Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1241 E. 2020/2 K. 02.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1241 Esas
KARAR NO : 2020/2 Karar
DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 02/01/2020

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davada dosya üzerinde yapılan incelemeler sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Yetkili yer mahkemelerinin İstanbul mahkemeleri olduğunu, görev yönünden Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu, huzurdaki davanın belirsiz alacak davası olduğunu beyan ederek davalı şirkete sigortalı …’nın malik ve işletini olduğu … Plakalı araç 14/07/20189 tarihinde …’e ait … Plakalı araca çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, davalıya sigortalı araç sürücüsü kazanın oluşumunda % 100 kusurlu olduğunu, … plakalı raç 01/07/2018/2019 vade tarihli … nolu zorunlu mali mesuliyet poliçesi ile davalıya sigortalı olduğunu,davalı hasarın tamamından ve değer kaybından poliçe limitleri dahilinde sorumlu olduğunu,kaza akabinde hasarın tespiti amaçlı ekspertiz atandığını ve aracın tamir bedeli olarak KDV dahil 27.015,23- TL tespit edildiğini, yapılan ekspertize rağmen davalı şirket tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı sigorta şirketi, poliçe limitleri dahilinde hasarın tamamından ve KDV tutarının tamamından sorumluğu olduğunu, meydana gelen hasar neticesinde … Plakalı araçta değer kaybı olduğunu, hasar alan parçaların tespiti ile hasar bedelinin tespiti için ekspertiz raporu alınmak zorunda kalındığını ve bu rapor için 354,00- TL Ekspertiz ücreti ödendiğini,davalı sigorta şirketine hasar bedelinin ve değer kaybı alacağının temlik alan taraflarına ödenmesi için 31/10/2018 tarihinde başvuru yapıldığını fakat iş bu davanın açıldığı güne kadar taraflarına herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalının 10/11/2018 tarihinde temerrüde düştüğünü,beyan ederek şimdilik 200,00 -TL hasar bedeli ile 50,00 TL değer kaybı bedelinin ve 250,00 TL Ekspertiz ücretinin poliçe limitleri dahilinde muhatap şirketin temerrüt tarihi olan 10/11/2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikta tahsilini, her türlü başvuru, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vermiş olduğu cevap dilekçesinde “Dava konusu kazaya karıştığı iddia edilen … plakalı araç müvekkil şirket … Sigorta tarafından 01.07.2018-2019 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … no.lu Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalanmıştır. Davacı tarafın ibraz ettiği deliller ve özellikle kaza tespit tutanağı tarafımıza tebliğ edilmemiştir. Bu nedenle belge suretleri ve delillerin tarafımıza tebliğini talep eder ve tebliğ edildiğinde cevap verme ve karşı delil ibraz etme hakkımızı saklı tutarız. Davacı yana ait olduğu iddia edilen aracın ruhsatının celbi ile davacıya ait olup olmadığının tespit edilmesini talep ederiz. Ayrıca davacıya ait olduğu iddia edilen söz konusu araç üzerinde üçüncü bir kişinin dain-i mürtehin olup olmadığının da sorulmasını talep ederiz. Zira dain-i mürtehin mevcut olması halinde davacının herhangi bir talepte bulunma imkanı mevcut değildir. Öncelikle meydana gelen kazaya karıştığının ispat edilmesini gerekmektedir. Kaza yeri olduğu iddia edilen yerlerin ve yakınlarının MOBESE kayıtlarının incelenmesini, ayrıca olay yerine yakın işyerlerinin de kamera kayıtlarının incelenmesini talep ederiz. Davaya konu talep zamanaşımına uğramış olup davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini talep ederiz. Değer kaybının oluşmayacağı iddiamız saklı kalmak kaydıyla davacı yana ait araç üzerinde kaza tarihi ile ihbar tarihi arasında mülkiyet değişikliği olup olmadığının tespitini talep ederiz. Nitekim KZMSS Genel Şartları Ekindeki Değer Kaybı Hesaplama Yönteminde; kaza tarihi ile ihbar tarihi arasında araç üzerinden mülkiyet değişikliği olan araçlarla ilgili taleplerin teminat kapsamı dışında bırakıldığı düzenlemiştir. Konu araç üzerinde mülkiyet değişikliği olması halinde değer kaybı talebi teminat kapsamı dışında olup, müvekkil şirketin sorumluluğuna gidilmesi mümkün olmayacaktır.Bununla birlikte hasar ile kazanın illiyet bağının, hasar miktarlarının ayrı ayrı kanıtlanması gerekmektedir. Ayrıca dolaylı zararlar sigorta poliçesi teminatında değildir, bu nedenle dolaylı zararlar müvekkil şirketten talep edilemeyecektir. Şöyle ki davacının talep etmiş olduğu çekici ücreti ve aracın onarımı süresince kullanılamamasından kaynaklanan “kullanım kaybı”, “ürün-verim kaybı” veya “kazanç kaybı” dolaylı zarar olarak kabul edilmektedir. Dolaylı zararlar Sigorta Genel şartlarının A-3 “Teminat Dışında Kalan Haller” başlıklı maddesinin (m) fıkrası gereğince poliçe teminatı dışında sayılmıştır. Bunun yanında, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 10.10.2005 tarih ve 2004/12090E. 2005/9537K. sayılı kararı ile de “Kazanç Kaybı’nın” poliçe teminatı içerisinde değerlendiremeyeceği açık bir şekilde izah edilmiştir. Yargıtay ilgili kararında “Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. Maddesine göre, sigortalı aracın neden olduğu kaza sonucunda 3. Şahsın aracında meydana gelen gerçek zararların dışında aracın kaza yapması sonucu çalışamamasından kaynaklanan kazanç kaybı sigorta poliçesiyle güvence altına alınan zarardan değildir. Buna göre, mahkemece davalı sigorta şirketi açısından davacının aracının çalışamamasından kaynaklanan gelir kaybına ilişkin zarar talebinin reddedilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü doğru görülmemiş, kararın bu yönden davalı sigorta şirketi yararına bozulması gerekmiştir.” diyerek dolaylı zararlardan sigorta şirketinin sorumluluğunun olmadığını hüküm altına almıştır. Bu hususa ilişkin davacı taleplerinin reddini talep ederiz. Araç daha önce hasara uğradı ise bir araç birden fazla kez değer kaybına uğrayamayacağından değer kaybına yönelik taleplerin her halükarda reddi gerekecektir. Bu nedenle aracın dava konusu kazadan önceki kaza kayıtlarının Sigorta Bilgi Merkezinden sorulmasını talep ederiz. Üstelik önemle belirtmek gerekir ki, değer kaybı, bir aracın satılırken ikinci el değerinin düşmesi karşısında uğranılan zararı belirtmektedir. Halbuki davacı tarafından iddia edilen bu zarar henüz gerçekleşmemiştir. Zira davacı aracını satmış olmadığı gibi; satacağı da kesin değildir. Dolayısıyla somut olarak gerçekleşmemiş ve gerçekleşeceği meçhul bir zararın tazmini mümkün değildir. Haksız fiil nedeniyle sorumluluğun temel dayanakları; hukuka aykırı fiil, kusur, illiyet bağı ve zarardır. Somut olayda zarar unsuru gerçekleşmediğinden değer kaybı taleplerinin de reddi gerekmektedir. 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları’nın ekleri kısmında aşağıdaki durumlarda değer kaybı talepleri teminat dışında bırakılmıştır. Aşağıdaki hususların araştırılması ve teminat dışında kalan bir durum varsa davacının bu yöndeki taleplerinin reddini talep ederiz. 2. Teminat Dışında Kalan Haller
Hasar sonrası aşağıdaki haller teminat dışındadır:Mini onarım ile giderilebilen basit kaporta, plastik tampon/parça onarımları, cam, radyo/teyp, lastik, hava yastığı, jant, mekanik, elektrik, elektronik ve döşeme aksamı hasarları, Ana iskelet ve şaşide hasar olmaksızın, vidalı parçalarda yapılan onarım/değişim ile giderilebilen hasarlar Aracın kaza anındaki rayiç değerinin %25’ini aşan değer kaybı talepleri, (Bu maddede düzenlenen bir araç için talep edilecek toplam değer kaybı limiti olup daha önceden ödenen değer kaybı tazminatları limitten mahsup edilir.)Kaza tarihi ile ihbar tarihi arasında araç üzerinde mülkiyet değişikliği olan araçlar ile ilgili talepler, Çekme Belgeli ve Hurda Belgeli işlemi görmüş araçlar, Kısa süreli kiralık araçlar, taksi, dolmuş, uzun süreli (bir yıl veya daha uzun) kiralık araçlarda eksper tarafından hesaplanan değer kaybı tutarının %50’sini aşan talepler, test aracı, koleksiyon ve antika sayılan araçlardaki hasar sebebiyle yapılan değer kaybı talepleri.
Davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, Müvekkil Şirketin Sorumluluğu Trafik Poliçesindeki limitler ve sigortalıların kusuru ile sınırlıdır. Dosyada kusur durumuna ilişkin herhangi bir resmi belge bulunmadığından yapılacak yargılamada araçların kusur durumlarının tespit edilmesi gerekmektedir. Öncelikle belirtmek gerekir ki trafik poliçesi ancak kaza neticesinde araçta meydana gelen doğrudan zararları teminat altına almaktadır. Bu kapsamda davacı yanın çekici ücreti, ekspertiz ücreti gibi doğrudan araçta meydana gelen bir zarar olmayıp dolaylı zarar niteliğindedir. Bu nedenle söz konusu taleplerin trafik poliçesi teminatından karşılanması mümkün olmayıp bu talepler yönünden davanın reddine karar verilmesini talep ederiz. Davacı tarafımıza tebliği gereken delillerini tebliğ etmemiştir. Bu nedenle belge asılları ve deliller tarafımıza tebliğ edildiğinde cevap verme ve karşı delil ibraz etme hakkımızı saklı tutuyoruz.Varsa Ceza dosyası ve varsa Kusur durumunu gösteren bilirkişi raporu celp edildikten sonra meydana gelen kazada kusur durumlarının tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu’na sevk edilmesini talep ediyoruz.
Dava konusu olayda kusur dağılımı tespit edildikten sonra, maddi tazminat taleplerinin netleştirilebilmesi için bilirkişiden hasar raporu alınmasını talep etmekteyiz. Hasar raporu için, davacı taraftan yaptığı masrafları ispatlayıcı belge sunmasını talep ediyoruz.Temerrüt süresi, ihbar tarihinden itibaren değil; delillerin (tamamlanmış olması halinde) tümünün müvekkil şirkete tebliği tarihinden itibaren 8 iş günü geçmesi ile başlar. Zira Yargıtay yerleşik içtihatları ve Trafik Sigortası Genel Şartları B.2 maddesi gereği, hasarın sigorta tazminatı kapsamında yer alıp almadığının, kusur durumunun yani ödemeye esas alınabilecek tüm belgelerin toplanmasından önce Sigorta şirketinin temerrüdü gerçekleşmez.” beyan ederek, “Usulden yetkisizlik nedeniyle; Esasına girilmesi halinde; Ödemede bulunarak sorumluluğu yerine getirmesi nedeniyle, Konu talebin teminat kapsamında olmaması nedeniyle, Sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil kusur bulunmaması, Aksi halde; Celp edilmesi gereken delillerinini toplanmasını Kusur durumu ve zararın tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmasını, Haksız ve mesnetsiz davanın reddini, Mahkeme Masraf ve Vekalet Ücretinin davacı tarafa yükletilmesine” karar verilmesini talep ederek davanın reddini savunmuştur.
YARGILAMA VE GEREKÇE;
Dava; Tazminat davasına ilişkindir.
Dosyada ön inceleme safhası tamamlanmış, bilirkişiden rapor alınmıştır.
Davacı vekili 18/12/2019 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini beyan etmiştir.
HMK’nun 311/1.maddesi “Feragat ve Kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.”
Davadan feragat, kesin hükmün yasal sonuçlarını doğuran ve davayı sonuçlandıran taraf işlemi olup, davalının kabulüne dâhi bağlı değildir. Bu durumlar karşısında davacının davasından feragat etmesi nedeniyle davanın reddine ilişkin aşağıdaki hükmün kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1- Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL karar harcının, peşin yatırılan 35,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 18,50 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
3-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T’ye göre hesaplanan 2.725,00 TL Vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından bu dava sebebi ile yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına.
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara İADESİNE.
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içersinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı. 02/01/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır