Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1024 E. 2023/761 K. 23.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1024 Esas
KARAR NO : 2023/761
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2018
KARAR TARİHİ : 23/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin …. olarak bilinen İstanbul’da Mukim davalı … A.Ş. firmasının yapmış bulunduğu ihale sonucunda Ordu ilinin … ve … ilçelerinde bulunan iki adet … restaurantın teşrifi ve inşası işini aldığını, söz konusu her iki dükkanda davalı şirketin kiracı durumda olduğunu, davalının söz konusu iki dükkanı alt kiracı olarak … Ltd Şti isimli kendi franchise anlaşması yaptığı bir firmaya verdiğini, hukuken kendisinin kiracı 3. firmanın ise alt kiracı olduğunu, söz konusu iki dükkan için ihalenin internet ortamında bizzat davalı şirket tarafından yapıldığını ve ihale sonucunda …’ da bulunan restoran için yapılan işin hakediş, ihale belgeleri ile sabit olup 232.379,48 TL +KDV olduğunu, …’deki restauran için ise 243.900,67 TL +KDV olduğunu, söz konusu … Mahallesi … CAD no: … adresinde bulunan dükkanı 30.06.2013 tarihinde Kaledere mah. … cad No: … adresindeki dükkanı ise 23.09.2013 tarihinde davalı şirket mimarı … tarafından davacı şirkete yazılı belge ile teslim ettiğini, söz konusu ihale bedelinin, işin teslimi vs. konuların esas itibari ile nizasız olduğunu, hal böyle iken davalı şirketin söz konusu ödemelerin franchiseları ile kendi aralarındaki franchise anlaşmasının ilgili maddesi gereğince alt kiracıları olan … Ltd şti tarafından yapılacağını beyan etmiş olduklarını, söz konusu borca mahsuben alt kiracı tarafından, 01.09.2014 tarihinde 19.500 TL, 10.10.2014 tarihinde 10.000.-TL, 10.11.2014 tarihinde 15.000.-TL, 10.12.2014 tarihinde 15.000.-TL, 13.01.2015 tarihinde 15.000.-TL, 10.03.2015 tarihinde 15.000.-TL, 15.04.2015 tarihinde 15.000.-TL, 17.06.2015 tarihinde 15000.-TL, 20.12.2015 tarihinde 5000.-TL olmak üzere anılan tarihlerde 124.500.00.-TL ödeme yapıldığını, bakiye 437.510.58.-TL alacağın kaldığını, bakiye alacağın tahsili için davalı ile yapılan görüşmelerde alt kiracının söz konusu ödemeleri yapacağı, kendilerinde teminatlar olduğu, ancak ödeme için beklememeleri konusunda rica edildiğini, müvekkili şirketin davalının başkaca restauranlarınıda inşa etmiş olması ve aralarındaki ticari teamülü dikkate alarak beklediğini ancak bugüne kadar alacak bakiyesinin ödenmediğini, taraflar arasında iki yıldır süren yazışma ve görüşmeler sonuç vermeyince müvekkili şirketin bakiye alacağın tahsili için yukarıda anılan 50.000-TLlik kısmı için kısmi davayı açtığını, arta kalan alacak içinse davaya konu icra takibini başlattığını, icra takibine yapılan itiraz üzerine huzurdaki davanın açılması gerektiğini beyanlarla açıklanan gerekçelerle davacı müvekkili adına başlatılan icra takibinin, davalı/borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazı ile durmuş olması nedeni ile icra takibine yapılan itirazın iptaliyle takibin devamına, davalı/borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının ikame etmiş olduğu itirazın iptali davasının bir ek dava niteliğinde olduğundan usul hukuku yönünden; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 165. Maddesi uyarınca … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18.10.2018 tarihli ve 2017/… Esas 2018/… Karar sayılı kararının istinaf incelemesinde olduğu gözetilerek istinaf yargılamasındaki dosyanın huzurdaki davada bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18.10.2018 tarihli ve 2017/… Esas 2018/… Karar sayılı kararı istinaf incelemesi sonucunda ortadan kaldırılırsa HMK’nın 166. Maddesi uyarınca huzurdaki davanın … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/… Esas sayılı asıl dosya ile birleştirilmesini talep etiklerini, müvekkili şirketin … A.Ş., … ile imzalamış olduğu ana franchise sözleşmesi kapsamında uluslararası alanda tanınan bir … markası olan “ …” markasının Türkiye’deki marka kullanım hakkını haiz olduğunu, Türkiye’nin en tanınmış ve itibar sahibi kurumsal şirketlerinden birisi olup Türkiye genelinde merkeze bağlı şubeler ile franchise şubeler dahil olmak üzere halihazırda 500’ün üzerinde … dükkanının aktif olarak faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirket ile davacı … arasında ihtilafa konu yazılı ya da fiili sözleşmesel herhangi bir ilişki bulunmadığını, davacının müvekkili şirketten bağımsız kişi konumundaki franchise alan firma ile eser sözleşmesi kapsamında bir hukuki ilişkiye girdiğini, franchising sisteminin amacının ve hukuki niteliği gereği müvekkili şirketin franchise alan firmasının sözleşmesel ilişki içerisinde olduğu davacı … firması ile müvekkili şirket arasında dava konusu özelinde hiçbir hukuki bağ kurulamayacağını, zira Müvekkili şirketin ticari defter kayıtları incelendiğinde davacı … ile müvekkili şirket arasında dava konusu ihtilaf ile ilgili hiçbir kayıt bulunmadığının açıkça görülebileceğini, müvekkili şirket ile ihbar olunan … Sanayi Ticaret Limited Şirketi arasındaki Franchising ilişkisinin Ordu/… – Alt Franchise Sözleşmesi ve Ordu/… – Alt Franchise Sözleşmesi imzalandığını, müvekkili şirketin, … markasının Ordu-… ve Ordu-…’daki kullanım haklarını Alt-Franchise Sözleşmeleri ile …’ya devrettiğini, müvekkili şirketin, dükkanların dizayn, dekorasyon ve yapım işlerinden herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, davacının iddia ettiği hakediş alacaklarına ilişkin tüm faturaların … adına düzenlendiğini, bu ticari ilişkinin tarafı olmayan müvekkili şirketin iddia edilen bu hakedişlerden sorumlu tutulmaya çalışılmasının kabul edilemeyeceğini, müvekkili şirketin somut olayda pasif husumet ehliyeti bulunmadığını, davanın HMK’nın 114. maddesi uyarınca husumet yokluğu nedeni ile usulden reddinin gerektiğini, müvekkili şirketin … gibi franchıse verdiği şirketlerden bağımsız olduğunu ve bu şirketler nedeni ile müvekkili şirkete sorumluluk yükletilemeyeceğinin yargı kararları ile sabit olduğunu, davacının iddialarının aksine dosyada dükkanların müvekkili şirkete teslim edildiğine dair hiçbir delil bulunmadığını, sundukları sözleşmelerden görüleceği üzere bu dükkanların restorasyonlarının da franchıse alan firmanın yükümlülüğünde olduğunu, müvekkilinin bu ilişkideki tek rolünün, franchısıng sistemi gereği, davacı tarafından gerçekleştirilen yapım işlerinin uluslararası standartlara uygunluğunun gözetiminden öteye geçmediğini beyanlarla davanın … Sanayi Ticaret Limited Şirketi’ne ihbar edilmesine, pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeni ile davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/… Esas sayılı dosyasının celp edilerek yapılan incelenmesinde; davacı … Ltd. Şti. tarafından davalı … A.Ş. aleyhine eser sözleşmesi kapsamında alacak istemine ilişkin dava açıldığı, mahkemece yapılan yargılama neticesinde, ” Taraflar arasında davalının kira sözleşmesi ile kiracı konumunda bulunduğu … ve …’de yer alan mecurların … restaurantı olarak işletilmesi adına binanın teşrif ve inşası için internet üzerinden açmış olduğu ihaleyi davacı firmanın kazandığı ve davacının söz konusu edilen taşınmazlar üzerinde gerekli teşrif ve inşa işini tamamlamak suretiyle davalıya teslim edildiği dilekçe ekinde sunulan; ihale evrakları, her iki restaurant işletmesinin davacı tarafından teslim edildiğine dair teslim tutanağı ve yapılan işe yönelik olarak hazırlanan hakediş belgeleri nezdinde sabit nitelikte olup bu hususta taraflar arasında bir ihtilaf söz konusu olmadığı, keza davalı vekilinin mevcut ihale nazarında yapılan işe ve işin bedeline dair herhangi bir itirazlarının olmadığına ilişkin açıklamasının da söz konusu olduğu, davalı tarafın beyan ve itirazı uyarınca ihtilaf ve uyuşmazlık konusunun; kendileri tarafından franchise sözleşmesiyle alt kiracıları konumundaki ihbar olunan dava dışı firmanın davacıya karşı sorumlu tutulup tutulmayacağına ilişkin olduğu, konunun teknik bir incelemeyi gerektirmeyip ihtilaf hukuki mahiyette görüldüğünden bu noktada dosyanın bilirkişiye tevdiine gerek ve yer olmadığına takdir edildiği, zira bedele yönelik bir anlaşmazlık mevzu bahis olmadığı, … restaurantı olarak işletilecek mecurların ihyasına yönelik sözleşme davacı ve davalı taraf arasında yapıldığı, her ne kadar davalı franchise sözleşmesi nezdinde alacak bedelinin ait kiracıdan tahsili gerektiğini savunmakta ise de sözleşme ilişkisi bizzat taraflar arasında olup bir kısım ödemelerin alt kiracı tarafından gerçekleştirilmesi davalının bu akdi sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı, sair yönden davalı asıl kiracı konumunda olup kendi alt kiracısı franchise hakkını kullanan dava dışı firmayla iç ilişkisi yönünden rücu hakkı bağımsız nitelikte olup huzurdaki davanın konusu olmadığı, bu minvalde taleple bağlı kalınarak 50.000 TL alacağın davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesi gerektiği takdir olunarak davanın kabulüne” gerekçeleriyle davanın kabulü ile 50.000,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, dosyanın istifaı üzerine inceleme için … Mahkemesi’ne gönderildiği ve … Mahkemesi … HD’ nin 2019/… esas, 2021/… karar sayılı ilamı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, Yargıtay … HD’ nin 2021/… esas, 2022/… karar sayılı kararıyla da ilgili kararın onanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
… İcra Dairesi’nin 2018/… E: sayılı takip dosyasının yapılan incelenmesinde; … Limited Şirketi tarafından … A.Ş. Aleyhine 387.510,58.-TL toplam alacak üzerinden icra takibi yapıldığı, … A.Ş. Tarafından borca itiraz edildiği anlaşılmıştır.
… Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/… D.İş sayılı ve … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/… D.İş sayılı Delil Tespiti dosyası mahkememize gönderilmiştir.
Davalı tarafın davanın … Sanayi Ticaret Limited Şirketi’ne ihbar edilmesi yönündeki kabulüne karar verilerek ihbar olunana yapılan tebliğ neticesinde … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi vekilince feri müdahil talebinde bulunulduğu ve Feri Müdahile talebinde bulunan vekilince sunulan 29/01/2020 tarihli dilekçe ile; davalı taraf ile müvekkili firma arasında, davalı tarafa ait olan “Dominos …” marka ve işletme adı ile maruf olan yiyecek sektöründe faaliyette bulan işle ilgili olarak yapılmış bir “Franchise Sözleşmesi” bulunduğunu, sözleşme kapsamında müvekkili firmanın bahse konu işle ilgili dükkanlarının tadili ve eseri, müvekkili firmaya seçim hakkı tanınmadan kendileri tarafından seçilen firmalarüzerinden yapıldığını, davacı firmanın davalı firma tarafından müvekkili firmaya yönlendirildiğini, davacı firma ile davalı firma arasında hak ediş işlemlerinin yapıldığını, oluşan nihai hak edişin müvekkili firmaya iletilerek ödeme talep edildiğini, bu işleyiş içinde müvekkili firmanın kendisine davalı firma tarafından mail ortamında gönderilen hak ediş belgelerini incelemesi ve yapılan işin tamamlanması aşamasında davacı firma tarafından yapılan işin maliyeti ve makul kar dikkate alınsa bile fahiş bedeller ortaya koyduğunu tespit ettiğini, davacı firmanın müvekkili firma tarafından sözleşmeye istinaden işletilen … ve … şubelerinin inşası işini gerçekleştirdiğini, anılan yerlerle ilgili yapılan çalışmalar esnasında bir çok sıkıntı yaşandığını, ama en önemlisinin davacı firma tarafından müvekkili firmaya yapılan işlerin çok üstünde miktarlar ile faturalandırılma yapılmaya çalışılması olduğunu,, davacı firma yetkilisi tarafından müvekkili şirket yetkilisinden alınan senetlerin ödenmesine rağmen bankalara verilerek müvekkili firma yetkilisinin bankalar nezdinde itibarının kaybedildiğini, işbu durum ticari faaliyetlerinin yürütümünü olumsuz olarak etkilediğini, bu hususların tamamının müvekkili firma tarafından davalı firmaya bildirildiğini, davalı firma tarafından davacı firma ile iş ilişkisi kesilmeyince müvekkili firma yapılan işlerin tespiti için … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/v E. sayılı değişik esas sayılı dosyası ile … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/… E sayılı değişik esas ile tespit yaptırdığını, davacı firma yapmış olduğu işlerin karşılığı kapsamında piyasa rayicine göre gereken bedelleri almış olup, iş bu dava ile haksız kazanç elde etmek amacı güttüğünü, bunun yanında bu aşamada taraflarından tespit edilen hususlar dahilinde davacı şirket ve yetkilileri ile dava dışı olan üçüncü kişiler hakkında da yasal haklarını saklı tuttuklarını beyan açılan haksız davanın reddini talep etmiştir.
Mali Müşavir Bilirkişi … tarafından düzenlenen 28/09/2023 tarihli bilirkişi raporunda neticeten;
“5.1 İncelenen davacı şirkete ait 2013, 2014 ve 2015 yılı Ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun yaptırılmış olduğu ve davacı şirketin 2013, 2014 ve 2015 yılı ticari defterlerini TTK. hükümlerine göre usulüne uygun tutmasından dolayı davacı şirketin 2013, 2014 ve 2015 yıllarına ait ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı,
5.2 İncelenen davalı şirkete ait 2013 ve 2014 Ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun yaptırılmış olduğu, davalı şirketin 2015 yılı ticari defter ve belgelerinin Elektronik Defter Genel Tebliği usul ve esaslarına göre tutulduğu, Elektronik Defterler ile Envanter defterinin yasal süresinde onaylandığı ve davalı şirketin 2013, 2014 ve 2015 yılı ticari defterlerinin TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun tutmuş olduğundan davalı şirketin 2013, 2014 ve 2015 yıllarına ait ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı,
5.3 Davacı … Ltd. Şti.’nin düzenlediği iki adet irsaliyeli faturadan kaynaklı olarak icra takip tarihi olan 18.10.2018 tarihi itibariyle … Ltd. Şti.’den 355.010,58 TL (562.010,58 TL-207.000,00 TL (82.500,00 TL+64.500,00 TL+60.000,00 TL)) alacağının bulunduğu,
5.4 Tarafların icra inkar tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin Sayın Mahkemenizin takdirinde olduğu…” yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir.Davacı vekilince 11/10/2023 tarihli dilekçe ile bilirkişi raporuna karşı itirazlarını dosyaya sunmuştur. Davalı vekili ise 15/10/2023 tarihli bilirkişi raporuna karşı itiraz ve beyanlarını dosyaya ibraz etmiştir.
Dava, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı takip dosyasında davalı borçlunun yaptığı itirazın iptali istemine ilişkindir.
İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesine göre takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkûm edilir.
İtirazın iptali davalarında dava konusu farklı sebeplere dayanabileceği için görev ve yetki hususu, dava konusunun niteliğine göre HMK ve özel kanunlar çerçevesinde gözetilmesi gerekir.
İtirazın iptali davaları, icra takibine bağlı davalar olup, takibe dayanak belgelere bağlı olarak yargılama yapılır. Yargıtay HGK’nun 11/02/2020 tarih, 2017/19-2076 E. ve 2020/117 K. sayılı ilamında belirtildiği üzere itirazın iptali davaları icra takibine bağlı davalardır. Alacağın varlığının genel hükümlere göre ispatlanması imkânı, takip talebinde yer alan borç sebebinden ve takip dayanağından uzaklaşmak anlamında düşünülmemelidir. Burada sadece icra mahkemesinin dar yetkisi nedeniyle inceleyemediği delillerin genel mahkemede serbestçe ancak borca bağlı olarak ileri sürülmesi olanağının varlığı söz konusu olmaktadır. Bu sebeple itirazın iptali davalarında alacaklı, takipte dayanmadığı belgeler dışındaki başka belgelere dayanamaz. Bu davaların konusu, icra takibine konu alacağın varlığıdır. Bu yönüyle itirazın iptali davalarının alacak davalarından farklı bir yönü bulunmamaktadır.
Davacı alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için davalı borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması gerekir. Alacağın likit olmasından kasıt, alacağın belirlenebilir olmasıdır. Bunun yanında davalı borçlu yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklının takibinde haksız olması ve kötü niyetli olması gerekir.
Dava konusu takip dosyasının incelenmesinde; takibin usul ve yasaya uygun olduğu, davalı borçlunun yaptığı itirazın ve davacı alacaklının açtığı işbu davanın süresinde olduğu görülmüştür. Takip 387.510,58 TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek avans faizi istemine dayanmaktadır. Takip konusu alacak ise, davalıya ait … restoranlarının iki şubesinin inşasına ilişkin davacı tarafından yapılan işlerin hak edişlerinin ödenmemesinden kaynaklanmaktadır.
Davacı taraf toplam alacağının, daha önce ödenen 124.500,00 TL’nin ve … ATM 2017/… Esas ve 2018/… Karar sayılı dosyası ile hükmedilen 50.000 TL’nin mahsubu ile 387.510,58 TL olduğunu, işbu davanın … ATM 2017/… Esas ve 2018/… Karar sayılı dosyasına ilişkin ek dava olduğunu iddia etmiştir. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde davacının, davalıya ait restoranların … ve … şubelerinin inşası işini üstlendiği, … ve … şubelerinin işletmesinin franchise ve alt kira sözleşmeleri ile dava dışı … Ltd. Şti.’ye bırakıldığı anlaşılmıştır.
Davalı taraf, davacı ile hukuki ilişkilerinin bulunmadığını ve borçtan sorumlu olmadıklarını iddia etmiştir. … BAM …. HD’nin 2019/… Esas ve 2021/… Karar sayılı dosyası ile istinaf incelemesinden geçerek kesinleşen … ATM’nin 2017/… Esas sayılı dosyasında davalının ihaleyi ve yer teslimini yapan taraf olması, işin kontrol sürecini yönetmesi ve hak edişleri onaylaması sebebiyle borçtan sorumlu olduğu tespit edilmiştir. … ATM’nin 2017/… Esas sayılı dosyasında davalının bedel itirazı olmadığı gerekçesiyle alacak miktarı yönünden herhangi bir değerlendirme yapılmamış, bilirkişi raporu alınmamıştır.
Ek davanın hukukî niteliği konusunda Yargıtay HGK 2013/7-1728 Esas ve 2015/1036 Karar sayılı ilamında “Her dava, kural olarak iki kısımdan; tespit ve eda kısımlarından oluşur. Davanın kısmi nitelikte olması halinde önceden açılan davada kesinleşen ilamın tespit kısmı, kalan kısım hakkında açılan ikinci davanın tespit kısmı için kesin hüküm oluşturur ve kuşkusuz bağlayıcıdır.
Öğreti ve yargısal uygulamada; kısmi davanın redle sonuçlanması halinde tüm alacak hakkında kesin hüküm oluşacağı kısmi dava kısmen kabul kısmen redle sonuçlanırsa her iki bölüm yönünden de kesin hüküm oluşacağı, kısmi dava tümüyle kabul edilirse de kararın tespit bölümünün açılan ek dava için kesin hüküm oluşturacağı kabul edilmiştir.
Eş söyleyişle; kısmi dava sonunda davalının borcu ödemeye mahkum edilmesi veya kısmi davanın tamamen veya kısmen reddine karar verilmiş olması halinde taraflar arasındaki borç ilişkisinin varlığı ya da yokluğu da tespit edilmiş olur ki bu tespit zorunlu olarak borç ilişkisinin tümünü kapsar. Bu nedenle kısmi dava sonunda verilen ve kesinleşen kararın tespite ilişkin bölümü sonradan açılan ek dava için kesin hüküm oluşturur.
Kısacası ikinci davaya bakan mahkeme, kısmi davanın davalının sorumluluğuna ilişkin bu tespit bölümüyle bağlıdır. Burada davalının haksızlığı olgusu artık tartışılamaz hale gelmiştir. Zira, kesin hüküm bulunan bir konuda mahkemenin bu yönün doğruluğunu yeniden araştırma ve inceleme konusu yapmasına hukuken olanak bulunmamaktadır. Bu yön kamu düzenine ilişkin olup mahkemeler ve Yargıtayca doğrudan doğruya (resen) göz önünde tutulmalıdır.
Kısmi dava sürerken ek davanın açılmış olması halinde davalı ilk itirazda bulunarak birleştirme istememişse kısmi dava ile ek dava birleştirilemez. Ancak, ek davaya bakan mahkeme kısmi davanın sonuçlanmasını bekletici sorun yapmalıdır. Çünkü, kısmi dava tamamen veya kısmen reddedilecek olursa bu karar ek dava için kesin hüküm teşkil edecek, kısmi dava tamamen kabul edilirse de kararın tespite ilişkin bölümü ek dava için kesin hüküm teşkil edecektir.” şeklinde karar verilmiştir. Bu kapsamda mahkememiz dosyasında yapılan değerlendirmede … ATM’nin 2017/… Esas sayılı dosyasında verilen kararın tespite ilişkin bölümüyle bağlı kalınması gerektiği kabul edilmiştir. … ATM’nin 2017/… Esas sayılı dosyasında ise, tarafların iddia ve savunmaları gözetildiğinde, davalının borçtan sorumlu olduğu, davacının davalıya husumet yöneltmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığının tespit edildiği anlaşılmıştır. Ancak … ATM’nin 2017/… Esas sayılı dosyasında miktar yönünden davalının bir itirazının bulunmadığı ve bu sebeple bedel konusunda araştırma yapılmadığı belirtilmiştir.
İşbu davanın hukukî niteliği itibariyle itirazın iptali davası olması ve takipte davalı borçlunun “borca, faize ve tüm fer’ilere” şeklinde miktar yönünden de itirazının bulunduğu gözetildiğinde, mahkememizce borç miktarının araştırılması yoluna gidilmiştir. Bu kapsamda tarafların ticari defterlerinin incelenmesi için dosya alanında uzman bilirkişiye tevdi edilmiştir. 28/09/2023 tarihli denetime elverişli bilirkişi raporu uyarınca tarafların ticari defterlerinin usule uygun tutulduğu tespit edilmiştir. Davacının ticari defterlerinde dava konusu işlere karşılık 287.802,79 TL’lik ve 274.204,79 TL’lik iki adet fatura düzenlediği, dava dışı … Ltd. Şti.’nin muhtelif zamanlarda yaptığı ödemelerin düşülmesi ile birlikte toplamda 355.010,58 TL alacağının bulunduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan sebeplerle, kısmî dava olarak görülen … ATM’nin 2017/… Esas sayılı dosyasındaki davalının sorumluluğuna ilişkin tespitlerle bağlı kalınarak ve mahkememizce bedel yönünden yapılan araştırma sonucu davalının davacıya 355.010,58 TL borçlu olduğu kanaatiyle davanın kısmen kabulüne; alacak miktarı likit olduğundan davalı aleyhine %20 oranında icra inkâr tazminatına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davacının davasının kısmen kabulü kısmen reddi ile; … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… E. Sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 355.010,58.-TL üzerinden devamına, kabul edilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz uygulanmasına,
2-Kabul edilen asıl alacak likit olduğundan kabul edilen asıl alacağın %20’si olan 71.002,11.-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 24.250,77.-TL
karar harcından peşin ve tamamlama harcı olarak yatırılan 4.680,17.-TL’nin mahsubu ile eksik yatırılan 19.570,60.-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 55.251,59.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 17.900,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan; 5.000,00-TL Bilirkişi ücreti, 200,00.-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, 5,20.-TL vekalet harcı, 35,90-TL başvurma harcı, 4.680,17.-TL peşin harç olmak üzere toplam 9.921,27‬.-TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 9.087,88.-TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 84,70.-TL yargılama giderinin 7,11.-TL’lik kısmının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye gider avansının davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, tarafların yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu ( … Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı, oy birliğiyle karar verildi. 23/11/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır