Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1082 E. 2020/640 K. 03.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1082 Esas
KARAR NO : 2020/640 Karar

DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 27/12/2018
KARAR TARİHİ : 03/11/2020

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılamalar neticesinde ;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket işe davalı firma arasında uzun yıllardır devam eden ticari ilişki bulunduğunu, son olarak…Tesislerinin işleri için yükleniciliğinin müvekkil firma tarafından üstelendiğini, müvekkili firma taraflar arasındaki sözleşmeler ve siparişler kapsamında üstlenmiş olduğu işleri sözleşmeye uygun olarak yaptığını ve teslim ettiğini, davalı firma tarafından yapılan imalatların kabul edildiğini ve ödemelerin Eylül 2018 tarihine kadar yapıldığını kısmen yapıldığını ancak bu tarihten sonra ödeme yapılmadığını ve müvekkilinin 404.238,50 TL alacağının bulunduğunu, …Öğütme Depolama ve Paketleme Tesisi Pan Konveyör ve Lastik Bant Montaj İşleri Alt Yüklenici sözleşmesinin uyuşmazlıkların çözümü başlıklı 30 nolu maddesinde taraflar arasındaki ihtilafların çözümünde İstanbul Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olacağının kararlaştırıldığını, açıklanan nedenlerle şimdilik 200.000,00 TL temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle, davacı şirketin müvekkili şirket aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını müvekkil şirket tarafından itiraz edildiğini, ödeme emrinde dayanak olan faturaya itiraz edilmemiş olmasının davaya konu hizmetin alındığının tek başına ispat etmediğini, müvekkili şirketin sözleşme uyarınca yapılan iş ve hizmetlere karşılık gelen kısmı için borcunu ödediğini, tek yanlı olarak düzenlenen faturaların ispat şartını yerine getirmediğini, açıklanan nedenlerle davanın reddine, itirazın kabulüne, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVABA CEVAP :
Davalı tarafın davaya konu hizmete dair tüm ödemelerin yapıldığı savunmalarının haksız olduğunu, faturaya süresinde itiraz etmeyerek fatura içeriğini kabul etmiş sayılacağını, faturanın sözleşmeye aykırı düzenlendiğini faturayı alan davalı tarafın ispatlaması gerektiğini, her sipariş formunu onaylayan, yapılan işi ve faturaları kabul eden davalının itirazlarının kötü niyetli olduğunu, davalı tarafın kısmı ödemeler yaptığını ve bunların bir kısmının da davalının süresinde itiraz etmeyerek içeriğini kabul ettiği faturalardan kaynaklı borçlara ait olduğunu, davalı tarafından imalatların kabul edildiğini, faturaların işlendiğini ve ödemelerin davalı tarafça Eylül 2018 tarihine kadar kısmen yapıldığını, davanın kabulünü talep etmiştir.
KARŞI CEVAP :
Faturaya itiraz edilmemiş olmasının davaya konu hizmetin alındığını tek başına ispatlamayacağını, cari hesap alacağına konu hizmetin verildiğini davacının ispatlamakla yükümlü olduğunu, davacının HMK 318 maddesi uyarınca hizmetin verildiğine dair hiçbir delil sunmadığını ve yeni delil sunmasına da muvafakatlarının olmayacağını, verilen hizmetlere ilişkin borcun ödendiğini, davacının vermediği hizmet için ücret talep etmesinin haksız olduğunu, davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Davadaki uyuşmazlık; Taraflar arasında ticari hizmet sözleşmesinden kaynaklı cari hesap uyarınca bakiye borcunun bulunup bulunulmadığı var ise miktarının ne kadar olduğu hususlarında toplandığı görülmüştür.
Mahkememizin 17/09/2019 tarihli celsesinin ara kararı gereği dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi 01/11/2019 tarihli raporunda sonuç ve özet olarak; davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre, dava tarihi olan 27.12.2018 itibariyle davalı yandan 404.238,50 TL alacağının bulunduğu, davacı şirket avukatı Av. … ile yapılan görüşmeler sonucunda ticari defterleri ibraz edemeyeceklerini bildirdiğinden ticari defter incelemesi yapılamadığı, taraflar arasında yapılan 06.09.2017 tarihli sözleşmenin 4.2 maddesinde istinaden 5 numaralı hak ediş bedeli faturasının tarihi olan 25.08.2018 tarihinden itibaren 30 günlük süre olan 25.09.2018 tarihi itibariyle davalının temerrüde düşürüldüğü buna göre 25.09.2018 tarihinden itibaren temerrüt faizi talep edebileceği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir. Davacı vekili 02/11/2020 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı beyanlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir. Davalı vekili 08/11/2019 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı itirazlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereği, sözleşmeye konu imalatların yapıldığı mahal yerlerin bildirimi yapıldıktan sonra ilgili yerlerde keşif ve bilirkişi inceleme hususunun celse arası ara karar ile değerlendirilmesine karar verilmiş olup Aydın/Söke Asliye hukuk mahkemesine (ticaret mahkemesi sıfatıyla) talimat yazılarak talimat yerinde sadece … işi kapsamında davacı firma tarafından imalat ve montaj işleminin yapıldığı “Atatürk Mah. …Cad. No: …Söke-Aydın Adresinde KEŞİF VE BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ YAPILMASINA, Dosyanın Metalurji Mühendisi, İnşaat Mühendisi, Makine Mühndisi Bilirkişilere(3 kişilik heyet) verilmesine karar verilmiştir.
Aydın Söke … Asliye Hukuk Mahkemesi… Talimat sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporunda sonuç ve özet olarak; taraflar arasında 06/09/2017 tarihinde imzalanan sözleşme kapsamında davacının Atatürk Mah. … Cad. No:.. Söke/Aydın … Çimonto fabrikası adresinde sözleşmede belirtilen bütün işleri ekipmanlarıyla birlikte eksiksiz ve çalışır halde yapıp davalıya teslim ettiği tespit edildiği bildirilmiştir.
Talimat mahkemesinden gelen rapor ile beraber tarafların beyan ve itirazları doğrultusunda dosyanın Borçlar alanında nitelikli hesap uzmanı eklenerek ,mevcut bilirkişiye tevdi edilerek EK RAPOR aldırılmasına karar verilmiş olmakla bilirkişi heyeti tarafından sunulan 03/09/2020 tarihli ek raporda; Taraf itirazlarının 01.11.2019 tarihli kök rapordaki tespitlerde değişiklik yapılmasını gerektirecek esasta olmadığı, davacının ticari defter kayıtlarına göre dava tarihi itibariyle davalı taraftan 404.238,50 TL alacağının bulunduğu, Sayın Mahkemenin aksi kanaate alması halinde, sözleşmenin 6.maddesi gereğince aylık hakkedişlerden % 5 nakit teminat kesintisi yapmış olması vc m.6.3.1 gereğince teminat mektubu veya teminat çeki verilmemiş olması sebebiyle kesin hak edişin % 10 tutarındaki davacı alacağının ödenmeyebileceği kanaatinde olması halinde , dava dilekçesinde belirtilen 2.194.532,06 TL toplan yapılan iş bedelinin % 10 ‘u olan 219.453,20 TL teminat bedeli olduğu hesaplanmış olup bu durumda davacının alacağı 404.238,50 TL bakîye alacak – 219,453,20 TL teminat bedeli = 184.785,30 TL bakiye alacak hesaplanacağı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
ISLAH :Davacı vekili 21/10/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile 204.238,50 TL artırarak 404.238,50 TL yükselttiklerini ve davanın bu bedel üzerinden kabulüne talep ettiklerini beyan etmiştir.
Davacı vekili tarafından 21/10/2020 tarihli dilekçesi ile 3.524,00 TL ıslah harcının yatırıldığı görülmüştür.Belirsiz alacak davası davacının, davada talep edeceği miktarı veya değeri tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin objektif şekilde imkânsız olması ya da bunun kendisinden beklenememesi halinde mümkündür.Belirsiz alacak davasına konu alacaklar bakımından faiz başlangıç tarihi dava tarihidir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, Taraflar arasındaki sözleşme gereğince işin yapılıp yapılmadığına dair tespitlerin yapılması için Söke …Asliye Hukuk Mahkemesinin …Tespit sayılı dosyasına ibraz edilen 23.02,2020 tarihli heyet bilirkişi raporu sonuç kısmında ” Taraflar arasında 06.09.2017 tarihinde imzalanan sözleşme kapsamında Davacının davalı fabrika mahalindeki sözleşmede belirtilen bütün işleri ekipmanlarıyla birlikte eksiksiz ve çalışır halde yapıp davalıya teslim ettiği…” tespit edildiği gözlemlenmiştir. Davalı tarafın yapılan işlerle ilgili sözleşmeye aykırı iş yapıldığı, işin süresinde yapılmadığı veya işin kontrolü ile ilgili aykırılık veya uygun olmayan iş yapıldığı veyahut cezai şart tahakkuk ettirildiğine dair itirazının olmadığı, davalı işveren şirket tarafından davacı alt yüklenici şirkete işin yapılması yönünde herhangi bir ihtarda gönderilmediği anlaşılmıştır. Davalı vekili tarafından 10.07.2020 uyap tarihli dilekçesi ekinde her ne kadar 33.156,60 TL borç dekontu düzenlcnmişse de ödeme dekontlarının incelenmesinden bunların taraflar arasındaki sözleşme kapsamındaki Söke ‘de yapılan işlerle ve SGK tarafından yapılan tahakkuklarla ilgili olduğu anlaşılamamış olup bu yönde SGK’dan dosyaya kayıtta sunulmadığı anlaşılmıştır. Sözleşme konusu işlerin tamamının sözleşme ve eklerine uygun olarak tamamlandığı tespit edilmiş olup davalı tarafın davacı alt yükleniciye yükletebileceği herhangi bir zararının olmaması ve nakit ve kesin teminatların iadesi şartlarını düzenleyen sözleşmenin 6.6.2. Ve 6.6.4 maddelerinde garanti süresi boyunca teminatların davalı uhdesinde kalacağına dair bir düzenleme de olmaması nedeniyle davacı tarafın teminatlarını davalının irat olarak kaydetmesinin sözleşmeye göre uygun düşmeyeceği tespit edilmiştir.
Taraf iddia ve savunmaları, takip dosyası, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre; bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağın olduğunu iddia eden taraf yazılı belgeler ile ispat etmesi gereklidir. İspatın konusu, ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu HMK 187,190 ve 200. Maddeleri ayrıca HMK Madde 222 de Ticari defterlerinin ibrazı ve delil olması açısından ilgili düzenlemeler mevcuttur. Davalı taraf ticari defterlerini haklı bir mazereti olmaksızın ibrazdan kaçınması nedeniyle davacı tarafından usulüne uygun kaydedilmiş ticari defter kayıtları HMK:222/3 maddesi uyarınca davalı aleyhine delil teşkil etmiş sayılmıştır. Taraflar arasında e-fatura düzenlendiği ve fatura bedellerinin ödendiğine ilişkin davalı tarafça delil de ibraz etmediği anlaşılmıştır. Davacı şirket ile davalı arasında ticari iş ilişkisi bulunduğu, fatura konu hizmetin tam ve eksiksiz verildiği kaldı ki aksinin davalı tarafından ispatlanamadığı, davalı tarafından yargılama sırasında teminatların da iade edildiği, davacının dava dilekçesinin netice talep kısmında talep ettiği alacağa temerrüt tarihi belirtmeden faiz talebinde bulunduğundan dava tarihinden itibaren, tarafların ticari şirket olması ve yapılan işlerin her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması nedeniyle 3095 sayılı kanunun 2/2 maddesi uyarınca, avans faize karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla; bu haliyle hüküm kurmaya elverişli nitelikte bilirkişi raporları doğrultusunda davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda belirtilen gerekçeler uyarınca;
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın KABULÜ ile; 404.238,50 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile beraber davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 36.746,70 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gereken 27.613,53 TL harcın peşin alınan 17.464,20 TL Peşin harç ve 3.524,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 20.988,20 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 6.625,33 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 20.988,20 TL (Peşin harç ve tamamlama harcı) harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı vekili tarafından yapılan posta-tebligat gideri toplamı 132,90TL ile 2 adet bilirkişi ücreti 1.800,00.-TL, 3.384,90 (bilirkişi ücreti ve keşif harcı) + 150 (keşif yol) + 234,90 (talimat posta gideri) toplam 3.769.,80 TL Talimat masrafı, 35,90 TL başvuru harcı, 5,20 TL vekalet harcı, olmak üzere toplam 5.743,80 -TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafın yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,
Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/11/2020

Katip … ¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır