Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1077 E. 2021/303 K. 24.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1077 Esas
KARAR NO : 2021/303
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 27/12/2018
KARAR TARİHİ : 24/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı ile 26.07.2016 tarihinde imzalanan protokolden kaynaklı toplam 34.880,00 TL alacağının ödenmediğinden davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü 2018/… E sayılı dosyası sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yaptığını, davalının süresi içerisinde borca ve tüm ferilere itiraz ederek, takibin durduğunu, taraflar arasında imzalanan protokol konusunun davalının, müvekkili şirkete ait işletmesinde düzenlenecek etkinliklerde, müvekkili şirket müşterilerinin tercihleri doğrultusunda fotoğrafçılık hizmeti verilmesi olduğu, müvekkili tarafından davalıya düzenlenen faturaların davalıya teslim edildiği ve davalının bu faturalara itiraz etmediği, ayrıca taraflar arasında 18.01.2018 tarihinde müvekkili tarafından, davalıya gönderilen 31.12.2017 tarihi ile mutabakat mektubunda olumlu cevap verilerek icra takibindeki borç tutarı yönünden mutabakata varıldığını ifade ederek, öncelikle müvekkili şirket alacağının temini amacıyla davalıya ait menkul, gayrimenkul mallar ile 3. Kişilerdeki hak ve alacaklarının haczine, itirazın iptali ile takibin devamını, davalının %20’tan aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekilinin süresinde cevap dilekçesi sunmadığı ancak 19.06.2019 tarihli beyan dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedilen protokol gereği, davacı işletmesinde gerçekleştirilen organizasyonda hizmetler karşılığında organizasyon başına 2.500,00 + KDV ödeme yapıldığı, Protokolün 5.4. maddesinin “…iş bu protokolün imza tarihinden itibaren 3 iş günü içerisinde … fotoğrafçılık, … a 50.000,00 TL ödeme yapacak, iş bu ödemeden … tarafından kesilen faturalar mahsup edilecektir…” hükmü gereğince 01.07.2016 tarihinde davacı şirket müdürü … ‘e imza karşılığı elden 50.000,00 TL ve 09.08.2016 tarihinde banka havalesi ile 50.000,00 TL iki kez mükerrer toplam 100.000,00 TL avans ödemesi yapıldığı, müvekkili tarafından 01.07.2016 tarihinde nakden yapılan avans ödemesinin davacı cari hesabına işlenmemiş olduğundan, anılan ödemenin işlenmiş olması halinde müvekkilinin davacıdan alacaklı konumuna geçeceğini, davacının, dava dilekçesinde yapılan ödemenin davacı tarafça ikrar edildiği ancak ödemenin peştamaliye bedeli olarak verildiğinin iddia edildiği ve söz konusu iddianın protokol 5.4. maddesi gereği avans ödemesi olarak yapıldığını, ayrıca taraflar arasında 01.07.2016-31.12.2017 tarihleri arasında gerçekleşen ticari ilişkiye veya faturalara herhangi bir itirazlarının bulunmadığını, davacıya ödenen 50.000,00 TL avans ödemesinin ticari defterlerinde kayıt etmediği ve kötü niyetli davrandığından müvekkilinin borçlu göründüğünü ifade ederek davanın reddine, davacının kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık vekalet ücretinin davacı taraf tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
26/07/2016 tarihli taraflar arasında imzalanan Protokol örneği, 31/12/2017 tarihli borç mutabakat örneği, cari hesap dökümü, fatura örnekleri, … Bankası A.Ş. 09/08/2016 tarihli 50.000,00 TL’lik dekont örneği, davalı şirkete ait İTO kaydı ve …. İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı dosyasının mahkememiz dosyası arasında bulunduğu görüldü.
Mahkememizin 3. Nolu celsesinin 1 nolu ara kararı gereğince tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi 03/03/2020 tarihli ön raporunda sonuç ve özet olarak;
Davacı şirketin ticari defterlerinin delil niteliğine haiz olduğu ticari defterlerinde kayıtlı davalıdan 34.880,80 TL alacağının işli olduğu, davalı ile ait yapılan 18.01.2018 tarihli hesap mutabakatında borç/alacak bakiyesinde mutabık kalınarak 34.880,80 TL ‘de mutabakat sağlandığı,
25.12.2019 tarihli celsede de, davalı şirketin, davacının cari hesabında kayıtlı olmayan 50.000,00 TL’ lik ödemeyi aldıklarını ikrar ettikleri,
Bu durumda sayın mahkemenin davacının cari hesabında görülen bakiye alacak yönünden karar ittihazı halinde 34.880,80 TL alacağına takip tarihinden itibaren yıllık %9 yasal faiz uygulanması gerekeceği,
İkrar edilen 50.000,00 TL’nin cari hesaptan tenzil edilmesi durumunda bu sefer davacının davalıdan herhangi bir alacağının bulunamayacağını,
Davalı tarafın ticari defterlerinin vekiline ulaşılamadığından incelenmediği yönünde görüş ve kanaat bildirdiği görülmüştür.
Bilirkişi ön raporunun taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görüldü.
Davacı vekilinin 31/03/2020 tarihli bilirkişi ön raporuna karşı beyan dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
Davalı vekilinin 07/10/2020 tarihli bilirkişi ön raporuna karşı beyan dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
Davalı vekilinin 07/10/2020 tarihli celsede alınan beyanında: ‘bilirkişi raporuna karşı yazılı beyanlarımızı bugün dosyaya sunacağız, müvekkilimin beyanlarına aynen iştirakle birlikte bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verildiğinden defterlerimiz karşılıklı iletişime geçemediğimizden ötürü incelenemedi, biz bu hususta mahkemenizce inceleme günü verildiği takdirde biz defterlerimizi sunacağız, şayet mahkemeniz aksi kanaatte ise raporun sonuç kısmında yer alan 50.000,00’nin tenzili dikkate alınarak davanın reddine karar verilsin, taraflar arasındaki sözleşme hizmet sözleşmesidir, kira yahut ve devir sözleşmesi olmadığından peştamaliye bedeli alınması mümkün değildir,’ şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Mahkememizin 12/10/2020 tarihli ara kararı ile SMMM bilirkişisinin yanına turizm konusunda uzman bilirkişinin de dahil edilerek davaya konu sözleşme dikkate alınarak tarafların bildirdiği 50.000,00 TL’lik ödemenen davacının iddasında bildirdiği husus dikkate alınarak yapılan bu ödemenin sözleşmeden bağımsız olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği, ticari teamül bulunup bulunmadığı hususlarında rapor düzenlenmesinin istendiği, inceleme gününün 06/11/2020 günü saat:15.30’a bırakıldığı, inceleme gün ve saatinin taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görüldü.
Bilirkişi heyeti 01/02/2021 tarihli raporunda sonuç ve özet olarak;
1.Davalının 01.07.2016 tarihinde avans olarak ödediğini iddia ettiği 50.000 TL ödemeyi sözleşmenin sona erdiği 31.01.2018 tarihinden bir ay önce 25.12.2017 tarihinde kayıtlarına işlediği,
2.Dosyada mübrez belgeler üzerinde yapılan incelemede, Taraflar arasında ki sözleşmede hava parası veya peştamal iye hakkında bir düzenleme bulunmadığından,muhasebeye makbuz karşılığı ödenen 50.000 TL’nin peştamaliye-hava parası olamayacağı ve tarafların başkaca davranışları ve ya hukuki ilişkisi olmadığı ve muhasebeye yapılan 50.000 TL Ödemenin avans niteliğinde olacağı,
3.Muhasebeye yapılan 50.000,00 TL ödemenin sayın mahkeme tarafından da avans ödemesi olarak kabul edilmesi durumunda, davalının davacıya herhangi bir borcunun olamayacağı,
4.50.000,00 TL ödemenin avans ödemesi olarak kabul edilmemesi halinde de davacının 34.880,80 TL alacağına takip tarihinden itibaren yıllık %9 yasal faiz uygulanması gerekeceği yönünde görüş ve kanaat bildirdikleri görülmüştür.
Bilirkişi raporunun taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görüldü.
Davacı vekilinin bilirkişi aporuna karşı beyan ve itirazlarını içeren 01/03/2021 tarihli dilekçesinin dosyada olduğu, davacı vekilinin dilekçesi ile yeni bir heyeten rapor aldırılmasını talep ettiği görüldü.
Mahkememizin 24/03/2021 tarihli celsesinde davacı vekilinin yeni bir heyetten rapor aldırılması talebinin reddine karar verildiği görüldü.
Davalı vekilinin bilirkişi raporuna beyanlarını içeren 05/03/2021 tarihli dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
GEREKÇE:
Dava; taraflar arasından düzenlenen hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Celp edilen …. İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı dosyasının tetkikinden; alacaklı … SANAYİ TİCARET ANONİM ŞİRKETİ tarafından borçlu … aleyhine 34.880,00 TL asıl alacak üzerinden 28/09/2018 tarihinde icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 03/10/2018 tarihinde tebliğ olduğu, borçlu şirket yetkilisi tarafından ödeme emrine 03/10/2018 tarihli dilekçesi ile itiraz ettiği, itirazın süresinde olduğu ve takibin durdurulmuş olduğu görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın 26.07.2016 tarihinde düzenlenen sözleşmeye istinaden davalı tarafından 01.07.2016 tarihinde davacıya ödenen 50.000.00 tl’nin avans ödemesi olup olmadığı, ve buna istinaden bakiye cari hesap borcu kalıp kalmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Somut olayda davacı tarafın davalının kendisine 50.000.00 TL ödediğine yönelik taraflar arasında uyuşmazlığın bulunmadığı ancak davacı yanca davalı tarafından kendilerine yapılan bu ödemenin hava parası olarak ödendiği iddiası mevcut olup, davalı tarafından ise yapılan bu ödemenin avans ödemesi olduğu iddia edilmiş olduğundan, öncelikle işbu davaya konu alacak, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca cari hesap alacağına ilişkin olup, taraflar tacir olduğundan ticari defterleri üzerinde inceleme yapılarak rapor alınması cihetine gidilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve bilirkişi ön raporu ve bilirkişi heyet raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; Tarafların bilirkişi tarafından incelenen davaya konu dönemi kapsar ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu ve bu itibarla lehlerine delil vasfı taşıdığı, Davalı şirketin Olumsuz (Negatif) Mutabakat Formu ile mali anlamda davacının, 31.12.2017 tarihi ile 32.450,00 TL bakiyede mutabık olduğunu beyan ettiği, davacının mutabakat mektubuna davalının olumlu cevap vermesi ile davacının ticari defter ve kayıtlarına göre 34.880,80 TL alacaklı olduğunun işli olduğu, ve davacının ticari defter ve kayıtlarında davalı tarafından ikinci kez yapılan 50.000.00TL lik ödemenin kayıtlı olmadığının anlaşıldığı, 01/03/ 2021 tarihli bilirkişi raporuna göre; davalının incelenen ticari defter ve kayıtlarına göre; davalının davaya konu bahsi geçen 50.000.00 tl lik ödemeyi 25.12.2017 tarihinde ticari kayıtlarına alarak 15.119,20 TL davacıdan alacaklı olduğunun işli olduğu ve bu halde davacıya herhangi borcun bulunmadığı anlaşılmış olup taraflar arasındaki sözleşmede hava parası veya peştamaliye hakkında bir düzenleme bulunmadığı,makbuz karşılığı ödenen 50.000,00 TL’nin peştamaliye-hava parası olamayacağı ve tarafların başkaca davranışları veya hukuki ilişkisi olmadığından yapılan 50.000,00 TL ödemenin avans niteliğinde olduğunun anlaşıldığı, buna göre taraflar arasında başkaca ilişki bulunmadığından ticari teamül hükümleri uyarınca da ödenen paranın hava parası olarak nitelendirilemeyeceği ve avans ödemesi olarak kabulünün gerektiği ayrıca davalı şirket yetkilisi … ‘ın 07/10/2020 tarihli alınan beyanında; ‘davacının iddia ettiği gibi 50.000,00 TL’lik bedelin hava parası olarak verilmediğini, 50.000,00 TL’yi bizzat kendisinin davacı tarafa teslim ettiğini ve bu miktarı sözleşmeye istinaden peşinat olarak verdiğini beyan etmiş olup, bu durumda yapılan ödemenin sözleşmeye istinaden avans ödemesi olarak kabulüne göre davalının davacıya herhangi bir borcunun olamayacağı bilirkişi raporu ve davalı şirket yetkilisinin alınan beyanı ile sabit olup mahkememizce de yukarıda açıklanan nedenlerle davalı yanca yapılan ödemenin avans ödemesi olarak yapıldığı kanaatine varılarak; davacının davasında haklı olmadığı anlaşılmakla; hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu doğrultusunda; davanın reddine davacı alacaklı takibi başlatmada haksız ve kötü niyetli bulunmakla alacağın %20’si oranındaki 6.976,16 TL kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Davacı alacaklı takibi başlatmada haksız ve kötü niyetli bulunmakla alacağın %20’si oranındaki 6.976,16 TL kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30-TL karar harcının peşin yatırılan 421,28-TL’den mahsubu ile fazla yatırılan 361,98-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 5.232,12 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Artan Gider Avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/03/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza