Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1004 E. 2020/588 K. 19.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1004 Esas
KARAR NO : 2020/588
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2018
KARAR TARİHİ : 19/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalı …’ın … adı altında müvekkiline 02/01/2018 tarihli, … seri … nolu KDV dahil 13.640,08.-TL değerinde fatura gönderdiğini, müvekkilinin gönderilen faturaya süresinde noterlik kanalıyla itiraz ettiğini ve beraberinde aynı noter ile davalıya iade ettiğini, davalının müvekkili aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… E. Sayılı dosyası ile fatura alacağına dayanarak ilamsız icra takibi başlattığını, yapılan itiraz neticesinde itirazın, şikayetin ve istinaf başvurusunun reddedildiğini, müvekkilinin kuruluşundan itibaren tek sahibi ve yöneticisi olan … ‘in davalıyı hiç tanımadığını, faturada ismi geçen … ile herhangi bir alışverişinin olmadığını, davalının bu faturayı neye ilişkin düzenlediğinin taraflarınca anlaşılmadığını, taraflar arasında herhangi bir borç-alacak ilişkisinin bulunmadığını, davalının dava konusu icra takibini başlatması üzerine sözde alacaklı … Dekorasyon-… taraflarınca tanınmadığından haftalarca araştırıldığını, sadece … isimli şahsa ulaşıldığını, bunun üzerine yapılan araştırmalarda ihbar olunan … ‘in şifahen günlük iş için anlaştığı boyacının isminin … isimli bir şahıs olduğunun tespit edildiğini, müvekkiline fatura düzenleyip gönderen …- … ile hiçbir hukuki/ticari ilişkiye girilmediğini, tarafların arasında sözlü ya da yazıl hiçbir anlaşma olmadığını beyan ile …. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… E. Sayılı dosyası üzerinden kötü niyetli başlatılmış olan takibin kesinleştiğini, bu sebeple icra veznesine yatırılan paranın alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, müvekkilinin cebri icra tehdidi altında ödediği 2.274,12.-TL miktarın ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan istirdadına, %40 dan az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın müvekkili firmanın faal olmadığını iddia etmiş ise de bu iddianın gerçek dışı olduğunu, 01/07/2014 tarihinden itibaren dekorasyon ve yapı işlerinde faaliyet gösterdiğini, müvekkiline ait şahıs şirketinin tüm işleri ile …’ın ilgilendiğini, ihbar olunan … … ile davacı şirket arasında AVM de bulunan mağaza iç mimari ve dekorasyon hizmetlerinin tamamlanması hususunda sözleşme imzalandığını, ihbar olunanın çizdiği ve davacının da imzasının bulunduğu projeye göre bir çok malzeme alındığını ve alçıpan tavan inşası için malzeme alındığını ancak davacı tarafın vazgeçmesi ile aldığı malzemelerin kullanılmamış olup temin edilen malzemede inşaya konu alana göre kesildiğinden başka bir yerde de kullanılamayacağından zayi olduğunu, bu malzemelerin bedelinin müvekkili şirkete ödenmediğini, davacı tarafın müvekkil ile müvekkilinin eşi …’ın bahse konu mağazada gerçekleştirilen yapı dekorasyon inşaasında bizzat çalıştığını, teknik ekipte bulunduğunu, tanımadıkları iddiasının asılsız olduğunu, müvekkiline ait firmanın yetkilisi …’ın yapılan inşa işi ve alınan malzemenin bedelini ne şekilde tahsil edeceğini sorduğunda faturanın davacı adında kesilmesi gerektiğini beyan ettiğini belirterek bu sebeplerle davanın reddini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Davadaki uyuşmazlık; davacının … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… E. Sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine ilişkin olduğu görülmüştür.
Dosya kapsamındaki dava dilekçesi, ekleri, … İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı takip dosyası, … Esnaf Ve Sanatkarlar Odaları Birliği’nin, … Vergi Dairesi’nin , … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün cevabi yazıları ile dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
… Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 23/12/2019 tarihli cevabi yazısında, davalı …’ın gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığı gibi ortaklığı olduğu kolektif , komandit ve limited şirket kaydının bulunmadığı belirtilmiştir. Yine mahkememizce … Vergi Dairesi’ne yazılan yazı cevabında Vergi Usul Kanunu’nun 176. Maddesi gereği 2. Sınıf tacir olduğunu, işletme hesabına göre defter tuttuğu, son vergi beyanının 2018 yılında olduğunu ve gelir vergisi matrahının 1.564,66-TL ve hesaplanan gelir vergisinin 234,70-TL olduğunu bildirmiştir. … Esnaf ve Sanatkarlar Odası’na yazılan yazı cevabında ise; … Esnaf ve Sanatkar Sicil Müdürlüğü kayıtlarında yapılan tetkikte kaydının bulunmadığını bildirilmiştir.
HMK’nun 115/1. maddesi uyarınca dava şartlarının bulunup bulunmadığı davanın her aşamasında resen araştırılır. HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir.
6102 Sayılı TTK’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Aynı Yasa’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir.
Öte yandan 6102 sayılı TTK hükümlerine göre; ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir (TTK 11/1). Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, Cumhur Başkanlığınca çıkarılacak kararnamede gösterilir (TTK 11/2). Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten gerçek kişiye tacir denir (TTK 12/1).
İster gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11 inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır (TTK 15/1).
Somut olayda, taraflar arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesi uyarınca düzenlenen faturadan kaynaklanmakta olup eser sözleşmesi TTK’nda düzenlenmediğinden, ancak taraflardan her ikisinin de tacir olması halinde Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu kabul edilecektir. İşbu davada, davalının tacir sıfatını haiz olup olmadığının, satımın da ticari satım olup olmadığının tesbiti gerekmektedir. Davalının ticaret sicilinde ve esnaf ve sanatkarlar sicilinde kayıtlı olmadığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
VUK 176. madde de birinci sınıf tacirlerin bilanço esasına göre defter tutacağı 182. madde de bilanço esasına göre defter tutacak tacirlerin yevmiye, envanter, defteri kebir tutacağı düzenlenmiştir. 2018 yılında bilanço esasına göre defter tutacak tacirler bakımından VUK 177. maddesinde ki tutarlar dikkate alınacak olup ;1).satın aldıkları malları olduğu gibi veya işledikten sonra satanların yıllık alımları tutarı 170.000-TL-satış tutarı 230.000-TL; 2) 1.bentte yazılı olanların dışında ki işlerle uğraşıp yıllık gayrisafi iş hasılatı 90.000-TL , 3).1 ve 2 numaralı bentlerde yazılı işlerin birlikte yapılması halinde iş hasılatının beş katı ile yıllık satış satış tutarı 170.000-TL’yi aşanların bilanço esasına göre defter tutacakları belirlenmiştir.
TTK 11(1) maddesi kapsamında ticari işletme esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan, faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletme olarak tanımlanmış olup, ticari işletmenin ticaret siciline kayıtlı olmaması, eldeki davada, açıklanan tüm yasal mevzuatın bir arada değerlendirilmesi neticesinde; ticaret sicilinde kayıtlı olmayan, işletme hesabına göre defter tutan ve geliri VUK 177. maddesinde öngörülen parasal sınırların altına kalan davalı tacir değil esnaf olup dava konusu edilen alacak da bu anlamda her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bir husustan doğmamış olması, davalının alçıpan, boya, badana işleri ile uğraştığı, gerçek kişi olan tarafların işletme defteri tutmalarının onların tacir sayılmalarını gerektirmediği, tarafların çalışmalarının daha çok bedeni çalışmalara dayandığı anlaşıldığından uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerektiği gözetilerek mahkememizce bu davaya bakma görevi bulunmadığı anlaşılmış olup, davanın 6100 Sayılı H.M.K’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddi ile mahkememizin görevsizliğine, görevli Mahkemenin İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
-6100 Sayılı HMK. gereğince DAVA DİLEKÇESİNİN GÖREV YÖNÜNDEN REDDİNE,
-Görevli Mahkemenin İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
-6100 Sayılı HMK.’nun 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde davacı tarafın müracaatı halinde dosyanın görevli İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE,
-6100 Sayılı HMK.’nun 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde davacı tarafın müracaat etmemesi halinde davanın açılmamış sayılacağına,
-6100 Sayılı H.M.K.’ nun 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderlerinin (harç, mahkeme masrafları ve vekalet ücreti v.b.) görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı, verilen kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.19/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır