Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1033 E. 2020/727 K. 25.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1033 Esas
KARAR NO : 2020/727 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2018
KARAR TARİHİ : 25/11/2020

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılamalar neticesinde ;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili banka ile … İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti. Arasında imzalanan kredi sözleşmelerini … müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, bahse konu sözleşmeye istinaden asıl borçlu … İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti. Adına kredi tahsis edildiğini, asıl borçlunun müvekkili bankadan kullandığı krediden kaynaklana borçlarını ödemediğinden, asıl borçlu ve müşterek borçlu ve müteselsil kefil olan davalılara borçlarını ödemeleri için ihtarname keşide edildiğini, ihtarname keşide edilmesine ve keşide edilmesine rağmen asıl borçlu ve müşterek borçlu ve müteselsil kefil davalılara tebliğ edilmesine rağmen borcun ödenmemesi üzerine asıl borçlu ve müşterek ve müteselsil kefilleri hakkında … İcra Müdürlüğünün 2018/… E.sayılı dosyasından müvekkil banka alacağının tahsili için haciz yoluyla icra takibine geçildiğini, davalı borçluların borca faize ve ferilerine yönelik itirazı yerinde olmadığını, açıklanan nedenlerle borçluların haksız ve kötü niyetli olarak … İcra Müdürlüğünün 2018/… E. Sayılı dosyasından yapmış oldukları itirazın iptali ile takibin devamına ayrıca davalılar aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminata hükmedilmesine Vekalet ücreti ile muhakeme masraflarının davalılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle, davacı ile asıl borçlu … Şirketleri arasında imzalanan gayri nakdi sözleşmesi neticesinde Müvekkili …’ûn kefil olduğunu, öncelikle sözleşmedeki adresten taşınmış olan müvekkilinin adresine ihtarneme gönderilmediğini ve doğrudan icra yoluna başvurulduğunu, davacı tarafından gönderilen ihtarnamenin müvekkiline ulaşmadığını, dava konusu alacağın tamamı 151.647,69 TL olmasına karşın müvekkilinin sorumlu tutulduğu miktar 22.174,03 TL olduğunu, bu nedenle ihtarnamede sorumlu tutulan miktar ile icra takibinde belirtilen miktar birbiriyle örtüşmediğinden dava konusu alacağın bilirkişi marifetiyle hesaplanması gerektiğini, müvekkilinin 2016 yılında görevini bırakarak emekli olduğunu, Fakat bu sözleşmede ne müvekkile ait bir imzanın söz konusu olduğunu ne de müvekkilinin bu sözleşmenin imzalandığı tarihte asıl borçlu olan şirkette çalışmakta olduğunu, müvekkilinin kefaletinden faydalanmak, mevcut alacağa dahil edilmek suretiyle kefilliği mevcut olmayan bir sözleşmede sorumlu tutulmaya çalışıldığını bu durum gerek araç satış sözleşmesi gerek de ticari taşıt kredisi incelendiğinde anlaşıldığını, açıklanan nedenlerle alacaklı tarafından açılan icra takibinin iptaline, vekalet ücreti ve yargılama giderinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVABA CEVAP:
Davacı vekili 31.05.2019 tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle, davalının beyanlarının gerçekle örtüşmediğini, dava dilekçesinde ekinde sunulan genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesinin suretinde anlaşılacağı üzere tarafların adres değişikliği yaptığında yazılı olarak bildirimde bulunma yükümlülüğü olduğunun görüleceğini, bu değişikliğin bildirilmesi durumunda kendileri tarafından beyan edilen adrese ihtarname gönderilmesi halinde iade gelse dahi temerrüde düşmüş sayılacağının açık ve net olduğunu, davalı tarafından değinilen hususların kendi hür iradesiyle imzalanmış olduğu sözleşmelere ve kefaletine bir etkisi bulunmadığını dolayısı ile mesnetsiz ve hukuki dayanağı olmayan bu iddialarında yerinde olmadığının açık ve net olmadığını, davalının hukuki dayanaktan yoksun ve delilden yoksun iddialarının reddi ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflar arasında genel kredi sözleşmesi kapsamında kredi kullanıldığına dair hususunda ihtilafın bulunmadığı,
Davadaki uyuşmazlık, kullanılan kredi dolayısıyla temerrüd şartlarının oluşup oluşmadığı, hesap kat iihtarının usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığı, kredi borcu varsa ne miktarda olduğu ve kefaletten kaynaklı sorumluluğun devam edip etmediği noktalarında toplandığı görülmüştür.
Dava dilekçesi, …. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı dosya aslı bilirkişi raporu ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
Dosyamıza getirtilen …. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… sayılı dosyasının suretinin incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 167.163,21 TL asıl alacak, üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın İİK.67/1 maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Davalı borçlunun icra takibine yaptığı yetki itirazının, davacı banka ile dava dışı asıl borçlu şirket arasında imzalanmış genel kredi sözleşmelerinde yetkili yerin İstanbul olması nedeniyle reddi gerekmiş ve dosyanın esas incelemesine geçilmiştir.
Mahkememizce oluşturulan ara kararı gereği dosyanın nihai rapor için bilirkişi tarafından verilen 24/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda; … Bankası … Şubesinin müşterisi olan … San ve Tic. Ltd.Şti. Müteselsil borçlusu …’un kredi sözleşmelerinde imzaların olduğu, … Bankası … Şubesinin müteselsil borçlusu …’ dan 6 adet tahsil olunacak alacaklın bulunduğu, borçlunun takibe intikal ettiği tarihlerden sonra borca karşılık hiç ödeme yapmadığı, Borçlunun 13.05.2018 tarihinde takibe intikal ettiği toplam borcun 777.281,69 TL olduğu ancak dava değeri 167.163,71 TL’den sorumlu tutulabileceği, ….İcra Müdürlüğünün 2018/… E. sayılı dosyasında görülen icra takibine karşı yapılan itirazın yerinde olmadığı sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizden verilen ara karar gereği, Dosyanın mevcut bilirkişiden temerrüt faiz oranı ve miktarlarının, BSMV oranlarının doğru hesaplanıp hesaplanmadığı hususlarında temerrüt tarihinden takip tarihine kadar işleyen faiz miktarının doğru hesaplanıp hesaplanmadığı hususlarınında ayrıca belirtilerek ek rapor aldırılmasına karar verilmiş olup bilirkişi tarafından sunulan 30/12/2019 tarihli ek raporda özetle, temerrüt faiz oranları 01.01.2017-30.06.2018 sözleşmeyle tespit edilmemişse temerrüt faiz oranı %9(3095/m.2/1) anılan sözleşmelerde temerrüt faizleri oranına rastlanmadığı, buna göre temerrüt faiz oranın %9 olarak belirlenmesi gerektiği, temerrüt ve takip tarihlerinin doğru olarak belirlenmiş olduğu, tarih aralığı 13 Mayıs 2018 Pazar ile 28 Haziran 2018 Perşembe arası Gün sayısı:46 olarak tespit edildiğini, sözleşmelerden doğan borç – alacak ilişkisinde yapılan hesaplamada Taksitli Ticari Kredi Borcu İçin Toplam:34.706,84 TL, Ticari Nitelikli Kredi Borcu İçin Toplam:120.603,16 TL, Teminat Borcu İçin Toplam:2.312,00 TL olmak üzere genel toplam 158.077,14 TL olduğu, davacının 28.06.2018 tarihi itibariyle davalıdan toplam 158.077,14 TL alacaklı olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Davalı vekili 03/03/2020 tarihli duruşma celsesinde, ” 02/03/2020 Tarihli beyan dilekçemiz doğrultusunda müvekkilim …’un eşi …’un kefalet sözleşmesindeki imzası kendisine ait olmadığını tespit ettik, geçerli bir kefalet sözleşmesi yoktur, öncelikle imza hususunun incelenmesini talep ediyoruz” diyerek beyanda bulunduğu görülmüştür.
Davalının sözleşmedeki imzaya itirazı üzerine imza örnekleri ile resmi kurum ve kuruluşlardaki imza asıl ve suretleri celp edilerek bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mahkememizce 03/03/2020 tarihli celsede verilen ara karar gereğince; eksiklikler giderildikten sonra imza incelemesine esas, gramofoloji alanında bilirkişi incelemesine karar verilmiş; dosya bilirkişi …’a(Adli Sosyal Bilimler Uzmanı) tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından sunulan 26/10/2020 tarihli raporda, inceleme konusu … Bankası’na ait 01/10/2010 tarihli … İht. İhr. San ve Tic. Ltd.Şti adına düzenlenmiş genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesi fotokopisinde …’un adına atılı kefil imzalarının mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’un eli ürünü olmadığı, İnceleme konusu … Bankası’na ait 05/04/2013 tarihli … İht.iHR. San ve Tic. Ltd.Şti adına adına düzenlenmiş genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesi fotokopisinde … ve … adına atılı kefil imzalarının mukayese imzalarına kıyasla … ve … ‘un eli ürünü olmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendiriliğinde, davalı …’un imzasının bulunmadığı, davalının sözleşmenin tarafı olmadığı açık olduğundan, hüküm kurmaya elverişli nitelikteki mevzuata uygun bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL Karar ve İlam Harcından, peşin yatırılan 2.018,92 ‘nin mahsubu fazla yatırılan 1.964,54 TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından bu dava sebebi ile yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 800,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 19.830,55 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Artan Gider Avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/11/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır