Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1175 E. 2021/650 K. 20.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1175 Esas
KARAR NO : 2021/650
DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 20/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin tarım ve hayvancılık faaliyetinde bulunduğu ve bu faaliyetlerini kolayca icra edebilmek için kooperatife üye olduğunu, davalı kooperatifin üyelerine bir kısım teminatlar karşılığında yıllık kota belirlemek suretiyle en fazla bu kotalar kadar, üyelerin tarım ve hayvancılıkla ilgili olan yem, gübre, mazot, tohum, tarım aleti ve benzeri ihtiyaçlarını karşılamakta ve ödeme zamanında üyeler aldıkları ürünlerin bedelini ödemekte olduklarını, müvekkilinin yıllarca davalı kooperatif ile bu şekilde çalıştığını, kooperatiften aldığı ürünlerin bedellerini zamanında ödediğini, yapılan ödemelere rağmen teminat olarak kooperatife verilen senetlerin müvekkiline iade edilmediğini, müvekkilinin davalı kooperatife borcunun olmamasına rağmen kooperatifçe 41.486,13 TL borcunun bulunduğu ve ödemenin yapılmasını talep edildiğini, müvekkiline verilen hesap ekstresinde müvekkilinin almadığı malların borç olarak yazılı olduğunu görüldüğünü, hesap ekstresinde adı geçen senetlerin karşılığı olarak gösterilen malların hiç birisinin müvekkili tarafından teslim alınmadığı, dolayısı ile borca dayanak olarak gösterilen senetlerin de borç olmadığından hukuki bir kıymetinin olmadığını, davalı kooperatifte bir takım usulsüzlükler tespit edildiğini, üyelerine verilmeyen malların sanki verilmiş gibi gösterildiğini ve hesaplarda karşılıklar yaratarak müvekkili gibi birçok üyenin de mağduriyetine yol açtığını, kooperatife ait belgeler ve kayıtlar incelendiğinde böyle bir mal teslimin yapılmadığı ve borcun olmadığının görüleceğini, açıklanan nedenlerle, dava konusu senetlerin ve senede bağlı olarak gösterilen alacakların tahsili halinde, müvekkilinin ileride telafisi imkansız zararlara uğrayacağı muhtemel olduğundan dava konusu borcun ödenmesini engeller mahiyette ve muhtemel icra takiplerinin durdurulması amacıyla, teminatsız yada uygun görülecek bir teminat mukabilinde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, menfi tespit davasının kabulü ile hesap ekstresinde belirtilen senetlerin iptali ile senetlerin karşılığı olarak gösterilen borcun ve ferilere ilişkin borcun olmadığının tespitine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili kooperatifin … numaralı ortağı olduğunu ve 2012 yılından bu yana düzenli alış veriş yaptığını, son olarak dava konusu edilen 01/06/2018 tarihli 912 numaralı 400.000 TL miktarlı kredi sözleşmesine dayanan 07/09/2018 tarihli … numaralı, 01/06/2018 tarihli … numaralı ve 08/06/2018 tarihli … numaralı senetler ile kredi kullandığını, dava konusu krediyi kullanmasının öncesinde İstanbul ili … ilçesi … köyü 112 ada 105 parselde kayıtlı 23/05/2018 tarihinde … yevmiye numaralı işlem ile ipotek verdiğini, akabinde 01/06/2018 tarihinde 400.000,00 TL bedelli … numaralı kredi sözleşmesini imzaladığını, davacının kooperatife gelerek cari faizli hayvancılık, yem damızlık düve ytş ve petrol ürünleri ve yaygın bitkisel kredileri kullandığını ve tanzim edilen borç senetlerini imzaladığını, davacı tarafın dilekçede de belirtildiği gibi 7 yıldır Kooperatif üyesi olduğunu ve hiç satın almadığı mal ya da hizmet için boş senede imza atmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu açıklanan nedenlerle davanın reddine, müvekkilinin alacağını geç almasından doğmuş ve doğacak zararlarla karşılık alacağın % 20’si oranında tazminatın tahsiline, davanın ikamesinden önce veya sonrasında borçlu/davacı, menfi tespit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davanın istirdat davası olarak devamına, yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık 4 adet bono kapsamında davacının davalıya borçlu olup olmadığı, bonunun teminat kapsamında verilip verilmediği, bonunun üzerinde malen kaydı bulunduğundan ispat yükünün hangi tarafa düştüğü, ispat yükü düşen tarafın senetin teminat senedi olup olmadığı, malen kaydını içeren bono ise malların teslim edilip edilmediği bu kapsamda davacının davalıya borçlu olup olmadığı ve borç var ise borcun miktarının tespitine ve bonolardan kaynaklı yapılan ödemelerin istirdadına ilişkindir.
Dosya kapsamındaki dava dilekçesi ve ekleri, … Ağır Ceza Mahkemesi 2020/… Esas sayılı dosyası, davacı müteveffa tarafından davalı kooperatif lehine verilen ipotek belge sureti, 28/02/2019 tarihli davacı müteveffanın kooperatiften aldığı 01/01/2017-31/12/2018 tarihleri arasında aldığı malların listesi, 01/06/2018 tarihli Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Kredi Genel Sözleşmesi, 07/09/2018 tarihli 12.600,00-TL bedelli, 01/06/2018 tarihli 5.300,00-TL bedelli, 08/06/2018 tarihli 19.800,00-TL bedelli kredi borç senetleri fotokopisi, 28/02/2019 kredi kartı hesap özeti, 10/03/2021 tarihli bilirkişi heyet raporu ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
… Ağır Ceza Mahkemesi’ne yazılan yazıya cevap verildiği, … Ağır Ceza Mahkemesi’ne ait 2020/…. E sayılı dosya aslının ve ekleri olan kredi borç senetleri ile kredi borç sözleşme asıllarının mahkememiz dosyası içerisine kazandırıldığı görülmüştür.
… Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2020/… E. Sayılı yapılan incelemesinde, … Cumhuriyet Başsavcılığı … Bürosu’nun 14/09/2020 tarih ve 2018/… sayılı iddianamesi üzerine görevi kötüye kullanma, hizmet nedeniyle görevi kötüye kullanma, zimmet, tacir veya şirket yöneticileri ile kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı suçlarından kamu davası açıldığı, bu dava dosyasında mahkememiz dosyasında müteveffa …’ın müşteki sıfatıyla bulunduğu görülmüştür.
Mahkememizce verilen 19/11/2020 tarihli ara karar ile alınan bilirkişi heyet incelemesi sonrası düzenlenen 10/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “dosyada yapılan incelemede davalı tarafından 28/02/2019 tarihli ve “Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri … Sayılı … Kooperatifi Ortağın Aldığı Mallar Listesi” başlıklı raporda, … numaralı üye davacı …’ın çeşitli ürün ve hizmetleri satın aldığı adi yazılı şekilde rapor edildiği, burada yer alan mal ve hizmetlerden uyuşmazlık konusu olan 3 teminat senedine ilişkin olanlarının davacı tarafından talep edildiği, zira 07/09/2018 tarihli ve 31/07/2019 vadeli “Petrol Ürünleri” konulu teminat senedi ve 08/06/2018 tarihli ve 02/01/2019 vadeli “Cari Faizli Hayvancılık” ve “Yem-Damızlık Düve” konulu teminat senetleri davacı … tarafından imzalandığı, 01/06/2018 tarihli ve 02/01/2019 vadeli “Cari Faizli Hayvancılık” konulu teminat senedi ise davacı … tarafından senedin altına “5.000 kilogram yem” yazılmak suretiyle imzalandığı, söz konusu mal ve hizmetlerin teslim edilmediğinin ispatının davacı tarafından sağlanmasının mümkün olmadığı, mal ve hizmetlerin teslim edildiğinin davalı tarafından ispatlanması gerektiği, herhangi bir teslim-tesellüm belgesine rastlanılmadığı, davalının dosyaya sunulan 2018 takvim yılında kullandığı defter tasdik ve kayıtlarına ilişkin bilgilerin tablolaştırıldığı, kooperatif tarafından sunulan cari hesap ekstresine göre dava konusu senetlerin karşılığının ödendiği, söz konusu senetlerin “teminat senedi” vasfında olduğu, teminat senetlerinin genel kredi sözleşmesine dayanarak imzalandığı ve uyuşmazlığa konu mal ve hizmetlerin davacı tarafından sipariş edildiği, dosyada yapılan incelemede sipariş edilen mal ve hizmetlerin teslimine ilişkin herhangi bir teslim-tesellüm belgesine rastlanılmadığı.. ” şeklinde görüş ve kanaat bildirmişlerdir.
Bilirkişi heyet raporu taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir. Davalı vekili 24/03/2021 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı itirazlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir.
Davacı vekilince vefat eden davacının mirasçılarının dosyaya bildirildiği, usulüne uygun vekaletnamenin sunulduğu görülmüş, duruşmalara mirasçılar üzerinden devam edilmiştir.
Davacı vekili, 22/06/2021 tarihli dilekçesiyle dava dilekçesini ıslah etmiş, harçlandırmış, ıslah dilekçesinden bir suret davalı yana tebliğ edilmiştir. Davalı vekili tarafından 09/07/2021 tarihli dilekçe ile davacının ıslah dilekçesine karşı beyanlarını ibraz etmiştir.
Mahkememizce yapılan tüm yargılamalar neticesinde, dosya kapsamında bulunan davacı üye ile davalı kooperatif arasında kredi sözleşmesinin imzalandığı, bu kredi sözleşmesinin bilgilendirme formunun boş şekilde dava dışı “…”a “tarihsiz” olarak imzalattırıldığı, sözleşmede bulunan Ortak Bilgilendirme Formu’nun ise davacı “…” tarafından imzalandığı, formun alt kısmında da herhangi bir bilgiye yer verilmeksizin “…” ve “… ”ün imzalarının yer aldığı görülmüştür. 01/06/2018 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi söz konusu üç kişi tarafından her bir sayfası imzalanmak suretiyle davacı … ve davalı kooperatif arasında akdedilmiştir. Dava dışı söz konusu diğer iki kişi ise genel kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzalamıştır.
Taraflar arasında imzalanan bu sözleşme ile davalı kooperatifin, davacı üyeden çeşitli teminatlar istemesi/alması mümkün olup bu kapsamda davacının İstanbul İli … İlçesi, … Köyü … ada … Parselde kayıtlı taşınmazı üzerine 2.000.000,00 TL bedelli ipotek konulmuş, ayrıca genel kredi sözleşmesinin eki ve ayrılmaz bir parçası olarak, 07.09.2018 tarihli … numaralı, 01/06/2018 Tarihli … numaralı ve 08/06/2018 tarihli … numaralı 3 adet kredi borç senedi imzalatılmıştır. Dava konusu uyuşmazlığın temelinde bu borç senetleri yatmaktadır. Ayrıca davacı taraf söz konusu malları sipariş etmediğini ve teslim de almadığını iddia ederken davalı kooperatif söz konusu mal ve hizmetleri sattığını ve teslim ettiğini iddia etmektedir.
Mahkememizce alınan bilirkişi heyet raporunda; davalı tarafından sunulan 28/02/2019 tarihli ve “Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri … Sayılı … Kooperatifi Ortağın Aldığı Mallar Listesi” başlıklı raporda, … numaralı üye davacı …’ın çeşitli ürün ve hizmetleri satın aldığı adi yazılı şekilde rapor edildiği, burada yer alan mal ve hizmetlerden uyuşmazlık konusu olan 3 teminat senedine ilişkin olanlarının davacı tarafından talep edildiği, zira 07/09/2018 tarihli ve 31/07/2019 vadeli “Petrol Ürünleri” konulu teminat senedi ve 08/06/2018 tarihli ve 02/01/2019 vadeli “Cari Faizli Hayvancılık” ve “Yem-Damızlık Düve” konulu teminat senetleri davacı … tarafından imzalandığı, 01/06/2018 tarihli ve 02/01/2019 vadeli “Cari Faizli Hayvancılık” konulu teminat senedinin ise davacı … tarafından senedin altına “5.000 kilogram yem” yazılmak suretiyle imzalandığı, teminat senetlerinin genel kredi sözleşmesine dayanarak imzalandığı ve uyuşmazlığa konu mal ve hizmetlerin davacı tarafından sipariş edildiği hususları tespit edilmiştir.
Mahkememizce taraflar tacir olduğundan ticari defterleri üzerinde inceleme yapılarak rapor alınması cihetine gidilmiş, incelenen davalı kooperatife ait ticari defterlerin yasal süresinde TTK hükümlerine göre usulüne uygun tasdik edildiği, davacı tarafından davalı kooperatife dava konusu 3 adet senet düzenlendiği, kooperatif tarafından sunulan cari hesap ekstresine göre dava konusu senetlerin karşılığının ödendiği görülmüştür.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/10573 Esas 2017/231 Karar sayılı ilamında: “…Davaya konu olan 94.800 TL bedelli senedin malen düzenlendiği anlaşılmaktadır. Davalı mahkemeye sunduğu 12.01.2015 tarihli cevap dilekçesinde bu senedin bankadan çekilen kredi karşılığında kendisine verildiğini bildirmiştir. Davalı bu beyanı ile malen düzenlenmiş senet metnini, senedin ihdas nedenini talil etmiştir. Senedin ihdas nedeninin talil edilmesi halinde davalı bu savunmasını kanıtlamak zorundadır. İspat yükü davalıya geçmiştir. Bu senet yönünden ispat yükünün davalı tarafta olduğu kabul edilerek davalının bu yöndeki delilleri toplayıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken ispat yükünde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış mahkeme kararının bozulması gerekmiştir…” denilerek bonodaki malen kaydının aksini ispat eden yani senedi ihdas nedenini talil eden tarafın bunun ispat etmesi gerektiği ifade edilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2013/19-1409 Esas 2015/885 Karar sayılı ilamında: “…Bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespitini içeren davada ispat yükü, kural olarak senedin bedelsiz olduğunu iddia eden tarafa aittir. Ancak, bir defa bir mal alışverişine dayandığı “malen” kaydıyla ya da bir alacak borç ilişkisine dayandığı “nakten” kaydı ile senede yazılmışsa, artık buna uyulmak gerekir. Bu kayıtların aksinin savunulması senedin talili (nedene, illete bağlanması) anlamına gelir ki, böyle bir durumda ispat yükü yer değiştirir. Senedi talil eden, savını kanıtlamak yükümlülüğü altına girer. Senette borcun nedeni “mal” ya da “nakit” olarak belirtilmişse, tarafların yazılı borç sebebine dayanmaya hakkı olacağından, ispat yükü bunun aksini ileri süren tarafa ait olacaktır. Eğer yanlardan biri senet metninde yazılı kaydın doğru olmadığını söylüyorsa, lehine olan senet karinesi çürümüş sayılacak, bunun sonucu olarak da, iddiası paralelinde ispat yükünü de üstlenecektir. Buna senedin talili denmektedir. Bu anlamda talil senet metninde açıklanan düzenleme (ihdas) nedenine aykırı beyanda bulunma anlamına gelmektedir. Hemen burada, menfi tespit (borçsuzluğun tespiti) konulu eldeki davada ispat yükünün özellikleri üzerinde de durulmalıdır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. Maddesi). İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir. Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir. Borçlu borcun varlığını inkar ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir. Görülmektedir ki, menfi tespit davasında kural olarak, hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü davalı/alacaklıdadır ve alacaklı hukuki ilişkinin (borcun) varlığını kanıtlamak durumundadır. Borçlu bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmiş, ancak bu hukuki ilişkinin senette görülenden farklı bir ilişki olduğunu ileri sürmüşse bu kez, hukuki ilişkinin kendisinin ileri sürdüğü ilişki olduğunu ispat külfeti davacı borçluya düşmektedir. Zira, davacı borçlu senedin varlığını kabul etmekle birlikte bir hukuki ilişkiye dayanmadığını değil, başka bir hukuki ilişkiye dayandığını ileri sürmekte; temelde bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmektedir
Somut olaya gelince; dava, kambiyo senedinden dolayı borçlu olunmadığının saptanması istemine ilişkin olduğuna göre, konunun hem kambiyo hem de ispat hukuku açısından ve yukarıdaki açıklamaların ışığında ele alınması gerekir. Dava konusu bonoda davacı … Tic. Ltd. Şti. keşideci, davalı … lehtar olup, ihdas nedeni olarak “malen” kaydı bulunmaktadır. Görülmekte olan davada, davacı şirket vekili senetteki imzayı inkar etmemiş; davalının mal alış verişi gereğince mal teslimini yapmaması nedeniyle, davalının bedelsiz bir senedi icra takibine koyduğunu iddia ederek, borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Davalı, bononun mal alış verişi karşılığı alınmadığını, kira borcuna karşılık alındığını beyan ederek, bononun ihdas (düzenleme) nedenini talil etmiştir. Davacı şirket, malen kaydı bulunan bono karşılığında mal almadığını, bononun bedelsiz olduğunu iddia ettiğine göre, kural olarak ispat yükü bunu iddia eden davacı şirkettedir. Ancak davalı taraf bonoda yazılı ihdas nedenini talil ettiğinden (değiştirdiğinden), ispat yükünün davalı tarafa geçtiğinin kabulü gerekir…” denilerek bononun ihdas nedeninin talil edilmesi halinde ispat yükünün talil eden tarafa düştüğü ve bunun ispatlaması gerektiği ifade edilmiştir.
Tüm bu delillerden ve dosya kapsamından da anlaşılacağı üzere;
taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre, davacı tarafından davalı kooperatife dava konusu 3 adet senet düzenlendiği, söz konusu senetlerin “teminat senedi” vasfında olduğu, bu senetlerin senetlerin davacı yan tarafından davalı kooperatiften yem ve petrol ürünleri siparişi karşılığında davacı tarafından imzalanarak davalı kooperatife verildiği, teminat senetlerinin genel kredi sözleşmesine dayanarak imzalandığı ve uyuşmazlığa konu mal ve hizmetlerin davacı tarafından sipariş edildiği görülmekle; her ne kadar davalı tarafça davacı tarafın 7 yıldır Kooperatif üyesi olduğu ve hiç satın almadığı mal ya da hizmet için boş senede imza atmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu beyan edip mal ve hizmetlerin teslim edildiğini ileri sürülmüş ise de; dosya kapsamında sipariş edilen mal ve hizmetlerin teslimine ilişkin herhangi bir teslim-tesellüm belgesine rastlanılmadığı, bu haliyle mal ve hizmetlerin teslimi hususu davalı tarafından ispat edilemediğinden ve incelenen davalı ticari defterlerinde davalı kooperatif tarafından sunulan cari hesap ekstresine göre dava konusu senetlerin karşılığının ödendiği sabit olup davacının hesap ektresinde belirtilen 3 adet senetten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespiti ile davacı tarafından ödenen 51.497,40.-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davanın KABULÜ ile,
-51.497,40.-TL’nin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
2-3.517,48.-TL harcın peşin ve ıslah harcı olarak alınan 883,48.-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.634,30.-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından peşin ve ıslah harcı olarak yatırılan 883,48.-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- 7.494,66 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat gideri 86,50.-TL , üç bilirkişi ücreti 3.000,00-TL, 35,90.-TL başvuru harcı, 5,20.-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 3.127,60-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/09/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır