Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1334 E. 2021/932 K. 06.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1334 Esas
KARAR NO : 2021/932
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 06/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanan 01.06.2014 tarihli Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi ile müvekkilinin sahibi bulunduğu “… cad.No: … … ANKARA” adresinde bulunan … ne gerekli elektrik enerjisinin verilmesi, elektrik enerjisi satışının koşul ve şartları ile bu kapsamda tarafların hak ve yükümlülüklerinin belirlendiğini, anılan sözleşmenin 15.12.2015 tarihinde revize edildiğini, sözleşmenin taraflarca 01.02.2016 tarihinde yenilendiği ve iş bu sözleşmeye ek olarak düzenlenen 13.07.2017 tarihli protokol ile; Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun 29.06.2017 tarih ve … nolu Kurul kararı ile perakende elektrik satış fiyatının 2017 yılı Temmuz dönemi itibari ile yenilenerek 01.07.2017 tarihinde yürürlüğe girdiği ve Temmuz ayı itibariyle aktif elektrik enerjisi satış fiyatının 20,70-Krş/kWh + TRT payı + Enerji Fonu+ BTV uygulanarak belirlenmesi ve sözleşmenin süresine ilişkin düzenlemenin ise “Sözleşme süresi sözleşme/ek protokol bitiş tarihi ile birlikte bir yıllığına kendiliğinden uzamış kabul edilecek ve sözleşme sona erme tarihinden altmış gün önce karşı tarafa yazılı olarak sözleşmeyi sona erdireceğini bildirmemesi halinde sözleşme süresi bitiminde bir yıllığına kendiliğinden uzamış kabul edilecektir.” şeklinde değiştirilmesinin kararlaştırıldığını, taraflar arasındaki cari Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi, fiyatların güncellendiği ek protokoller ile uzatıldığı ve nihayetinde sözleşmenin 12.2.maddesi hükmü kapsamında feshedilmeyerek 13.07.2018 tarihine kadar uzatıldığını, davalının sözleşme devam ederken 09.01.2018 tarihli yazı ile değişen piyasa koşullarını gerekçe göstererek Şubat 2018 faturasının kesilmesini müteakiben maliyet artışları nedeniyle 01.03.2018 tarihi itibariyle müvekkilinin müşteri portföyünden çıkış işlemlerinin gerçekleştirileceğinin bildirildiğini, kendilerince keşide edilen … Noterliğinin 26.01.2018 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname ile fesih yazısının mahiyeti itibariyle taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 12.2.maddesine aykırılık teşkil ettiği ve bu kapsamda usulsüz ve haksız fesih olduğunu, fesih sebebi olarak belirtilen “müşteri maliyetlerinde artış” gerekçesinin ise basiretli tacir alan davalı tarafından ileri sürülmesinin sözleşme ve mevzuat kapsamırıda mümkün olmadığının vurgulanarak usulsüz ve haksız fesih işleminin geri alınmasını, aksi takdirde sözleşmenin uzadığı nazara alınarak işletme müdürlüğü ile ve/veya hizmet veren diğer firmalarla yapılacak yeni sözleşme bedelleri ile tahakkuk ettirilecek fatura farklarının zarar kalemi olarak talep edileceğinin ihbar olunduğunu, davalı tarafından ihtamameye cevap sunulmadığı gibi müvekkilinin portföyden çıkış işleminin gerçekleştirildiğini, müvekkili firma dava dışı … AŞ. ile sözleşme imzalamak zorunda kalındığını, açıklanan nedenlerle davalının haksız ve usulsüz tek taraflı fesih nedeniyle müvekkilinin uğramış olduğu zararın tazmininin gerektiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin davalı yanca haksız ve sözleşme hükümlerine aykırı olarak feshedildiğini, süre yönünden taraflardan birinin sözleşme sona erme tarihinden altmış gün önce karşı tarafa yazılı olarak bildirim koşuluna bağlandığını, sözleşmenin feshi başlıklı 13.maddede ise, taraflardan birinin sözleşmedeki yükümlülüklerinden birini ihlal ve bu ihlalin on gün içerisinde giderilmemesi, sözleşmenin tanzimi sırasında abone tarafından verilen bilgi ve belgelerin eksik, sahte veya yanlış olduğunun anlaşılması, aboneliğin kötü niyetle yapıldığının tespiti ya da aboneye karşı iflas, haciz, ihtiyati haciz konkordato ve benzeri yollardan yasal kovuşturmaya başlanması, abone hakkında iflas erteleme kararı verilmesi halleri fesih nedeni olarak sayıldığını, davalı tarafından öne sürülen ve müşteri maliyetlerindeki artışın kalıcı olduğu yönündeki gerekçenin haklı fesih nedeni olmadığını, bu halde gerçekleştirilen fesih işleminin tek taraflı, usulsüz ve haksız fesih niteliğinde olduğunu, sözleşmeyi haksız ve hukuka aykırı şekilde fesheden davalı tarafın müvekkilinin uğradığı zararı tazminle yükümlü olduğunu, sözleşmeyi haksız fesheden tarafın bizzat davalı taraf olduğunu, müvekkilinin kusuru olmadığını, bu halde sözleşmenin haksız ve süresinden önce feshi nedeniyle müvekkilinin uğradığı zararın davalıdan tahsili talebinde bulunmanın gerektiğini, davalıdan alınan hizmetin bedeli ile dava dışı firmanın sunduğu hizmete ilişkin bedel arasında fark bulunduğunu, dava dışı firmadan temin edilen elektriğin satış bedelinin daha yüksek olması sebebiyle müvekkilinin zarara uğradığının izahtan vareste olduğunu, bunun yanı sıra dava dışı firma ile sözleşmenin akdedilmesi neticesinde ödenen damga vergisi, sözleşme kapsamında sunulması zorunlu olan teminat mektubu masraf ve kesintilerinin davalı tarafından tazmininin gerektiğini, bu kapsamda yapılan toplam masraf ve harcama tutarının 22.688,60.-TL olduğu ve huzurdaki davada kısmi olarak talepte bulunulduğu, sözleşme masraflarına ilişkin şimdilik 5.000,00-TL ile elektrik satış bedeli arasındaki farktan kaynaklanan zarara ilişkin şimdilik 5.000,00-TL olmak üzere toplam 10.000,00-TL’nin sözleşmenin feshi tarihi olan 01.03.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili şirket arasında 01.02.2016 tarihinde Elektrik Satış Sözleşmesi akdedildiği ve söz konusu sözleşme akabinde imzalanan 15.12.2015 ve 13.07.2017 tarihli ek protokoller ile tadil edildiğini, müvekkili şirketin dava konusu olayda ilgili kanunlar ve mevzuata uygun olarak davacının portföy çıkışını gerçekleştirdiğini ve bu kapsamda bir sorumluluklarının olmadığını, 30.05.2018 tarihli ve … sayılı Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği ile yürürlükte olan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin değişikliğe uğradığını, söz konusu yönetmeliğin 14.2. numaralı maddesi uyarınca ikili antlaşmaların kendiliğinden uzamayacağının düzenlendiğini, bu kapsamda, davacı ile imzalanan sözleşmenin de kendiliğinden uzayacağına ilişkin hükmü yürürlüğe giren yeni mevzuat kapsamında geçerliliğini yitirdiğini, bu noktada müvekkili şirketin ticari koşullarını değerlendirerek ve maliyet artışını göz önünde bulundurarak sözleşmenin feshi kararını aldığını ve davacıyı portföyden çıkardığını, müvekkili şirketin ikili antlaşma ve ilgili mevzuata uygun olarak portföy çıkışını gerçekleştirdiğini, haksız olarak müvekkili şirkete yöneltilen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, davacının davalı şirket ile yapmış olduğu Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi çerçevesinde davalı tarafın 01/03/2018 tarihinden itibaren elektrik enerjisi tedarikinin yapılamayacağına ilişkin olarak göndermiş olduğu yazı sonucunda elektrik enerjisi tedarikinin yapılamamasından kaynaklı zararın davalıdan tahsili talebine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi ve ekleri, taraflar arasında imzalanan 01.06.2014 tarihli Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi, 15.12.2015 tarihli Ek Protokol, 01.02.2016 tarihli Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi, 13.07.2017 tarihli Ek Protokol, davalı tarafça gönderilen 09.01.2018 tarihli yazı, … Noterliği’nin 26.01.2018 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnamesi, davacı ile dava dışı … A.Ş. ile arasında imzalanan 01.03.2018 tarihli sözleşme, bu sözleşme nedeniyle yapılan masraflara ilişkin dekontlar, bilirkişi raporu ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
… A.Ş ‘ye yazılan müzekkereye cevap verildiği, davacı ile arasında imzalanan … Tesisat ve … sözleşme numarasına ait abonelik sözleşmesi, fatura suretleri ve TL Tüketim ekstresinin gönderildiği görülmüştür.
Davalı şirket vekili tarafından davacı ile arasında imzalanan sözleşme ile davacı tarafından bu sözleşmeye istinaden ödenen faturaların onaylı örneklerinin gönderilmesi istemli yazıya cevap verildiği, sözleşme ve faturaların dosyaya ibraz edildiği görülmüştür.
Mahkememizce yapılan bilirkişi heyet incelemesi sonrası düzenlenen 10/11/2020 tarihli bilirkişi heyet raporunda sonuç ve özetle; “taraflar arasında çekişme konusu olan elektrik satış sözleşmesinin feshi konusunda, davacı tarafın, sözleşmenin haksız ve usulsüz olarak feshedildiği iddiasında haklı olduğu, sözleşmenin o tarihte yürürlükte olan 08.05.2014 tarihli Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine uygun olarak düzenlenen 13.07.2017 tarihli ek protokolle 13.07.2018 tarihine kadar uzatılmışken davalı tarafından 01.03.2018 tarihinden itibaren öngörülemeyen maliyet artışı sebebiyle feshedilmesinin sözleşme kapsamındaki fesih şartlarıyla uyuşmadığı, davalının sözleşmenin belirli süreli sözleşmelerde sözleşme süresinin kendiliğinden uzayacağına dair hüküm konulamayacağına ilişkin 30.05.2018 tarihli Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği hükmü uyarınca feshedildiği savunmasının ise, ilgili yönetmeliğin sözleşmenin feshedildiği tarihten sonra yürürlüğe girmiş olması sebebiyle yerinde olmadığı, taraflar arasında düzenlenen elektrik enerjisi satış sözleşmesi 13.07.2017 tarihli ek protokolle belirlendiği gibi 13.07.2018 tarihine kadar devam etseydi sözleşmenin feshedildiği 01.03.2018 tarihinden itibaren tahakkuk edecek fatura tutarlarının davacının 01.03.2018 tarihinden itibaren elektrik almaya başladığı … tarafından düzenlenen elektrik faturalarından aşağıda tablo halinde hesaplanan şekilde toplam 132,036,14 TL daha az olacağı ve davacının bu miktarı talep edebileceği tespit edilmiştir. Mahkemenin kanaatinin burdan farklı olarak, davalının 01.03.2018 tarihinden itibaren sözleşmeyi fesih gerekçesi olarak gösterdiği, 30.05.2018 tarihli Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğindeki belirli süreli sözleşmelerin süre sonunda kendiliğinden uzayacağına veya yenileneceğine dair hüküm konulamayacağına dair hükmün, taraflar arasındaki 13.07.2017 tarihli ek protokolle sözleşmenin 13.07.2018 tarihine kadar uzatılması kararını geçersiz hale getireceği ve sözleşmenin, Yönetmeliğin RG’de yayınlanmasıyla sona ereceği yönünde olması halinde, davacı yalnızca Mart, Nisan ve Mayıs 2018 aylarına ilişkin fatura fark tutarları olan toplam 86.951.36 TL’yi davalı … A.Ş.’ den talep edebilecektir, davacı tarafından 01.03.2018 tarihinden itibaren elektrik enerjisi satın alımı yapılan dava dışı … A.Ş.’ ye sözleşme gereği ödenen damga vergisi, sözleşme kapsamında sunulması zorunlu olan teminat mektubu masraf ve kesintilerin aradaki sözleşmenin 13.07.2018 tarihinde sona ermesiyle yeni sözleşmede zaten ödenmesi gerekeceği için, takdiri mahkemeye ait olmak üzere, davacının bu taleplerinin yerinde olmadığı değerlendirilmektedir.” şeklinde tespit ve görüşte bulunmuşlardır.
Bilirkişi heyet raporu taraflara ayrı ayrı tebliğ edilmiştir. Davacı vekili 30/11/2020 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir.
18/01/2021 tarihli celsede dosyanın davacı vekilinin itirazlarının değerlendirilmek üzere ek rapor düzenlenmesi için bilirkişi heyetine tevdii edilmesine karar verildiği, 22/03/2021 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda; “Zaten kök bilirkişi raporunda sözleşmenin feshinin geçersiz olduğu kabulü ile sözleşme
sonuna kadar toplam 132,036,14 TL fark tutarları hesaplanmıştır. Bilirkişi heyetimizin kanaati
de bu yöndedir. Ancak yönetmelik hükmünün kamu düzeni ile ilgili ve emredici nitelikte olması
gözetilerek, bir ihtimal olarak aksini düşünmek de mümkündür. Mesele hukuki nitelikte olduğu için esas ve alternatif hesaplama yapılmış olup takdir tamamen mahkemeye aittir. Sözleşmenin 13. Maddesi fesihle ilgili olup,13.1’de taraflardan biri sözleşmeyi ihlal eder ve yazılı ihtara rağmen buna devam ederse diğer tarafa fesih hakkı tanınmış ve bu ihtimalde sözleşmeyi ihlal etmeyen tarafa zarar ziyan isteme hakkı verilmiştir. Somut dava konusu olayda, davalı taraf doğrudan 01.03.2018 itibariyle sözleşmeyi feshetmiş olduğundan, davacı tarafın sözleşmenin 13.1 hükmünü işletmesi mümkün olmamıştır. Kaldı ki sözleşmenin erken feshinin sebep olduğu, davacının daha yüksek bedelle alım yapmasıyla oluşan zarar zaten kök raporda hesaplanmıştır. Sözleşmenin 13.2 maddesinde ise abonenin sözleşmeyi erken feshinin sonuçları düzenlenmiş ve yalnızca aboneye cezai şart yüklenmiştir. Sunulan faturalarda da bu hükme atıf yapılmıştır. Bu hükümde kararlaştırılan cezai şartın karşılıklı olduğuna, diğer ifadeyle sözleşmeyi davalının feshetmesi halinde de cezai şart ödeneceğine dair bir düzenleme yoktur. Bazı durumlarda cezai şartın tek taraflı olması halinde geçerliliği tartışılabilir ise de, açıkça bir taraf için konulan cezai şartın diğer tarafa da uygulanması mümkün değildir. Davalı şirket, 09.01.2018 tarihli yazı ile değişen piyasa koşullarını gerekçe göstererek Şubat 2018 faturasının kesilmesini müteakiben maliyet artışları nedeniyle 01.03.2018 tarihi itibariyle davacının müşteri portföyünden çıkış işlemlerinin gerçekleştireceğini bildirdiğine göre, davacı şirkete yeni bir firma ile gerekli müzakereleri yürütmesi ve sözleşme imzalaması için uygun süre tanımıştır. Davalı şirketin, yalnızca haksız feshin, uygun illiyet bağı ile feshe bağlanabilen doğrudan sonuçlarından sorumlu tutulabileceği değerlendirilmektedir. ” yönünde görüş ve kanaat bildirmişlerdir. Bilirkişi ek raporu taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir. Davacı vekili 12/04/2021 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir.
Yine davacı vekili 04/10/2021 tarihli dilekçesiyle dava dilekçesini ıslah etmiş, harçlandırmış, ıslah dilekçesinden bir suret davalı yana tebliğ edilmiştir.
Taraflar arasında 01/06/2014 tarihli “Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi” imzalandığı, 15/12/2015 tarihli ek protokol ile sözleşmenin bazı maddelerinde değişiklik yapıldığı, bu değişikliklerden en önemlisinin sözleşmenin süresine ilişkin düzenleme olduğu ve “Sözleşme süresi sözleşme/ek protokol bitiş tarihi ile birlikte bir yıllığına kendiliğinden uzamış kabul edilecektir.” şeklinde düzenlemeye gidildiği,
Sözleşmenin 01/02/2016 tarihinde yenilendiği, bu sözleşmeye ek olarak 13/07/2017 tarihinde düzenlenen ek protokol ile; sözleşme süresinin “Sözleşme süresi sözleşme/ek protokol bitiş tarihi ile birlikte bir yıllığına kendiliğinden uzamış kabul edilecek ve sözleşme sona erme tarihinden altmış gün önce karşı tarafa yazılı olarak sözleşmeyi sona erdireceğini bildirmemesi halinde sözleşme süresi bitiminde bir yıllığına kendiliğinden uzamış kabul edilecektir.” şeklinde değiştirilmesinin kararlaştırıldığı ve sözleşmenin 13/07/2018 tarihine kadar uzatıldığı dosya kapsamından anlaşılmıştır.
09/01/2018 tarihinde, davalı tarafından davacıya gönderilen yazı ile öngörülemeyen maliyet artışları sebebiyle 01/03/2018 tarihi itibariyle elektrik satışının durdurulacağının bildirildiği, davacının ….Noterliği’nin 26.01.2018 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı tarafından yapılan sözleşmenin feshine itiraz edildiği görülmüştür.
Dava konusu uyuşmazlığın temel noktası davalı tarafından taraflar arasında imzalanan ve anılan bu sözleşmenin feshi neticesinde davacının dava dışı … A.Ş üzerinden almak zorunda kaldığı elektirik enerji birim fiyatlarının davalı yandan aldığı elektirik enerjisi birim fiyatlarından daha yüksek olması sebebiyle davacının fazla ücret ödediği böylelikle zarara uğradığı iddiası ile bu zararın davalıdan tahsiline ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Davacı yan davalı ile aralarındaki 13/07/2017 tarihli ek protokol gereği sözleşmenin 13/07/2018 tarihine kadar otomatik olarak uzatılmış olduğunu bu sebeple de sözleşmenin süresinden önce 01/03/2018 tarihinden itibaren haksız ve usulsüz olarak fesih edildiğini öne sürmüştür. Davalı ise; 30/05/2018 tarihli ve … sayılı Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin 14.2. numaralı maddesi uyarınca ikili antlaşmaların kendiliğinden uzamayacağının düzenlendiği, bu sebeple de davacı ile imzalanan sözleşmenin de kendiliğinden uzayacağına ilişkin hükmü yürürlüğe giren yeni mevzuat kapsamında geçerliliğini yitirdiği, bu noktada müvekkil şirketin ticari koşullarını değerlendirerek ve maliyet artışını göz önünde bulundurarak sözleşmenin feshi kararını aldığını ve davacıyı portföyden çıkardığını belirtmiştir. Bu durumda irdelenmesi gereken ilk konu sözleşmenin feshi hususudur.
Sözleşme ve ek protokollerin düzenlendiği tarihlerde yürürlükte olan 08/05/2014 tarihli “Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği” nin 7.maddesinde, sözleşmenin süresi ve sözleşmenin feshine ilişkin hükümlerin perakende satış sözleşmesi ile belirleneceği hüküm altına alındığı, taraflar arasındaki iş ilişkisinin devam ettiği 01/06/2014-01/03/2018 tarihleri arasında yürürlükte olan yönetmeliğe göre, sözleşmenin süre ve feshine ilişkin şartların perakende satış sözleşmesi kapsamında bulunması gerektiğinin hüküm altına alındığı, taraflar arasındaki 01/06/2014, 01/022016 tarihli elektrik satış sözleşmeleri ile 15/12/2015 ve 13/07/2017 tarihli ek protokollerinin bu yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlendiği ve süre ile feshe ilişkin koşulların bu sözleşme ve eki olan protokoller ile yasal mevzuata uygun olarak düzenlendiği saptanmıştır.
Bu haliyle dosya kapsamında alınan bilimsel veri ve içeriğe sahip, denetime elverişli olduğu anlaşılan bilirkişi teknik heyet raporuyla değerlendirilen, sözleşme ve ek protokollerin düzenlendiği tarihlerde yürürlükte olan 08/05/2014 tarihli “Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği” nin 7.maddesinde, sözleşmenin süresi ve sözleşmenin feshine iliskin hükümlerin perakende satış sözleşmesi ile belirleneceği tespiti ışığında mahkememizce taraflar arasındaki elektrik satışı sözleşmesinde süre ve feshe ilişkin şartların yürürlükte olan yönetmelik hükmüne uygun olarak düzenlendiği, sözleşmenin geçerlilik süresi içerisinde feshe ilişkin koşullar oluşmadığı, belirli süreli sözleşmelerde sözleşme süresinin kendiliğinden uzayacağına dair hüküm konulamayacağının hükme sağlandığı yönetmeliğin, sözleşmenin fesih edildiği 01.03.2018 tarihinden sonraki bir tarihte yürürlüğe girdiği gözetilerek davalı tarafça sözleşmenin feshedilmesinin hukuka aykırı fesih olduğu kanaatine varılmıştır.
Taraflar arasındaki elektrik satış sözleşmesi 13.07.2017 tarihinde düzenlenen ek protokol ile 13.07.2018 tarihine kadar uzatılmış ancak davalı tarafından 01.03.2018 tarihinden itibaren sonlandırılmıştır. 30.05.2018 tarihli Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği ile belirli süreli sözleşmelerde sözleşmenin kendiliğinden yenileneceğine veya uzayacağına dair hüküm konulamayacağına dair düzenlemesi sonrası taraflar arasında normalde devam edecek ek protokolün hükümsüz olması ve geçersiz hale gelmesi, tarafların iradeleri dışında EPDK tarafından çıkarıları yönetmelik hükmüyle emredici şekilde düzenlendiğinden, sonraki dönem için sözleşmenin kendiliğinden yenilenmesi söz konusu olmayacaktır.
Mahkememizce yapılan tüm yargılamalar neticesinde, davalı tarafça 01/03/2018 tarihi itibariyle sözleşme feshinin haklı olduğu ve sözleşmenin yönetmelik hükümlerine uygun olarak feshedildiği iddia edilerek, belirli süreli sözleşmelerde sözleşme süresinin kendiliğinden uzayacağına dair hüküm konulamayacağının hükme bağlandığı ileri sürülmüş, 30/05/2018 tarihli Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğindeki belirli süreli sözleşmelerin süre sonunda kendiliğinden uzayacağına veya yenileneceğine dair hüküm konulamayacağına dair hükmün taraflar arasındaki 13/07/2017 tarihli ek protokolle sözleşmenin 13/07/2018 tarihine kadar uzatılması kararını geçersiz hale getireceği ve sözleşmenin, yönetmeliğin Resmi Gazetede yayınlanmasıyla sona ereceği, bu haliyle bu itirazın yerinde olduğu, davacının yalnızca Mart, Nisan ve Mayıs 2018 aylarına ilişkin fatura fark tutarlarını talep edebileceği hususunda kanaat gelmiştir.
Tüm bu delillerden ve dosya kapsamından da anlaşılacağı üzere; taraf iddia ve savunmaları, alınan teknik bilirkişi heyet raporları ve tüm dosya içeriğine göre, taraflar arasında çekişme konusu olan elektrik satış sözleşmesinin feshi konusunda, davacı tarafından ileri sürülen sözleşmenin haksız ve usulsüz olarak feshedildiği iddiasında haklı olduğu, ancak 30/05/2018 tarihli Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğindeki belirli süreli sözleşmelerin süre sonunda kendiliğinden uzayacağına veya yenileneceğine dair hüküm konulamayacağına ilişkin hükmü göz önüne alındığında bu hükmün 13/07/2017 tarihli ek protokolle sözleşmenin 13/07/2018 tarihine kadar uzatılması kararını geçersiz hale getireceği ve sözleşmenin yönetmeliğin Resmi Gazetede yayınlanmasıyla sona ereceği kanaatine varıldığından davanın kısmen kabulü ile, davacının fatura fark tutarlarının bedeli talebinin kabulü ile, 86.951,36.-TL’nin 5.000,00.-TL’sine dava tarihinden 81.951,36.-TL’sine ıslah tarihinden (04/10/2021) itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davacının sözleşme masraflarına ilişkin talebinin ise, davalı şirket, 09.01.2018 tarihli yazı ile değişen piyasa koşullarını gerekçe göstererek Şubat 2018 faturasının kesilmesini müteakiben maliyet artışları nedeniyle 01.03.2018 tarihi itibariyle davacının müşteri portföyünden çıkış işlemlerinin gerçekleştireceğini bildirdiğine göre, davacı şirkete yeni bir firma ile gerekli müzakereleri yürütmesi ve sözleşme imzalaması için uygun süre tanındığı, davalı şirketin, yalnızca haksız feshin, uygun illiyet bağı ile feshe bağlanabilen doğrudan sonuçlarından sorumlu tutulabileceği değerlendirilmekle; davacı tarafından 01/03/2018 tarihinden itibaren elektrik enerjisi satın alımı yapılan dava dışı … A.Ş’ ye sözleşme gereği ödenen damga vergisi, sözleşme kapsamında sunulması zorunlu olan teminat mektubu, masraf ve kesintilerin aradaki sözleşmenin 13/07/2018 tarihinde sona ermesiyle yeni sözleşmede zaten ödenmesi gerekeceğinden reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile ,
-Davacının fatura fark tutarlarının bedeli talebinin kabulü ile,
86.951,36.-TL’nin 5.000,00.-TL’sine dava tarihinden 81.951,36.-TL’sine ıslah tarihinden (04/10/2021) itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
– Davacının sözleşme masraflarına ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 5.939,64-TL Karar ve İlam Harcının peşin ve ıslah harcı olarak alınan 1.500,78-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 4.438,86-TL’nin harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından eksik yatırıldığı tespit edilen 154,91.-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-12.103,68.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- 5.000,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat gideri 166,80.-TL , iki bilirkişi ücreti 2.150,00.-TL, 35,90.-TL başvuru harcı, 5,20.-TL vekalet harcı, 1.500,78.-TL peşin ve ıslah harcı olmak üzere toplam 3.858,68.-TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre taktiren 3.627,15.-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye gider avansının davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/12/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır