Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1191 E. 2021/746 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1191 Esas
KARAR NO : 2021/746 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 12/10/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılamalar neticesinde ;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı şirket ile ticari faaliyette bulunmuş anacak hak ettiği navlunu alamadığını, bu nedenle davalı şirkete karşı icra takibine geçtiğini, davalı firma borca haksız itiraz ettiğini, davalı firmanın adına yazılı olan faturaları ödemediğini, faturaların hizmet karşılığı olduğunu, davalı şirketin müşterilerine ait taşıma işlerini davacı müvekkili şirketine verdiğini, müvekkilinin 08/05/2018 tarihinde Slovakya’daki parsiyel yükünü bildirmiş 09/02/2018 tarihinde yüklerin alınabileceğini ancak Türkiye’ye yola çıkış tarihinin 13/02/2018 olabileceği de davalıya bildirildiğini, davalının bu şartları kabul ettiğini, yüklerin davalı tarafça taşınmasını kabul ettiğini, parsiyel yükün ideal transit süresinde taşınmış ve teslim edildiğini, herhangi bir sistemsel gecikmenin bulunmadığını, davalının haklı bir itirazının bulunmadığını, yükün 26/02/2018 tarihinde teslim edildiğini, taraflar arasında taşıma sözleşmesinin kurulduğu ve taşıma hizmetinin verildiğinin ortada olduğunu, Türk Ticaret Kanunu, XV-Taşıma ücretinin hesaplanması ve ödenmesi başlıklı madde 870-(1) uyarınca; taşıma ücreti, eşyanın tesliminde ödenmesi, taşıyıcı, taşıma ücretinden başka eşya için yapılan duruma ve şartlarına göre gerekli olan giderleri de isteyebileceği, müvekkili adına açılan davanın kabulüyle ihtiyati tedbir istemi ve ….İcra Müdürlüğü 2018/… Esas sayılı dosyasından takibe geçilen 4.839,38 Euro’nun tespiti ile borçlunun borca itirazının iptaline, takibin devamına haksız itiraz eden borçlu aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine, ticari faize yargılama gideri ve vekalet ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE KARŞI DAVA:
Davalı vermiş olduğu cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davalı şirket tarafından müvekkili şirket aleyhine …. icra Müdürlüğü’nün 2018/… esas sayılı dosyası nezdinde fatura alacağına dayalı icra takibi başlatıldığını, söz konusu icra dosyasından gönderilen ödeme taraflarına tebliğ edilmiş ve süresi içerisinde yine söz konusu faturaya dayalı icra takibine itiraz edildiğini, iş bu davanın haksız ve hukuka aykırı olduğundan reddine karar verilerek karşı davalarının kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini, müvekkil şirket ile dava dışı … şirketi tarafından yapılan sözleşmeye istinaden; Slovakya’dan İstanbul’a gelmesi gereken 19 palet ve 8 ton malzemenin taşınması ve teslimi hususunda davacı şirket ile anlaşmaya varıldığını, taraflar arasında yapılan taşıma sözleşmesi gereği; mail yoluyla davacı şirkete yükleme ve teslim bilgileri gönderildiği ve söz konusu malların 09.02.2018 tarihinde Slovakya’dan yüklenmesi gerektiğinin bildirildiğini, ancak aradan 13 gün geçmesine rağmen davacı tarafından söz konusu malların alıcılara tesliminin sağlanmadığını, bu sebeple 22.05.2018 tarihinde davacı şirketle mail yoluyla iletişime geçildiğini ve söz konusu malların ne aşamada olduğu konusunda bilgi istendiğini ve ayrıca malların geç teslim edilmesinden doğacak ve müvekkili şirkete yükletilecek zararlardan dolayı davacı şirketin sorumlu tutulacağı taraflarınca beyan edildiğini, ancak müvekkil şirket tarafından yapılan bu ihtara rağmen davacı şirket tarafından 22.02.2018 tarihinde mazeret gösterilerek taraflar arasındaki cari hesaptan kaynaklanan bakiye borçların ödenmemesi sebebiyle malların alıcılara teslim edilmediği ancak bakiye bütün borçların kapatılması halinde malların tesliminin sağlanacağı tarafımıza mail yoluyla bildirildiğini, davacı tarafça söz konusu malların yüklendiği 09.02.2018 tarihinden itibaren aradan 13 gün geçmesine rağmen malların teslimi ile alakalı bilgi vermediğini ve taraflarından 22.02.2018 tarihinde mail yoluyla iletişime geçilmesi üzerine düzenli olarak ödemesi gerçekleştirilen bakiye borçları mazeret göstererek malların teslimini sağlayamadıklarını taraflarına bildirdiklerini, davalı müvekkil tarafından bu kez 23.02.2018 tarihinde … Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderildiğini ve malların geç teslim etmesinden doğacak zararların dolayı davacı şirketin sorumlu olacağı bildirildiğini, müvekkil şirket tarafından gönderilen ihtarnameye … Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarnameyle cevap verildiğini ve söz konusu malların 26.02.2019 tarihinde alıcılara teslim edildiği ve geç teslim edilemeden kaynaklanan zararlardan sorumlu tutulamayacağı taraflarına bildirildiğini, taraflar arasında yapılan taşıma sözleşmesine istinaden davacı taraf, sözleşmeden doğan yükümlülüklerini zamanında yerine getirmediğini ve makul süre içerisinde malların alıcılara teslimini sağlamadığını, söz konusu malların davacı tarafından 09.02.2018 tarihinde Slovakya’dan yüklendiği ancak 26.02.2018 tarihinde yani aradan uzunca bir süre geçtikten sonra teslim edildiğini, davacı taraf sözleşmeden doğan borcunu süresi içerisinde tam ve eksiksiz bir şekilde yerine getirmeyerek müvekkilin zarara uğramasına sebep olduğunu, söz konusu malların geç teslim edilmesinden dolayı dava dışı mal sahibi … şirketi tarafından müvekkil şirkete araç bekleme reklamasyon faturası adı altında 12.347,00 EURO fatura kesildiği ve müvekkil şirkete gönderildiğini, müvekkil şirkette malların geç teslim edilmesinden dolayı uğramış olduğu zararı faturalandırarak söz konusu faturayı ödenmesi maksadıysa 17.10.2018 tarihinde … Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacı şirkete tebliğ ettirdiğini, ancak söz konusu faturaya karşı davacı şirket tarafından 08.11.2018 tarihinde… Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile haksız şekilde itiraz edildiğini, ancak davacı şirket tarafından söz konusu faturaya karşı Türk Ticaret Kanunu hükümleri gereği 8 günlük süre içerisinde itiraz edilmediğini, zira faturaya süresi içerisinde itiraz edilmemesi alacağın varlığını ispatlamakla birlikte tarafları bağlayıcı olduğunun kabul edilebilmesi gerektiğini, (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi T. 29.5.2000 E. 2000/4885 K. 2000/5011) ancak her ne kadar davacı şirket tarafından itiraz edilse de söz konusu malların makul süreyi aşan şekilde alıcılara geç teslim edilmesinden doğan zararlardan davacı şirket sorumlu olduğunu, davacı tarafın sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini tam, eksiksiz ve zamanında ifa etmesi gerektiğini, ancak taraflarından gerek dilekçe ekinde sunduğumuz mail yazışmalarından gerekse taraflarından gönderilen ihtarnameye istinaden edimin ifasında gecikmiştir ve davalı müvekkil şirketin 12.347,00 EURO zarara uğramasına sebep olduğunu, bu sebeple davacı şirket doğan zararları karşılamakla yükümlü olduğunu, olaylar bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacı şirketin müvekkili şirkete borcu olduğu sonucu ortaya çıktığını, davacı şirket tarafından taşıma sözleşmesinden kaynaklanan navlun bedelinin ödenmediği ileri sürülse de delil listesinde sunmuş olduğumuz malların geç teslim edilmesinden dolayı araç bekleme reklamasyon faturası adı altında müvekkil şirkete kesilen 12.347,00 EURO tutarındaki cezai şarttan dolayı davacı şirketin müvekkil şirkete borcu ve sorumluluğu bulunmadığını, bu sebeple öncelikle müvekkil şirket aleyhine açılan huzurdaki davanın reddi ile davacı-karşı davalı aleyhine alacak miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini, zira davacı tarafın sözleşmeden doğan yükümlülüklerini zamanında yerine getirmediğinden ve malları geç teslim ettiğinden doğan zararlardan dolayı müvekkil şirkete borcu olduğundan haksız ve kötü niyetli bir şekilde müvekkil şirket aleyhine icra takibinde bulunduğu ve huzurdaki davayı ikame ettiğini, dolayısıyla iş bu dava neticesinde kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini, bununla birlikte karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini, özellikle tarafların ticari defter ve kayıtları ile birlikte delil listesinde sundukları ihtarnameler ve mail yazışmaları haklılıklarını ortaya çıkaracağını, dolayısıyla tarafların ticari defterlerinin incelenmesi suretiyle; davacı-karşı davalıya kesilen faturaya konu toplam 12.347,00 EURO alacak haklılığına karar verilerek alacaklarının karşı taraf alacağı ile takas/mahsup edilmesine ve netice itibariyle cari hesaba göre takas/mahsup işleminden sonra arta kalan alacağımızın faiziyle birlikte tarafımıza ödenmesine karar verilmesini, arz ve talep etmiştir.
KARŞI DAVAYA CEVAP :
Davacı ve karşı davalı vekili tarafından verilen 03.07.2019 tarihli cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; Davalının karşı davasının haklı olmadığı, bu davanın reddini talep ettiklerini, taşıma işinin davalı ve karşı davacının bilgisi dahilinde 09.02.2018 tarihinde yüklenmişse de, Türkiye’ye yola çıkışının 13.02.2018 olduğu konusunda tarafların aralarında anlaşma bulunduğu, taşıma süresi için taahhütte bulunulmadığı, malların süresinde taşındığı ancak davalının bakiye borcu sebebiyle malların tesliminden kaçınıldığı, malların süresinde teslime hazır hale getirildiği ancak bakiye borcun varlığı sebebiyle davacının hapis hakkının bulunduğu, malların gecikmeli teslim edilmediği, CMR gereğince gecikme durumunda tazminatın taşıma ücretiyle sınırlı olduğu, karşı davanın haksız olduğu ve reddiyle asıl davanın kabulünü, talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Davadaki uyuşmazlığın; taraflar arasında taşıma sözleşmesine konu malların yükleme ve tesliminin süresinde gerçekleşip gerçekleşmediği,navlun bedelinin süresinde ödenip ödenmediği, taşıyıcı tarafından taşımaya konu mallar üzerinde hapis hakkı haklarının doğup doğmadığı ve usulünce kullanılıp kullanılmadığı, takas ve mahsuba elverişli şartların bulunup bulunmadığı, taşıma sonucu fatura edilen alacak haklarının doğup doğmadığı ve varsa miktarı, hususunda toplandığı anlaşılmıştır.
Mahkememizden verilen ara karar gereği dosya Mali Müşavir bilirkişisine tevdi edilmiştir. Mali Müşavir bilirkişi tarafından sunulan 28/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda sonuç ve özet olarak; tarafların incelemeye sunulan yukarıda dökümü yapılan 2017-2018-2019 mali dönemlerine ilişkin ticari defterinin ait olduğu yılda yürürlükte olan T.T.K. ve V.U.K. hükümlerine göre tutulduğu. e-defter beratlarının kanuni süresinde aldığı, ticari defterinin yasal süreleri içerisinde açılış ve kapanış tasdiklerini yaptırmış oldukları, ticari defter kayıtlarına dayanan taraf lehine delil niteliğinde olup olmadığının takdiri hususunda değerlendirme Sayın Mahkemede olduğu, Davacı taraf ticari defter kayıtlarında dava konusu yapılan fatura karşılığı 25.358.44TL davalı taraftan alacaklı olduğu, Davalı taraf ticari defter kayıtlarında davacıya 85.663,48 TL fatura dikkate alındığında 27.948.59 TL davacının alacaklı olduğu, şayet bu fatura dikkate alınmadığında ise 113.612,07 TL davacı tarafın alacaklı olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir. Davalı-karşı davacı vekili 13/11/2019 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı itirazlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir. Davacı- karşı davalı vekili 14/11/2019 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı beyanlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir.
Tanık … Mahkeme huzurunda alınan beyanında; “Ben golden lojistikte operasyon elemanı olarak 2017 yılından beri çalışmaktayım , … şirketi ile 20.000 Euro cari hesap tanınarak 45 gün vadelerle golden lojistik çalışmaktaydı en son operasyonda Slovakya’dan İstanbul’a mal taşınacaktı ancak 16 gün gecikme olmuş daha sonra malları Türkiye’ye getirdiler öncelikle bu cari borcunuzu kapayın ondan sona malı teslim edeceğiz dediler, ben önceki cari hesaptan kaynaklı belirlenen vade sürelerinin geçip geçmediğini bilmiyorum muhasebe bölümü bilir, malların Slovakya’da beklemesinden dolayı … Lojistik firması reklamasyon bedeli yansıttı, bunu da her hakedişte peyder pey tahsil edecekti.” diyerek beyanda bulunmuştur.
Şirket yetkilisi … Mahkeme huzurunda isticvaben dinlenen beyanında; “Ben golden lojistiğin şirket sahibiyim, Slovakya’ dan İstanbul’a iplik malzemesi taşınacaktı, … şirketi ile 20.000 Euro limitli cari hesabımız bulunmaktadır. 45 gün vadeli çalışmaktayız, en son ki operasyon da malların teslim alınıp malların İstanbul’a getirilmesi yaklaşık 5 gün de getirilmesi gerekirken yaklaşık 16 gün sürdü, geç teslim edildi, teslim edilmeden önce DSV şirketi bize önceki cari hesaptan dolayı alacaklarının olduğunu bunlar ödenmeden malları teslim etmeyeceklerini beyan ettiler, biz de başka bir tedarikçiden alacağımız olan çeki DSV şirketine verdikten sonra ancak malları teslim alabildik bu geç teslimden dolayı Slovakya’daki … şirketi ile sıkıntı yaşadık 6 ay bize iş vermediler, geç teslim edilmesinden dolayı bize reklamasyon faturası yansıttılar, biz de her parça işten 100-150 Euro arasında kesinti yapılmak suretiyle ticaret yapılması hususunda anlaşma yaptık ancak biz zarar ettik, Soruldu; ödemeleri çekler sureti yapılınca tahsilat makbuzu vermediler, çekler tahsil edilince tahsilat makbuzu vereceklerini söylediler ancak çekler tahsil edilmesine rağmen tahsilat makbuzun yine vermediler bundan dolayı bizim cari hesaplarımızda bunlar görünmemektedir, ”diyerek beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce verilen ara karar gereği mevcut bilirkişiye borçlar alanında nitelikli hesap uzmanı bilirkişisi eklenerek ek rapor aldırılmasına karar verilmiş olmakla, dosya bilirkişi Borçlar alanında Nitelikli Hesap Uzmanı Prof.Dr. … ve SMMM … ‘a tevdi edilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından sunulan 29/01/2021 tarihli ek raporda sonuç ve özet olarak; hapis hakkının muaccel alacağın var olma şartı bulunmaması sebebiyle kullanılamayacağı, gecikmenin varlığının Uluslararası Taşıma Hukuku alanında uzman bir bilirkişi tarafından değerlendirilmesi gerektiği, gecikmenin varlığı kabul edilse bile gecikmeden dolayı zararın davalı ve karşı davacı vekili tarafından ispatının gerektiği, davalının bunun ispatına yönelik sunduğu kendi kestiği fatura ve mail yazışmasının zararın ispatına elverişli olmadığı, karşı davanın bu sebeple haklı sayılamayacağı taşımalardan kaynaklanan alacağın davacı ve karşı davalı defterlerinden belirlenebildiği, son işlem olan 17.05.2018 tarihinde bakiyenin 25.388,44 TL miktarlı ve bu tarih itibariyle EURO karşılığının 4.828,07 EURO olduğu, takip talebinde talep edilen fatura asıl alacak miktarının 4.793,41 EURO olup taleple bağlılık ilkesi gereği bu miktar üzerinden takibin devamının mümkün olduğu, davalı ve karşı davalının temerrüde düşürülmemesi sebebiyle takip tarihine kadar faiz talebinin mümkün olmadığı, İcra ve inkar tazminatı talebi konusunda sayın mahkemenizin takdir hakkına sahip olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi ek raporu taraflara tebliğ edilmiştir. Davalı-karşı davacı vekili 17/02/2021 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı itirazlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir. Davacı- karşı davalı vekili 17/02/2021 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı beyanlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereği mevcut bilirkişi heyetine uluslararası taşıma hukuku alanında uzman bilirkişisi eklenerek ek rapor aldırılmasına karar verilmiş olmakla, dosya bilirkişi Borçlar alanında Nitelikli Hesap Uzmanı Prof.Dr. …, SMMM … ve Lojistik/Taşıma Uzmanı … ‘a tevdi edilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından sunulan 22/03/2021 tarihli ek raporda sonuç ve özet olarak; davacının Uluslararası Taşıma Sözleşmesi CMR’ye göre hapis hakkının bulunmadığı, teslimde gecikmenin bulunduğu, taşıyıcının taşıma ücretini geçmeyecek oranda sorumlu olduğu, davacı ticari defter kayıtlarında 25.338,44 TL davalı taraftan alacaklı olduğu, davalının tanzim ettiği 85.663,48 TL tutarlı faturaya 8 gün içinde itiraz edilmediği tespiti yapıldığında davacının davalıdan 27.948,59 TL alacaklı olduğu sonuç ve kanaati varılmıştır.
Bilirkişi ek raporu taraflara tebliğ edilmiştir. Davacı-karşı davalı vekili 12/04/2021 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı itirazlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir. Davalı- karşı davacı vekili 12/04/2021 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı beyanlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından sunulan27/08/2021 tarihli ek raporda sonuç ve özet olarak;
I-)İtiraz edilmeyen faturanın zararı ispat için yeterli olmadığı ihtimaline göre değerlendirildiğinde;
A-)Asıl dava bakımından;
1. Kök raporda da ortaya konulduğu üzere, takibe konan miktar olan 480 EURO + 2600 EURO +1.400 EURO + 313,41 EURO = 4.793,41 EURO fatura alacakları defter kayıtları ile uygun olup, bu miktarın talep edilmesinin mümkün olduğu,
2. Takip talebinde yer alan 5,03 EURO + 31,11 EURO, + 8,91 EURO + 0,02 EURO= 45,97 EURO birikmiş faiz alacağının talep edilmesinin mümkün olmadığı,
B-)Karşı dava bakımından;
1. Davacı ve karşı davalının taşıma işini gecikmeli olarak gerçekleştirdiği,
2. Davalı ve karşı davacının bu gecikmeden dolayı zarar talep edebileceği ancak söz konusu zararını e- mail yazışmaları veya tanık beyanları ile ispatladığı sonucuna varılamadığı, özellikle defterlerinde üçüncü kişiye ödediği tazminata ilişkin kayda rastlanmadığı,
3. Davacının dayandığı 8 gün içinde itiraz görmediği için içeriği kabul edilmiş sayılan faturanın 15. Hukuk Dairesi görüşüne göre zararını ispatlamayı sağlamayacağı,
II-) İtiraz edilmeyen faturanın zararı ispat için yeterli olduğu ihtimaline göre değerlendirildiğinde;
A-) Asıl dava bakımından;
1. Kök raporda da ortaya konulduğu üzere, takibe konan miktar olan 480 EURO + 2600 EURO +1.400 EURO +313,41 EURO = 4.793,41 EURO fatura alacakları defter kayıtları ile uygun olup, bu miktarın talep edilmesinin mümkün olduğu,
2. Takip talebinde yer alan 5,93 EURO + 31,11 EURO, + 8,91 EURO +0,02 EURO =45.97 EURO birikmiş faiz alacağının talep edilmesinin mümkün olmadığı,
3. Karşı dava ile talep edilen 12.347,00 EURO gecikmeden kaynaklanan davacı ve karşı davalının 4.793,41 EURO alacağından mahsup edildiğinde, davacının talep edebileceği bir alacağının kalmayacağı,
B-) Karşı dava bakımından;
1. Karşı dava ile talep edilen 12.347,00 EURO gecikmeden kaynaklanan davacı ve karşı davalının 4.793,41 EURO alacağından mahsup ile (12.347,00 EURO -4.793,41 EURO) – 7.553,59 EURO davalı ve karşı davalı alacağının bulunduğu,
2. Söz konusu alacağın 17.10.2018 ihtarname tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun da hükmüne uygun faiziyle tahsiline karar verilebileceği,
Taraf itirazları dikkate alınarak ve özellikle itiraz edilmeyen faturanın zararı ispata yeterli olup olmayacağı yönündeki hukuki değerlendirmenin Mahkemeye ait olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
İki kişi, karşılıklı olarak bir miktar para veya özdeş diğer edimleri birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel ise her biri alacağını borcuyla takas edebilir. Alacaklardan biri çekişmeli olsa bile takas ileri sürülebilir. (TBK 139/1-2.fıkraları) Takas, ancak borçlunun takas iradesini alacaklıya bildirmesiyle gerçekleşir. Bu durumda her iki borç, takas edilebilecekleri anda daha az olan borç tutarınca sona erer. (TBK 143/1 md.)
Açılmış ve görülmekte olan bir (asıl) davada davalının, aynı mahkemede (ve aynı dosyada) davacıya karşı açtığı davaya, karşı dava (karşılık dava); mukabil dava; davayı mütekabile) denir.Davalı, kendisine yönelik olarak açılan (asıl) davaya karşı, sadece savunmada bulunmakla yetinmeyip, aynı zamanda davacıdan olan bir hakkının da hüküm altına alınmasını isterse (asıl) davacıyı davalı göstererek bir karşı dava açar.
Karşı dava açılabilmesi için; asıl davanın görülmekte olması, karşı davanın aynı yargılama usulüne tabi olması, asıl dava ile karşı dava arasında yakın ilişki bulunması (takas veya mahsup ilişkisi bulunması, asıl dava ile karşı dava arasında bağlantı bulunması) gerekmektedir.
6/12/2018 tarihli, 7155 sayılı Kanunun 20. maddesiyle Türk Ticaret Kanununa eklenen 5/A maddesi uyarınca, “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi uyarınca, “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
Türk Ticaret Kanununun 5/A maddesine göre, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Davanın konusu (müddeabih), dava dilekçesindeki talep sonucu, yani neticei talep esas alınarak belirlenir. Neticei talebin bir para alacağının tahsili veya tazminata ilişkin olduğu durumlarda, arabulucuya başvuru yapılmış olması dava şartıdır.
Alacak davalarında davacı, bir para alacağının tahsilini amaçladığından, dava açılmadan önce, yukarıdaki yasal düzenlemeye göre arabulucuya başvurulmuş ve arabulucu tarafından onaylanmış anlaşmaya varılamadığına ilişkin tutanağın dava dilekçesine eklenmiş olması dava şartıdır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; CMR konvansiyonuna göre, taşıyıcı yükü teslim aldığı andan teslim edinceye kadar, bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasardan sorumlu olduğu gibi yükü belirli bir süre içinde teslim etmediği takdirde meydana gelen gecikmeden de sorumlu olacaktır. CMR kapsamındaki taşıma sözleşmelerinde kural olarak, taşıyıcının eşyayı taşımak üzere teslim almasından gönderilene teslim etmesine kadar geçen sürenin, eşyanın taşıma süresinden uzun olan bir sürede gönderilene teslim edilmesi halinde taşıma süresinin aşıldığından söz edebilebilir. CMR madde 19 hükmüne göre; “Yük kararlaştırılan zaman limiti içinde teslim edilmemiş ise veya kararlaştırılmış zaman limiti olmadığı hallerde, taşımanın normal süresi ve özellikle parçalı yüklerde tüm yükü bir araya getirmek için gerekli zaman, gayretli bir taşımacıya gerekli zamanı geçiyorsa teslimde gecikme var demektir.” Dolayısıyla taşımanın süresinde yapılması taşıyıcı için önemli bir sözleşmesel yükümlülük olduğundan, bu yükümlülüğe aykırı davranış taşıyıcıyı eşya üzerinde hak sahibi olanlara karşı sorumlu kılacaktır. Taşıyıcının gecikmeden doğan sorumluluğundan bahsedilebilmesi için, taşıma süresinin aşılması ve bu süre aşımı dolayısıyla hak sahibinin bir zarara uğramış olması gerekmektedir. CMR madde.23/5 maddesi uyarınca; gecikme halinde, hak sahibi zarar ve ziyanın bundan ileri geldiğini kanıtlarsa, taşımacı bu zarar ve ziyan için taşıma ücretini geçmemek üzere tazminat öder. Ancak CMR düzenlemesinde TTK 891 maddesindeki gibi taşımalarda tanınmış bir hapis hakkı da bulunmamaktadır. Dosya kapsamındaki davalı şirket tarafından davacı firma adına tanzim edilen 03/10/2018 tarih … numaralı 12,347 EURO (85.663,48 TL) tutarlı fatura davacı kayıtlarında bulunmamaktadır. Davalı şirket anılan bu faturayı … Noterliğinden 17/10/2019 tarih … Yevmiye numarası ile ihtarname ekinde tebliğ edilmiştir. Davacı taraf bu ihtamameye 08/11/2018 tarih … yevmiye numaralı … Noterliğinden cevap vermiş ve anılan faturayı kabul etmeyerek iade etmişlerdir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’nın 21/1. maddesindeki ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir düzenlemesi de faturanın mal ve hizmet teslimi üzerine düzenleneceğini ortaya koymaktadır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; teslimde yaşanılan gecikme nedeniyle uğranılan zarara karşılık navlun taşıma bedelinden mahsubu için düzenlenen reklamasyon faturasının 6102 sayılı TTK’nın 21. maddesi anlamında fatura olmadığından, aynı maddenin 2. bendi gereğince 8 gün içinde itiraz edilmemiş olması, içeriğinin kabul edilmiş sayılması sonucunu doğurmaz. (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2016/402 E. , 2016/2522 K. İçtihadı) Bu durumda ortaya çıkan zarara yönelik olarak sadece bir fatura düzenlenmiş olması ve bunun gönderilerek sekiz gün içinde itiraz görmemiş olması, söz konusu zararın ispatına ilişkin ispat yükünü yer değiştirmeye yetmeyeceği, Davalı ve karşı davacı defterlerinin incelendiği 28.10.2019 tarihli kök raporda; dava dışı … tarafından kesilen ve bu konuda cezai şartı konu alan bir faturaya rastlanmadığından, Davalı ve karşı davacı vekili tarafından dosyaya sunulan bir mail içinde 12.347,00 EURO tazminatın, söz konusu tazminatın talep edileceği ayrıca her taşımadan 100 EURO olarak kesileceği belirtiyorsa da, belirtilen mailin varlığı söz konusu zararı ispatlamaya yeterli görülmediğinden ve bu yönde davalı-karşı davacının ticari defterlerinde de kayıt bulunmadığından asıl dava yönüyle takas mahsup def’i şatlarının sağlanmadığı ve karşı dava yönüyle de ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmasının Türk Ticaret Kanununun 5/A maddesi uyarınca dava şartı olduğu, karşı dava dilekçesinde arabulucuya başvurulduğuna ilişkin bir iddia ve delilin de bulunmadığı dikkate alındığında davanın (karşı davanın) arabulucuk dava şartı yerine getirilmeden açıldığı tespit edildiğinden dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi gerekmiştir. Asıl dava yönüyle; davacı tarafından takip talebinde belirtilen dört faturanın; … numaralı ve 07.12.2017 tarihli faturadan kalan kısım 480 EURO miktarlı, … numaralı ve 12.12.2018 tarihli 2.400 EURO miktarlı, … numaralı ve 23.02.2017 tarihli fatura 1.400 EURO miktarlı, Numarası bildirilmeyen 313,41 EURO Vade farkı faturası olmak üzere toplam 4.793,41 EURO tutarında olduğu ve taleple bağlı kalınarak asıl dava yönüyle talep edilebilir olduğu, asıl fatura alacakların likit ve belirlenebilir olması ve davalı tarafın itirazlarında haksız olması nedeniyle icra inkar tazminatı şartları oluştuğundan asıl alacak toplamının %20 si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi, davacının davalıyı takip öncesinde alacağının ödenmesini usulüne uygun ihtar ettiğine dair delil olmadığından takip öncesi işlemiş 45,97 Euro faizin talep edilemeyeceği sonuç ve kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda belirtilen gerekçeler uyarınca;
A-) ASIL DAVA YÖNÜYLE;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın KISMEN KABULÜNE,
… İcra Müdürlüğünün 2018/… E. Sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 4.793,41 Euro asıl alacak ve takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanun 4/a maddesi uyarınca asıl alacağa işleyecek faiz üzerinden DEVAMINA,
Fazlaya dair istemlerin REDDİNE,
2-Asıl alacakların % 20 oranındaki (5.794,66 TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
3- Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 4.346,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 277,86 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Alınması gereken 1.979,17 TL harcın peşin alınan 371,63 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 1.607,54 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 371,63 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan posta-tebligat gideri toplamı 181,65 TL ile 1 Adet bilirkişi ücreti 800,00-TL, 35,90 TL başvuru harcı, 5,20 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.022,75-TL yargılama giderinin davacının haklı çıktığı oran itibari ile hesap edilen 1.013,03 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafından yapılan 1.600,00 TL yargılama giderinden davalının haklı çıktığı oran itibari ile hesap edilen 15,20 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
B-) KARŞI DAVA YÖNÜYLE;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın usulden REDDİNE,
2-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ 7/2 maddesine göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Alınması gereken 59,30-TL harcın peşin alınan 1.550,00 -TL harçtan mahsubu ile kalan 1.490,70 harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (… Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/10/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır