Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1138 E. 2022/260 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1138 Esas
KARAR NO : 2022/260
DAVA : Menfi Tespit- ipoteğin fekki
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 24/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit- ipoteğin fekki davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili … adına kayıtlı bulunan …, …, … paşaMah. C Blok … Kat; … nolu bağımsız bölümün … Bank … Şubesi tarafından üçüncü kişi olan … Dalın’ ın bankadan kullandığı kredi borcunun kefaleti olarak tapuda ipotek işlemi yapıldığını, davacı müvekkili … hakkında ….İcra Müdürlüğü’ nün 2017/… Esas sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte icra emri gönderildiğini, takibe konu icra dosyasından dolayı müvekkilinin davalıya borcu bulunmadığını, takibin iptalinin gerektiğini, davacılardan … …’ nun, diğer davacı …’nun eşi olduğunu, … …’ nun … Sulh Hukuk Mahkemesi’ nin 2017/345 E ve 761 K Sayılı dosyasında kısıtlandığını, kendisine …’ nun vasi olarak atandığını, taraflarınca huzurdaki davayı açmak üzere mahkemeye müracaat edildiğini ve 30.06.2017 tarihli ek karar ile dava açılması konusunda husumete izin kararı alındığını, müvekkili … hakkındaki ….İcra Müdürlüğü’ ndeki İcra takibinin, davaya konu gayrimenkul üzerine konulan ipoteğin yasal şartları taşımaması nedeni ile hem ipoteğin fekki, hem de icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti gerektiğini, dilekçe ekinde bulunan ipoteğe ilişkin resmi senedin son sayfasında ipoteği alan davalı Banka tarafından “Kefalet ya da kişisel güvence sağlayan diğer sözleşmelere ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 589 ve 603. Maddeleri kapsamında belirtilen hususların taraflarınca yerine getirildiğini, söz konusu hususlara ilişkin tüm hukuki sorumluluğun taraflarına ait olduğu şeklinde taahhütte bulunduğunu, bilindiği üzere BK’nun 589 ve 603. Maddeleri üçüncü kişi lehine kefalet veren eşin, diğer eşinden muvafakat alınması hükmünü içerdiğini, yani davalı banka tarafından müvekkilinden ipotek alınır iken diğer davalı eşin muvafakati alınmasının zorunlu olup, bu hususları yerine getirdiğini bankaca taahhüt edilmesi halinde tapu müdürlüklerince ipotek işlemi tahsisi edileceğini, davalı bankanın bu taahhütte bulunduğunu, bankacılık ilkelerine aykırı şekilde diğer davacı … …’ndan da davacı eşi için dilekçeleri ekindeki muvafakat belgesi alındığını, davacı … …’nun, eşi için alındığı iddia edilen muvafakat belgesinin geçersiz olup bu nedenle şekil şartlarını taşımayan ipotek belgesinin de geçersiz olduğunu, zira … … muvafakate alındığı 13.01.2017 tarihi itibarı ile hukuki haklarını kullanma ehliyeti bulunmadığını, davacı … … ‘nun manik depresif psikotik bozukluk ve ağır psikolojik rahatsızlıkları bi polar mizaç bozukluğu bulunduğunu, davacı …’ in uzun yıllar öncesinden olan bu rahatsızlığı nedeniyle zaman zaman evden ayrılıp gittiğini, evini ailesini hatırlamadığını, bu rahatsızlığının yaklaşık olarak 10 yıldır devam ettiğini, rahatsızlığı nedeniyle davacı … …’nun … TCN sundan faydanılarak kullandığı ilaçların dökümü ve tarihi ile …’nun … Ruh Sağlığında yatışı ve tedavi gördüğü evrakların tarihleri ve uygulanan tedavi ile evraklar istenmesi gerekeceğini ve bu konuda rapor alınması durumunda …’nun muvafakat tarihinde hukuki ehliyetin olmadığı tespit edilebileceğini, davalı banka tarafından usul ve uygulamaya aykırı bir şekilde müvekkili …’nun hastalık durumunu bilmelerine rağmen planlı bir şekilde ipotek tesisi için muvafakati alındığını, muvafakat beyanı dikkatlice incelendiğinde evrakın maktu olduğunun müvekkili …’nun sadece ad soyadı ve imzasının alındığını yazının içeriğinin banka yetkilisi tarafından tartışılmadığının ve müvekkili … ’in muvafakat nameyi okuduğuna ve anladığına ve açık onayına dair hiçbir ibarenin olmadığının, matbu evrakın boş kısımları banka memuru tarafından doldurulduğunun görüldüğünü, bununla birlikte TMK 194. Madde ve yönetmelik gereğince açıkça kendi el yazısı ile “Eşim adına kayıtlı bulunan ………Taşınmaz üzerine ipotek konulmasını arz ediyorum. İpoteğin tüm sonuçlarını anladım. ” şeklinde açık el yazılı beyanı alınması gerekirken böyle bir ibare ve belge bulunmadığını, bu imzalanan evrakların banka şubesi bünyesinde değil banka memurlarının müvekkillerin evine gelip öyle imza attırdığını, müvekkili …’nun eşi …’nun adının bile muvafakatnamede geçmediğini, bu durumda evrakın müvekkilinin iradesini tam anlamıyla yansıtmadığının göstergesi olduğunu, baştan sona şekil ve esasa aykırılık nedeniyle …’ndan alınan muvafakat yasal ve geçerli bir muvafakat olmadığını, öncelikle bu nedenle menfi tespit davasının kabulü ve ipoteğin fekki gerektiğini, davacı müvekkili …’ nun hile ile kandırılmak sureti ile gerçekte yapmak istediği işlemin dışında işlem yapılarak kendisinden ipotek alındığını, müvekkili tapu sahibi …’ nun gerek Banka Şubesi ve gerekse üçüncü kişilerin birlikte çalışması neticesinde kandırıldığını, gerçek iradesinin dışında tapuda yapılacak işlem konusunda yanıltılarak sahibi bulunduğu gayrimenkul üzerine ipotek konulduğunu, akabinde ise üçüncü kişi … … isimli kişiye kredi kullandırıldığını ve kredi kartı kartı tahsis edildiğini ayrıca çek yaprakları verildiğini ve bu kredi kartı sözleşmesinin ve çek yapraklarının teminatı olarak davaya konu ipotek işleminin tahsis edildiğini, banka tarafından müvekkilinden alınan ipoteğin yasal olmayıp fekki gerekmekte olup bu hususta … Bank A.Ş ye taraflarınca … Noterliği’ nin 13 Temmuz 2017 tarih ve … yevmiye nolu ihbarnamesi gönderildiğini, ihtarnamenin 18.07.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, ancak bu güne kadar müvekkilinin gayrimenkulünün üzerindeki ipotek fek edilmediğini akabinde ise … … Şubesi tarafından …. Noterliği’ nin 12 Eylül 2017 tarih ve … sayılı ihtarname ile müvekkili …’ndan banka … Dalın borcunu ödemek üzere müvekkiline ihtarname gönderildiğini, müvekkili …’ nun yaşlı bir kişi olup, yaptığı işlemlerin ne anlama geldiğini anlama yeteneği bulunmadığını, kendisi Parkinson demens şeker ve ağır böbrek hastası olup vücut fonksiyonlarını tam olarak yerine getiremediğini, şu anda da diyaliz makinasına girdiğini, müvekkilinin sahibi bulunduğu dairesini satmak istediğini, bunun için şüphelilerden müvekkilinin oğlu Mehmet İlhan … ile daha önceden çalıştığı iş yerinin sahibi olan ve müvekkilini de şahsen tanıyan … …’ ın evi satın almak istediğini müvekkil …’na söylediğini, …’ in kredi başvurusunda bulunacağını ancak hepsine kredi kullanamayacağını kalan miktarı için senet vermeyi taahhüt ettiğini ve … ve eşi … …’ ın davacı müvekkiline senet verdiklerini ayrıca davacı müvekkilinden … …’ ın tapu fotokopisini istediğini, kendisine tapu fotokopisi verildiğini, bahsettikleri görüşmelere … … ve …’nun çalıştığı iş yerinde çalışan … ile Halime Kalkan’ ın da tanık olduğunu hatta Kalan miktar için öngörülen senetleri şüpheli …’ in evine giderek bizzat Hakan isimli tanığın imzalandığını, müvekkilinin yapılan işlemin üçüncü kişinin borcu nedeni ile ipotek vermek olduğunun değil, evini …’e satıp bankadan kullandırılacak kredi parasının kendisine ödenecek olarak bildiğini, tapuda ipotek işleminden sonra kullandırılacak kredinin evin satış bedeli olarak müvekkilinin kendisine verilmesini beklerken paranın kendisine ödenmediğini, parası gelmeyince bu kez …’e parasının neden gelmediği sorulduğunda …’ in cep telefonuyla banka müdürünü aradığını söyleyip telefonu müvekkiline verdiğini, müvekkili ile telefonda görüşen ve kendini banka müdürü olarak tanıtan kişinin şu an bankada para olmadığını para geldiğinde …’e verip kendisine göndereceğini söylediğini, ancak daha sonradan anlaşıldığına göre kendini banka müdürü olarak tanıtan kişinin bu dolandırıcılığı organize eden ve bankada çalışanlar ile iş birliğini gerçekleştiren … Ölker olduğunu, mevcut durum karşısında müvekkili bankaya banka müdürünün yanına görüşmeye gittiğini, banka müdürünün müvekkili ile görüşmeyi kabul dahi etmeden müvekkili … Keten isimli banka personeli bayana yönlendirdiğini, … Keten’in müvekkiline … … garibandır ben şahsen tanırım kendisiyle görüşüp bu sorunu çözeceğim şeklinde beyanda bulunduğunu, … …’ın müvekkilinin oğlu …’nu cep telefonundan arayıp bankaya neden şikayette bulunduğunu sorduğunu ve Mehmet İlhan’ ın beyanında dolandırıldığımızı anladıkları için sizi şikayet ettik denildiğini, müvekkilinin oğlu Mehmet İlhan’ ın … …’a yapılan işlemi düzeltmez iseniz hukuki işlem başlatacağız dediğini, bunun üzerine … …’ ın … Ölker ile görüşüp durumu anlattığını, daha sonra ertesi gün … …’ ın çekilen parayı geri ödeyeceğini söyleyip …’nu da yanına alarak … Ölkerin iş yerine gittiğini, hukuki işlem başlatmayın paranın geri kalanının tamamını en kısa zamanda ödeyeceğiz denildiğini, mevcut durumu müvekkilinin oğlu Mehmet İlhan’ın müvekkilini arayarak durumu bildirdiğini, aynı günün akşamında ise … Ölker’in yanında üç kişi ile birlikte müvekkilinin evine gidip kapıyı çalıp müvekkilİ ile görüşmek istediğini söyleyerek müvekkiline siz bizi Bankaya şikayet etmişsiniz sizinle görüşmemiz lazım dediğini ancak gerek müvekkili gerekse eşinin yaşlı olması nedeni ile müvekkilinin kapıyı açamadığını ve oğlu İlhan’ ın telefonunu verip şüpheli … Ölker’in müvekkilinin oğlu Mehmet İlhan ile görüşmesinin söylendiğini, bu arada … Ölker’ in müvekkilinin evini banka aracılığı ile sattırmakla tehdit ettiğini, … Ölker’in müvekkilinin oğlu Mehmet İlhan’ı arayarak görüşmek istemesi üzerine Mehmet İlhan …’ ın Ölker’in işyeri adresi yazılı kartvizitindeki adrese gittiğini, belirtilen adreste takım elbiseli 5 adam bulunduğunu, … Ölker ‘in neden bizi bankaya şikayet ettiniz demesi üzerine Mehmet İlhan’ ın da siz kimsiniz ki sizi şikayet edelim demesi üzerine … Ölker’in kendilerinin paraya ihtiyacı olanlarla ipotek verebilecekleri bir araya getirip kredi işleri yapıp kendi komisyonlarını ve bankadakilerin de komisyonlarını aldıklarını söylediğini, bu arada müvekkillerinin dolandıranlar banka şubesinde çalışanlar ile de işbirliği içerisine girdiklerini, müvekkilinin kendisine karşı planlanan bu hususlardan habersiz olarak tapuya götürüldüğünü, kendisine gösterilen yeri imzalamasının istenmiş olup yapılan işlem sonucunda müvekkili … banka yetkilisi olan … Keten’ den imzaladığı evrakların fotokopisini istediğini fakat … Keten’ in tüm fotokopileri … …’ a verdiğini beyan ettiğini, ayrıca … Bank personelinin …’ nun müvekkilinin ikamet ettiği eve giderek tek başına iken bankacılık ilkelerine aykırı bir şekilde müvekkilinin kısıtlı olan eşine ipoteğe ilişkin muvafakatname veya bilmediği bazı evraklar imzalatıldığını, müvekkilinin gerçekte yaptığı işlemin üçüncü kişi lehine ipotek olduğunu bilmeden evrakları imzaladığını, akabinde … …’ın paranın geleceği bahanesiyle müşteki müvekkilini tam iki saat oyalayarak beklettiğini, daha sonra tapu müdürlüğünde şüpheli … …’ ın müvekkiline paranın hemen ödenmeyeceğini söylemesi üzerine müvekkilinin durumu çocuklarına bildirdiğini ve çocuklarının yaptığı araştırma sonucunda gerçekte yapılan işlemin müvekkilinin hayatı boyunca hiç görmediği halen de görse tanıyamayacağı belirli işi dahi olmayan … … isimli şahsın kullandığı kredinin teminatı olan ipotek olduğunun tespit edildiğini, kullandırılan kredi parasının … …’ ın vekâlet verdiği Bora Bahçe isimli şahsa banka aracılığı ile ödendiğini, müvekkili …’ nun eşi … ve çocuğu … ile … … arasında hiçbir ekonomik ve sosyal bir bağ veya ilişki olmadığı gibi tarafların birbirini tanımadığını, banka çalışanları ile birlikte krediyi kullanan kişilerin müvekkilini yanıltarak müvekkilinin hiç tanımadığı üçüncü bir kişi lehine ipotek tesisi şeklinde işlemi müvekkiline yaptırdığını, müvekkilinin eşi …’ndan eşinin verdiği ipotek nedeni ile muvafakat alındığına dair imza attırdığını, …’ nun … 6.Sulh Hukuk Mahkemesi’ nin 2017/345 esas sayılı dosyasında kısıtlanmasına karar verilmiş olup ipotek tesis ve muvafakat işleminin yapıldığı tarih itibariyle de hukuki ehliyeti bulunmadığını, müvekkilinin hayatında tanımadığı ve görmediği ne iş yaptığını ve kim olduğunu dahi bilmediği … … isimli kişinin kullandığı kredinin teminatı olarak kendi evini ipotek olarak vermesini gerektirir hiçbir somut durum söz konusu olmadığını belirterek açıklanan nedenler ile ….İcra Müdürlüğü’ nün 2017/… Esas sayılı dosyasına İİK 150. Maddesi yollaması ile İİK 72 maddesi gereğince yatan paranın veya teminat mektubunun alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmesini, yapılacak yargılama sonucunda ise davanın kabulü ile müvekkili …’nun ….İcra Müdürlüğü’ nün 2017/… esas sayılı dosyasından dolayı borçlu olmadığının tespiti ile … … … Paşa Mahallesi 2704 Ada 1 Parsel C blok 2. Kat 4nolu bağımsız bölüm üzerindeki ipoteğin kaldırımasına davalıya ihtarname ile belirtmiş oldukları hususların bildirilmesine rağmen kötü niyetli olarak icra takibi başlatması nedeni ile takip miktarının %20′ si oranında icra tazminatına mahkûm edilmesine, ücreti vekâlet ve yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacılar vekilinin dava dilekçesinde özetle, “…müvekkilinin sahibi olduğu daireyi satma niyetindeyken banka çalışanları ve üçüncü kişiler tarafından yanıltılarak gayrimenkulü üzerine hiç tanımadığı bir kişi lehine ipotek tesis edildiğini, müvekkilinin eşinin kısıtlı olduğunu bu nedenle ipotek tesisine verdiği muvaffakatin geçersiz olduğunu iddia ederek müvekkilinin bankaya borçlu olmadığının tespiti ile taşınmaz üzerindeki ipoteğin fek edilmesini ….” talep ettiğini, davacı tarafın soyut ve hiçbir dayanağı olmayan iddialarının reddi gerektiğini, müvekkili banka ile dava dışı … … arasında 06.01.2017 tarihinde 750.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını ve davacı tarafından … ili, … ilçesi, … Mah., 2704 ada, 1 parsel’de tapuya kayıtlı C Blok 4 numaralı bağımsız bölüm üzerine müvekkili banka lehine dava dışı … … tarafından kullanılacak her türlü kredinin teminatı olarak 13.01.2017 tarihinde 960.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiğini, kredi borcu ödenmeyince müvekkili banka tarafından dava dışı … …’a ve davacıya …. Noterliği’ nin 12.09.2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek borcun 1 gün içinde ödenmesi, aksi halde kanuni takip işlemlerine başlanacağının bildirildiğini, ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi sebebi ile ….İcra Müdürlüğü’ nün 2017/… E. sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi yapıldığını, icra emrinin davacıya 18.10.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, davacının takibe herhangi bir itirazda bulunmadığını, icra müdürlüğü tarafından yaptırılan gayrimenkul kıymet takdir raporuna davacı tarafın itiraz ettiğini ve … 2. İcra Hukuk Mahkemesi’ nin … E…K. Sayılı ilamı ile gayrimenkulün değerinin 601.989,67 TL olarak tespit edildiğini, davacının aleyhine yapılan icra takibinden haberdar olup, icra dosyası satış aşamasına gelinceye kadar herhangi bir dava açmadığını, davacı tarafından açılan işbu davanın müvekkili bankanın alacağını tahsil etmesini geciktirmek amacı ile kötü niyetli olarak açıldığını, davacı tarafın davacının eşinin kısıtlı olduğunu bu nedenle ipotek tesisi işlemine vermiş olduğu muvaffakatin geçersiz olduğunun iddia edildiğini, oysa ki davacıya ait taşınmaz üzerine ipotek tesis edildiği tarih olan 13.01.2017 olduğunu, bu tarihte davacının eşi için verilmiş kısıtlılık kararı bulunmadığını, dava dilekçesinde bahsedilen kısıtlılık kararının 23.06.2017 tarihinde verilmiş olup, davacı tarafından maddi vakıaların çarptırıldığını, davacı tarafın, banka çalışanlarının iş birliği ile dolandırıldığı iddiasının tamamen gerçek dışı olup zaten savcılık tarafından yapılan soruşturma neticesinde takipsizlik kararı verilerek işbu kararın kesinleşmiş olduğunu, ipotek tesisi işleminin tapu Müdürünün huzurunda atılan imzalar neticesinde yapılan bir işlem olup, Tapu Müdürü tarafından yapılan işlemle ilgili tarafların açıkça bilgilendirilmediğini, davacı tarafın gayrimenkulü üzerine iradesinin aksine ipotek tesis edilmesinin mümkün olmadığını, tapuda geçerli olarak tesis edilmiş bir ipotek işlemi mevcut olup, aksinin tanıkla ispat edilemeyeceğini, davacı tarafın bu konuda tanık dinletmesine muvakkatleri bulunmadığını, davacı tarafın iddialarının abartılı, tamamen gerçek dışı ve hayatın olağan akışına aykırı olup, maddi gerçeklerle de çeliştiğini belirterek açıklanan nedenler ile haksız açılan davanın reddine, davacının %20 oranında tazminata mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
…. Noterliği’ nin, … Noterliği’ nin, …bank’ın, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’ nın, … Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ nın yazı cevapları, …. İcra Müdürlüğü’ nün 2017/… E. Sayılı dosyası, bilirkişi kök raporu , bilirkişi ek raporu tüm dosya kapsamı davanın delillerini oluşturmaktadır.
…bank’ ın 16.07.2021 tarihli cevabi yazısında; dava dilekçesinde anılan … 7.Noterliği’ nin 13/07/2017 tarih ve 13349 yevmiye nolu ihtarnamenin Bankalarına ulaşmasını müteakip, Teftiş Kurulu Başkanlığı’na ihtarname iletildiği, Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından ihtarname konusu bankacılık işlemleri üzerinde ön inceleme yapıldığı, ancak ihtarnamedeki iddialarla ilgili somut delillere ulaşılamadığından, soruşturma yapılmadığı bildirilmiştir.
… Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Abone İşleri Dairesi Başkanlığı’ nın E-…-220.01.01-…sayı ve 09.07.2021 tarihli cevabi yazısında, … adına kayıtlı aboneliklere ait taraflarına sunulan kira kontratları ve tapu kaydının yazı ekinde gönderildiği bildirilmiştir.
…Büyükşehir Belediyesi … Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliği’ nin 08.03.2021 tarihli müzekkere cevabı dosyamız içerisinde mevcuttur.
… Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Abone İşleri Dairesi Başkanlığı’ nın 22/12/2020 tarihli cevabi yazısında, … Mahallesi 75520 Sokak … Rezidans C Blok 2. Kat No:4 … adreste … adına … nolu (17/09/2019 tarihli pasif) abonelik kaydı bulunmakta olup, abonelik tarihini gösteren abone sözleşmesinin bir nüshası yazıları ekinde gönderildiği bildirilmiştir.
Davaya konu … Mahallesi … ada parsel C blok 4 bağımsız bölüm sayılı taşınmaza ait takyidatlı tapu kaydı … Tapu Müdürlüğü’ nden celp edilmiştir.
Davalı bankadan Genel Kredi Sözleşmesi fotokopisi, Ödeme planı, geri ödemelerin ve kredi kullandırrmların yer aldığı hesap ekstresi, …’nun eşinin muvafakatine ilişkin belge suretleri celp edilmiştir.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’ nın 2017/… soruşturma no, 2018/… karar numaralı dosyasının incelenmesinde, müştekisinin dosyamız davacısı …, şüphelilerinin 1- … …, 2- … …, 3- … ERKUT, 4- … …, 5- …, suçun Bilişim Sistemleri Banka veya Kredi Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık olduğu, yapılan soruşturma neticesinde, kredi işleminin 13/01/2017 tarihinde yapıldığı, müşteki hakkında kısıtlılık kararının ise … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/… esas sayılı dosyası üzerinden 23/06/2017 tarihinde verildiği, usulsüz çekildiği iddia edilen kredinin 13/01/2017 tarihinde çekilmesine rağmen müştekinin vekili vasıtası ile ancak 9 ay kadar sonra 04/10/2017 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunduğu, müştekinin tapuda ve bankadaki imzalarının tamamının kendisine ait olduğu, banka görevlileri olan şüpheliler … ve … …’in savunmaları, diğer şüpheliler olan … …, … … ve … ‘in savunmaları ile özellikle dosyaya müşteki tarafından ibraz edilen ve şüpheli … … ile müştekinin oğlu olan …’nun yazışmaları dikkate alındığında şüphelilerin atılı suçu işlediklerine dair haklarında kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilemediğinden kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
… 6. Sulh Hukuk Mahkemesi’ nin 2017/345 esas, 2017/761 karar sayılı dosyasının incelenmesinde, …’ nun 23/06/2017 tarihinde 4721 sayılı T.M.K’un 405.maddesi gereğince kısıtlanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
… 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 17/12/2020 tarihli talimat duruşmasında tanık …; “ben davacının oğlu … ustam olduğu için olaylara vakıfım, Biberoğlu adlı firmanın patronu … …, benim ve davacının oğlu …’nun patronuydu, …’nun evini satın almak istediğini söyledi, nişanlım Hakan’da bizimle birlikte çalışıyordu, … … eski patronumuz …’nun tapuya götürülmesi gerektiğini söyledi, İlhan …, davaya konu olayın olduğu tarihte … firmasına geçmişti, bu nedenle telefon etti, babası …’nu tapuya götürülmesinin gerektiğini söyledi ve benim o tarihteki nişanlım … davacıyı tapuya götürdü, bu sırada arayarak Tapuya gelemeyeceğini, bunlarla ilgilenecek bir arkadaşının olduğunu söylemiş, bu sırada …’na bir evrak imzalatıldı, biz o evrakla evin satışı olduğunu düşünmüştük, fakat başkasına ipotek yapılmıştı, ben bütün bunları özellikle tapu kısmını nişanlım …’nün söylemlerinden biliyorum, 1 saat sonra paranın bankaya yatacağı söylendi, fakat herhangi bir para bankaya yatmadı, tüm bu olaylar 13/01/2017 tarihinde olması nedeniyle cuma günü olduğu için paranın pazartesi günü yatacağı söylendi, ancak para yatmadı, ipoteğin tesis edildiği tarihte evde … ve eşi bu evi birlikte kullanıyorlardı, ama hanımın bir akıl sağlığı ile ilgili hastalığının olduğunu ve bununla da ilgili tedavi gördüğünü biliyorum” şeklinde beyanda bulunmuştur.
… 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22/10/2020 tarihli talimat duruşmasında tanık …; ” Ben davacı …’nun oğlu İlhan …’nun iş arkadaşıyım, kendisi benim ustam olur, … amcayı 7-8 yıldır bu nedenle tanırım, … … isimli kişi bizim patronumuzdu, İlhan usta bu olaydan daha önce … …’ın yanından ayrılıp …da çalışmaya başlamıştı, bir gün dükkanda çalışıyordum, İlhan usta beni aradı, kendisinin işyerinden izin alamadığını söyledi, babası … amcayı Tapuya götürmemi istedi, … benim patronum olduğundan o da izin verdi, tapuya gitme sebebimiz … amca, … …’a … Mahallesindeki evini satacaktı, ben … amcayı bizzat giderek … Mahallesindeki … Sitesindeki evinden aldım ve Küçüksaat Meydanındaki Tapu Müdürlüğü’ne gittik, giderken yolda … …’ı aradık, … bize trafikten dolayı gelemeyeceğini, tapu müdürlüğünde kendisinin arkadaşı olduğunu ve bizimle ilgileneceğini söyledi, …’in söylediği kişi bizi karşıladı, ancak bu kişinin tapuda çalışan biri olup olmadığını bilmiyorum, … bize evrakları kendisinin tapuya verdiğini, kendisini imzaya çağıracaklarını söyledi, orada yarım saat oturduk, bu sırada … amcayı çağırdılar, … amca çok nizami ve diktatör bir adamdır, hiçbir şeye sormadan imza atmaz, orada da neye imza attığını sordu ve “satış yapıyoruz değil mi?” dedi, tapu görevlisi … amcaya “Evet amca satış yapıyoruz” dedi, bunun üzerine … amca imzaladı, bu olay cuma günü oldu, … amca …’i hesaba para yatmadığı için aradı, … kendisine Cuma günü olduğundan yatmamış olabilir, hafta sonu araya giriyor amca pazartesi hesabında görürsün dedi, pazartesi günü olduğunda ben yoktum ancak duyduğum kadarıyla … amca bankaya gitmiş, paranın yatmadığını aksine evinin başkasının kredi borcu için ipotek edildiğini öğrenmiş, … amca şeker ve böbrek hastasıdır, bu olaydan sonra kalp krizi geçirdi, … ile … amcanın ev satımındaki para alacağına ilişkin anlaşma paranın bir kısmı bankadan kredi çekilerek … amcaya verilecekti, kalan düşük bir kısmı için de … senet verecekti, ben bu senetleri …’in evine götürdüm ve eşi … yengeye imzalattım, sonra senetleri …’e verdim, o da … amcaya verdi, … amcanın eşi … yengeyi 7-8 yıl içinde birkaç kez gördüm, kendisinin zihinsel bir rahatsızlığı vardır, dışarıdan görüldüğünde bu rahatsızlık fark edilir, daha önce de evden kaçtı, kendisini bulamadık, … amcayı almaya gittiğim … Mahallesi … sitesindeki ev … yenge ve … amca tarafından birlikte aile konutu olarak oturulan evdi, bilgim görgüm bundan ibarettir ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 27/10/2020 tarihli talimat duruşmasında tanık …; “… Mah. C Blok 2. Kat 4 nolu bağımsız bölüm … Rezidansta bulunan daire 13/01/2017 tarihinde aile konutu olarak kullanılmaktaydı, bu dairenin evveliyatı babam ve amcalarım tarafından arza sahibi oldukları için kişi başı birer daire verilerek mülk edinilmiştir, babamla … … arasında yapılan bir satış işlemi idi, hiç tanımadığı … … isimli kişiye ipotek tesisi yapılarak, yapılan ipotekten sonra da kredi çekilmek sureti ile hileli bir işlem yapılmıştır, annem … yaklaşık 20 yıldır psikolojik tedavi görmekte, zaman zaman ruh sağlığında yatmaktadır, babam 1959 doğumlu yaşlı ve hasta bir insandır, şu an da ise %98 engellidir, daimi bakıma da muhtaçtır ve adına ipotek tesis edilen … …’ı da hiç tanımamaktadır, … …’ın da babamı tanıdığını zannetmiyorum, planlı bir şekilde babam kandırılmıştır, evimiz satılmış ve benim ailem bu işler nedeni ile planlı bir şekilde dolandırılmıştır” şeklinde beyanda bulunmuştur.
… 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 08/04/2021 tarihli talimat duruşmasında tanık … ; ” Ben davacı …’nu babamın arkadaşı olması nedeniyle tanırım, 2015-2019 yılları arasında çocuğumun okul kaydını yaptırabilmek için … Mahallesindeki, … Sitesindeki … amcaya ait evi ikamet göstererek çocuğumun kaydını yaptırdım, o tarihlerde bu evde … amca ve eşi yaşıyordu, eşinin psikolojik rahatsızlığı vardı ama tam olarak neydi bilemiyorum, … amca bir dönem evini satmak istiyordu bunu biliyorum, yine … amcadan duyduğum kadarıyla kendisini evini satıyor gibi göstererek bankaya kredi kefaletine ipotek olarak göstertmişler, … amcanın bundan haberi yokmuş, duyduğum kadarıyla bankada çalışanlarda bu işin içindeymiş ve işten çıkartılmışlar” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Bilirkişiler … …, Dr. Hande Deniz ve Dr. Gökçe Gökçen mahkememize sunmuş oldukları 29/06/2020 tarihli raporlarında neticeten” Davalı … Bank A.Ş.’ nin incelenen 2017 ve 2018 yılları ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK 64-66 maddelerine göre yaptırılması gereken açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun şekilde yaptırıldığı, ticari defterlerin usulüne uygun şekilde tutulduğu ve sahibi lehine delil olabileceği, davalı … Bank A.Ş. ‘ nin incelenen ticari defterlerinde; dava dışı … …’ ın davaya konu icra takibi itibariyle davalı … Bank A.Ş.’ye detayı aşağıda yer aldığı şekliyle Toplam 336.970,51 TL borcu bulunduğu,. …’nun mevcut tıbbi belgelere dayanarak 24.02.2014 tarihinden beri kendisine vasi tayini yapılmasını gerektiren hastalığının mevcut olduğu, İşlem tarihi olan 13.01.2017 tarihinde de fiil ehliyetine haiz olmadığı, TBK m. 603 hükmünün kişisel teminat sözleşmelerine uygulanacak bir hüküm olduğu, dava dosyasından davaya konu taşınmazın aile konutu olup olmadığının anlaşılamadığı, TMK m.194 hükmü gereğince davacının eşinin rızası olmaksızın aile konutu üzerinde ipotek tesis etmesinin söz konusu olamayacağı, izin verilmeden yapılan tasarruf işleminin geçersiz olduğu, hekim bilirkişinin tespitleri neticesinde davacının eşinin işlem tarihinde de rıza verebilecek durumda olmadığı” yönünde görüş ve kanaat bildirmişlerdir.
Bilirkişiler … …, Dr. … ve Dr. … mahkememize sunmuş oldukları 09/12/2021 tarihli ek raporlarında neticeten “davalı … A.Ş.’ nin incelenen 2017 ve 2018 yılları ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK 64-66 maddelerine göre yaptırılması gereken açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun şekilde yaptırıldığı, ticari defterlerin usulüne uygun şekilde tutulduğu ve sahibi lehine delil olabileceği, davalı … A.Ş. ‘ nin incelenen ticari defterlerinde; dava dışı … …’ ın davaya konu icra takibi itibariyle davalı … A.Ş.’ye Toplam 336.970,51 TL borcu bulunduğu, …’nun mevcut tıbbi belgelere dayanarak 24.02.2014 tarihinden beri kendisine vasi tayini yapılmasını gerektiren hastalığının mevcut olduğu, İşlem tarihi olan 13.01.2017 tarihinde de fiil ehliyetine haiz olmadığı, TBK m. 603 hükmünün kişisel teminat sözleşmelerine uygulanacak bir hüküm olduğu, dava dosyasından davaya konu taşınmazın aile konutu olup olmadığının anlaşılamadığı, TMK m.194 hükmü gereğince davacının eşinin rızası olmaksızın aile konutu üzerinde ipotek tesis etmesinin söz konusu olamayacağı, izin verilmeden yapılan tasarruf işleminin geçersiz olacağı hekim bilirkişinin tespitleri neticesinde davacının eşinin işlem tarihinde rıza verebilecek durumda olmadığı” yönünde görüş ve kanaat bildirmişlerdir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan tüm deliller birlikte incelenip değerlendirildiğinde, davacı vekilinin dava dilekçesi ile müvekkilinin sahibi olduğu taşınmazı satma niyetindeyken banka çalışanları ve üçüncü kişiler tarafından yanıltılarak gayrimenkulü üzerine hiç tanımadığı bir kişi lehine ipotek tesis edildiğini, müvekkilinin eşinin kısıtlı olduğunu, bu nedenle ipotek tesisine verdiği muvafakatin geçersiz olduğunu iddia ederek müvekkilinin bankaya borçlu olmadığının tespiti ile taşınmaz üzerindeki ipoteğin fek edilmesini talep ettiği, açılan davanın hile hukuksal nedenine dayalı menfi tespit ve ipoteğin fekki, terditli olarak alacak talebine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 36/1. (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir.
Diğer taraftan, hemen belirtilmelidir ki 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesinde, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” hükmüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. Maddesi ise “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” Hükmüne yer verilmiş olup, açılmış bir davada ispat sorumluluğunun kural olarak davacıya yüklendiği tartışmasızdır.
Dava konusu olayda, müteveffa davacı …’ nun, adına kayıtlı taşınmazı hakkında davalı bankanın … Şubesi çalışanları ve dava dışı 3. Kişilerin hilesi ile davadışı … …’ın bankadan kullandığı kredi borcunun kefaleti olarak tapuda ipotek işlemi yapıldığını ifade ettiği, … C. Başsavcılığı’ nın 2017/… soruşturma no, 2018/… karar sayılı kesinleşen kararında da ifade edildiği üzere, usulsüz çekildiği iddia edilen kredinin 13/01/2017 tarihinde çekilmesine rağmen davacının vekili vasıtası ile ancak 9 ay kadar sonra 04/10/2017 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunduğu, davacının tapuda ve bankadaki imzalarının tamamının kendisine ait olduğu, savcılık değerlendirmesine göre … … ile davacının oğlu olan …’nun yazışmalarının şüpheli ve aleyhe görüldüğü, banka tarafından da olayın şüpheli görülmeyip teftiş başlatılmadığı dolayısıyla hilenin davacı tarafından ispatlanamadığı kanaatine varılmıştır.
Dosyadaki uyuşmazlıklardan diğeri de; ipotek tesisi sırasında eş rızasının aranıp aranmayacağı, davacının eşinin ehliyet yoksunluğu bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır. Dosya içerisinde yer alan tapu kaydından ipoteğe konu taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi bulunmamaktadır. Dava konusu konutun aile konutu olup olmadığı hususunda mahkememizce yapılan değerlendirmede, … Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Abone İşleri Dairesi Başkanlığı’ nın 09.07.2021 tarihli yazı cevabı ekleri incelendiğinde, sunulan kira sözleşmesine göre; davacı müteveffanın kiraya veren, dava dışı …’ in kiralayan sıfatları ile imzalarının bulunduğunun, kira sözleşmesinin başlangıç tarihinin 15.01.2015 tarihi olduğunun görüldüğü, yine icra dosyasının içeriğinde mevcut … 10. İcra Müdürlüğü’nün … Tal. sayılı dosyasındaki 17.07.2019 tarihli haciz tutanağında taşınmazda dava dışı …’ in oturduğunun tespit edildiği, itiraz eden …’ in 16.09.2019 tarihli dilekçesi ekinde 04.03.2019 başlangıç tarihli yeni kira sözleşmesini de sunduğu, bu haliyle tanık …’ in beyanının aksine tanığın davaya konu konutta kiracı sıfatıyla ikamet ettiği, konutun aile konutu olmadığı kanaatine varılmıştır. Kaldı ki davacıya ait taşınmaz üzerine ipotek tesis tarihinin 13.01.2017 olduğu, bu tarihte davacının eşi için verilmiş kısıtlılık kararı bulunmadığı, … 6. Sulh Hukuk Mahkemesince verilen kısıtlılık kararının tarihinin daha sonraki tarih olan 23.06.2017 tarihi olduğu anlaşılmakla dayanılan her iki hukuki sebep açısından da davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1- Davacının davasının REDDİNE,
2- Mahkememizce verilen tedbir kararı da bulunmadığı göz önüne alınarak kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin yatırılan 5.754,62 TL’nin mahsubu fazla yatırılan 5.673,92 TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
4-Davalı taraf vekil ile temsil olunduğundan, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 32.037,94 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
5- Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına
6-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/03/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır