Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1097 E. 2021/860 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/306 Esas
KARAR NO : 2021/837

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/01/2020
KARAR TARİHİ : 08/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili şirket çalışanlarından olan …aleyhine icra takibi başlatıldığını ve bu kapsamda Şanlıurfa …İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasısı nezdinde birinci haciz ihbarnamesi gönderildiğini, işbu haciz ihbarnamesi ile 23.945,66-TL tutarındaki alacak için 20/06/2017 tarihinde haciz konulduğunu ve dosya borçlusu …’in müvekkili şirket nezdinde herhangi bir hak ve alacağı var ise bu bedelin icra dosyasına yatırılmasının talep edildiğini, müvekkili şirket çalışanlarından olan icra dosyası borçlusu …’in şirket nezdinde hiçbir hak ve alacağının bulunmadığından maaşının başkaca bir haciz dosyası nezdinde haczedilmiş olduğunu, kesinleşen Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E., ve … K. Sayılı menfi tespit davası ile haciz ihbarnamelerine süresi içerisinde cevap verildiği tespit edildiği halde davalı tarafından kötüniyetli icra işlemlerine devam edildiğini, hukuka ve kanuna aykırı olarak devam eden icra işlemlerinin şikayet edildiğini işbu şikayet konusu davanın Şanlıurfa … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E. …K. Sayılı dosyası ile kabul edildiğini, haklı davalarının kabulü ile , davacının icra baskısı altında ödemiş olduğu 17.878,97.TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek olan ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın kredi borçlusu olan…aleyhinde Ş.Urfa …İcra Müdürlüğünün … E.sayı ile icra takibine geçildiğini, borçlunun yapılan malvarlığı ve sgk sorgusu neticesinde sigortalı olarak …A.Ş de aktif olarak çalıştığının tespit edildiğini, borçlunun çalışmakta olduğu davacı şirket nezdindeki hak ve alacaklarına haciz konulması hususunda 21/06/2017 tarihinde birinci haciz ihbarnamesi gönderilmiş olduğunu, birinci haciz ihbarnamesinin 29/06/2017 tarihinde tebliğ edildiğini, birinci haczi ihbarnamesine şirket tarafından itiraz edilmediği ve cevap verilmediğinin görüldüğünü, davacı şirkete gönderilen tüm haciz ihbarnamelerinin usul ve yasalara uygun bir şekilde yapıldığını, davacı tarafın soyut iddilarının usul ve yasalara aykırı olduğu gibi, davaya ilişkin tüm beyanlarının da mahkemeyi yanıltmaya yönelik olduğunu, davacı yanın iş bu huzurdaki davayı açma ehliyetinin mevcut olmadığını, davanın niteliğine göre 3.kişi tarafından yani davacı tarafından icra dosyasına yapılan ödemeden dolayı istirdat ve menfi tespit davasının icra takibinin borçlusu tarafından açılması gerektiğini açıklanan nedenlerle ve yargılama esnasında saptanacak hususlar nazara alınarak davacı yanın haksız ve hukuki mesnetten yoksun açmış olduğu, davanın reddine , kötü niyetli olarak açmış olduğu dava nedeniyle de dava konusu miktarın %40 ından aşağı olmamak üzere tazminatta hükmedilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Davanın; 3. Şahıs tarafından açılan istirdat davası olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizden verilen 14/12/2020 tarih ve … Esas … sayılı Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi’nin 08/04/2021 tarih ve 2021/405 Esas 2021/399 Karar sayılı ilamıyla:
“Dava, İİK.nın 89/5. maddesinden kaynaklanan istirdat istemine ilişkindir.Dava, davacının, dava dışı 3. kişinin borcundan kaynaklı olarak, davalıya borçlu olmadığının tespiti istemli açılan istirdat davası olup, ilk derece mahkemesi kararı davacı tarafından aktif husumet ehliyeti olduğu gerekçesi ile istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Anılan yasa hükmü: “…Üçüncü şahıs, kusuru olmaksızın bir mâni sebebiyle müddeti içinde haciz ihbarnamesine itiraz etmediği takdirde 65 inci madde hükmü uygulanır. Her halde, üçüncü şahsın genel hükümlere göre borçluya karşı müracaat ve tazminat hakkı saklıdır. (Değişik son cümle: 4949 – 17.7.2003 / m.22) Her halde üçüncü şahıs, borçlu ile kötü niyetli alacaklıya karşı dava açarak ödemek zorunda kaldığı paranın veya teslim ettiği malın iadesini isteyebilir…”şeklindedir.
Bu davada, ödemeyi yapan üçüncü kişinin (davacının) takip borçlusuna (davalıya) karşı haciz ihbarnamelerinin tebliği tarihinde doğmuş bir borcunun bulunup bulunmadığı hususunun araştırılması gerekmektedir. İİK 89/ 3 maddesine göre haciz ihbarnamelerine süresinde itiraz etmeyen üçüncü kişinin onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması gerekir. Bu davada üçüncü kişi, takip borçlusuna borçlu olmadığını veya malın takip borçlusuna ait olmadığını ispat etmeye mecburdur. Gönderilen 1. ve 2. haciz ihbarnamelerine süresinde itiraz etmeyen davacı üçüncü kişi zimmetinde sayılan bu borcu ödemekten kurtulmak için takip alacaklısına karşı, takip borçlusunun kendisinden böyle bir alacağı olmadığını tespit için menfi tespit davası açabilir. İİK 89/3 maddesi gereği açılan bu menfi tespit davasının davacısı yürütülen icra takibinin borçlusu olmayan üçüncü kişidir. İş bu davanın İİK’nın 89/3. maddesine göre açılan borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Dava dilekçesindeki açıklamalar ve davanın dayandırıldığı vakıalar da davacının isteminin bu yönde olduğunu göstermektedir. İİK 89. maddesi özel bir düzenleme olup, buna dayandırılan menfi tespit davası açılabilmesinin koşulları belirtilmiştir.
Davacı eldeki davada, dava dışı alacaklı tarafından takip borçlusu olan davalılar aleyhine başlatılan icra takibi sırasında kendisine 2004 Sayılı İİK’nın 89/1-2-3 maddesi gereğince gönderilen haciz ihbarnamelerine itiraz ettiği ancak cebri icra tehdidi ile davalıların borcunu ödemek zorunda kaldığını, kendisinin davalılara herhangi bir borcu bulunmadığını, bu suretle davalıların kendisine karşı sebepsiz zenginleştiğini beyan ederek takip alacaklısına ödenen bedelin istirdadını talep etmiş, olup, takibe konu borç sebebiyle davacının da sorumluluğu olduğu yönündeki davalının savunması üzerinde durularak bu yönde karar gerekçesinde 6100 Sayılı HMK’nın 297. maddesine uygun şekilde olumlu veya olumsuz bir değerlendirme yapılmalıdır. Hal böyle iken, yerel mahkemece işin esasına girilip varılacak sonuca göre hüküm kurulması gerekir. Bu yön gözetilmeden, davacının aktif dava ehliyetinin bulunduğu kabul edilerek işin esasının incelenmesi gerekirken husumetten ret kararı verilmesi doğru görülmemiş, yukarıda açıklanan sebeplerle, eksikliklerin tamamlanması ve yargılamanın yapılması amacıyla 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir. ” denmek suretiyle kaldırılarak dava mahkememizin işbu esasına kaydedilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi’nin 08/04/2021 tarih ve 2021/405 Esas 2021/399 Karar sayılı kaldırma kararı ile yeni duruşma günü taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir.
Şanlıurfa … İcra Müdürlüğü’ne müzekkereye yazılarak … E. Sayılı takip dosyasının ve yine Şanlıurfa … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyasının UYAP sistemi üzerinden mahkememiz dosyası içerisine alınmıştır.
HMK’nun 115/1. maddesi uyarınca dava şartlarının bulunup bulunmadığı davanın her aşamasında resen araştırılır. HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu iş taraflarının her ikisinin de ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır.
Somut olayda uyuşmazlığın temelinde davacı şirket çalışanın davalı şirkete borcundan kaynaklı davacı şirketin haciz ihbarnamesine usulüne göre itiraz edilmediği iddiası ile davacı şirketin 3. Kişi olarak icra takip dosyasına ödenmek durumunda kalınan paranın iadesine yönelik açılmış istirdat davası vardır. Hal böyle iken uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme genel mahkeme sıfatındaki asliye hukuk mahkemeleridir. Uyuşmazlığın konusu bizatihi tarafların ticari işletmelerini ilgilendiren bir konu olmadığı gibi mutlak ticari dava sayılabilecek hususlardan da değildir. Üçüncü kişi ( davacı) ile takip alacaklısı arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığından uyuşmazlığı çözmekle görevli mahkeme; genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesidir. (Aynı yönde Yargıtay 19.HD’nin 2015/15365 Esas, 2016/3253 Karar sayılı, 26/02/2016 tarihli ilamı) Mahkememizin görevli olmadığı kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklanacağı üzere,
-6100 Sayılı HMK. gereğince dava dilekçesinin görev yönünden REDDİNE,
-Görevli Mahkemenin İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğunun tespitine,
-6100 Sayılı HMK.’nun 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde davacı tarafın müracaatı halinde dosyanın görevli İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE,
-6100 Sayılı HMK.’nun 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde davacı tarafın müracaat etmemesi halinde davanın açılmamış sayılacağına,
-6100 Sayılı H.M.K.’ nun 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderlerinin (harç, mahkeme masrafları ve vekalet ücreti v.b.) GÖREVLİ MAHKEMECE HÜKÜM ALTINA ALINMASINA,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 08/11/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır