkanlığını şirkette sahip bulunduğu oyçokluğuna rağmen Davacıya devrettiğini, davacının ilk iş olarak kendisi ve kardeşi …’in ortak olduğu … San. Ve Dış Tic. Ltd. Şirketine Hastane Projesi inşaat işlerini vermesini sağladığını, davacının kardeşi ve ortağı olan …’ in, Hastane Projesi inşaatı ile ilgili olarak ticari teamüllere aykırı işlemler yapmaya kalkıştığını, şirket maliyetlerini, inşaat maliyetlerini şirket yönetimi ve ortaklar kurulu onayına sunmayarak, şirket hissesinin %51 sahibi olan müvekkiline bilgi vermeyerek kötü niyetli girişimlerde bulunmaya başladığını, bu durum üzerine şirket ortaklar kurulunun olağanüstü toplantılara çağrılarak gerekli bilgilendirme yapıldığını, hastane projesi inşaat işlemlerinde …’in ve kardeşi …’in usulsüzlük yapma izlenimi doğmuş ve ortaklar kurulu tarafından …’in Yönetim Kurulu Başkanlığı görevine uygun olmadığı kanaatine varıldığını, bu durum üzerine Yönetim Kurulu Başkanlığı görevine son verileceği bilgisi kendisine verilmiş olup, istifa ettiğini, davacının davalı müvekkili ile ilgili; 09.05.2018 tarihli “Genel Değerlendirme Raporunda” hukuka aykırı ve usulsüz işlemler yaptığı, şirket hesabından yüklü miktarda nakit para çektiği ve sair eylemlerde bulunduğuna ilişkin iddiaların tamami ile gerçek dışı olduğunu, nitekim 05.06.2018 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında, tüm ortaklar kurulu tarafından “Genel Değerlendirme Raporu ve Mali Hesapların” detaylı incelenmiş olup hiçbir usulsüzlük ve hukuka aykırı işlem olmadığının tespit edildiğini, davacının, kendisi ve kardeşi … ile birlikte yapılan toplantıda …’ in el yazısıyla yazmış olduğu ve … ile birlikte hesaplanan şirket giderlerinin toplamı olan 420.000,00 TL’ye ilişkin hiçbir şekilde ödeme yapmamış olup şirketin maddi krize girmesine sebep olduğunu, davacının, şirket ortağı olduğunda …’deki yeni hastane projesine de ortak olduğunu ve … hastane projesi için yapılan ve daha sonra sunulacak olan 488.520,00 TL masrafları da ödemeyerek şirketin maddi krize girmesine sebep olduğunu, Davalı ve Davalının kardeşi … …’ ın, hem şirket giderlerini karşılamak hem de yeni hastane projesini hayata geçirebilmek için kendilerine ait Özel Halk Otobüsünü ve … … … evlerini satmak zorunda kaldıklarını, davacı yanın, 30 yıllık arkadaşlarım diyerek …, …, …, … ve …’ü şirkete ortak ettirdiğini, …’ ın, şirkete ortak olması sonucunda hisse satış bedeli ödemesini Davalıya kısmen yaptığını, geri kalan hisse satış bedeli ödemesini yapmadığını, bu durum üzerine ödeme yapmadığı için hakkında yasal tahsil işlemleri başlatıldığını, dosyanın Arabuluculuk aşamasında olduğunu, ayrıca hastane projesi için hastane yatırımı katkı payı ödemelerini yapmayıp projenin gecikmesine ve şirketin maddi krize girmesine sebep olduğunu, …’ un, şirkete ortak olması sonucunda hisse satış bedeli ödemesini Davalıya hiç yapmadığını, bu durum üzerine hakkında yasal tahsil işlemleri başlatılmış olup dosyanın Arabuluculuk aşamasında olduğunu, ayrıca hastane projesi için hastane yatırımı katkı payı ödemelerini yapmayıp projenin gecikmesine ve şirketin maddi krize girmesine sebep olduğunu, …’ nın, şirkete ortak olması sonucunda hisse satış bedeli ödemesini yapmış olup hastane projesi için hastane yatırımı katkı payı ödemelerini yapmayıp projenin gecikmesine ve şirketin maddi krize girmesine sebep olduğunu, davacının, daha sonra protokolde yazılı olan ve şirket hesabına yatırılması gereken 1.102.500,00.TL tutarındaki sermaye taahhüdü ödemesini yapmadan şirkete ait hisselerini …’e 1.900.000.TL’ye devrettiğini, kar amacı güderek almış olduğu fiyatın çok üstünde bir rakama satmış olduğunun aşikar olduğunu, davacı yanın, bir diğer ifade ile davalı müvekkilinin yıllardır emek harcadığı ve gerçekleşmesi için varını yoğunu ortaya koyduğu hastane projesinin hayata geçmesine engel olduğunu, davalı müvekkilinin de, yaşanan tüm bu olaylardan sonra hisselerini …’e devretmek zorunda kaldığını belirterek davanın reddine, takibinde kötü niyetli ve haksız olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava:Davacı tarafından davalı aleyhine İİK. 67. Maddesine dayanılarak itirazın iptali davası açılmıştır.
… İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün, … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün yazı cevapları , …. İcra Müdürlüğü’ nün … E. Sayılı dosyası bilirkişi kök ve ek raporu ile tüm dosya kapsamı davamızın delillerini oluşturmaktadır.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan tüm deliller ile dosya kapsamı deliller ile uyumlu olması nedeniyle içeriğine itibar edilen bilirkişi kök ve ek raporları birlikte incelenip değerlendirildiğinde, açılan davanın itirazın iptali davası olduğu, uyuşmazlığın taraflar arasında düzenlenen hisse devir ve temlik sözleşmesi, 13.05.2015 tarihli protokol ile devir ve kabul beyannamelerinden doğduğu, davacının iddiasının, hisse devir bedelinin peşin olarak ödendiği, davalıya banka ve çek yoluyla ödenen kısımların sermaye taahhüdünde kullanılmak ve şirketin hesabına yatırılmak üzere verildiği, davalının bu bedelleri şirkete yatırmadığı dolayısıyla iade etmesi gerektiği yönünde olduğu, davacı tarafın savunmasının ise, hisse devir bedelinin peşin olarak ödenmediği, ödenen bedellerin hisse devir bedeli olduğuna ilişkindir. Davacı ve davalı arasında yapılan hisse devir sözleşmesi yapıldığı, bu sözleşme uyarınca davalının … A.Ş.’deki %20 hissesini davacıya devrettiği, 13.05.2015 tarihli protokol uyarınca satış bedelinin 1.590.000-TL olarak kararlaştırıldığı, davacının bu bedelin %25’i olan 487.500 TL’yi peşin olarak geriye kalan %75’i olan 1.102.500 TL’yi de sermaye bedeli olarak 31.12.2016 tarihine kadar şirketin hesabına yatırmayı taahhüt ettiği, davacının davalıya 19.10.2017 tarihinde iki adet 95.000 TL ve 55.000 TL, 23.10.2017 tarihinde 99.090 TL ve 75.000 TL ayrıca çek ile de 300.000 TL olmak üzere toplam 549.990 TL ödeme yaptığı anlaşılmıştır. Teknik bilirkişi raporunda ifade edildiği üzere, devirden kaynaklanan vergisel yükümlülükler dikkate alınarak uygulamada hisse devir sözleşmesinde genel olarak devir bedelinin sembolik olarak gösterildiği ve gösterilen bu bedelin nakden alınmış olduğunun da ifade edildiği, TBK. m. 97 hükmü dikkate alındığında, hisse devrinin vadeli ya da bir takım şartlara bağlı olarak gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığı, taraflar arasında yapılan hisse devir sözleşmelerinde ve noterce düzenlenen hisse devir protokolünde hisse bedellerinin nakden ve tamamen alınmış olduğunun yazılı olmasının, tek başına hisse bedellerinin ödenmiş olduğunu kanıtlamaya yeterli olmadığı, davacının, gerçek hisse devir bedelini ödemiş olduğunu yazılı belgelerle ispat etmesi gerekeceği, aksi taktirde davacının hisse devir bedeli oranında sebepsiz olarak zenginleşeceği, davacının, hisse devir bedelinin tamamının ödenmiş olduğunun hisse devir protokolünde davalı tarafından ikrar edilmiş olduğu, dolayısıyla da davacının bir alacağının bulunmadığı yönündeki iddialarının yerinde olmadığı, 13.05.2015 tarihli protokol uyarınca satış bedelinin %25’i olan 487.500 TL’nin davalıya peşin olarak fiilen ödendiğine ilişkin herhangi bir yazılı belge sunulmadığı, bu bakımdan anılan bedelin peşin olarak ödendiğinin kabul edilemeyeceği, davacının davalıya 19.10.2017 tarihinde iki adet 95.000 TL ve 55.000 TL, 23.10.2017 tarihinde 99.090 TL ve 75.000 TL ayrıca çek ile de 300.000 TL olmak üzere toplam 549.990 TL ödeme yaptığı, davacı tarafından hisse devir bedeli olan 487.500-TL’nin peşin ödendiğine ilişkin somut bir delil sunulmadığından anılan ödemelerin 487.500-TL’lik kısmının hisse devir bedeline ilişkin olarak yapıldığının kabulü gerektiği, davacı vekilince sunulan taraflar arasında geçtiği iddia olunan … görüşmelerinin taraflar arasındaki hisse devrinin ödenmiş sermayeye isabet eden ve taraflarca mutabık kalınan bedelin nasıl ödeneceğine yönelik olduğu kanaatini uyandırdığı, bu durumda davacının talep edebileceği alacak miktarının 62.490-TL olarak hesaplanabileceği kanaatine varıldığından davacının davasının kısmen kabulü ile …. İcra Müdürlüğü’ nün … E. Sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 62.490 TL asıl alacak üzerinden devamına dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile …. İcra Müdürlüğü’ nün … E. Sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 62.490 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına ,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2- Alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince hesap olunan 4.268,69.TL harcın, peşin alınan 7.002,24.TL harçtan mahsup edilerek fazla yatırılan 2.733,55.TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
– 4.268,69.TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı taraf vekil ile temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 8.923,70.TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı taraf vekil ile temsil olunduğundan, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 42.914,28.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 4.500.TL bilirkişi ücreti, 203,10.TL posta gideri, 35,90.TL başvurma harcı ve 5,20.TL vekalet harcı olmak üzere toplam olmak üzere toplam 4.744,20.TL yargılama giderinin davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 511,34.TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraf vekillerince yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın, avansı yatıran tarafa karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/07/2021

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır