Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1170 E. 2021/992 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1170 Esas
KARAR NO : 2021/992
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 22/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilin birçok otel sahibi bir şirket olduğu ve davalı şirketin turizm acentesi olduğunu, bu kapsamda müvekkil şirketin, acente olan davalı şirketin müşterilerine konaklama hizmeti sunduğunu, taraflar arasındaki konaklama hizmet ilişkisi nedeniyle davalıya faturalar düzenlenerek mal/hizmet satışı yapıldığını, ancak davalının bahse konu hizmet karşılığı borcunu ifa etmemesi üzerine müvekkil şirket alacağı için …. İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalının icra takibine itiraz ettiğini, davalının müvekkil şirket tarafından düzenlenen faturalara karşı süresinde itiraz etmemiş olduğunu, müvekkil şirketin davalıya takibe dayanak 5 adet fatura tanzim ettiğini, davalı tarafından faturalara itiraz edilmediğini, her iki tarafın ticari defterleri incelendiğinde davalıdan olan alacağın ortaya çıkacağını, Davaya konu icra takibinde her iki taraf da tacir olduğundan, TTK’nın faiz hükümlerine ve TCMB verilerine göre alacağa uygulanacak yıllık avans faizi % 19,50 + TTK 1530/7 uyarınca %8 olmak üzere %27,50 faiz uygulamasını talep edilmesinin hukuka uygun olduğunu beyanla; itirazın iptaline, takibin devamına, davalı borçlu aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davalı borçlu kötü niyetli olarak dava açılmasına sebebiyet verdiğinden HMK m.329 uyarınca müvekkil şirketle arasındaki vekalet ücretini davalı borçluya ödettirilmesine, borçlunun disiplin para cezasıyla cezalandırılmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı müvekkil şirket ile davacı arasında ticari ilişkinin; müvekkil tarafından davacıya ait otelin 2016 sezonu konaklama rezervasyonlarının 2015 yılı Eylül Ekim aylarından itibaren satışı yapıldığını ve satış karşılığı elde edilen bedeller davacıya gönderilmekte olduğunu, bu bedellere ilişkin faturalandırma hangi döneme ait ise davacı tarafından faturalandırma işlemi sonradan yapıldığını, müvekkil ekli ödeme dekontları, mail yazışmaları ve rezervasyon listesinde de görüleceği üzere 2016 sezonunun konaklama bedeli karşılığı olarak 3.515,59 Euro (11.589,03 TL) ödemeyi 22.02.2016 yılında davacı hesabına gönderdiğini, müvekkilin bu ödemeleri yaparken taraflar arasında yapılan anlaşma gereği %1 ‘kick back’ geri ödeme bedeli olan 117,05 TL fatura 27.07.2016 tarihli … numaralı iade faturası kestiğini ve davacıya teslim ettiğini, Davacının davalı müvekkili şirketten iddia edildiği gibi bir alacağının bulunmadığını, dava konusu fatura bedellerine hukuka aykırı olarak %8’lik gecikme faizi uygulayarak toplamda %27,50’lik bir faiz oranı uygulamasının hukuka aykırı olduğunu beyanla; davanın reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olamamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gidesrleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
5 adet fatura örneği, davacı ve davalı şirketin sicil kaydı, … İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı dosyası, … Vergi Dairesinden celp edilen davalı şirketin 2016 yılına ait BA-BS formları,
Mahkememizin 18/12/2019 tarihli celsesinin 2 nolu ara kararı gereğince tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi 27/04/2020 tarihinde sunmuş olduğu raporunda sonuç ve özet olarak;
Davalının asıl alacak 26.664,22 TL+%10,5 oranında İşlemiş Faiz(Taleple bağlı kalınarak) 28/12/2018 dava tarihi itibari ile Asıl ve ferileri ile birlikte 37.697,83 TL borcu bulunduğu, davacının takip konusu asıl alacağa karşı 26.06.2015 takip tarihi itibari ile davalı(borçlu) tarafından faiz ve ferilerini talep edebileceği,
Tarafların ticari ilişkilere dayalı faturalara davalı tarafından 8 (sekiz) gün içerisinde itiraz edilmemiştir. Bu halde davalı TTK m. 21/2 uyarınca faturanın içeriğini kabul etmiş sayılmaktadır.Ancak bunun aksi ispatlanabilir. Faturaya itiraz edilmemesi halinde, ispat yükü fatura verende olmasına rağmen, ispat yükü yer değiştirerek itirazda bulunmamış olan tarafa yükletilir. Fatura itiraz edilmemek suretiyle alıcı aleyhine yazılı delil niteliği kazanmaktadır, (Poroy/ Yasaman: Ticari İşletme Hukuku, s. 169). Bir diğer ifade ile sekiz gün içinde itiraza uğramayan fatura, taraflar arasında aksi ispat edilemeyen bir delil veya geçici bir zaman içinde olsa borçluyu sorumlu kılan bir ödeme emri sayılmaz. İtiraza uğramayan fatura, aksi ispat edilebilir ticari bir belgedir, (Ayhan, Rıza/ Özdamar, Mehmet/ Çağlar, Hayrettin: Ticari İşletme Hukuku, Ankara 2013, s. 162). Uyuşmazlık konusu somut olayda ise söz konusu faturaya 8 gün içinde itiraz edilmediği gibi davalı tarafından dosyaya aksi yönde sunulmuş bir delil de bulunmamaktadır.
Takip konusu bu borca takip tarihinden itibaren Kamu bankalarının 1 yıllık İşlemiş faiz mevduatına verdiği %10,5 oranında faizin yürütülmesi gerektiği,
Borcun ödeme günündeki asıl alacağa işleyecek %10,5 yıllık TCMB kısa vadeli Reeskont Avans faiz TL cinsinden ödenmesi gerektiği,
Alacak likit olmayıp yargılama sonunda belirli hale gelebileceğinden tarafların tazminat taleplerinin değerlendirilmesi gerekeceği yönünde görüş ve kanaat bildirdiği görüldü.
Bilirkişi raporunun taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görüldü.
Davacı vekilinin bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını içerir 05/06/2020 tarihli dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
Davalı vekilinin bilirkişi raporuna karşı itirazlarını içerir 29/06/2020 tarihli dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
Alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmaması sebebiyle mahkememizce dosya üzerinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi 17/02/2021 tarihinde sunmuş olduğu raporunda sonuç ve özet olarak;
Davacı şirkete ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde TTK hükümlerine göre usulüne uygun yapıldığı, dolayısı ile sahibi lehine delil niteliği taşıdığı,
Dosyaya sunulan ve incelenen fatura ve belgelere göre, Davalı Şirketin yasal süresi içerisinde düzenlenen faturalara itiraz etmemiş olduğundan kabul etmiş sayılacağı,
… Vergi Dairesi Müdürlüğüne beyan etmiş olduğu Ba-Bs Formlarına göre; Davalı Şirketin Davacı Şirketten 2016 yılında 5 adet 24.668,00 TL tutarında fatura ile Alım gerçekleştirdiğini beyan ettiği,
Davacı şirketin Ticari Defter kayıtlarına göre, takip tarihi olan 08.10.2018 itibariyle Davalı Şirketten 14.821,56 TL alacaklı bulunduğu,
Yapılan hesaplamada işlemiş miktarı 3.346,51 TL olarak hesaplandığı, Takip alacaklısının 08.10.2018 tarihli icra takibinde, 11.842,66 TL fazlası ile 26.664,22 TL Fatura Alacağı ve 7.687,10 TL fazlası ile 11.033,61 TL İşlemiş Faiz Miktarı talep etmiş olduğu,
Davacı/Alacaklının takip tarihi olan 08.10.2018 tarihi itibariyle Davalı/Borçludan 14.821,56 TL Fatura Alacağı ve 3.346,51 TL İşlemiş faiz miktarı talep edebileceği yönünde görüş ve kanaat bildirdiği görüldü.
Bilirkişi raporunun taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görüldü.
Davacı vekilinin bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını içerir 04/03/2021 tarihli dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
Davalı vekilinin bilirkişi raporuna karşı itirazlarını içerir 08/03/2021 tarihli dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
Mahkememizce aldırılan 27/04/2020 ve 17/02/2021 tarihli raporlarda çelişki bulunduğu, hüküm kurmaya elverişli olmadığından raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi 27/08/2021 tarihli raporunda sonuç ve özet olarak;
Dosyada mübrez taraflar arasında TTK 89. Madde anlamında yazılı bir cari hesap sözleşmesine rastlanmamıştır. Taraflar arasında cari hesap benzeri ticari bir münasebet bulunmakta olup bu ticari münasebet açık hesap ilişkisidir. Açık hesap ilişkisi önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıkları bir ticari münasebet türüdür.
Bu ilişki kapsamında davacı tarafından, davalıya 5 adet fatura ile 26.664,22 TL tutarlı mal/hizmet satışı yapılmış, davalı tarafından satışlara icra takibinden önce ve süresi içerisinde 11.842,66 TL ödeme yapılmış, 08.10.2018 icra takibi ile 14.821,56 TL davalı borcunun, davacıya ait ticari defterlerde kayıtlı olduğu gibi davalının da 14.821,56 TL rakamda ikrarın bulunduğundan;
Takip tarihi itibariyle her iki tarafın 14.821,56 TL borç/alacakta mutabık ve davacının 14.821,56 TL alacaklı olacağı tespiti yapılmıştır.
Davacının, davalı Aleyhine … İcra Müdürlüğünün 2018/… E Sayılı Dosyası ile başlattığı ilamsız takipte,
26.664,22 TL asıl alacak,
+ 11.033,61 TL takip öncesi işlemiş faiz
37.697,83 TL talep ettiği,
Yapılan incelemede davacının, davalıdan 11.842,66 TL asıl alacak + 11.033,61 TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam 22.876,27 TL talebinin fazla ve yersiz talep olduğu,
Davacının 14.821,56 TL asıl alacak talep edebileceği ve davacının bu alacağına takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasa gereği yıllık %19,50 oranından başlayacak değişen oranlarda faiz uygulanması gerekeceği,
Davacının 6102 sayılı TTK 1530. Maddesine göre takip öncesi işlemiş faiz talep edeceği hakkında sayın mahkemenin karar ittihazı halinde bu rakamın 2.336,32 TL olarak hesaplandığı,
Davalının rapor içerisine etraflıca açıkladığı üzere davalı ödemelerinin tarihlerinin yazılı olduğu ve tamamı takipten sonraki ödeme olup, kısmi ödeme olduğundan, TBK’nun ilgili hükümleri gereğince, öncelikle ödeme tarihlerine kadar işlemiş avans faiz, icra vekalet ücreti, tahsil harcı ve takip masraflarından düşülerek icra müdürlüğünce bakiye borç hesabında dikkate alınması gerekeceği yönünde görüş ve kanaat bildirdiği görüldü.
Bilirkişi raporunun taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görüldü.
Davacı vekilinin bilirkişi raporuna beyan ve itirazlarını içerir 13/09/2021 tarihli dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
Davalı vekilinin bilirkişi raporuna karşı beyanlarını içerir 20/09/2021 tarihli dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
Mahkememizin 23/09/2021 tarihli ara kararı ile davacı vekilinin itirazları doğrultusunda bilirkişiden ek rapor aldırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi 29/09/2021 tarihinde sunmuş olduğu bilirkişi raporunda sonuç ve özet olarak;
Davacının itirazlarının kök raporda herhangi bir değişiklik gerektirmediği, oradaki tespit ve görüşlerin aynen muhafazası icap ettiği, davalı borçlunun yaptığı ödemelerin bu borç dışındaki bir alacağa ilişkin olduğunun davacı tarafından ispat edilmesi gerektiği yönünde ek rapor düzenlediği görüldü.
Bilirkişi ek raporunun taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görüldü.
Davacı vekilinin bilirkişi ek raporuna karşı beyan ve itirazlarını içerir 01/10/2021 tarihli dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
GEREKÇE:
Dava; taraflar arasındaki ticari ilişki sebebiyle düzenlenen fatura alacaklarının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
… İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı dosyasının tetkikinden; alacaklı … tarafından borçlu … TİCARET LİMİTED ŞİRKET aleyhine 5 adet faturadan kaynaklı 37.697,83 TL üzerinden takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçlu şirkete 18/10/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 22/10/2018 tarihli dilekçesi ile borca ve yetkiye itiraz ettiği, itirazın süresinde olduğu ve takibin durdurulmuş olduğu görülmüştür.
Davalı vekilinin icra dairesine yapmış olduğu itiraz dilekçesi ile yetkiye itiraz ettiği, mahkememizin 18/12/2019 tarihle celsesinin 1 nolu ara kararı ile davalı vekili tarafından yetkiye yapılan itiraz yerinde görülmediğinden reddine karar verildiği görülmüştür.
Alacak, taraflar arasındaki ticari ilişkiye dayalı fatura alacağından kaynaklanmakta olup taraflar tacir olduğundan ticari defterleri üzerinde inceleme yapılarak rapor alınması cihetine gidilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve 27/08/2021 bilirkişi raporunda tarafların ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu ve bu itibarla lehlerine delil vasfı taşıdığı, tarafların ticari defter ve kayıtları ile celp edilen taraflara ait ba- bs formlarına göre; davacı tarafından, davalıya 5 adet fatura ile 26.664,22 TL tutarlı mal/hizmet satışı yapıldığı, davalı tarafından satışlara icra takibinden önce ve süresi içerisinde 11.842,66 TL ödeme yapıldığı, 08.10.2018 icra takibi ile 14.821,56 TL davalı borcunun, Dosyada mübrez davacıya ait davalı için tutulan cari hesap muavin özetine göre davacının, davalıdan 01.10.2017 tarihi ile ticari defterlerinde kayıtlı 14.821,56 TL alacağının bulunduğu gibi davalının da takip tarihi itibariyle 14.821,56 TL borç/alacakta mutabık kalındığı anlaşılmış olup davalı şirket dosyaya borcun tamamının ödendiğine dair 10.01.2021 tarihli dilekçesinde beyan etmiş ve ödeme dekontlarını dosyaya sunmuş olup Buna göre davalı şirket takip ve dava tarihinden sonra yaptığı ödemelerin toplamının 14.821,56 TL olduğu alınan bilirkişi raporu ile sabittir. Ancak davacı bu ödemelerin bir başka borç için yapıldığını iddia etmektedir. Davacının tespit edilen alacaklarının tamamı takip tarihlidir. Ancak davalının yaptığı ödemeler takip tarihinden sonra yapılan ödemelerdir. Davacı taraf bu ödemelerin bir başka bir borç/alacak için yapıldığını iddia etmiş ise de, bu ödemelerin hangi alacaktan meydana geldiği hususunda M.K. Madde 6 kapsamında ispat külfeti altında olup bu konuda dosyaya belge sunması gerekmektedir. Emsal bir Yargıtay kararında ”…Bu durumda, borçlunun ödemesi takipten sonraki ödeme olup, kısmi ödeme olduğundan, TBK’nun 100. Maddesi gereğince, öncelikle işlemiş faiz, icra vekalet ücreti ve takip masraflarından düşülerek icra müdürlüğünnce bakiye borç hesabında dikkate alınacaktır…”(T.C. YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2018/7611 K. 2018/12418 T. 28.11.2018“.)şeklinde olup buna göre, davalı tarafından dava tarihinden sonra yapılan bu ödeme miktarlarının …. İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı dosyasında infaz aşamasında dikkate alınması gerektiği anlaşılmıştır.
Davacı taraf takip talebinde TTK 1530 kapsamında işlemiş faiz talebinde bulunmuş ise de; TTK 1530. maddenin konuluş amacına baktığımızda, mal Tedarik sözleşmeleri kapsamında küçük ve orta ölçekli tedarikçiyi, büyük şirketlere karşı korumak amacıyla getirilmiş bir hüküm olduğu, tacirler arası satım sözleşmelerinde uygulanmasının söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır…” Ankara BAM 22. HD. 2017/289 Esas- 2017/1425 Karar- 20.10.2017 BAM kararında TTK 1530. Maddenin konuluş amacı, mal tedarik sözleşmeleri kapsamında küçük ve orta ölçekli tedarikçiyi, büyük işletmelere karşı korumak amacıyla getirilmiş bir hüküm olduğu ve 1530. maddenin tacirler arası satım sözleşmelerinde uygulanmayacağına dair Yargıtay kararları da bu görüşe paralel bir hüküm vermiş ve BAM kararını desteklemiştir. Benzer Yargıtay kararlarında; “Dava, taraflar arasında mal alım sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. TTK’nın 1530.maddesi mal tedarik sözleşmesine dair olup olayda uygulama yeri bulunmamaktadır. İcra takip tarihinden önceki dönem için temerrüt faizine hükmedilmesi TBK’nın 117.maddesi koşullarına bağlı olup icra takip tarihinden önce davalıya temerrüt ihtarı gönderilmesi gerekir. (T.C. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi E. 2017/3266 K. 2018/4228 T. 18.9.2018 ) şeklindedir..İcra takip tarihinden önceki dönem için temerrüt faizine hükmedilmesi için TBK’nın 117.maddesi gereği takip tarihinden önce davalıya temerrüt ihtarı gönderilmesi gerektiği ancak davacı tarafça bu yönde dosyaya belge sunulmadığından somut olayda davacı taraf takip öncesi işlemiş faiz talep edemeyeceği anlaşılmıştır.
Buna göre tüm yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm kurmaya elverişli nitelikte 27/08/2021 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davalının …. İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 14.821,56-TL asıl alacak yönünden kısmen iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacak olan 14.821,56-TL’ye değişen oranlarda yıllık avans faiz uygulanmasına şeklinde takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, asıl alacak likit olup, hükmolunan meblağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı tarafından dava tarihinden sonra yapılan 14.821,56-TL ödemenin …. İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı dosyasında infaz aşamasında dikkate alınmasına şeklinde karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile,
1-Davalının … İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 14.821,56-TL asıl alacak yönünden kısmen iptali ile,
Takip tarihinden itibaren asıl alacak olan 14.821,56-TL’ye değişen oranlarda yıllık avans faiz uygulanmasına şeklinde takibin devamına,
2-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Asıl alacak likit olup, hükmolunan meblağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından dava tarihinden sonra yapılan 14.821,56-TL ödemenin … İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı dosyasında infaz aşamasında dikkate alınmasına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.012,46 TL Karar ve İlam Harcından, peşin yatırılan 455,30 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 557,16 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına.
6-Davacı tarafından bu dava sebebi ile aşağıda dökümü yapılan 1.913,90 TL yargılama giderinin red ve kabul nispetine göre 752,35 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, geri kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına.
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine.
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine.
9-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/12/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza

DAVACININ GİDERLERİ : HARÇ BEYANI :
35,90 TL B.V.HARCI 455,30 TL PEŞİN HARÇ
455,30 TL PEŞİN HARÇ + 557,16 TL EKSİK HARÇ
167,50 TL TEBLİGATLAR 1.012,46 TL KARAR VE İLAM HARCI
1.250,00 TL BİLİRKİŞİ ÜCRETİ + 5,20 TL VEKALET HARCI
1.913,90 TL TOPLAM