Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/126 E. 2022/99 K. 07.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/126 Esas
KARAR NO : 2022/99
DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 18/12/2018
KARAR TARİHİ : 07/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; … İnşaat San ve Tic. A.Ş’ye ait … plakalı aracın 21/09/2017 tarihinde kusurlu sevk ve idaresinde müvekkili şirkete … nolu poliçe ile kasko sigortalı bulunan … plakalı araca %100 kusurlu bir şekilde çarptığını, sigortalı araç nezdinde hasar meydana geldiğini, sigortalı… plakalı araçta ekspertiz incelemesiyle tespit edilen ve onarımı gerçekleştiren yetkili servise müvekkili tarafından ödenen toplam 45.184,75 TL tutarlı hasardan, davalıya ait araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olması sebebiyle davalının sorumlu olduğunu, dava konusu maddi hasarlı trafik kazasına ilişkin hasar dosyası örneğini sunduklarını, davaya konu alacağın, ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle beraber davalıdan rücuen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; öncelikle işbu davanın “halefiyet ilkesi” doğrultusunda açılmış “Rücuen Tazminat” talepli olarak arz ve ikame edildiğini, haksız fiil sorumluluğu kapsamında kusuru olmayan kişinin sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini, hiçbir kusur ve sorumluluğu bulunmayan müvekkiline davacının sigortalısının dava açma hakkı bulunmadığından, davacının da halefiyet hakkına dayanarak işbu davayı açma hakkının kesinlikle olmadığını, müvekkilinin davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde herhangi bir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, davacının halefiyet hakkına dayanarak işbu davayı açma hakkının bulunmadığını, somut olayda müvekkilinin olmayan eylemi ile kaza arasında da illiyet bağı kurulamayacağının çekişmesiz kesinlik arz ettiğinden, işbu davanın müvekkili açısından dinlenme kabiliyeti bulunmadığını, müvekkilinin davaya konu kaza ile olmayan eylemi arasında uygun bir nedensellik ve illiyet bağı kurulamayacağını ve müvekkilinin dava konusu kazanın oluşumunda hiçbir sorumluluğu bulunmadığından davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle dava dışı sigortalıya ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki dava dilekçesi ve ekleri, 10/11/2017 tarihli ödeme belgesi, kasko ekspertiz raporu, 16/03/2017 tanzim tarihli poliçe sureti, hasar dosyası, araç plakalarına ait takyidat kayıtları, bilirkişi raporu ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
… Sigorta Anonim Şirketi tarafından … sayılı hasar dosyasının dosya içerisine sunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce yapılan kusur hasar konusunda uzman bilirkişi incelemesi sonrası düzenlenen 12/06/2019 tarihli bilirkişi raporunda sonuç ve özetle; “Davalının, işleten sıfatıyla eylemin oluşu arasındaki illiyetin, davalı ile sürücü arasındaki illiyetin , hukuki açıdan incelenmesi ve ayrıca davalıdan bu durumu gösterir belge talep edilmesi yönündeki, hasar dosyası kasko sigorta poliçesinden ödendiği, kasko poliçesi hasar ödemesi yaparken kazanın karayolunda olup olmaması durumuyla ilgilenmedği, kasko poliçesi genel şartları gereği davacının halefiyeti mümkün rücu talebinin haklı olduğu…” şeklinde görüş ve kanaat bildirmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir. Davacı vekili 31/07/2019 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı beyanlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir. Davalı vekili de, 17/07/2019 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna beyan ve itirazlarını sunmuştur.
11/11/2019 tarihli celsede dosyanın tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları dosyaya sunulan deliller bir arada değerlendirilmek üzere hasar miktarının tam tutarının da belirlenmek suretiyle hasar-kusur bilirkişinin yanına makine mühendisi de eklenerek ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi 19/12/2019 tarihli ek raporunda ;
“a) Davaya konu maddi hasarlı trafik kazasını değerlendirebilmek adına hukuken geçerli bir kaza tespit tutanağına rastlanamamış, 21.09.2017 tarihli iş güvenliği uzmanınca tanzim edilen Kaza/Olay Tutanağına göre, davaya konu kazanın bir şantiye sahasında … firmasına ait … kapı numaralı aracın döküm yapmak için geri manevra yaptığı esnada arkasında bulunan … plakalı araca çarpması şeklinde meydana geldiği, ancak kapı numarası verilen diğer aracın plaka numarası ve sürücüsü dahi bilinmemekle birlikte dava dosyasında bu duruma ışık tutacak ruhsat, sürücü belgesi, kaza fotoğraft vb. hiçbir delil bulunmadığından ve olay yerinde usulüne uygun şekilde ve hukuken geçerli bir kaza tespit tutanağı tanzim edilmemiş olduğundan, davaya konu trafik kazasının ne şekilde meydana geldiği ve kusur dağılımının nasıl olduğu yönünde 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu kapsamında bir değerlendirme yapılmasının mümkün olamayacağı,
b) Dava dosyasında bulunan 22.09.2017 tarihli ekspertiz raporuna göre; davaya konu aracın sağ ön bölgesinden geniş bir alanda hasar almış olduğu, bu hasar sonucunda çok sayıda irili ufaklı parça ve ekipmanın yenileriyle değişiminin gerekli olduğu, buna ilaveten aracın onarımında boya, cam, elektrik, kaporta, mekanik, şasi ve trim işçiliklerinin de gerekli olduğu; tüm bu işlemler için 28.287,66 TL KDV’si yedek parça, 10.004,50 TL KDV’si işçilik olmak üzere toplam 38.292,16.-TL. KDV 45.184,75 TL bedel karşılığında onarıtabileceği, parça kodları üzerinden yapılan sorgulama ile doğrulanmak şartıyla, tarafımca yapılan piyasa araştırmaları neticesinde davaya konu hasarın onarımı için listelenen yedek parçalarda ve bahsi geçen onarım işçiliğinde … firmasının güncel yedek parça fiyatları dikkate alındığında herhangi bir tutarsızlık ve uygunsuzluk olmadığı, aracın onarıldığı 2017 yılı dördüncü çeyreği koşulları ve dosyaya sunulan 27.10.2017 tarihinde tanzim edilmiş, … numaralı onarım faturası da dikkate aldığında onarım bedelinin gerçekçi ve doğru olduğu, ancak delil yetersizliği sebebiyle işbu hasarın davaya konu kaza neticesinde oluşup oluşmadığı yönünde bir kanaatimiz olamayacağı sonuç ve kanaatine varılmıştır….” şeklinde görüş ve kanaat bildirmişlerdir.
Bilirkişi ek raporu taraflara tebliğ edilmiştir. Davacı vekili 31/12/2019 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı beyanlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir. Davalı vekili de, 13/01/2020 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna beyan ve itirazlarını sunmuştur.
Mahkememizce 28/09/2020 tarihli celsede taraf tanıklarının dinlenilmesine karar verilmiştir.
… A.Ş.’ye ve … San. Ve Tic. A.Ş.’ye müzekkere yazılarak … Tic. A.Ş.’ye ait … plakalı araç ile … plakalı aracın 21/09/2017 tarihinde meydana gelen hasarlı trafik kazası neticesinde; … A.Ş.’ye
ait olduğu bildirilen … plakalı (kapı numaralı) aracın , belirtilen tarihte kim tarafından kullanıldığı, bu kişiye ait sürücü belgesi, aracın trafik tescil bilgileri ve şirket nezdinde bulunan bilgi ve belgelerin gönderilmesi istenilmiş, istenilen hususların gönderildiği anlaşılmıştır.
… İl Emniyet Müdürlüğü tarafından … plakalı araca ait takyidat kayıtları dosya içerisine kazandırılmıştır.
30/11/2020 tarihli celsede davalı tanığı …: “21/09/2017 tarihinde ben davalı firmanın şantiye şefi olarak görev yapıyordum, Ben kazayı gözümle görmedim, araçlar bize aitti ancak …’ya kiralanmıştı, … nın şoförleri bu araçları kullanıyordu, söz konusu olaya ilişkin bir fiilimiz sorumluluğumuz yoktur, ben davalı işyerinde 2016-2018 yılları arasında şantiyede çalıştım, şu an merkez ofiste çalışıyorum.” şeklinde beyanda bulunmuştur. Diğer davalı tanığının dinlenilmesi yönünde Adana Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılmış, tanık beyanının alınamadığı görülmüştür. Davalı vekilince tanığın adresinin Karşıyaka / İzmir olarak bildirilmesi ile bu adrese yeniden talimat yazılmış ancak tanığın yine dinlenemediği görülmüştür. 07/02/2022 tarihli celsede dosyanın geldiği aşama itibariyle talimat yoluyla beyanı alınamayan tanığın dinlenilmesinden vazgeçilmiştir.
Somut uyuşmazlığın, davacı tarafından genişletilmiş kasko poliçesi ile teminat altına alınan dava dışı … Ltd. Şti. ye ait … plakalı aracın, 21.09.2017 tarihinde davalı … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye ait … plaka/kapı numaralı araçla çarpışmak suretiyle karıştığı maddi hasarlı trafik kazası neticesinde hasar görmesi nedeniyle … plakalı araçta meydana gelen hasarın onarım bedeli, yapılan ekspertiz incelemesi neticesinde kasko poliçesi kapsamında davacı tarafından 45.184,75.-TL hasar bedelinin anılan sigortalısına ödenmesi sebebiyle ödenen bu miktarın davalıdan rücu talebine ilişkindir.
Dosya kapsamında bulunan iş güvenliği uzmanı tarafından düzenlenen Kaza/Olay Tutanağına göre, davaya konu kazanın bir şantiye sahasında … firmasına ait … kapı numaralı aracın döküm yapmak için geri manevra yaptığı esnada arkasında bulunan … plakalı araca çarpması şeklinde meydana geldiği belirtilmiştir.
Tüm bu delillerden ve dosya kapsamından da anlaşılacağı üzere; TTK Madde 1472-(1)”Sigortacı sigorta tazminatını ödediğinde hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal eder.” şeklinde düzenlemenin bulunduğu, her ne kadar sigortacı ile sigortalı arasında hasar tarihinde mevcut geçerli bir sigorta sözleşmesi var ise de; dosya kapsamında maddi hasarlı trafik kazasını değerlendirebilmek adına hukuken geçerli bir kaza tespit tutanağının bulunmadığı, dava konusu kazanın ne şekilde meydana geldiğine ışık tutacak ruhsat, sürücü belgesi, kaza fotoğraft vb. hiçbir delil bulunmadığı ve olay yerinde usulüne uygun şekilde ve hukuken geçerli bir kaza tespit tutanağı düzenlenmediği, bu haliyle kusur durumuna ilişkin herhangi bir tespitin yapılamadığı kanaatine varılarak, dava konusu edilen araçta mahkememizce alınan teknik bilirkişi raporunda … numaralı onarım faturası da dikkate aldığında onarım bedelinin gerçekçi ve doğru olduğu belirtilmiş ancak konu edilen bu hasarın davaya konu kaza neticesinde oluşup oluşmadığı hasarın kaza esnasında olduğu hususunun ispata muhtaç olduğu yönünde dosya kapsamında somut bir delil, bilgi ya da belgenin bulunmadığı anlaşılmakla ve bu tespitler ışığındaki bilirkişi heyet raporu doğrultusunda ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.-TL Karar ve İlam Harcından, peşin harç olan 771,65.-TL’nin mahsup edilerek eksik kalan 690,95.-TL harcın DAVACILARDAN ALINARAK HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından işbu dava sebebi ile yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 331,50.-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- Davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereğince 6.674,02.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (… Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/02/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır