Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1071 E. 2019/383 K. 08.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1071 Esas
KARAR NO : 2019/383 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2018
KARAR TARİHİ : 08/10/2019
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davada dosya üzerinde yapılan incelemeler sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ;
“1-Davalı… A.Ş ile… A.Ş arasında 01.07.2015 tarihli “Müşteri Hizmet ve Satış Sözleşmesi” imzalanmış, anılan sözleşme konusu kapsamında ( sözleşme örneği dilekçe ekinde sunulmuştur), davalı şirkete yemek kartı hizmeti verilmeye başlanmıştır. Taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümlerine göre davalı belirttiği miktarda yıllık yükleme yapacağını taahhüt ve ödemedeki gecikmeler için aylık %3 oranında vade farkı uygulanmasını kabul etmiştir. Verilen hizmetin gereği olarak müvekkil şirket tarafından düzenlenen faturalar davalı şirkete tebliğ edilmiş, ancak takip konusu fatura bedelleri ödenmemiştir. Ekteki müşteri hizmet ve satış sözleşmesi ve ihtar bildirimlerinden anlaşılacağı üzere temerrüt şartları gerçekleşmiş ve borcun tamamı muaccel hale gelmiştir.
2- Söz konusu borcun tahsili amacıyla İstanbul …İcra dairesi … E. sayılı dosyası ile davalı aleyhine ilamsız icra takibine başlanmıştır. Ancak davalı, borcun muaccel olmasına ve yasada aranan tüm şartların sağlanmış olmasına rağmen, haksız olarak takibe, ödeme emrine, borcun tamamına,yetkiye, talep edilen faiz oranına, işlemiş ve işleyecek faize, masraflara, vekalet ücretine ve borcun tüm ferilerine itiraz etmek suretiyle icra takibini durdurmuştur.
Davalı taraf yetki itirazında bulunmuş ve İstanbul Anadolu Adliyesinin yetkiili olduğunu belirtmiştir. 01.07.2015 tarihli Müşteri Hizmet ve Satış Sözleşmesi’nin 9. Maddesinde, tarafların aralarındaki uyuşmazlıkların çözümünde İstanbul mahkeme ve icra dairelerinin yetkili kılındığı yazılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un 17 ve 18. Maddelerinde; tacir veya kamu tüzel kişilerinin, kesin yetki kuralının olmadığı ve serbestçe tasarruf edebilecekleri konularda, yetkili mahkemeyi göstererek, yazılı bir biçimde yetki sözleşmesi yapabileceği kabul edilmiştir.6102 sayılı TTK’ya göre anonim şirketler, tüzel kişi ve tacirdirler. Tarafların tacir olması nedeniyle arasında yapılan yetki sözleşmesi kanun hükümlerine uygundur. Ancak davalı borçlu haksız bir şekilde yetki itirazında bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle yetki itirazının reddini talep ediyoruz.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin “Multınet Kayıtlarının Kesin Delil Niteliği” başlıklı kısmında, başlık altında yazılanların HMK 193. Yazılı delil niteliğinde olup, başlık altındakilerden başka delil ikame edilemeyeceği yazılmıştır. Bu nedenle müvekkil şirket kayıtlarını delil olarak sunulmasını davalı da onay vermiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere davalının yaptığı itiraz haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olup , iptali amacıyla işbu dava açılmıştır. ” şeklinde beyanda bulunup İstanbul…icra dairesi …E. sayılı dosyaya yapılan itirazın iptali ile takipte bildirilen şartlar altında takibin devamı ile davalı aleyhine takip konusu asıl alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, icra inkar tazminatına hükmolunmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini, talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vermiş olduğu cevap dilekçesinde; “Davacı vekilinin iddia ettiği hususlar, tamamen gerçek dışı olup, işbu davanın reddi gerekmektedir. Şöyle ki;
1- Mahkemeniz, yetkisiz olup yetkili mahkeme İstanbul Anadolu Mahkemeleri olup, yetkisizlik nedeniyle davanın reddini talep ediyoruz.
2- Yargı yerinin caiz olup olmadığı, aynı konuda kesin hüküm bulunup bulunmadığı, davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı, kesin yetki kuralının bulunup bulunmadığı gibi hususlar, dava şartlarından olduğundan, bu hususların da ayrıca Sayın Mahkeme’ce resen araştırılmasını ve usule aykırılığın tespiti halinde, dava şartlarının yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesini talep ediyoruz.
3- Davacı tarafın sunmuş olduğu dava dilekçesinde, iddia etmiş olduğu hususlar, yasal dayanaktan yoksun, somut bir delile dayanmayan ve tamamen soyut iddialardan ibaret olup, bu beyanlara itibar edilmesi hukuken mümkün değildir. Davacı taraf, iddia etmiş olduğu hususları ispat yükü altında olup, dava dilekçesinde delil olarak sunulan bilgi ve belgelerin hiç biri, usul kuralları çerçevesinde, iddia edilen vakıayı ispata elverişli araçlar değildir.
4- Davacı ile müvekkilim arasında, dava dilekçesinde iddia edilen hususlar, hiç bir zaman gerçekleşmemiş olup, davacının talepleri, tamamen karşılıksız maddi menfaat temin etmek üzere dile getirilmiştir.
5- Her ne kadar dava dilekçesi, etkileyici bir üslupla kaleme alınmış ise de, yukarıda da değindiğimiz üzere, iddia edilen hususların hiç biri, gerçeği yansıtmadığından, davanın kabulü halinde, davacı taraf, sebepsiz yere zenginleşecek, hakkaniyete tamamen aykırı bir hüküm tesis edilmiş olacaktır.
6- Müvekkilim, çevresinde sayılan, sevilen, saygınlığı ile bilinen, borçlarına sadık biridir. Dolayısı ile, dava dilekçesinde iddia edilen hususların gerçek olma ihtimalibulunmamaktadır.” şeklinde beyanda bulunup davanın öncelikle usulden reddini,
daha sonra esastan reddi ile mahkeme masrafları ile ücreti vekaletin davacı tarafta bırakılmasına karar verilmesini talep ederek davanın reddini savunmuştur.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava ticari hizmet sözleşmesinden kaynaklı fatura alacağına dayalı icra takibine yapılan itirazın iptaline yönelik olup dava ve cevap dilekçesi ile icra takip dosyaları incelenerek değerlendirme yapılmıştır.
Davacı şirket vekili tarafından başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğü… E. Sayılı icra takibinde davalı borçlu şirkete ödeme emrinin 16/11/2018 tarihinde tebliğ edildiği; davalı borçlu şirketin 26/11/2018 tarihinde borca itiraz ettiği takip dosyası içeriğinden anlaşılmıştır.
İİK 62. maddesi gereği borçlu 7 gün içerisinde itirazlarını icra dairesine bildirmek zorundadır. Aksi durumda takip kesinleşecektir. Somut uyuşmazlıkta; davalı şirketin icra takibine süresinde yapmış olduğu bir itiraz bulunmadığından takip kesinleşmiştir. Bu durumda kesinleşen takipten dolayı itirazın iptali davası açmakta davacının hukuki yararı yoktur. Hukuki yarar, dava şartlarından olup (HMK 114), davacının dava açmakta hukuken korunmaya değer bir yararının bulunması gerekir. Davada davacının hukuki yararının bulunup bulunmadığı, mahkemece, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılacak hususlardandır. O halde davalı şirket yönünden itirazın iptali isteminin hukuki yarar yokluğundan HMK 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/II . Maddesinde “Davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur.” demektedir. AAÜT’sinin 2. kısım 2. bölümü Yargı yerleri ile İcra İflas dairelerinde yapılan ve konusu para ile değerlendirilemeyen hukuki yardımlara ödenecek ücretleri belirlemiş olup, maktu vekalet ücreti niteliğindedir. Davanın hukuki yarar (dava şartı) yokluğu nedeni ile davanın usulden reddedildiğine göre karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7/2. maddesine göre davalı yararına 2.725TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. (T.C. YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI ESAS NO: 2019/1577 KARAR NO: 2019/3675 24/04/2019 tarihli içtihat)
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK: 114/1-h ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL karar harcın, peşin yatırılan 509,91 TL’den mahsubu ile bakiye 465,51 TL harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından bu dava sebebi ile yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf vekil ile kendisini temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/II . Maddesi uyarınca takdir edilen maktu 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair,
Davacı vekilinin yüzlerine karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize ya da mahkememize verilmek üzere bir başka yer mahkemesine verilecek dilekçe ile HMK 341 Maddesi gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/10/2019
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır