Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/104 E. 2019/270 K. 09.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/100 Esas
KARAR NO: 2019/292

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/12/2018
KARAR TARİHİ: 18/07/2019
İŞLEMDEN KALDIRILMA TARİHİ : 16/04/2019

Davacılar tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın, 16/04/2019 günü işlemden kaldırıldığı (başvuruya bırakıldığı) tarihten itibaren üç aylık yasal süre içinde yenilenmediği anlaşıldığından; Dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı 20/06/2013 ile 16/12/2013 tarihleri arasında logo ve isim çalışması hakkında mail ortamında ve karşılıklı yapılan toplantılar çerçevesinde bir iş ilişkisi olduğu, Davalı şirketin söz konusu logo ve isim çalışması için davacı şirket ile irtibata geçtiği, davalı şirket tarafından iş ilişkisinin sebepsiz bir şekilde sonlandırıldığı, davalı şirket iş ilişkisinin bitirilmesinden kısa bir süre sonra kendilerine sunulan logoları ufak değişiklikler yaparak tescil ettiği, logo kullanımı davacı tarafca tespit edildiğinden sonra İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığı, davalı şirketin icra dosyasına haksız olarak itiraz ettiği ve sonucunda takibin durduğunu, ve davacı tarafca İstanbul … İcar Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapılan itiraza itirazın iptali ile icra takibinin devamı ve %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP:
Davalı vermiş olduğu cevap dilekçesinde ” Davacının 14.03.2019 tarihli delil dilekçesi ile sunmuş olduğu mailler incelendiğinde MÜVEKKİL FİRMADAN HERHANGİ BİR YETKİLİYLE GÖRÜŞÜLMEDİĞİ, aynı dilekçenin açıklama kısmında yer verildiği şekilde “davalı şirket yetkilileri” ile herhangi bir mail iletişiminin YAPILMADIĞI, tasarımlara ilişkin maillerin davacı firma yetkilisi …’ya gönderildiği, maillerde yer alan …nın, ekte sunduğumuz … kayıtlarında DAVACI ŞİRKETİN TEK ORTAĞI VE YETKİLİSİ OLDUĞU görülecektir. Dosyaya sunulan mail yazışmalarında MÜVEKKİL FİRMANIN İMZA SİRKÜLERİ KAPSAMINDA İMZA YETKİLİSİ HERHANGİ BİR KİŞİYLE DOĞRUDAN GÖRÜŞÜLDÜĞÜNE DAİR BİR BİLGİ İÇERMEMEKTEDİR. Dolayısıyla davacının buna ilişkin iddiaları soyut beyanlardan ileri gitmemektedir. 2.Taraflar arasında imzalanan 24 Haziran 2013 tarihli sözleşmenin 2. Sayfası, DAVACI TARAFINDAN SAYIN MAHKEMEYE SUNULMAMIŞTIR. Söz konusu sözleşmenin 2. Sayfası incelendiğinde “ÖDEME ŞEKLİ” başlığı altında “teklifimizin ONAYLANMASI ile birlikte…” ifadesi yer almakta olup müvekkilimizin herhangi bir ödeme yapma yükümlülüğü, DAVACI TARAFINDAN YAPILAN TEKLİFİN MÜVEKKİLİMİZ TARAFINDAN ONAYLANMASI ŞARTINA BAĞLANMIŞTIR. Davacı taraf sözleşmenin ödeme ile ilgili kısmını sayın mahkemeden gizlemek suretiyle mahkemeyi yanıltmaya ve yönlendirmeye çalışmaktadır. Bu nedenle davacının huzurdaki davayı açmakta herhangi bir hakkı bulunmamasının yanı sıra TMK 2. Maddesinde yer alan DÜRÜSTLÜK KURALINA aykırı ve KÖTÜ NİYETLİ HAREKET ETMEKTE OLDUĞU da ortadadır. Davacı tarafından EKSİK ŞEKİLDE, MAHKEMEYİ YANILTMAK VE YÖNLENDİRMEK AMACIYLA SUNULAN bu delilin değerlendirmesini sayın mahkemenin takdirine bırakmakla birlikte değerlendirme aşamasında bahsetmiş olduğumuz bu hususların göz önüne alınmasını talep ederiz. 3.Kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacının 2013 yılında doğduğunu iddia ettiği bir alacağını, öncesinde hiçbir ihtar ya da talepte de bulunmadan 2017 yılının sonlarında talep etmesi de hem iyi niyet kurallarına hem de basiretli tacir ilkesine aykırıdır. 4.Davacı tarafından sunulan mail içeriklerinden de anlaşılacağı üzere davacı tarafından hazırlanan çalışmalar müvekkilimiz tarafından beğenilmemiştir, beğenilmemesinin nedeni davacı firma yetkilisi …nın 03.12.2013 tarihinde … isimli kişiye gönderdiği mailde; “…çalışmaların tümünde hazır logo ve Amerikan firma logolarından esintiler görmekteyiz…” denilerek ikrar edildiği üzere orijinal bir tasarım yapılmadığı, kopyala-yapıştır mantığına dayalı kalitesiz bir hizmet verildiği bizzat davacı yetkilisi tarafından kabul edilmiştir. Yine davacı firma yetkilisi … tarafından … gönderilen 30 Haz 2013 tarihli 20:21 saatli mailde açıkça “…ön çalışma kısmını geçseydi ücreti ödenip alınacaktı…” denilmek suretiyle müvekkilimize yüklenecek ödeme borcunun TEKLİFİN ONAYLANMASI ŞARTINA BAĞLI OLDUĞU davacı şirket yetkilisi tarafından da AÇIKÇA İKRAR EDİLMİŞTİR. Müvekkilimiz tarafından açıkça onaylanan, herhangi bir teklif/tasarım bulunmadığı halde, müvekkil aleyhine icra takibi başlatılması, davacının var olmayan bir alacağı müvekkilimizden talep etmesi, usul ve yasaya aykırıdır. 5.Ayrıca, 24.06.2019 tarihli sözleşme içeriği incelendiğinde, sözleşmenin konusunu “Kurum/Marka adı ve logo” ile “VIVA Girl logo çalışması”nın oluşturduğu görülecektir. Ancak davacının sunmuş olduğu delillerde de görüldüğü üzere müvekkil tarafından kullanılan “…” isimli herhangi bir marka BULUNMAMAKTADIR. (Kabul anlamına gelmemekle) Davacının icra takibindeki alacak kalemlerinde yer alan “Viva Luis” logosuna ilişkinse herhangi bir sözleşme taraflar arasında imzalanmamış olup yine bu hususa ilişkin maillerde müvekkilimiz muhatap olarak ALINMAMIŞTIR. Dolayısıyla doğrudan müvekkilimizle kurulmayan, MÜVEKKİLİMİZİN ONAYININ ALINDIĞINA DAİR HERHANGİ BİR SOMUT DELİL SUNULMAYAN iletişim neticesinde ortaya çıkan bu durumdan müvekkilimizin sorumlu tutulması hakkaniyete uygun düşmemektedir. Davacının müvekkilimiz aleyhine başlatmış olduğu icra takibinde yer aldığı şekilde davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmamaktadır. Bu nedenle somut ve net delillerle ispat edilemeyen, usul ve yasaya aykırı davanın REDDEDİLMESİ gerektiği kanaatindeyiz.” beyan ederek davanın reddini savunmuştur.

DELİLLER VE GEREKÇE:
21/02/2019 Tarihli tensip zaptı ile duruşma gün ve saati 16/04/2019 saat 11:00 olarak tayin edildiği, ön inceleme duruşma davetiyesinin taraflara usulüne uygun tebliğ edildiği, ön inceleme duruşmasında dava taraf vekilinin mazeret bildirmeksizin duruşma gün ve saatinden haberdar olmasına rağmen hazır olmadığı, sadece davalı vekilinin duruşmada hazır olduğu ve davayı takip etmeyeceklerini beyan ettiği, HMK:150.maddesi uyarınca dosyanın taraflarca yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
İşbu dava; taraflarca duruşmalarının takibi gereken, itirazın iptali davasıdır.
HMK nun yazılı yargılama usulü ile ilgili tarafların duruşmaya gelmemesi, sonuçları ve davanın açılmamış sayılması başlıklı 150. maddesi “(1) Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir. (2)Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan biri duruşmaya gelir, diğeri gelmezse, gelen tarafın talebi üzerine, yargılamaya gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilir veya dosya işlemden kaldırılır. Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez. (3)Duruşma gününün belli edilmesi için tarafların başvurması gereken hâllerde gün tespit ettirilmemişse, son işlem tarihinden başlayarak bir ay geçmekle dosya işlemden kaldırılır. (4)Dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurusu üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi, duruşma gün, saat ve yeri ile birlikte taraflara tebliğ edilir. Dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir ay geçtikten sonra yenileme talebinde bulunulursa, yeniden harç alınır, bu harç yenileyen tarafça ödenir ve karşı tarafa yüklenemez. Bu şekilde harç verilerek yenilenen dava, eski davanın devamı sayılır. (5)İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır. (6)İşlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilenmeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi hâlde dava açılmamış sayılır. (7)Hangi sebeple olursa olsun açılmamış sayılan davadaki talep dahi vaki olmamış sayılır.” hükmünü amirdir.
Davacı vekilince belirtilen tarihteki duruşmanın/davanın takip edilmemesi nedeniyle dava dosyasının işlemden kaldırılmasına karar verildiği ve o günden bu yana geçen üç aylık yasal süre içinde taraflarca yenileme talebinde de bulunulmadığı anlaşılmıştır.
Bu durumlar karşısında HMK nun 150. maddesi gereğince işbu davanın açılmamış sayılmasına ilişkin aşağıdaki hükmün kurulması gerekmiştir.

HÜKÜM:
1-HMK nun 150. maddesi gereğince dava dosyasının işlemden kaldırıldığı 16/04/2019 tarihinden itibaren üç aylık sürenin dolduğu 16/07/2019 tarihi itibariyle DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA ve davanın kaydının kapatılmasına
2- Yeterince harç alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3- 44,40.-TL harcın peşin alınan 153,70.-TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 109,30.-TL harcın davacıya iadesine,
4- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 7.maddesine göre takdir olunan 1.363,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- Taraflarca yatırılan artan gider avansının talep halinde taraflara iadesine,
Tarafların yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır