Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1051 E. 2020/552 K. 13.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/623 Esas
KARAR NO : 2020/556 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/12/2018
KARAR TARİHİ : 13/10/2020
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılamalar neticesinde ;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 10.12.2010 tarihinde … Otel Servis Sözleşmesi yapıldığını, sözleşmeye göre müvekkili şirket otel için özel olarak dizayn edilmiş otellere ve gruplarına çevrimiçi otel rezervasyon dağıtım sistemine erişim için gerekli kurumları yaptığını bu sistem üzerinden davalı … işleteni, otele ait bilgilerini (otel özelleri, kontenjan, fiyat vb.) sisteme yükleyecek rezervasyonlarını takip etmiş, kendilerine ait bir kontrol paneline erişim sağladığını, müvekkil şirket sözleşmeye uygun yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen, davalı sözleşme hükümlerine aykırı hareket etmiş ve hizmet bedellerini ödemediğini, fatura bedellerinin ödenmemesi sözleşme hükümlerine aykırı davranılması nedeni ile aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … E.Sayılı dosyası ile icra takibi açıldığını, Borçlu, icra takibinde borca, faize ve ferilerine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu beyan ederek davalı-borçlunun İstanbul … İcra Müdürlüğü … E.Sayılı dosyasına vaki itirazlarının iptalini ve takibin takip talebindeki şartlarla devamını, % 20’den az olmakak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı-borçlulara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı … İşletmeleri… AŞ. vekilinin vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının iş bu davaya konu ettiği takipte müvekkilinin borçlu şirket olmadığını bu nedenle husumet itirazında bulunduklarını, davaya konu ica takibinde borçlu şirketin farklı olduğunu müvekkili şirketin olmadığını, öyle ki ekte sunulan ticaret gazetelerinde de görüleceği üzere müvekkili şirketin bir anonim şirket olup ” Barbaros Mah. … Cad. No:… Yenisahra Ataşehir/İstanbul adresinde faaliyet gösterdiğini, oysa takip başlatılan borçlu şirket bir limited şirketi olup ” Hacıfeyzullah Mah. … Cad. No:.. Kuşadası/Aydın” adresinde faaliyet gösterdiğini, yine müvekkili şirketi yetkilisinin … iken icra takibinde borçlu gösterilen limited şirketin ortakları ise …ve … isimli şahısların olduğunu tüm bu açıklamalar ışığında, müvekkili şirket ile icra takibine borçlu olarak gösterilen şirket farklı şirketler olup, müvekkili şirketin davaya konu icra takibinde borçlu sıfatı bulunmadığını, icra takibine müvekkili şirket değil borçlu gösterilen… Ldt.Şti. İtiraz ettiğini, davanın borçlu gösterilen limited şirketine açılması gerekirken müvekkili şirkete bu davanın açılması hukuka aykırı olduğundan husumet yokluğu nedeni ile davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … İşletmeleri ve …Ltd. Şti’ye taraf değişikliği ara kararı sonrası usulüne uygun tebligat yapılmış olmasına rağmen davaya cevap vermemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Davada; Servis sağlayıcısı olarak rezervasyon sistemi kullanım sözleşmesi uyarınca fatura alacak hakkının doğup doğmadığı, doğdu ise miktarının ne kadar olduğu, cezai şart bedellerinin ödenmesi gerekip gerekmediği husumetin doğru yönlendirilip yönlendirilmediği taraf değişikliğinin gerekip gerekmediği noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Dava dilekçesi, İstanbul …İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosya aslı, bilirkişi raporu ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
Dosyamıza getirtilen İstanbul …İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasının suretinin incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 632,20 Euro toplam alacak, üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67/1 maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
İcra takibi … Ltd. Şti’ye karşı başlatılmasına rağmen dava … AŞ. Ye açıldığı bunun sebebinin taraflar arasında gene görülmekte olan bir başka takip dosyası ve itirazın iptali dava dosyası olduğu davacı vekilinin beyanları doğrultusunda anlaşılmıştır.
HMK: 124/3 fıkrası; “Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. ” hükmü gereği iradi taraf değişikliği dürüstlük kurallarına aykırı olarak görülmeyerek karşı tarafın rızası aranmaksızın taraf değişikliği ara kararı verilmiştir.
HMK: 124/4 fıkrası; ” Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.” hükmü gereğince de davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen… A.Ş. lehine yargılama giderlerine hükmetmek gerekmiştir.
Mahkememizce oluşturulan ara kararı gereği dosyanın nihai rapor için bilirkişi heyeti tarafından verilen 05/12/2019 tarihli bilirkişi kök raporunda; davacı yanın kendi ticari defter kayıtlarına nazaran takip tarihi itibariyle davalıdan 441,06 Euro alacaklı göründüğü, bu tutara takip tarihinden itibaren ticari faiz yürütülmesi gerektiği davacının inkar tazminatı ve diğer benzer taleplerinin sayın mahkeme takdiri içinde kaldığı bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir. Davacı vekili 18/12/2019 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı itirazlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir.
Davacı tarafın itirazları doğrultusunda dosya bilirkişi heyetine ek rapor aldırılması hususunda tevdi edilmiş bilirkişi 04/03/2020 ek raporda, ) Takdir Sayın Mahkemenin olmakla birlikte, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Kararları ışığında, 6098 sayılı kanun 117-120 md hükümleri dikkate alınarak davacı ancak takip tarihinden itibaren ticari faiz talep edebileceği kanaatiyle kök rapordaki görüşümüzü aynen tekrar etmekteyiz. Sayın Mahkemenizce, Davacının itirazları yerinde görüldüğü takdirde, 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca; 30.09.2011 tarihli 55,43 Euro tutarlı fatura için takip tarihine kadar işlemiş Ticari Faiz tutarının 49,80 Euro, 30.09.2012 tarihli 12,65 Euro tutarlı fatura için takip tarihine kadarki işlemiş ticari faiz tutarının 9,20 Euro,31.08.2015 tarihli 303,27 Euro tutarlı fatura için takip tarihine kadar işlemiş Ticari Faiz tutarının 108,44 Euro, 31.10.2015 tarihli 69,71 Euro tutarlı fatura için takip tarihine kadar işlemiş Ticari Faiz tutarının 23,70 Euro olmak üzere; takip tarihine kadar işlemiş ticari faiz oranları tutarından toplam olarak 191,14 Euro olduğu ve asıl alacakla birlikte neticeten 632,20 Euro olduğu ve bu bedeller üzerinden itirazın iptaline karar verilebileceği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, ticari defterlerin kanıt olması, bu defterlerin Ticaret Kanunu’nun öngördüğü şartlar içinde tacirin lehinde veya aleyhinde olarak kullanılması ve ticari bir uyuşmazlığında hükme esas teşkil etmesidir. Böylelikle ticari bir uyuşmazlıkta ticari defter kaydı, uyuşmazlığın çözümünde yazılı bir kanıt aracıdır. Tacirin tuttuğu bütün defterlerdeki kayıtların birbirine uygun olması, birbirini tutması ve doğrulaması şarttır. Ayrıca ticari defterlerin kanuna uygun olarak tutulmuş olması yanında tasdike tabi olan ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin de Ticaret Kanununda belirtilen sürelerde ve şekillerde yapılmış olması gerekmektedir. Aksi takdirde defterler, sahipleri lehine kanıt olma niteliklerini kaybederler. Bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağın olduğunu iddia eden taraf yazılı belgeler ile ispat etmesi gereklidir. İspatın konusu, ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu HMK 187,190 ve 200. Maddeleri ayrıca HMK Madde 222 de Ticari defterlerinin ibrazı ve delil olması açısından ilgili düzenlemeler mevcuttur. Davalı taraf ticari defterlerini haklı bir mazereti olmaksızın ibrazdan kaçınması nedeniyle davacı tarafından usulüne uygun tutulmuş ticari defter kayıtları HMK:222/3 maddesi uyarınca davalı aleyhine delil teşkil etmiş sayılmıştır.
Bilirkişi raporu göz önüne alındığında; davalıya ait ekin otel için 5 adet rezervasyon (%18 komisyon 189,54 Euro) …Otel için 7 adet rezervasyon ( %18 komisyonu 77,66 Euro), … Otel için 23 adet rezervasyon ( komisyon payı 246,51 Euro) yapıldığı 2011 yılından 2015 yılına kadar belli dönemler için düzenlenmiş faturalardan bir kısmının ödendiği ve davaya konu 4 adet faturanın ise ödenmediği anlaşılmıştır. Davacının davalı şirketten takip tarihi itibariyle 441,06 Euro asıl fatura alacağı ve 191,14 Euro işlemiş faiz alacaklı olduğu, işlemiş faiz alacağı ile ilgili sözleşmenin 3. maddesinde ödeme günün rezervasyonların belirlendiği ayın sonuna kadar olarak belirlenmesi nedeniyle ayrıca ihtara gerek kalmaksızın talep edilebileceği, faiz oranın ise 3095 sayılı kanunun 4/A maddesi;” Sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanır.” hükmü gereğince sözleşmede belirlenmiş daha yüksek akdi faiz oranı olmadığı için yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden uygulanması gerektiği ve bu nedenle yapılan icra takibine konu alacak miktarı Mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile tespit edildiği yerinde görülmekle açılan davanın kabulüne karar verilerek aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’ nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Somut uyuşmazlık bakımından da fatura alacağının likit olduğu davalı tarafından belirlenebilir olduğu anlaşıldığından icra inkar tazminatı şartları oluşmuştur.
HÜKÜM Yukarıda belirtilen gerekçeler uyarınca;
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın KABULÜNE,
İstanbul … İcra Müdürlüğünün…E. Sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 441,06 Euro asıl alacak ve 191,14 Euro işlemiş faiz alacağı yönüyle ve 3095 sayılı kanun 4/a maddesi uyarınca takip tarihinden itibaren asıl alacağa faizin işletilmesine bu şekilde takibin DEVAMINA
Asıl alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
İcra takibine vaki itirazın bu şekilde iptali ile icranın DEVAMINA,
Fazlaya dair istemlerin REDDİNE,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen …A.Ş. Lehine kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 591,54 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile Kuşadası … A.Ş.’ye verilmesine,
Alınması gereken 269,39 -TL harcın peşin alınan 67,35 -TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 202,04 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 67,35 -TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı vekili tarafından yapılan posta-tebligat gideri toplamı 113,20 TL ile 2 adet bilirkişi ücreti 1.000,00-TL, 35,90.-TL başvuru harcı, 5,20.-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.154,30-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, kesin olarak davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
13/10/2020
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır