Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1087 E. 2022/262 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1087 Esas
KARAR NO : 2022/262

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 24/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı …’in 26.06.2017 günü… plakalı aracı ile…Ofisi içerisinden çıkarak bulvarı enine geçmek suretiyle kavşağa geçiş yapmak istediği esnada …’nın idaresindeki…plakalı motorsiklete çarptığını, müvekkilinin ise bu esnada motorsikletin arka koltuğunda yolcu olarak seyahat ettiğini, meydana gelen kaza neticesinde ağır yaralandığını, kaza tespit tutanağı ile davalı …’in asli kusurlu olarak tespit edildiğini, kaza neticesinde davalı … hakkında…Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … hazırlık sayılı dosyası ile soruşturma başlatıldığını, kazadan sonra uzun bir süre tedavileri devam eden müvekkilinin tamamen iyileşmesi imkanı da bulunmadığını, tedavi sürecinde İstanbul …Araştırma Hastanesinden almış olduğu Engelli Sağlık Kurulu Raporu uyarınca %46 oranında engelli olduğuna, maluliyetin sürekli olduğuna karar verildiğini, söz konusu rapordan sonra da bir kısım ameliyatlar geçirdiğinden ve raporun üzerinden 6 aydan fazla süre geçtiğinden yeniden mahkemeniz vasıtasıyla rapor alınması gerektiği düşüncesinde olduklarını, kazadan önce garson olarak çalışmakta olan müvekkilinin günlük 70,00 TL yevmiye aldığını, ücrete ek olarak ayrıca yol ve yemek işveren tarafından sağlandığını, bu kazancın kaza tarihindeki değeri olup kaybın tespitinde güncel ve emsal kazancın dikkate alınmasını talep ettiklerini, kaza neticesinde meydana gelen engellilik durumu sebebiyle halihazırda müvekkilinin işsiz olduğunu bundan sonra da çalışmasının mümkün gözükmediğini, müvekkilinin maddi zararlarının tazmini talebiyle davalı sürücünün kaza tarihinde mevcut … poliçe numaralı zorunlu mali mesuliyet sigortasını yapan sigorta şirketine başvuruda bulunulmuş olup taraflarına iletilen 05.07.2018 tarihli e-posta ile … nolu hasar dosyasının oluşturulduğunun bildirildiğini ancak taraflarınca zorunlu başvuru belgeleri sunulmasına rağmen aradan geçen süreye rağmen bir türlü başvurularının sonuçlandırılmadığını, bu sebeple huzurdaki davanın ikamesinin zorunluluğu doğduğunu, meydana gelen kaza neticesinde müvekkilinin sürekli olarak malul hale geldiğini, kazadan sonra çalışamadığını, halen işsiz olduğunu ve bundan sonra da çalışması mümkün olmadığından maddi zararı bulunduğunu, bu sebeple müvekkilinin yaşı, mesleği, kazanç durumu ve maluliyet derecesi dikkate alınarak uzman bilirkişi vasıtasıyla müvekkilinin maddi zararının tespitini ve davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini ayrıca müvekkilinin kazadan sonraki süreçte yapmış olduğu hastane, tedavi, ilaç, medikal malzeme, vb. masraflara ilişkin fatura ve makbuzları dilekçeleri ekinde sunduklarını, söz konusu harcamaları ile ileride doğacak tedavi ve iyileşme giderlerinin de maddi tazminat kapsamında hesap edilerek sorumlulardan tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini, maddi tazminata temerrüt tarihinden itibaren davalı … bakımından avans faizi uygulanmasını talep ettiklerini, maddi tazminata ilişkin uzman bilirkişi vasıtasıyla yapılacak tespit akabinde harç ikmal edilmek üzere ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini, müvekkilinin genç yaşta meydana gelen kaza neticesinde sürekli olarak engelli haline geldiğini, engel oranının ise söz konusu raporun dahi üstünde olduğu kanaatinde olduklarını, zira aradan geçen uzun süreye rağmen müvekkilinin iyileşmediği gibi her geçen gün daha da sağlığını kaybettiğini, kaza neticesinde uzun süren tedavilerin ardından işsiz kaldığını, hayatına engelli bir birey olarak devam etmek zorunda kaldığını, meydana gelen maluliyet sebebiyle bekar olan müvekkilinin evlilik ihtimalinin zayıfladığını ve aile kurma ümidinin de kırılmış olduğunu, bu süreçte yaşamış olduğu acı, elem ve ıstırabın tesellisi olması için 200.000,00 TL manevi tazminatın, olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte yalnız davalı …’ten tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini, maddi tazminat talebimizin kabulüyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminat talebimizin kabulüyle 200.000,00 TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte yalnız Davalı …’ten tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, kötü niyetli açılmış bir dava olup davanın reddi gerektiğini, müvekkili …’in trafik kazası sonucu yaralanan davacı tarafın bütün tedavi masraflarını karşıladığını, aynı zamanda ekonomik olarak bütün iyileşme süreci boyunca ekonomik destek sunduğunu, müvekkilinin kötü niyetli olarak dava eden davacı tarafın ekonomik anlamda zararlarını gidermesine rağmen ayrıca belli miktarda para ödemek istemesine rağmen davacı tarafın kabul etmediğini, davacı tarafından dava dilekçesinde belirttiği trafik kazası vakıasına ilişkin savcılık soruşturma dosyası celp edildiğinde açıkça anlaşılacağı üzere müvekkilinin kazanın gerçekleşmesinde bir kusuru bulunmadığını, bu hususta soruşturma makamınca gerekli araştırma yapıldıktan ve adli tıp raporu alındıktan sonra savcılık tarafından müvekkiline herhangi bir kusur izafe edilemediğinden müvekkili hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar (KYOK) verildiğini, davacı yanın söz konusu kazadan sonra iddia edildiği çalışmaması söz konusu olmadığını, bu hususta davacının SGK kayıtlarının celbini talep ettiklerini, davacı tarafın iddia ettiği şekilde maluliyet oranı %46 olmadığını bu hususta yeniden heyet raporu alınmasını talep ettiklerini yine dava konusu talebi kabul etmemekle ve davanın reddini savunmakla beraber bir anlık da olsa dava neticesinde aleylerine karar çıkması ihtimaline binaen; davacı tarafın kaza tarihindeki gelirine ilişkin davacı tarafın iddiası hukuki dayanaktan yoksun olup bu hususa da itiraz ettiklerini belirterek açıklanan nedenler ile hukuka aykırı ve kötü niyetli açılan bu davanın öncelikle usulden reddi mümkün değil ise esastan reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava: Trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talebi istemine ilişkindir.
…Cumhuriyet Başsavcılığı, …araştırma Hastanesi, … Emniyet Müdürlüğü, …A.Ş. Poliçe ve hasar dosyası, … Kurumu, … Araştırma hastanesi, … Güvenlik Kurumu,… ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji bölümü yazı cevapları, Adli Tıp Kurumu raporları, tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırmaları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı davanın delillerini oluşturmaktadır.
Davacı vekili dava dilekçesinde, garson olarak günlük 70,00 TL yevmiye ile çalıştığını belirttiği görülmüştür.
Davacının mahkememizce yapılan …Durum araştırmasında; davacının ilkokul mezunu- bekar olduğu, annesi ile birlikte aylık 1.600,00 TL kira karşılığı ikamet ettikleri, işsiz olduğu, herhangi bir gelirinin butunmadığı, engelli emeklisi- aylık 1.300,00 TL aldığı, aileden destekle hayatını idam ettirdiği, ayaklarından ve kollarından rahatsız olduğu, üzerine kayıtlı mal varlığının butunmadığının tutanak altına alındığı görülmüştür.
Davalı …’in mahkememizce yaptırılan Sosyal ve Ekonomik Durum araştırmasında; davalının şirket sahibi olduğu, aylık gelirinin haricinde başkaca geliri bulunmadığı, aylık 6.000,00 TL kadar kazandığı, üzerine kayıtlı gayrimenkul bulunmadığı, 4.000,00 TL kira ödediği, üzerine kayıtlı 1 aracının bulunduğu, lise mezunu, geçim durumunun orta olduğu, bakmakla yükümlü olduğu kişiler olmadığı, evinde başka şahısların bulunmadığının tutanak altına alındığı görülmüştür.
SGK- İstanbul- …Sosyal Güvenlik Merkezinin müzekkere cevabında; davacıya 26.06.2017 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasından dolayı toplam 20.364,32 TL rücuya tabi geçici iş göremezlik ödemesi yapıldığı, gelir bağlanmadığının belirtildiği, hizzmet dökümünde; Davacının 1998 yılından itibaren 4/a statüsünden sigortalı olduğu, düzenli ve sürekli gelirinin bulunmadığı, 2011 yılında 251 gün prime esas kazancının bulunduğu sonrasında sadece 2016 yılında 57 gün sigortalı olarak gelir elde ettiği, 2017 yılında ise ocak ayından kaza tarihine kadar asgari ücret üzerinden gelirinin bulunduğu görülmüştür.
… Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma sayılı dosyasının bir örneğinin gönderildiği, davaya konu trafik kazası nedeniyle taksirle yaralama suçundan soruşturma başlatıldığı, şüphelinin …, müştekilerin … ve … olduğu, mağdurların şikayetçi olmamaları nedeniyle… Karar numaralı 26/10/2017 tarihli Kovuşturmaya Yer Olmadığına ilişkin karar verildiği görüldü.
… plakalı araca ait… numaralı poliçe ile 26/06/2017 tarihli trafik kazası sebebiyle açılan … numaralı hasar dosyasının bir örneğinin gönderildiği, hasar dosyası kapsamında AK SİGORTA A.Ş. tarafından …’ya 26/09/2017 tarihinde 1.875,00-TL tutarında ödeme yapıldığına ilişkin dekont örneğinin dosyamız arasında olduğu görüldü.
Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ nin 20/01/2020 tarihli raporunda; davalı sürücü …’ in, sevk ve idaresindeki otomobille olay mahalli akaryakıt istasyonu çıkışından bölünmüş yola katılmadan evvel sol tarafından gelen araçların seyir durumunu kontrol etmesi, yaklaşan araçlara ilk geçiş hakkını vermesi, yolun müsaitlik durumuna göre kontrollü bir şekilde yola katılım yapması gerekirken bu hususlara riayet etmediği, akaryakıt istasyonu üzerinden giriş yaptığı yol üzerinde motosiklet sürücüsünün seyir şeridine yeterli kontrolü yapmadan girmesi sonucu meydana gelen kazada asli kusurlu olduğu, sürücü …’ nın, sevk ve idaresindeki motosikletle meskun mahalde seyri sırasında yola gereken dikkatini vermesi, olay yerine geldiğinde sağ tarafındaki akaryakıt istasyonundan çıkarak orta refüj aralığına geçmek isteyen otomobile karşı zamanında etkin tedbir alması gerekirken bu hususlara riayet etmediği anlaşılmakla olayda alt düzeyde tali kusurlu olduğu, davacı yolcu …’ ın, sürücü … idaresindeki motosiklette yolculuk etmekte iken karışmış olduğu kazada atfı kabil kusuru bulunmadığı, sonuç olarak davalı sürücü …’in %85 (yüzde seksen beş) oranında kusurlu olduğu, sürücü …’nın %15 (yüzde on beş) oranında kusurlu olduğu, davacı yolcu …’ın kusursuz olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı …’ın davaya konu trafik kazası sebebiyle maluliyet durumunun tespiti yönünden rapor düzenlenmesi için Adli Tıp Kurumuna sevk edildiği, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı İstanbul 2. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 02/11/2021 tarihli raporda neticeten:”Mevcut belgelere göre Haydar ve Selime oğlu 1973 doğumlu …’ın 26.06.2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliğe göre Kas İskelet Sistemi, Tablo 3.33a orta sonuçlu sol kalça protezi, alt ekstremite özür oranı % 50, Tablo 3.2’ye göre % 25, sağ alt ekstremite için Tablo 3.10’a göre %7, Tablo 3.11’e göre %2+%2, Balthazard formülüne göre % 11, Tablo 3.33b’ye göre % 5, Balthazard formülüne göre (%11,%5) % 15, Balthazard formülüne göre (%25,%15) % 36, üst ekstrermite için Şekil 2.10’a göre % 4, Şekil 2.11’e göre % 3, üst ekstremite özür oranı % 7, Tablo 2.3’e göre % 4, Balthazard formülüne göre (%36, %4), tüm vücut özür oranı % 39 olarak tespit edildiğine göre; kişinin tüm vücut engellilik oranının % 39 (yüzdeotuz dokuz) olduğu, iyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişi Duygu Boydaş tarafından sunulan 20/01/2022 tarihli raporda neticeten; “
Tüm delillerin hukuki münakaşası, her türlü hukuki tavsif, tarafların, masraf, vekalet ücreti ve benzeri diğer istemleri ile İİK Md. 67/2 kapsamına giren taleplerin takdiri ve nihai kararı tamamıyla Yüce Mahkemeye ait olmak üzere; Sayın Mahkemece verilen görev çerçevesinde, dosya içeriğinin, dosya incelemesi kapsamında elde edilen bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirilmesi sonucunda yukarıda açıklanan nedenlerle; Rapor, tazminat talebinin hukuken oluşup oluşmadığına dair bir değerlendirme içermeyip, sadece tazminatın hesabına ilişkindir. Olay günü olan 26.06.2017 tarihinde gerçekleşen kazada davacının malul kalması sebebiyle sürekli iş göremezlik ve manevi tazminat talebinde bulunulduğu, … Sigorta AŞ tarafından… numaralı poliçe ile sigortalanan… plakalı otomobil sürücüsü davalı …’ in kusur oranının %85 olduğu, davacının yolcu konumunda bulunduğu … plakalı motosiklet sürücüsünün % 5 oranında kusurlu olduğu, yolcu davacının kusura katılımının bulunmadığı, 27.10.2021 tarih… karar numaralı Adli Tıp Kurumu- İstanbul 2. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen raporda; maluliyet oranının % 39 olarak hesaplandığı ve 9 ay geçici iş göremez olduğu, davacı …’a SGK tarafından toplam rücuya tabi 20ç364,32 TL geçici iş göremezlik ödemesi yapıldığı, dava dilekçesinde talebin sürekli maluliyet tazminatı olduğu, bu bağlamda davacının iyileşme dönemi- geçici iş göremezlik zarar hesaplaması yapılmadığı, rapor tarihi (21.01.2022) itibarıyla, TRH 2010 Yaşam Tablosu esas alınarak progresif rant yöntemiyle “Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” e göre; % 39 maluliyet oranı sonrası, kaza da yolcu konumunda bulunan ve kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığının kabulü ile 573.069,53 TL olduğu, işbu hesaplanan toplam 573.069,53 TL sürekli maluliyet zararının, 330.000,00 TL si ile azami poliçe limiti ile sigorta şirketinin sorumluluğundan söz edilebileceği, 243.069,53 TL ‘ lik kısmından ise davalı araç işleteni ve sürücüsü …’ in tek başına sorumlu olabileceği, davalı … tarafından sigortalı araç sürücüsü davalı …’ in kazanın oluşumunda % 85 oranında kusurlu olduğunun Sayın Mahkeme tarafından kabulü durumunda ise; Hesaplanan toplam 573.069,53 TL ‘ lik sürekli maluliyet zararının % 85’ i; 487.109,10 TL’ lik davalıların müşterek ve müteselsil sorumluluklarının olacağı, yine sigorta şirketinden 330.000,00 TL poliçe limiti ile sınırlı olarak talep edilebileceği, kalan 157.109,10 TL’ lik kısmından ise …’ in % 85 kusuru ile tek başına sorumlu olabileceği, 200.000,00 TL talep edilen manevi tazminatın tüm hukuki değerlendirmesinin Sayın Mahkemenin takdirlerinde olduğu, dosyaya sunulan muhtelif tedavi giderlerine ait fotokopi belgelerinin tedavi giderleri olarak değerlendirmesinin uzmanlık alanım dışı olması nedeni ile Sayın Mahkemenin takdirlerine bırakıldığı ancak, mahkemenin savunmalarının tümüne hasren tamamen davalı müdafaaları yönünde hüküm kurmak hususunda da hiç şüphesiz muhtar bulunduğu, sair hususların yüce yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı kanaatlerine ulaşılmıştır.” şeklinde görüş ve kanaat bildirmiştir.
Davacı vekilinin 22.02.2022 tarihli ıslah dilekçesinde; 487.109,10 TL maddi tazminata ilişkin taleplerinin 330.000,00 TL’lik kısmının davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, 157.109,10 TL’lik kısmının ise yalnız davalı …’ten kaza tarihinden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte tahsiline, manevi tazminat taleplerinin kabulüyle 200.000,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte yalnız Davalı …’ten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Toplanan delillerden de anlaşılacağı üzere, 26.06.2017 günü saat 12:45 sıralarında sürücü…sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet ile Piyale paşa Bulvarını takiben Kasımpaşa istikametine sol şerit üzerinde seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde motosikletinin ön kısımları ile yolun sağ tarafında bulunan benzin istasyonu çıkışından gelip yolu enine geçerek sol tarafındaki orta refüj aralığına geçmek isteyen davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı otomobilin sol ön kısmının çarpması neticesinde motosiklette yolcu olarak bulunan davacı …’ın yaralanması ile dava konusu kazasının meydana geldiği, bu kaza nedeniyle Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 20.01.2020 tarihli kusur raporu ile … plakalı otomobil sürücüsü davalı …’ in % 85 oranında, … plakalı motosiklet sürücüsü …’ nın % 15 (yüzde on beş) oranında kusurlu olduğu, motosiklette yolcu konumunda bulunan …’ın kusursuz olduğunun tespit edildiği görülmüştür.
6098 Sayılı TBK” nın 49/1 maddesi uyarınca; “Kusurlu veya hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür”, TBK’ nın 50. Maddesi uyarınca; “Zarar gören, zararı ve zarara verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hakim, olayların olağan akışı ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler”,
Trafik kazalarından kaynaklanan bedensel zararın tazmini davalarında, işleten ile sigortacının sorumluluğu paralel olup 2918 sayılı KTK’nın 85 v.d. maddelerinde düzenlenen tehlike sorumluluğu, davalı sürücünün sorumluluğu ise 6098 sayılı TBK’nun 49 v.d. maddelerinde düzenlenen haksız fiilden kaynaklı kusur sorumluluğu olup işleten sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. 2918 sayılı yasanın 86. maddesi kapsamında işleten ve sigortacı, zarara sebep kazanın ”mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri gelmiş” olduğunu ispat etmediği sürece meydana gelen zarardan sorumludurlar. Bu nedenle zarara sebep kazanın mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan meydana geldiğini ispat yükü davalı işleten ve sigortacıda olmasına karşılık TBK m.50 kapsamında meydana gelen zararın miktarını ispat külfeti zarar görenin kendisindedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 99. maddesinde, sigorta şirketlerinin zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde maddi tazminattan sorumlu olduğu düzenlenmiştir. Dolayısıyla zorunlu mali sorumluluk sigortacısı meydana gelen zararı limit dahilinde gidermekle sorumlu olduğundan yargılama giderlerinden de limiti oranında sorumlu olacaktır. Zarar miktarının limiti geçmesi halinde trafik sigortacısı hükmedilen miktara ilişkin yargılama giderlerinin tamamından değil sadece poliçe limitinin tazminat miktarına oranına göre sorumlu tutulmalıdır.
İhtilaf, davacının tazminata esas maluliyet oranı ve iyileşme süresi ve yoksun kaldığı kazanç itibariyle bedensel zararının tespiti noktalarında toplanmaktadır. Kusur oranı, maluliyet oranı ve iyileşme süresi ile zarar miktarının tespiti konuları hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususları bilirkişiye tespit ettirmesi gerekmektedir.
Davaya konu somut olay anılı yasal düzenlemeler ve yukarıdaki ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde; davaya konu olayda davacının kazanın oluşumunda kusursuz olduğu, kaza nedeniye davacının tüm vücut engellilik oranının % 39 (yüzdeotuz dokuz) olduğu, iyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği mahkememizce aldırılan 27.10.2021 tarihli Adli Tıp Kurumu raporu ile sabit olup alınan raporun YARGITAY 17.HD. 2020/2598 ESAS 2021/34 KARAR SAYILI İLAMI DİKKATE ALINARAK TRH 2010 Tablosu ve progressive rant yöntemi kullanılarak bu hesaplamanın yapıldığı, bu hesaplama şeklinde kaza tarihi itibariyle uygulanan yönetmeliğin mevcut kriterlere uygun olduğu aktüer bilirkişisince yapılan hesaplama neticesinde de davacının nihai ve gerçek iş göremezlik maddi zararının 573.069,53-TL olduğu, 330.000,00 TL si ile azami poliçe limiti ile sigorta şirketinin sorumluluğundan söz edilebileceği, 243.069,53 TL‘lik kısmından ise davalı araç işleteni ve sürücüsü …’ in tek başına sorumlu olabileceği, davalı … tarafından sigortalı araç sürücüsü davalı …’ in kazanın oluşumunda % 85 oranında kusurlu olduğu, hesaplanan toplam 573.069,53 TL‘lik sürekli maluliyet zararının % 85’i 487.109,10 TL‘lik davalıların müşterek ve müteselsil sorumluluklarının olacağı dikkate alınarak ayrıca davacıya davadan önce herhangi bir ödeme yapıldığına dair bir belgenin dava dosyasına sunulmadığı, her ne kadar dava öncesi yazılı başvurunun yapıldığı ve ödeme alınmadığı belirtilmiş olsa da, davacıya ait sürekli maluliyet raporunun 21.05.2018 tarihinde düzenlendiği ve bu raporun sigorta şirketine gönderildiğini ispatlar bir belgenin dosyada bulunmadığı görülmüş olup, Anayasa Mahkemesinin 17.07.2020 tarih 2019/40 E. 2020/40 K sayılı ilamında da ayrıntılı olarak tartışılmakla; dava tarihi 28.12.2018 tarihinin sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olarak kabul edilebileceğinin diğer davalı … yönünden ise 26/06/2017 kaza tarihinin temerrüt tarihi olarak kabul edilmesi gerekeceği yine davaya konu aracın hususi olduğu ve bu halde yasal faiz uygulanması gerektiği anlaşılmış olmakla; aldırılan raporlar neticesinde, ; Davanın ıslah edilen şekli ile kısmen kabulü ile; 487.109,10 TL maddi tazminatın (davalı …Ş yönünden poliçe limiti olan 330.000 TL ‘sinden sorumlu olmak kaydıyla ) davalı …Ş yönünden 28/12/2018 dava tarihinden itibaren, diğer davalı … yönünden 26/06/2017 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 60.000 TL manevi tazminatın 26/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Keleşten alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine şeklinde karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Somut olayda davacı uğradığı manevi zararlara ilişkin manevi tazminat talebinde de bulunmuştur. Buna göre Manevi tazminatın miktarının tayin etme hakimin takdirine bırakılmış bir konu olmakla beraber, hükmedilecek miktarın uğranılan zararla orantılı, duyuan acıyı hafifletecek nitelikte olması gerekir. Takdir edilecek manevi tazminat hakkaniyete uygun olmalıdır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararı karşılaması da amaç edinmemiştir. Kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmalıdır. Tazminatın sınırı onun amacına uygun olarak belirlenmelidir. Manevi tazminatın takdiri yapılırken tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilmeli; manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatının miktarının belirlenmesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir. Ayrıca Yargıtay HGK’nın 23/06/2004 tarih ve 2004/13-291E.-2004/370K sayılı kararında manevi tazminat ile ilgili olarak yapılan değerlendirmede; ‘Manevi tazminat, gelişmiş ülkelerde artık eski kalıplarından çıkarılarak caydırıcılık unsuruna da ağırlık verilmektedir. Gelişen hukukta bu yaklaşım, kişilerin bedenine ve ruhuna karşı yöneltilen haksız eylemlerde veya taksirli davranışlarda tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranlarda manevi tazminat takdir edilmesi gereğini ortaya koymakta; kişi haklarının her şeyin önünde geldiğini önemle vurgulamaktadır. Bu ilkeler gözetildiğinde; aslolan insan yaşamıdır ve bu yaşamın yitirilmesinin yakınlarında açtığı derin ızdırabı hiçbir değerin telafi etmesi olanaklı değiltir. Burada amaçlanan sadece ilkeler gözetildiğinde; aslolan insan yaşamıdır ve bu yaşamın yitirilmesinin yakınlarında açtığı derin ızdırabı hiçbir değerin telafi etmesi olanaklı değildir. Burada amaçlanan sadece bir nebze olsun rahatlama duygusu vermek; öte yandan da zarar veren yanı da dikkat ve özen göstermek konusunda etkileyecek bir yaptırımla; caydırıcı olabilmektir.’ denilmek sureti ile manevi tazminatın belirlenmesine caydırıcılık unsuru ve insan yaşamının önemine özellikle vurgu yapılmıştır.
Davaya konu somut olay anılı yasal düzenlemeler ve yukarıdaki ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde; davaya konu olayda… plakalı otomobil sürücüsü davalı …’ in % 85 oranında, … plakalı motosiklet sürücüsü …’ nın % 15 (yüzde on beş) oranında kusurlu olduğu, davacı motosiklette yolcu konumunda bulunan …’ın kusursuz olduğu dikkate alındığında; ayrıca davaya konu kazanın oluş şekli, alınan maluliyet raporu, kaza tarihi, tarafların kusur oranı, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, davacının yaşı , ülkenin ekonomik koşulları, paranın alım gücü birlikte değerlendirilerek kazanın davacı üzerinde yarattığı elem ve ızdırabın ağırlığı ve manevi tazminatın belirlenmesine ilişkin tüm ilke ve kurallar nazara alınmış 60.000 TL manevi tazminatın 26/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ten alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın ıslah edilen şekli ile KISMEN KABULÜ İLE;
487.109,10 TL maddi tazminatın (davalı …Ş yönünden poliçe limiti olan 330.00 TL ‘sinden sorumlu olmak kaydıyla ) davalı …Ş yönünden 28/12/2018 dava tarihinden itibaren, diğer davalı … yönünden 26/06/2017 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
2-60.000 TL manevi tazminatın 26/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Keleşten alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 37.373,02.TL karar harcından, peşin alınan 686,52.TL ile ıslah harcı olarak yatırılan 1.660,31.TL olmak üzere toplam 2.346,83.TL’nin mahsubu ile bakiye 35.026,19.TL’nin davalılardan tahsiline, (Davalı …nin yalnızca 21.124,29.TL’sinden sorumlu tutulmasına)
4- Davacının yaptığı 409,68. TL posta masrafı, 900,00. TL bilirkişi ücreti, 1.070,00. Adli Tıp raporu ücreti, 35,90 TL başvurma harcı, 5,20. TL vekalet harcı, 686,52, TL peşin harç, 1.660,31.TL ıslah harcı olmak üzere toplam 4.768,22.TL yargılama giderinin red-kabul oranına göre hesap olunan 3.796,68.TL’sinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, (Davalı …nin yalnızca 2.289,77.TLsinden sorumlu tutulmasına),
4-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden, kabul olunan maddi tazminat yönünden, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 41.405,46.TL vekalet ücretinin davalılardan tahsiline (Davalı …nin yalnızca 24.971,63.TLsinden sorumlu tutulmasına),
5-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden, kabul olunan manevi tazminat talebi yönünden, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 8.600 TL vekalet ücretinin davalı … den tahsili ile davacıya verilmesine,
6- Davalı … kendini vekille temsil ettirdiğinden, reddolunan manevi tazminat talebi yönünden, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 8.600 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile ilgili davalıya verilmesine,
7- Karar kesinleştiğinde artan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/03/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır