Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1020 E. 2021/508 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1020 Esas
KARAR NO:2021/508

DAVA:Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:27/12/2018
KARAR TARİHİ:24/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı …’ın … …’nde 23/07/2013-11/06/2015 tarihlerinde başkanlık yaptığını, Kulübe nakit sağlamak amacıyla davalı … ile anlaşma yaptığını, Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’ in 8.Maddesinde ” Müşterilerden ek teminat mahiyetinde olmak üzere devralınan ve fatura veya fatura yerine geçen belgeler ile ilişkili olmayan kambiyo senedi veya diğer senetlerin tahsil edilebilmesi için; a) Alacağın vadesinde ödenmeyip sorunlu hale gelmiş olması, alınan kambiyo senedi veya diğer senet karşılığında hiçbir şekilde kambiyo senedi ve diğer senedin ilgililerine finansman sağlanmaması, kuruluşun işlem ve muhasebe kayıtlarında ek teminat mahiyetinde alınan kambiyo senedi veya diğer senedin ilgili borcun teminatı karşılığında alındığına ilişkin kayıt düşülmesi Gerekir.” maddesinde de görüleceği üzere faktoring şirketinin müşterilerden ek teminat talep edebileceğini, nitekim bunun dışında kambiyo senetlerinde faktoring şirketlerinin lehtar vasfına sahip olabilmesinin mümkün olmadığını, dolayısıyla alacağın temlikini içermeyen bir işlemin faktoring kapsamında değerlendirilebilmesinin de bu işlemlerin özüne aykırı olacağını, yasal düzenlemelerin Yargıtay içtihatları ve doktrin uygulamalarının bir sonucu olarak davalı tarafın takibe dayanak yaptığı 5 adet bononun davalı taraf ile spor kulubü arasında imzalanan faktoring sözleşmesinin teminatı kapsamında verilmiş olup söz konusu senetlerin teminat niteliğine haiz olduğunu, teminat senedine konu olan borcun ödendiğini, bu nedenle davalı tarafın takibinde kötüniyetli ve ağır kusurlu olduğunu, müvekkilinin …. Derneği’ ne 23.07.2013 tarihinde başkan seçildiğini ve söz konusu görevi 11.06.2015 tarihine kadar sürdürdüğünü, bununla birlikte dosya kapsamında da mevcut bulunan … müvekkilinin başkan olarak görev yaptığı yılları kapsayan Haziran 2013- Haziran 2015 dönemine ait temlik borçlanma ve ödeme bilgilerine ilişkin evrakta da açıkça görüleceği üzere müvekkili döneminde gerçekleşen temliklerin karşılığının muhtelif tarihlerde alacaklı olduğunu iddia eden …’ ne ödendiğini, ayrıca davalı tarafça … Noterliği’nin … yevmiye nolu müvekkiline çekilen ihtarnamede “… nezdindeki kulüp atacaklarının temliki karşılığı kullandırılan finansmanın 25.525.706,07 TL’ye ulaştığını, …’ ın sorumlu olduğu tutarın 20.500.000 TL olduğunu kulübün içinde bulunduğu sportif mali koşullar nedeniyle alacağın geri ödenmesi ciddi anlamda tehlikeye düşülmüş durumda olup, müvekkili ile kulüp arasındaki sözleşme ve bilcümle ekleri çerçevesinde hesabın kat edildiği” ihtar edildiğini, müvekkili tarafından 30.11.2018 Tarihinde davalı tarafa çekilen … Noterliği’ nin … yevmiye nolu cevab-ı ihtarnamede borcun Ödendiğinden bahisle hesabın kat edilmesine itiraz edildiğini, davalı tarafından çekilen ihtarnamede de açıkça görüleceği üzere senetlerden hiç bahsedilmediğini; sadece …’ ye yapılan temlikten bahsedildiğini, dosyanın eki olarak sunulan …’ den 17.12.2018 tarihinde alınan belgeyle ihtarnameye konu olan borcun ödendiğinin açıkça anlaşılacağını, dolayısıyla faktoring şirketinin müvekkilinin başkanlığı döneminde doğmuş bulunan alacaklarını almış olmasına rağmen tamamen kötüniyetli olarak iş bu takibe giriştiğini, zira … kayitlarinda da görüleceği üzere söz konusu borcun itfa sebebiyle sona erdiğini, incelendiğinde görüleceği üzere ekte sundukları …’ den alınan resmi belgede 7.000.000 TL lik temlik sarı ile belirtilen şekilde, 9.000.000 TL’ük temlik turuncuyla belirtilen şekilde, 8.500.000 TL lik temlik yeşil ile belirtilen şekilde, 1.500.000 tl’lik temlik kırmızı renkte belirtilen şekilde ödendiğini, davalı yanın, taraflarınca … İcra Hukuk Mahkemesi’ nin … E. numarası ile takibin iptaline ilişkin açılan davaya verdikleri cevapta hiçbir şekilde bu senetlerin neye karşılık alındığını, hangi borcun teminatı olduğunu veya direkt kulübe ve müvekkiline verilen hangi paranın karşılığı alındığı konusunda hiçbir beyanda bulunmadığını, davalı şirket yetkilileri hakkında Bedelsiz senedi kullanma, açığa atılan imzanın kötüye kullanılması ve resmi belgede sahtecilik suçlarından … CBS’ nın … sor nolu dosyası İle suç duyurusunda bulunulduğunu, müvekkilinin borcu olmayan ve vadesi sonradan doldurularak takibe konulan senetler nedeniyle haksız bir icra takibine maruz kaldığını ifade ederek müvekkilinin …. İcra Müdürlüğü’ nün … E. sayılı Dosyası ile Davalıya Borçlu olmadığının tespitine ve takibe dayanak senederin iptaline, davalıların %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dışı …. Derneği ile müvekkili şirket arasında aktedilen faktoring sözleşmelerine istinaden adı geçen spor kulübünün … (…) da dahil olmak üzere doğmuş ve doğacak alacakları karşılığında spor kulübüne muhtelif tarihlerde finansman sağlandığını, adı geçen spor kulübünün içinde bulunduğu sportif ve mali koşullar nedeniyle finansmana konu edilen alacaklarının tahakkuk ve tahsili imkanının büyük ölçüde ortadan kalktığını ve bu durum beraberinde müvekkili şirketin alacağının tahsili imkanının da tehlikeye düştüğünü, bunun üzerine …. Noterliği’nin 29.11.2018 tarihli ve … yev. nolu hesap kat ihtarnamesi keşide edilmek suretiyle kat tarihi itibarıyla 28.525.706,07 TL alacağın ödenmesinin talep edildiğini, yapılan hesap katına rağmen ödeme yapılmaması üzerine, kullandırılan kredilerin geri ödeme aracı olarak spor … tarafından keşide edilerek müvekkiline teslim edilen ve aynı zamanda davacı … tarafından aval veren sıfatıyla imzalanmış olduğu 30.11.2018 vadeli,29.07.2013 düzenleme tarihli 7.000.000.-TL,
02.05.2014 düzenleme tarihli 600.000.-TL,08.07.2014 düzenleme tarihli 8.500.000.-TL, 15.08.2014 düzenleme tarihli 900.000.-TL, 24.09.2014 düzenleme tarihli 3.500.000.-TL bedelli 5 adet bononun …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibine konu edildiğini, söz konusu icra takibi üzerine davacının; …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası ile takibin iptali ve takibin tedbiren durdurulması talebinde bulunulduğunu, sözkonusu davada İcra Mahkemesi’nin tedbir talebini reddetmesi üzerine Mahkeme huzurunda işbu davanın açıldığını, her ne kadar mahkemece 18.01.2019 tarihinde verilmiş olan İhtiyati Tedbir Kararı davacı tarafından teminat yatırılmadığı ve tedbirin uygulanılması istenilmediğinden kendiliğinden hükümsüz hale gelmiş ise de ileride vuku bulabilecek olası yeni tedbir talepleri nedeniyle itirazlarını sunduklarını, davacının dava konusu bonolar üzerindeki imzayı inkar etmediğini, bonoların vade tarihlerinin doldurulmak suretiyle takibe konulduğunu iddia ettiğini, sahtelik iddiasının imza itirazı dışındaki bir nedene (yazıda sahtelik) dayanması halinde bu iddia Yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca borca itiraz mahiyetinde olduğundan uygulanması gereken yasa hükmünün İİK 169/a maddesinin 2. Fıkrası olduğunu, davaya konu senetlerin takibe konulduğu …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından gönderilen ödeme emrinin davacıya 14.12.2018 tarihinde tebliğ edildiğini, ödeme emrini tebliğ alan davacı …’ ın kambiyo senedine mahsus haciz yolu ile takipte ödeme süresinin sona erdiği 10.günde (24.12.2018) maliki olduğu .., …, … Mah. … ada, … parselde kayıtlı 2. Kat (2) nolu daireyi … isimli 3. şahsa mal kaçırma kastıyla devrettiğini, davacının 2001 yılında iktisap etttiği ve o tarihten bu yana aralıksız içinde oturduğu taşınmazı, icra dosyasından haciz isteme imkanı doğacağı tarihten bir gün önce devretmiş olması kötüniyetinin açık bir göstergesi olduğunu, davacının sadece taşınmazını kaçırmakla kalmadığını, … …. A.Ş.’den yönetim kurulu üyesi olması nedeniyle almakta olduğu huzur hakkına ilişkin alacaklarını da ödeme emri tebliği’nin 3. Gününde (17.12.2018) eşi Kamuran Yolbulan’a temlik etmek suretiyle kaçırdığını, davacının takibe konu senetlerde kefil değil “aval veren” (avalist) olduğu için TTK 702/2 uyarınca şekle ait noksandan başka bir sebeple borçlu olmadığını ileri süremeyeceği, TTK’nun 701. maddesi gereğince muhatap veya keşidecinin imzaları dışında poliçenin ön yüzüne konan her imzanın, avali gösteren herhangi bir kayıt bulunmasa da, aval verildiği anlamında olduğunu, TTK. mad. 701/3 de ifade olunan “muhatabın veya düzenleyenin imzaları hariç olmak üzere, poliçenin yüzüne atılan her imza aval şerhi sayılır.” hükmü uyarınca davacı tarafından da inkar olunmayan imzaların aval niteliğinde olduğunu, davacı … tarafından takibe konulan senetlerin “kefil sıfatıyla” imzalanmış olduğu iddia edilmekte ise de yasanın açık hükmü nedeniyle bononun ön yüzünde “kefil” olarak imzası bulunan kişinin, gerçekte aval verme iradesiyle hareket ettiği, dolayısıyla aval veren olarak kabulü gerektiği, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları uyarınca da bono üzerine “kefil” ibaresi konsa dahi bu, aval olarak nitelendirileceği, TTK’nun 702/2. maddesi uyarınca “Aval veren kişinin teminat altına aldığı borç, şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa dahi aval verenin taahhüdü geçerlidir.” hükmü gereğince aval verenin sadece senette şekle ait bir noksan bulunması halinde sorumluluktan kurtulabileceğini, bu hüküm karşısında aval ilişkisi temel ilişkiden bağımsız ayrı bir taahhüt olup keşideci yönünden senedin herhangi bir sebeple bedelsiz hale gelmesi dahi aval taahhüdünü bertaraf etmeyeceğini, dava dışı keşideci … … Derneği’nin takibe vaki bir itirazı bulunmadığı gibi, aval verenin, keşidecinin bu yöndeki iddia, savunma ve def’ilerine dayanması da TTK 702/2 uyarınca mümkün olmayacağını, netice olarak Davacının takibe konu senetlerde kefil değil “aval veren” (avalist) olduğu için TTK 702/2 uyarınca şekle ait noksandan başka bir sebeple borçlu olmadığını ileri süremeyeceğini, bu nedenle teminat senedi iddialarının dinlenmesinin hukuken mümkün olmayacağını, takibe konu senetlerin üzerinde teminat senedi olduğuna ilişkin herhangi bir ibare bulunmadığı gibi senedin teminat senedi olduğuna ilişkin olarak borçlularca yazılı herhangi bir belge de sunulmadığını, takip dayanağı senedin teminat senedi olduğu iddiasının; hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da yazılı bir belge ile ispatlanması gerektiğini, TTK’nun 778. Maddesinin (f) fıkrası uyarınca bonolarda da uygulanması gereken 680. maddesi gereğince açığa senet düzenlenmesi mümkün olduğunu, huzurdaki davada, avalist olan davacının ne teminat senedi iddiasını, ne senedin sonradan doldurulduğu iddiasını ne de ödeme iddiasını yazılı bir delil ile ispatlayamadığını, TTK.mad. 776 uyarınca “kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadini” içeren senetlerin davacının sunmuş olduğu temliknameler ile bir ilgisi bulunmadığını, davacı tarafından; 9.07.2013 tarihli 7.000.000.-TL, 15.01.2014 tarihli 9.000.000.-TL, 08.07.2014 tarihli 8.500.000.-TL, 01.09.2014 tarihli 1.500.000.-TL tutarlı toplam 26.000.000.-TL tutarında 4 adet … alacak temliği dosyaya sunulduğunu, 08.07.2013 (doğrusu 2014) tarihli temliknameye karşılık 8.500.000.-TL, 29.07.2013 tarihli temliknameye karşılık 7.000.000.-TL tutarında bonoların düzenlendiğini iddia ettiğini, iki adet senedin düzenlenme tarihinin temlikname tarihi ile aynı olmasından hareket eden davacının, davaya konu diğer ;02.05.2014 düzenleme tarihli 600.000.-TL 15.08.2014 düzenleme tarihli 900.000.-TL 24.09.2014 düzenleme tarihli 3.500.000.-TL bedelli senetlerin tarih ve tutarların sunduğu diğer temliknamelerden farklı olduğu hususunu, davaya konu senetler toplamı 20.500.000.-TL iken sunduğu temliknameler toplamının 26.000.000.-TL olduğunu, netice itibarıyla temliknamelerin takibe konu bonolar ile bir ilgisinin bulunmadığını gözden kaçırdığını, ayrıca davacı tarafından sunulan ve borçlusu … olan temliknamelerde ne senetlere yapılan bir atıf ne de müvekkili şirket imzası bulunduğunu, senetlerin illetten mücerret olarak düzenlenmek suretiyle müvekkili şirkete teslim edildiğini ve TTK. mad. 776’da belirtilen kayıtsız ve şartsız ödeme vaadi niteliğinde bağımsız borç ikrarını içerdiğini, bu nedenle bir ödeme aracı olarak düzenlenen ve şekil şartlarını haiz bir bononun takibe konulup konulamayacağına ilişkin olarak senede açıkça gönderme yapan bir sözleşme olmadığı sürece veya ödendiğini gösteren bir makbuz bulunmadığı sürece davacı tarafından sunulan temliknameler gibi senet dışındaki vakıalara dayanmanın mümkün olmadığıunı, Faktoring şirketlerinin bir kambiyo senedinde lehtar olmasının mümkün olmadığına ilişkin iddianın dayanağı olmadığını, davacı, yönetmelik hükmüne atıfta bulunarak faktoring şirketlerinin ek teminat olarak kambiyo senedi edinebileceğini kabul etmekle birlikte, bunun dışında lehtar olmasının mümkün olmadığını ileri sürse de bu iddianın yasal dayanağı olmadığını, her şeyden önce, 2015 yılında yürürlüğe giren yönetmelikte faktoring şirketinin lehtar olduğu kambiyo senetlerinden değil, faktoring şirketince müşterilerden ‘devralınan’ yani ciro yoluyla edinilen kambiyo senetlerinden söz edildiğini, takibe konu kambiyo senetleri ise devralınan senetler olmayıp lehtarı olan müvekkili şirket tarafından yasal takibe konu edildiğini, bu sebeple yönetmeliğin anılan maddesi kapsamında değerlendirilmelerinin mümkün olmadığını, aynı şekilde, yönetmeliğin dayanağı olan 6361 sayılı Kanunda da faktoring şirketlerinin bir kambiyo senedinde lehtar olmasını önleyici bir hüküm bulunmadığını, bir an için davacının avalist olmasına karşın teminat senedi iddiasında bulunabileceği ve ayrıca takibe konu senetlerin de teminat senedi olduğu düşünülse dahi sözkonusu senetlerin takibe konulmasında usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmadığını, her ne kadar davacı takibe konu senetlerde avalist olması nedeniyle teminat senedi iddiasını ileri süremeyecek olsa ve senetlerin bir an için teminat senedi olduğu düşünülse dahi sözkonusu senetlerin takibe konulmasında hem senet keşidecisi hem de avalist açısından yasal bir engel bulunmadığını, 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’na dayanılarak çıkarılan ve 04/02/2015 tarih ve “29257 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan” Faktoring işlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik”in 8. maddesinde ek teminat niteliğinde alınan senetlerin tahsil koşulları belirlendiğini, anılan Yönetmelik hükmüne göre “müşterilerden ek teminat mahiyetinde olmak üzere devralınan fatura veya fatura yerine geçen belgeler ile ilişkili olmayan kambiyo senedi veya diğer senetlerin tahsil edilebilmesi için, alacağın vadesinde ödenmeyip sorunlu hale gelmiş olması, alınan kambiyo senedi veya diğer senet karşılığında hiçbir şekilde kambiyo senedi veya diğer senedin ilgililerine finansman sağlanmaması, kuruluşun işlem ve muhasebe kayıtlarında ek teminat mahiyetinde anılan kambiyo senedi veya diğer senedin ilgili borcun teminatı karşılığında alındığına ilişkin kayıt düşülmesi, alacağın tasfiye olunacak alacaklar hesabında sınıflandırılarak karşılık ayrılması halinde mümkün bulunduğunu, Nitekim bu husus Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 27.03.2017 T. E: 2016/5488, K: 2436 sayılı ilamından senet keşidecisi için yönetmeliğin 8. maddesinde belirtilen şartlara riayet edilmiş olmak kaydıyla takibe geçmenin mümkün olduğunu, avalist için ise TTK mad. 702/2 uyarınca yönetmeliğin 8.maddesinin ileri dahi sürülemeyeceği sonucu çıktığını, davacı borcun ödendiği iddiasına ilişkin olarak sunmuş olduğu ve dava konusu senetler ile bir ilgisi bulunmayan temliknamelerin bir ödeme belgesi olmadığını, senetlerin ise temel borç ilişkisinden bağımsız ödeme araçları olduğunu, bu nedenle temliklerin ödendiği olgusuna dayanarak senetlere konu borcun sona erdiğinin söylenemeyeceği, kaldı ki temliknamelerde senetlere yönelik herhangi bir atıf da bulunmadığını, yine davacı, dilekçesinde; müvekkili şirket tarafından gönderilen hesap kat ihtarnamesine karşı çektikleri Karabük 1. Noterliği’nin 30.11.2018 tarihli 16964 yev. nolu cevabi ihtarname ile borcun ödendiğinden bahisle hesap kat’ına itiraz ettiklerini belirttiğini, devamında “Dosyanın eki olarak sunduğumuz …’den 17.12.2018 tarihinde alınan belgeyle ihtarnameye konu borcun ödendiği açıkça anlaşılacaktır.” Demek suretiyle ihtarnameye konu borcun itfa nedeniyle sona erdiğini iddia ettiğini, her ne kadar davacı ihtara konu borcun varlığını inkar etmekte ise de ihtara konu borcun varlığı şirket defter ve kayıtlarının incelenmesi neticesinde hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde ortaya çıkacağı, kaldı ki; dava konusu senetleri düzenleyen …. Derneği’nin hakkında yapılan icra takibine karşı borçlu olmadığına dair herhangi bir itirazı da bulunmadığını, ayrıca davacının 2013-2015 yılları arasında başkanlık yapması ve akabinde görevinin sona ermiş olması davacının senetlerdeki aval imzası nedeniyle sorumluluğunu ortadan kaldıran bir durum olmadığını, davacının Başkanlık yaptığı döneme ilişkin olarak sunduğu ancak …’nin Haziran 2017’ye kadar olan dönemi içerecek şekilde gönderdiği listeden de görüleceği üzere, davacının dilekçesinde belirttiği 4 adet toplam 26.500.000.-TL tutarındaki temlikler dışında da başkaca temlikler verilmiş olduğunun görüleceği, yani davadışı spor kulübüne, davacının başkanlığı sonrasında da … temlikleri başta olmak üzere birçok alacak temliğine istinaden müvekkili şirketten finansman sağlandığının görüldüğü, nitekim bu finansmanlar nedeniyle müvekkili şirket hesap kat tarihi olan 28.11.2018 tarihi itibarıyla davadışı spor kulübünden 28.525.706,07 TL alacaklı hale geldiğini, işbu borcun 2.193.367,13 TL’sı ise takip tarihinden sonra temlik borçlusu … tarafından ödendiğini ifade ederek davacının ….İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasından borçlu olmadığının tespiti ve senetlerin iptaline ilişkin taleplerinin tamamen reddine ve vekalet ücreti ile sair yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine, kötü niyetli itirazı sebebiyle davacının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
… C.Başsavcılığı’ nın … soruşturma sayılı dosyasının incelenmesinde; müştekisinin … şüphelilerin …, … A.Ş. Ve diğerleri olduğu, bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik, bedelsiz senedi kullanma, tefecilik, açığa imzanın kötüye kullanılması suçlarından hukuki ihtilaf nedeniyle suçun yasal unsurları oluşmadığından kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizce bilirkişi Muammer Özkoca’ dan aldırılan 08.11.2019 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; • Davacı …’ ın, Dava dışı … … Derneği’nin 23/07/2013-11/06/2015 tarihlerinde başkan olarak görev yaptığı, spor kulübüne finansman sağlamak amacıyla davalı …Ş. ile … … Derneği arasında 1) 29/07/2013, 2) 08/07/2014, 3) 15/01/2014 tarihli üç adet tutar yazılı faktoring sözleşmelerini Kulüp Başkanı ve müteselsil kefil sıfatıyla …’ın imzaladığı, • Faktoring Sözleşmelerinin özel şartlar bölümünde üç adet sözleşme azami faktoring hacminin 19.500.000,00 TL olarak sınırlandırıldığı, • Davalı yan; Davacı yandan Faktoring sözleşmeleri kapsamında alacağına teminat olarak 29.07.2013 keşide tarihli 7.000.000,00 TL, 02/05/2013 keşide tarihli 600.000,00 TL, 08/07/2014 keşide tarihli 8.500.000,00 TL, 15.08.2014 keşide tarihli 900.000,00 TL, 24/09/2014 keşide tarihli 3.500.000,00 TL olmak üzere toplam 20.500.000,00 TL tutarında senet/bono aldığı, senetleri bilanço dışı hesaplarda (nazım hesaplarda) teminat senedi olarak yasal defterlerine kaydettiği,
• Davalı …Ş. … adına düzenlenmiş, “naklen yayın bedeli” izahatlı faturaları temlik ederek kredi kullandığı, Bilirkişiliğine ibraz edilen CD içinde bulunan temliknamelerin tespit edilebilen tutar 130.680.000,00 TL olarak hesaplandığı, • Davalı …Ş.’nin dava dışı …Kulübünden Davacı …’ın kulüp başkanlığını bıraktığı tarih itibariyle alacağının bulunmadığının tespit edildiği, • 28/11/2018 hesap kat tarihi itibariyle 28.525.706,07 Davalı yanın … … Derneğinden alacağı olmasına rağmen 1.906.251,32 ödeme yapıldığı 15/12/2018 tarihli hesap kat tebliğ tarihindeki alacağının 26.608.808,38 TL, 27/12/2018 dava tarihi itibarıyla 20.796.792,08 TL alacağı olduğu şirket defter kayıtlarından tespit edildiği, • Davacı …’ın Davalı …Ş.’ne kendi adına kullandığı kredi borcunun bulunmadığı tespit edilmiş ise de; faktoring sözleşmelerindeki azami faktoring hacminin üzerindeki dava dışı K…. … Derneğinin fatura temlik karşılığı kullanılan finansman borçlarından dolayı 11/06/2015 tarihinden sonra da müteselsil kefil ve 20.500.000,00 TL tutarındaki kefalet senetleri nedeniyle Davalı yana karşı borçlu kabul edilip edilmeyeceği …. İcra Müdürlüğü’ nün … sayılı takip dosyası ile Davalıya borç olmadığının tespit ve takibe dayanak senetlerin iptal ile % 20’den aşağı olmamak üzere talep edilen kötüniyet tazminatına mahkum edilmesi kararının mahkemenin taktirinde olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce bilirkişi …’ dan aldırılan 30.12.2019 tarihli ek bilirkişi raporunda sonuç olarak; • Davacı …’ın, Dava dışı … … Derneği’nin 23.07.2013-11.06.2015 tarihlerinde başkan olarak görev yaptığı, spor kulübüne finansman sağlamak amacıyla Davalı …Ş.’ile … … Derneği arasında 1) 29.07.2013, 2) 08.07.2014, 3) 15.01.2014 tarihli üç adet tutar miktarı yazılı faktoring sözleşmelerini Kulüp Başkanı ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, • Faktoring Sözleşmelerinin özel şartlar bölümünde üç adet sözleşme azami faktoring hacminin toplam 19.500.000,00 TL olarak sınırlandırıldığı, • Davalı yanın; Davacı yandan Faktoring sözleşmeleri kapsamında alacağına teminat olarak 29.07.2013 keşide tarihli 7.000.000,00 TL, 02/05/2013 keşide tarihli 600.000,00 TL, 08.07.2014 keşide tarihli 8.500.000,00 TL, 15.08.2014 keşide tarihli 900.000,00 TL, 24/09/2014 keşide tarihli 3.500.000,00 TL olmak üzere toplam 20.500.000,00 TL tutarında aldığı senetleri bilanço dışı hesaplarda (nazım hesaplarda) teminat senedi olarak yasal defterlerine kaydettiği, • Davalı …Ş.’nin dava dışı ….’ nden, Davacı …’ın kulüp başkanlığını bıraktığı tarih itibariyle alacağının bulunmadığı, • 28.11.2018 hesap kat tarihi itibariyle Davalı …Ş.’nin 28.525.706,07 … … Derneğinden alacaklı olduğu, • 28.11.2018 tarihli hesap kat tarihi ile, hesap kat ihtar tebliğ tarihi 15.12.2019 arasındaki dönemde dava dışı … Spor … tarafından … A.Ş.’ne 1.906.251,32 ödeme yapıldığı, takipteki alacak kalanının (28.525.706,07 -1.906.251,32 =) 26.619.454,75 TL olduğu, • Davacı …’ın Davalı …Ş.’ne kendi adına kullandığı kredi borcunun bulunmadığı, • Davacı …’ın K…. … başkanlığı döneminde imzalanan faktoring sözleşmelerindeki azami faktoring hacminin üzerindeki dava dışı … … Derneğinin fatura temlik karşılığı kullanılan finansman borçlarından dolayı 11.06.2015 tarihinden sonra da müteselsil kefil ve 20.500.000,00 TL tutarındaki kefalet senetleri nedeniyle Davalı yana karşı borçlu kabul edilip edilmeyeceği …. İcra Müdürlüğümün … sayılı takip dosya ile Davalıya borcu olmadığının tespit ve takibe dayanak senetlerin iptal ile % 20’den aşağı olmamak üzere talep edilen kötüniyet tazminatına mahkum edilmesi kararının Mahkemenin uhdesinde olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce talimat mahkemesi vasıtasıyla aldırılan 06.11.2019 havale tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; davalı ile …. Derneği arasında imzalanan Faktoring sözleşmesi kapsamında hesabın kat edildiği 28.11.2018 tarihi itibariyle dava dışı …Kulübünün davalı …Ş. ne (en son kayıt tarihi olan 12.07.2018 tarihi itibariyle) 27.961,401,47 TL borcunun kayıtlarda yer aldığının tespit edildiği, takibe konu bonoların davacının başkanlık döneminde yapılan faktoring sözleşmeleri ile kullanılan finansmana ek teminat olarak verildiği, davalı ile dava dışı …. derneği arasında yapılan faktoring sözleşemeleri ve temliknameler tarihleri ile birlikte değerlendirilmesi sonucu davacının başkan olarak görev yaptığı süre içinde imzalanan faktoring sözleşmeleri gereğince verilen toplam 26.000.000,00 TL temlik karşılığı kullandırılan finansman karşılığının davalı firma tarafından … dan tam olarak tahsil edildiği ve bu dönemle ilgili bir borcun bulunmadığı, yapılan bu tespitler sonucu bonoya dayalı takip nedeni ile takip tarihi itibariyle davacı-borçlunun asıl alacak ve ferileri yönünden alacaklıya borçlu bulunmadığı , takip tarihi itibariyle söz konusu borcun dava dışı …. Derneği’ne ait olduğu ve davacının görevden ayrıldığı dönemden çok sonra 2017 ve 2018 yıllarında yapılan faktoring işlemleri nedeniyle kullanılan finansmanın … nezdinde doğacak alacak temliklerinden kaynaklandığı, takip ve dava tarihinden itibaren icra dosyasına yapılan ödeme ve miktarları hususunda kulüp kayıtlarında bir tespit yapılamadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
… İcra Hukuk Mahkemesi’ nin … Esas, … karar sayılı dosyasının incelenmesinde; davacısının …, davalısının … A.Ş. olduğu, mahkemece yapılan yargılama neticesinde, takibe dayanak bonoların teminat senedi olduğu yönündeki iddialarının ispatlanamamış olması dolayısıyla davanın reddine karar verildiği, anılan kararın istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’ nin 2020/794 Esas, 2020/1845 Karar sayılı ilamı ile takip dayanağı bonoların düzenlenme biçimi, tarihi, davalı alacaklı tarafından davacı borçluya noter kanalıyla gönderilen 29.11.2018 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname içeriğine göre taraflar arasındaki factoring sözleşmesinden kaynaklanan alacak miktarı ile takip yapılması, davalı alacaklı vekilinin cevap dilekçesinde teminat senedi iddiasını kabul etmemesi dikkate alındığında takip dayanağı senetlerin factoring şirketinin sözleşme imzalanırken ek teminat mahiyetinde aldığı bir senet olduğu, bu nitelikteki senedin tahsili için 6361 sayılı yasa gereğince birtakım koşulların mevcudiyetinin gerektiğinden, factoring işlemlerinde uygulanacak usul ve esaslar hakkında yönetmeliğin 8/2 ve 3.fıkralarındaki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği hususların genel mahkemelerde yargılamayı gerektirdiğinden, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatılması yerinde olmadığından, ödeme yapıldığı iddiasının İİK 169/a maddesi kapsamında incelemeye engel oluşturmayacağından davacının istinaf talebinin kabulü ile, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, davacı borçlu yönünden davanın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verildiği ve anılan kararın Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’ nin 2020/8608 esas, 2021/4281 karar sayılı ilamı ile onandığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama, aldırılan bilirkişi raporları, …. İcra Hukuk Mahkemesi’ nin … Esas, 2020/59 karar sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamı birlikte incelenip değerlendirildiğinde, açılan davanın menfi tespit davası olduğu, davacı tarafın …. İcra Müdürlüğü’ nün … E. sayılı dosyasına konu bonolar nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, davacı hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde bulunulduğu, davacı tarafından takip konusu senetlerin faktoring sözleşmesinin teminatı kapsamında verilen senetler olması nedeniyle kambiyo takibine konu yapılamayacağı, takibe konu senet ile tahsili istenen borcun ödenmiş olduğu iddialarında bulunulduğu olayda, takibe konu bonoların düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketler Kanunu’nun 9. maddesinde faktoring şirketlerinin yapamayacağı işlemler hükme bağlanmıştır. Anılan Kanunun 9/2. hükmüne göre; “Faktoring şirketi Kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilemeyen alacaklar ile Kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir alamaz veya tahsilini üstlenemez. Aynı faturaya dayalı birden çok faktoring şirketine yapılan kısmi temliklerin toplam tutarı fatura tutarını aşamaz.” düzenlemesi yer almaktadır.
04/02/2015 tarih ve 29257 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 8/1. maddesinde ise; “Faturalı alacağa istinaden kambiyo senedi veya diğer senetlerin alınması halinde, alınan kambiyo senedi veya diğer senetteki ciro silsilesinde kuruluşa kambiyo senedi veya diğer senedi ciro edip veren kişinin, devralınan faturada alacaklı olarak gözüken kişi ve bu kişiden bir önceki cirantanın veya keşidecinin de faturadaki borçlu ile aynı kişi olması gerekir. Fatura ile kambiyo senedi veya diğer senetteki tutarın uyumlu olmasına dikkat edilir. Kuruluş tarafından kullanılan faktoring programları bu uyumu gözetecek ve uyumsuzluk söz konusu olduğunda işlem yapılmasına olanak vermeyecek şekilde yapılandırılır” hükmüne yer verilmiş olup böylece faktoring şirketlerinin 6361 sayılı Yasanın 9/2. maddesine ve buna göre çıkartılan yönetmeliğin 8/1. maddesi hükümlerine uygun olarak temlik almadıkları kambiyo senetlerinde yetkili hamil olamayacakları anlaşılmaktadır. Yine aynı yönetmeliğin 8. maddesinde ek teminat niteliğinde alınan senetlerin tahsil koşulları belirlenmiştir. Anılan Yönetmelik hükmüne göre “müşterilerden ek teminat mahiyetinde olmak üzere devralınan fatura veya fatura yerine geçen belgeler ile ilişkili olmayan kambiyo senedi veya diğer senetlerin tahsil edilebilmesi için, alacağın vadesinde ödenmeyip sorunlu hale gelmiş olması, alınan kambiyo senedi veya diğer senet karşılığında hiçbir şekilde kambiyo senedi veya diğer senedin ilgililerine finansman sağlanmaması, kuruluşun işlem ve muhasebe kayıtlarında ek teminat mahiyetinde anılan kambiyo senedi veya diğer senedin ilgili borcun teminatı karşılığında alındığına ilişkin kayıt düşülmesi gerekir.
Davacı …’ın, dava dışı … … Derneği’nde 23.07.2013-11.06.2015 tarihlerinde başkan olarak görev yaptığı, davacının spor kulübüne finansman sağlamak amacıyla davalı … ile … … Derneği arasında 29.07.2013, 08.07.2014, 15.01.2014 tarihli üç adet faktoring sözleşmelerini Kulüp Başkanı ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, faktoring sözleşmelerinin özel şartlar bölümünde üç adet sözleşme azami faktoring hacminin toplam 19.500.000,00 TL olarak sınırlandırıldığı, davalı yanın, davacı yandan Faktoring sözleşmeleri kapsamında alacağına teminat olarak 29.07.2013 keşide tarihli 7.000.000,00 TL, 02/05/2013 keşide tarihli 600.000,00 TL, 08.07.2014 keşide tarihli 8.500.000,00 TL, 15.08.2014 keşide tarihli 900.000,00 TL, 24/09/2014 keşide tarihli 3.500.000,00 TL olmak üzere toplam 20.500.000,00 TL tutarında aldığı senetleri bilanço dışı hesaplarda teminat senedi olarak yasal defterlerine kaydettiği, takip dayanağı senetlerin factoring şirketinin sözleşme imzalanırken ek teminat mahiyetinde aldığı senetler olduğu, davalı …Ş.’nin dava dışı ….’ nden, davacı …’ın kulüp başkanlığını bıraktığı tarih itibariyle alacağının bulunmadığı, 28.11.2018 hesap kat tarihi itibariyle davalı …Ş.’nin 28.525.706,07 … … Derneğinden alacaklı olduğu, takibe konu bonoların davacının başkanlık döneminde yapılan faktoring sözleşmeleri ile kullanılan finansmana ek teminat olarak verildiği, davalı ile dava dışı …. derneği arasında yapılan faktoring sözleşemeleri ve temliknamelerin tarihleri ile birlikte değerlendirilmesi sonucu imzalanan faktoring sözleşmeleri gereğince verilen toplam 26.000.000,00 TL temlik karşılığı kullandırılan finansman karşılığının davalı firma tarafından …’ dan tam olarak tahsil edildiği ve bu dönemle ilgili bir borcun bulunmadığı, faktoring sözleşmelerinden kaynaklanan borcun 2017 ve 2018 yıllarında davacının kefaletinin bulunmadığı temliklerinden kaynaklandığı anlaşılmakla davacının davasının kabulü ile, …. İcra Müdürlüğü’ nün … E. Sayılı dosyası nedeni ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. Davalı tarafın takipte kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından İİK ‘nın 72/4. Maddesi uyarınca kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1- Davacının davasının KABULÜ İLE, …. İcra Müdürlüğü’ nün … E. Sayılı dosyası nedeni ile davacının davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2- Davalı tarafın kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından İİK ‘nın 72/4. Maddesi uyarınca kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 1.408.698,72 TL karar harcından peşin 352.174,70 TL’nin mahsubu ile geri kalan 1.056.524,02 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
4- Davacının yaptığı 287,20 TL posta masrafı, 3.600 TL bilirkişi ücreti, 35,90 TL başvurma harcı , 5,20 TL vekalet harcı, 352.174,70 TL peşin harç olmak üzere toplam 356.103 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 294.846,45 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6- Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/06/2021

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır