Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1060 E. 2023/302 K. 08.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1060 Esas
KARAR NO : 2023/302

DAVA : Alacak (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/03/2018
KARAR TARİHİ : 08/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili şirketin … Ticaret Odası’na … numarası ile kayıtlı olup; her türlü tekstil ve konfeksiyon sanayisinde kullanılan makine cihaz alet edevat yedek parça ve aksesuarlar ile sarf malzemelerinin üretimini alımı satımı ithalatını ihracatını ve pazarlamasını yapmak işleri ile iştigal ettiğini, … tarafından kurulan …A.Ş. ile …Tic. Ltd. Şti.; duşa kabin ve banyo malzemeleri üretimi konusunda geçmişten bu yana ulusal ve uluslararası alanda faaliyet gösteren firmalar olduğunu, Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında, “…” adresinde bulunan taşınmazın kiralanması amacıyla 01/02/2012 tarihli “Kira Sözleşmesi” imzalanmış olup; işbu sözleşme ile birlikte müvekkili şirket merkezi belirtilen adrese taşındığını, müvekkili şirketin işbu kira sözleşmesi ile birlikte, bahsi geçen adreste ticari faaliyetlerini sürdürmeye başladığını, müvekkili şirket ile dayalı arasında imzalanan 01/02/2012 tarihli kira sözleşmesinin ardından geçen süre içerisinde taraflar tekrar bir araya gelerek; kira sözleşmesini revize ettiğini ve bu kez de taraflar arasında 04/01/2016 tarihli kira sözleşmesi imzalandığını, Mahkemece de görüleceği üzere, taraflar arasında imzalanan kira sözleşmeleri kapsamında müvekkili şirketin “…” adresinde bulunan taşınmazda halen kiracı durumda olduğunu, nitekim davalı tarafça müvekkili şirket aleyhine işbu kiracılık durumundan bahisle kira faturaları düzenlendiğin, müvekkili şirket ile davalı arasında kira sözleşmelerinin varlığına karşılık, davalı şirketin 04/04/2016 tarihli “…A.Ş. Ortaklar Anlaşması” sebebiyle hissedarlık ve dolayısıyla yönetim yapısının değişmesi ile birlikte müvekkili şirket Şirket merkezinin bulunduğu ve dolayısıyla bütün ticari faaliyetlerini gerçekleştirdiği taşınmaza giriş yapamadığını, bunun nedeni davalı şirketin hissedarlık yapısının değişmesinden evvel, müvekkili şirket hissedarının davalı şirketin de hakim hissedarı olması olduğunu, davalının hâlihazırdaki yönetimi tarafından müvekkili şirketin kurucusu; olan …’nün, … A.Ş:’deki varlığını sonlandırmak maksadıyla müvekkili şirketin ticari faaliyetlerin gerçekleştirildiği şirket merkezine dahi girişler engellendiğini, … 3. Sulh Hukuk Mahkemesi … D. İş Sayılı Dosyasından Yapılan Keşif incelemesi Neticesinde Tutulan Tespit Tutanağı ile işbu Dosyadan Tesis Edilen Bilirkişi raporu gereğince müvekkili şirkete ait stok ve demirbaş mallara davalı şirket tarafından el konulduğunu, bu malların davalı şirketçe elden çıkartıldığının sabit olduğunu , dosya kapsamında, dilekçede daha önce izah edilmiş olduğu üzere müvekkili şirketin kiracısı, davalı şirketin kiralayanı olduğu ‘‘…” adresinde bulunan taşınmaza müvekkili şirketin alınmaması sebebiyle, Müvekkili şirketin kiracısı olduğu taşınmazdaki duran varlıklar ile stok, mal, demirbaş vs. değerlerinin ekli liste ve faturalarda dikkate alınarak kiralanan taşınmazda mevcut olup olmadığının, Müvekkili şirketin kiraladığı taşınmazda yer alan ve işbu dilekçe ekinde sunulu kayıtlarda açıkça belirtilen malların kiralanan taşınmazda bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla müvekkili şirketin ileride açacağı davalarda ve/veya yapacağı şikâyetlerde delil teşkil etmek üzere mahallinde konusunda uzman bilirkişiler marifetiyle; keşif yapılarak rapor düzenlenmesi kapsamında ‘… 3. Sulh Hukuk Mahkemesi …D. İş” sayılı dosyada tespit talebinde bulunduğunu, … 3. Sulh;Hukuk Mahkemesi tarafından yapılan yargılama kapsamında 16.01.2018 tarihli değişik iş kararı ile; “Tespit isteyen vekilinin mahkememize vermiş olduğu dilekçede yazılı hususların bilirkişi marifeti ile tespitini talep etmiş olmakla; HMK 400. Mad. ve devamı maddelerine uygun olduğundan istek yerinde görüldüğünden 19/01/2018 günü saat 10:00 dan itibaren mahallinde gerekli tespitin yapılmasına, ” şeklinde karar verildiğini, bu doğrultuda belirli gün ve saatte ilgili taşınmaza yönelik tespitlerin gerçekleştirilmesi amacı; ile keşif mahâline gidildiğini, işbu keşif kapsamında tutulan 19/01/2018 tarihli keşif tutanağı gereğince; “…Bilirkişi heyetine talepleri doğrultusunda 19/01/2018-26/01/2018 tarihleri arasında yerinde inceleme yetkisi verilmesine, ” şeklinde karar verilerek. Bilirkişiler tarafından keşfi talep edilen konuların ve keşif mahallinin oldukça geniş ve kapsamlı olmasının belirtilmesi üzerine. Bilirkişi Heyetı’ne yerinde inceleme yetkisi verildiğini, Müvekkili şirketin gerek maddi gerekse de manevi anlamda büyük emekler harcayarak bu günlere kadar gelebilmesi ve oynanan oyunlara rağmen varlığını devam ettirip konumunu korumaya çalışmasının da bunun kanıtı olduğunu, müvekkili şirketin faaliyetlerinin engellenmeden önceki dönemde aylık olarak Cirosunun yaklaşık 100.000.000,00-TL civarında bulunduğunu, bu çerçevede müvekkili şirketin davalı şirketin tüm haksız; eylemleri neticesinde ciddi miktarda ciro kaybına uğradığının tartışmasız olduğunu; müvekkili şirketin yaklaşık 1 (bir) seneye yakın bir süredir faaliyet gösterememiş olduğundan; ciddi kardan mahrum kaldığını ve büyük gelirlerden olduğunu, İşbu durum,un müvekkili şirketin aylık-yıllık ciro hesaplarının yapılması amacı ile ticari defterlerin incelenmesi, tanıkların dinlenmesi ve ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi neticesinde konusunda uzman Bilirkişi Kurulu marifetiyle rapor tanzim edilmesi ile de ortaya çıkacağını, gelinen bu aşamada … A.Ş.’nin eylemleri müvekkili şirketin sadece itibarını lekelemek ile kalmamış olup, aynı zamanda da oldukça büyük meblağlı kâr kaybı da yaşatıldığını, davalı şirketin işbu haksız ve hukuka aykırı eylemleri sebebiyle fazlaya ilişkin her türlü hak, dava ve alacak hakları da saklı tutmak kaydı ile işbu davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini Yukarıda açıklanan ve re’sen göz önühe alınacak nedenlerle; Müvekkili şirketin uğramış olduğu zararların karşılanması ve telafisi imkânsız zararların önüne geçilmesi amacıyla davalı şirketin banka hesapları, her türlü hak ve alacakları ile malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir ve ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz kararı verilmesine, haklı ve hukuka uygun davanın kabulü ile, müvekkili şirketin kiracısı, davalının kiralayanı olduğu taşınmaza müvekkili şirketin alınmaması sebebiyle, müvekkili şirketin şirket merkezi ve fabrika binası olarak kullandığı taşınmazdaki sabit varlıklar ile stok, mal vs. değerlerine davalı şirket tarafından el konulduğundan ve ayrıca müvekkili şirket stok ve demirbaş malları davalı şirket tarafından elden çıkarıldığından, müvekkili şirketin stok ve demirbaş mallarının bedelleri ve bu dönemde uğradığı ciro kaybı ve mahrum kaldığı kar da dahil olmak üzere her türlü zarârının işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline, Yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacının, müvekkili aleyhine sayısız ve haksız davalar açtığını ve açmaya devam etmekte olduğunu , açmış olduğu her davada “sistematik olarak aynı yöntemi kullânmakta olduğunu” kendini haklı çıkarma adına demagojik beyanlar sunduğunu, 19 sayfalık dava dilekçesinde davacının müvekkilinden hangi sebebe dayanarak nasıl bir illiyet bağı kurarak ve ne amaçla tazminat istediğinin anlaşılmadığını, bu nedenle işbu davaya konu olan olayların her türlü soyut ve demogojik anlatımdan uzak olarak, yalın bir şekilde Mahkemeye anlatılması ve açıklanması gerektiği hususunun mahkemenin takdirinde olduğunu, bu nedenle, dava öncesi müvekkili ile davacı şirket arasında yaşanan olayların, kronolojik bir olay örgüsüyle özetleneceğini, davacı ve yetkilisi … tarafından müvekkili şirket ve yeni ortaklarına karşı açılan her davada “ustaca” kabul ettirilmeye çalışılan bir algının da Mahkeme huzurunda ortaya çıkarılması gerektiğini, her ne kadar davacı dilekçesinde … ve davalı müvekkili …nin kurucusunun aynı kişi yani … olduğunu dile getirilse de, bu durumun gerçeği yansıtmadığını, ekte sunulan ticaret sicil gazetesi örneklerinden de açık bir şekilde görüleceği üzere hem davacı şirket hem de müvekkili şirket … tarafından değil, başkaları tarafından kurulduğunu, bu nedenle, kronolojik özete başlamadan önce, her fırsatta ortaya koyulan …’nün iki şirketin de “kurucusu” olduğu algısının ortadan kaldırılması gerektiğini, çünkü davacı ve …’nün, ustaca kurgulamış olduğu senaryo ile “kurucusu olduğu ve büyük emekler vererek geliştirdiği …nin, yeni ortaklarca elinden alındığı” algısıyla Mahkemeyi etki alına almak istediklerini, …, ne davacı şirketin ve ne de müvekkili şirketin kurucusu olmadığını, …’nün yalnızca, bir dönem her iki şirketi “tek başına temsil ve ilzama yetkili” bir şahıs olduğunu, iki şirkete ilişkin ticaret sicil dosyalarının incelemesinden anlaşılacağı üzere: Ay Tekstil Şirketi’nin 16/03/2006 tarihinde … ve … isimli şahıslar tarafından kurulmuş olduğunu, … kuruluşundan 5 yıl sonra 28/11/2011 tarihinde şirkete %50 pay ile ortak olduğunu, 25/12/2015 tarihinde ise şirketin tüm hisselerini satın aldığını, ayrıca … 25/12/2015 tarihinden bugüne davacı şirketini tek imzası ile temsil ve ilzama mezun kılındığını, … ise 30/05/2006 …ve … isimli şahıslar tarafından kurulmuş olup, … kuruluşundan 5 yıl sonra 28/11/2011 tarihinde şirkete %50 pay ile ortak olduğunu 27/03/2015 tarihinde ise şirketin tüm hisselerini satın aldığını 04/04/2016 tarihinde ise yaklaşık 1 yıl elinde bulundurduğu şirket hisselerinden %52 payı şirketin yeni ortaklarına devrettiğini, Ayrıca …’nün 27/03/2011 – 04/04/2016 tarihleri arasında davalı müvekkili …ni tek imzası ile temsil ve ilzama mezun kılındığını, …’nün ne davacı şirketin ne de davalı müvekkilinin kurucusu olmadığını, kendisinin yalnızca hem davacı … şirketinin hem de davalı müvekkili …nin hissedarı olup, belli dönemlerde iki şirketi de tek imza ile temsil ve ilzama yetkili kılındığını, bu açıklamalar ile …’nün “her iki şirketin kurucusu olduğu ve kurucusu olduğu …n elinden alınmak istendiğine” ilişkin beyanların, davacı tarafından ustaca kurguladığı senaryosu gereği olduğunu ve bu sayede Mahkeme üzerinde algı yaratılmak istendiğinin sabit hale geldiğini, anlatılan bu kadar olaydan sonra, müvekkili şirkete yeni dahil olmuş ve üzerlerinde oynanan düzenden bihaber olan yeni ortakların, bu son tespitlerden sonra Müvekkili şirketin ve kendilerinin uğramış olduğu zararları tazmin etme amacıyla derhal eyleme geçtiğini, bu aşamada davacı şirket yetkilisi … hakkında ilk aşamada, … Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma dosyası ile şikayetçi olunduğunu, ardından da uğranan zararların tazmini için … 9. Asliye Ticaret Mahkemesi … E. Sayılı dosyası ve… 3. Asliye Ticaret Mahkemesi …E. Sayılı dosyaları ile davalar açıldığını, bunun yanında …ve davacı Şirket hakkında daha bir çok adli ve idari müracaatlar yapılmış olduğunu, yapılmaya da devam edildiğini, bunun yanında bahsi geçen sözleşme her ne kadar geriye yönelik, kötü niyetli olarak tanzim edilse de, başka bir hukuki sebep nedeniyle de ayrıca yok hükmünde olduğunu nitekim anlatıldığı üzere, 13/12/2013 tarihinden itibaren bahsi geçen niteliğinde taşınmazların mülkiyeti Müvekkili … A.Ş. tarafından … Şirketine devredildiğinden Müvekkil …A.Ş.’nin 04/01/2016 tarihinde bahsi geçen taşınmazı kiraya verme yetkisi bulunmadığına yönelik tanzim edilen 04/01/2016 tarihli kira sözleşmesi yok hükmünde olduğunu, bu nedenle, 04/01/2016 tarihli revize kira sözleşmesinin öncelikle, 13/12/2013 tarihinden itibaren, bahsi geçen fabrika binası niteliğinde taşınmazların mülkiyetinin müvekkili …A.Ş. tarafından … Şirketine devredildiğinden Müvekkili … A.Ş.’nin 04/01/2016 tarihinde bahsi geçen taşınmazları kiraya verme yetkisi ve ehliyeti bulunmadığından ötürü yok hükmünde sayılmasını talep ettiğini, ayrıca bahsi geçen sözleşme, davacı şirket yetkilisince geriye yönelik düzenlendiği açık olduğundan, durumun bir de Mahkeme huzurunda tespit edilmesi gerektiğini, bu nedenle gerek görülmesi halinde -ki bu sözleşmenin anlatılan diğer sebeplerle de yok hükmünde olduğunun sabit olduğunu bu belge üzerinden adli grafolojik İncelemeler yapılmasının mahkemenin takdirinde olduğunu, özellikle …Üniversitesi nezdinde Ink Jet yazıcılar ve Laser Yazıcılardan alınan çıktı evrakların mürekkep yaşına ilişkin tespitler yapılabilmekte olup, her türlü dava, takip açma hakları ve Cumhuriyet Başsavcılıkları nezdinde yapılacak her türlü şikayet hakları saklı kalmak kaydıyla, 04/01/2016 tarihli revize kira sözleşmesinin geçmişe yönelik tanzim edildiğinin tespiti için adli grafojolik inceleme yapılmasını talep etme zorunluluğunun hasıl olduğunu, Sonuç İtibariyle: arz edilen nedenlere, delillere ve mahkemece re’sen tespit edilecek nedenlere binaen; Davacının kötüniyetli olarak delil listesi dilekçesinin 5.bendinde dile getirdiği, davasına temel teşkil eden belgeleri “flash bellek” ile sunarak bu evrakların incelenmesinin önünün kapatmış durumda olduğunu ve bu davranışı ile savunma haklarını gasp ettiklerini, dolayısıyla davacıya HMK 112., 121., ve 219. Madde hükümleri gereğince delil listesinde ’flash bellek” ile sunmuş olduğu belgeleri mahkemeye ibraz edip taraflarına tebliğe çıkarılması için kesin süre verilmesini, bu süre içerisinde bahsi geçen belgelerin fiziki halde sunulmaması halinde bu delilinden vazgeçmiş sayılmasına karar verilmesini, evrakları fiziki olarak sunması durumunda bu belgeleri inceleyip beyanda bulunmak üzere taraflarına uygun bir süre verilmesini, Müvekkili şirketin kira sözleşmelerine konu fabrika binası niteliğindeki taşınmazlarının mülkiyetininin 13/12/2013 tarihinde … 16. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı Finansal Kiralama Sözleşmesi ile devrettiğinden, mülga 01/02/2012 tarihli ve yok hükmündeki 04/01/2016 tarihli kira sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıklara ilişkin açılacak tüm davaların TBK md. 310 hükmü gereğince yeni malike karşı açılması gerektiğinden açılan davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 114/1-d bendi gereğince pasif husumet nedeniyle reddine, Davacının açmış olduğu tazminat davasına ilişkin görevli Mahkemenin belirlenmesinde Hukuk Muhakemeleri Kanunun 4/1-a bendi uygulanmasının mümkün olmadığını; ortada geçerli bir kira ilişkisi bulunmadığını, dava tarafı iki şirketin de tacir olması nedeniyle, iki şirket arasında görülecek tazminat davasına bakmakla görevli Mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu hususu açık olup, davanın 6100 sayılı yasanın 114/1-c bendi gereğince görev nedeniyle reddine, dava konusu edilen alacakların gerçekte belirli bir alacak olması ve dolayısıyla belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri anlaşıldığından davanın önce 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu Madde 114/1-h hükmü gereğince hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine. Mahkemece aksi düşünüldüğü takdirde; açmış olduğu dava ile Müvekkili Şirketten haksız yere milyonlar isteyen ancak sadece 10.000 TL harca esas değer üzerinden harç yatıran davacıya yönelik 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun Madde 119/1-ğ bendi ve 2. Fıkrası uyarınca, açmış olduğu davanın talep sonucunun belirlenebilir olan kısmının eksiksiz olarak göstermesi için 1 haftalık kesin süre verilmesini ve eksik olan harcın tamamlatılmasının istenmesini, verilen kesin süre içerisinde eksik hususların tamamlatılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasını, açılan haksız ve dayanaksız davanın Müvekkili aleyhine sonuçlanması halinde, dava dilekçesinde dile getirilen 04/04/2016 tarihli Ortaklık Sözleşmesinin 6.6 maddesi gereğince, müvekkili şirketin uğrayacağı her türlü zarar ve ziyanın …’ye rücu edileceğini, bu nedenle açılan davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 61. Maddesi ve devamı hükümlerince …adresinde mukim … T.C. kimlik numaralı …’ye ihbar edilmesini, davacının dilekçesinde, davasına dayanak vakıaları net ve bir şekilde açıklamadığından, birtakım delillerini “flash bellek” içerisinde gizlediğinden ve talep sonucunu gereği gibi açıklamadığından, tüm ilk itirazları ve zamanaşımına ilişkin def’ileri hakkında itirazlarını peşinen sunmakta olup; davanın gerek halinde bu itirazlar doğrultusunda reddine, davacının haksız ve yersiz, tutarlılığı ve hukuki dayanağı bulunmayan tedbir taleplerinin yukarıda açıklanan nedenler kapsamında reddine, davacı şirket yetkilisi …’ye müvekkili şirket hisselerini devrettiği, 04/04/2016 tarihinden önce elinde bulundurduğu imza yetkilerini geçmişe dönük belgeler tanzim ederek kötüye kullanmakta, haksız davalarına deliller üretmekte olduğunu , 04/01/2016 tarihli “revize” kira sözleşme de bu şekilde üretilen bir belge olduğunu, öncelikle yukarıda anlatılan nedenlerden ötürü 04/01/2016 tarihli “revize” kira sözleşmesinin yok hükmünde sayılmasını, aksi takdirde sözleşmenin geçmişe yönelik tanzim edildiğinin tespiti için adli grafojolik inceleme yapılmasına. Tüm bu; nedenlerle Müvekkili aleyhine haksız ve kötüniyetli açılan davanın öncelikle yukarıda açıklanmış olan dava şartı ve ilk itirazlarının kabulü ile reddine, aksi düşünüldüğü takdirde hukuki dayanaktan yoksun davanın yukarıdaki açıklamalar ve re’sen yapılacak incelemeler doğrultusunda esastan reddine karar verilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
… Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak Davacı … (VN:…)’ne ait 2014-2018 yılları arasında KDV beyanları, BS-BA kayıtları, e-defter kayıtlarının çıkartılarak mahkememize gönderilmesi istenilmiştir.
Davutpaşa vergi dairesi müdürlüğüne müzekkere yazılarak Davacı … (VN:…)’ne ait 2014-2018 yılları arasında KDV beyanları, BS-BA kayıtları, e-defter kayıtlarının çıkartılarak mahkememize gönderilmesi istenilmiştir.
Türkiye Noterler Birliği’ne müzekkere yazılarak …plaka sayılı aracın mülkiyet bilgilerinin ve kullanım durumunun araştırılarak mahkememize bildirilmesi istenilmiştir.
… Ticaret Sicili müdürlüğüne müzekkere yazılarak davacı … vergi numaralı … ile davalı … …nin ticaret sicil dosyalarının çıkartılarak gönderilmesi istenilmiştir.
… Tapu Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak … adresindeki taşınmaza ait aktif – pasif mülkiyet kayıtlarının tüm tedavülleri ile birlikte gönderilmesi istenilmiştir.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’na müzekkere yazılarak … soruşturma numaralı dosyasının UYAP sistemi üzerinden gönderilmesi istenilmiştir.
… 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak … esas sayılı dosyasının bir örneğinin UYAP sistemi üzerinden gönderilmesi istenilmiştir.
… 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak … esas sayılı dosyasının bir örneğinin UYAP sistemi üzerinden gönderilmesi istenilmiştir.
….Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davacı … vergi numaralı …’nin çalışanlarını gösterir kayıtlarının ve çalışanların işe giriş çıkış bildirgelerinin gönderilmesi istenilmiştir.
… Ticaret Odası Başkanlığına müzekkere yazılarak Davacı şirketin firma sicil kayıtları ile 25/01/2018 tarih … sayılı düzenlenmiş olan ihtara ilişikin tüm kayıt ve belgelerin, 05/03/2018 tarihinde alınan 2018/04 karar numaralı kurul kararı ve buna ilişkin tüm kayıt ve belgelerin çıkartılarak, gönderilmesi istenilmiştir.
… 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak … D.İŞ sayılı dosyasının UYAP sistemi üzerinden gönderilmesi istenilmiştir.
Tarafların dinlenilmesini talep etmiş olduğu tanıklar duruşma gün ve saatinde mahkeme salonunda hazır edilerek dinlenilmiştir.
02/12/2021 tarihinde SMMM, Makine Mühendisi ve Hesaplama uzmanı bilirkişi heyeti vasıtası ile bilirkişi raporu, 08/03/2021 tarihinde bilirkişi ek raporu alınmıştır.
GEREKÇE:
Davacı taraf, 27/03/2018 tarihinde … 2. SHM’de açtığı davasında davalı taraf ile aralarında kira sözleşmesi bulunduğunu, kira sözleşmesine rağmen taşınmaza alınmadığını ve taşınmazda bulunan malvarlığına davalı tarafından el koyulup satıldığını öne sürerek tazminat davası açmıştır. … 2. SHM 05/10/2018 tarihli kararı ile taraflar arasında geçerli bir kira sözleşmesi bulunmadığını ve bu sebeple uyuşmazlığın kira hukukuna dayanmadığını belirterek görevsizlik kararı vermiştir.
Davacının tazminat talebi, elden çıkarılan stok ve demirbaş malların bedeli ile kiralanana alınmadığı döneme ilişkin kâr kaybı kalemlerinden oluşmaktadır. Davacının iddiaları ve talepleri değerlendirildiğinde; bir davanın hukuki nitelemesinin re’sen hâkim tarafından yapılacağı ilkesi uyarınca ve görevsizlik kararı veren SHM’nin geçerli bir kira sözleşmesi bulunmadığı yönündeki tespiti gözetilerek uyuşmazlığın haksız fiil sorumluluğundan kaynaklandığı sonucuna varılmıştır. TBK md. 49’a göre kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar gören karşı tarafın kusurunu ve zarara uğradığını ispat yükü altındadır.
Taraflar arasında … Sanayi Bölgesi 23 numaralı taşınmaza ilişkin 01/02/2012 tarihli kira sözleşmesi ve 04/01/2016 tarihli revize kira sözleşmesi akdedilmiştir. Taşınmazın tapu kayıtlarının incelenmesinde, taşınmazın 13/12/2013 tarihinde …’ya ve 15/04/2016 tarihinde … A.Ş.’ye devredildiği görülmüştür. Taraf şirketlerin sicil kayıtlarının incelenmesinde, revize kira sözleşmesinin yapıldığı tarihte iki şirketin de yetkilisinin ihbar olunan … olduğu anlaşılmıştır. Davalı taraf hem taşınmazın üçüncü kişi adına kayıtlı olmasına hem de iki şirketin de yetkilisinin aynı kişi olmasına dayanarak revize kira sözleşmesinin geçerli olmadığını ve davalı şirketin de taşınmazda 05/02/2016 tarihli kira sözleşmesi ile kiracı olduğunu ileri sürmüştür. Taraflar arasındaki revize kira sözleşmesinin geçerli olup olmadığı hususu … CBS …Soruşturma sayılı dosyada soruşturma konusu olmadığı gerekçesiyle tartışılmamıştır. İşbu dosyada da revize kira sözleşmesinin geçerli olup olmadığının, davanın haksız fiil hükümlerine göre yürütülmesi ve görevsiz SHM tarafından yapılan tespit sonucu dikkate alındığında dava konusu olmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacı şirketin sicil kayıtlarından 23/03/2018 tarihinde adres değişikliği yapıldığı görülmüştür. Bu tarih öncesinde şirketin adresinin ihtilaflı olan … numaralı taşınmaz olduğu anlaşılmıştır. Adres değişikliğine ilişkin süreçte Ticaret Odasına yapılan başvuru sonucu Ticaret Odası tarafından davacıya yapılan ihtar ile adres değişikliğinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Davacı, öne sürdüğü vakaların suç teşkil etmesi sebebiyle şikâyette bulunmuş ve … CBS … Soruşturma sayılı dosya ile kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmiştir. Davacının delil tespiti için yaptığı başvuru sonucu … 3. SHM’nin …D.İş sayılı dosyasında hazırlanan bilirkişi raporunda, davacıya ait stok ve demirbaş malların taşınmazda bulunmadığı tespit edilmiştir. Hem delil tespiti dosyasında hem de işbu davada sunulan stok ve demirbaş mal listesi davacı tarafından hazırlanan bir liste olup, herhangi bir resmi kayda dayanmamaktadır. Dolayısıyla davacının taşınmazı kiraladığını ve kiralanana alınmadığını iddia ettiği tarihlerde listede yer alan malların davacıya ait olup olmadığı belli değildir. Davacının kendi hazırladığı listeye dayanarak yapılan delil tespiti, ispat için yeterli değildir. Davalı tarafından elden çıkarıldığı iddia edilen davacıya ait 34 TM 3489 plakalı aracın ise, halen davacı adına kayıtlı olduğu, bu araca ilişkin herhangi bir çalıntı/kayıp başvurusunun bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacının malvarlığının tespiti için ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi önemli bir delil olarak görülmektedir. Ancak mahkemece verilen süreye rağmen davacı taraf ticari defterlerini sunmamıştır. Buna ilişkin ticari defter ve kayıtların davalı tarafından alındığı iddia edilse de yapılan ceza soruşturmasında KYOK kararı verilmesi, ticari defterlere ilişkin ayrı bir ceza dosyasının bulunmaması ve zayi belgesi de alınmaması sebebiyle davacının bu iddiası mahkememizce kabul edilmemiştir.
Davacı tanıkları taraf şirketlerin aynı binada faaliyet gösterdiğini, grup şirketler olduğunu, şirketler arasında organik bağ bulunduğunu ve davacının mallarının alınamadığını beyan etmişlerdir. Davacının mallarının alınamadığı yönündeki tanık beyanları tek başına iddianın ispatı açısından yeterli değildir. Zira davacının 04/04/2016 tarihinden bu yana taşınmaza alınmadığını iddia etmesine rağmen 2018 yılında şikâyette bulunduğu anlaşılmakla; tanıkların beyanlarına göre 25-30 milyon TL değerindeki mallar için 2 yıl boyunca işlem yapılmaması hayatın olağan akışına aykırıdır. Bunun yanında ceza soruşturmasında KYOK kararı verilmesi ve mallara davalı tarafından el koyulduğuna ve satıldığına dair herhangi başka bir delil olmaması sebebiyle davacı tanıklarının beyanlarına itibar edilmemiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere taraflar arasında geçerli bir kira sözleşmesi bulunup bulunmadığı işbu davanın konusu olmamakla birlikte, davacının, kullanım hakkının kendisinde olduğunu iddia ettiği taşınmaza davalı tarafından alınmadığı yönündeki iddiasın ispata yarar bir delil dosya kapsamında bulunmamaktadır. Taşınmazın dava dışı üçüncü kişi adına kayıtlı olması, davalının taşınmazda kiracı konumunda bulunması, davacı şirketin adresine yönelik Ticaret Odasına yapılan başvuru ve davacı şirketin 23/03/2018 tarihinde adres değişikliği yapması gözetildiğinde; davalının, davacının taşınmaza girmesini engelleyici bir hareketinin bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; yukarıda açıklanan sebeplerle davacının tazminat talebi haksız fiil sorumluluğuna dayanmakta olup, bu sorumluluk türünde tazmin yükümlülüğünün doğması için öncelikle davalının davacıya karşı haksız/hukuka aykırı bir eyleminin, zararın ve illiyet bağının bulunması gerekir. Bu üç şartın gerçekleştiğini ispatlamak ise davacının yükümlülüğüdür. Somut olayda davacı tarafın, davalı şirketin hukuka aykırı ve zarar doğurucu bir eyleminin bulunduğunu ispat edememesi sebebiyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davanın REDDİNE
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 163,40-TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Fazla yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının dosya kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/05/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır