Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/821 E. 2023/949 K. 27.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/821 Esas
KARAR NO : 2023/949
DAVA : Hakem Kararına İcra Edilebilirlik Şerhi Verilmesi
DAVA TARİHİ : 14/12/2023
KARAR TARİHİ : 27/12/2023

DAVA: Davacı vekili tarafından mahkememize ibraz edilmiş olan dilekçesinde özetle; müvekkili ile … (…) arasında 23/05/2019 ve 17/06/2019 tarihinde olmak üzere iki ayrı uluslararası satım sözleşmesi imzalandığını, bu satım sözleşmelerine ilişkin olarak taraflar arasında bir uyuşmazlık doğduğunu, müvekkilinin tahkim süreci başlattığını, müvekkilinin hakem olarak … … ‘i gösterdiğini ancak …’in tahkim başvurusuna cevap verilmediğini, bu sebeple tahkim anlaşması uyarınca Türk Mahkemelerine …’in hakemini ataması için yoluna gitmek zorunluluğunun doğduğunu, bu sürecin sonunda …’in hakemi olan … ‘nun 08/12/2022 tarihinde … Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen karar ile hakem olarak atandığını, iki taraf hakem heyeti başkanı olarak …’nın atandığını, hakem kurulu tarafından yapılan değerlendirme sonrası Hakem Kurulu tarafından 06/10/2023 tarihinde karar verildiğini, hakem kararının …’e 12/10/2023 tarihinde tebliğ edildiğini, Milletlerarası Tahkim Kanunu m.15 hükmüne istinaden hakem kararının iptali istemi ile ilgili bir dava açılmadığını, bunun üzerine hakem kararının 12/11/2023 tarihinde kesinleştiğini bildirerek; hakem kararının kesinleşmesinden sonra Milletlerarası Tahkim Kanunu m15/B uyarınca hakem kararının icra edilebilir olduğuna ilişkin şerhin verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan kontrolde işbu davanın 14/12/2023 tarihinde açılmakla … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2023/… D.iş numarasına kaydının yapıldığı, … Asliye Ticaret Mahkemesinin 15/12/2023 tarih 2023/… D.iş 2023/… Karar sayılı ilamı ile “Tüm dosya kapsamı ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda; dava esas numarası verilerek açılması gerektiğinden değişik iş üzerinden açılan dosyanın tevzi bürosuna gönderilmesine, değişik iş kaydının bu şekilde kapatılmasına” şeklinde karar verilerek dava dosyası mahkememizin iş bu esasına kaydının yapıldığı görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; Dava, Milletlerarası Tahkim Kanunu m.15/B hükmü uyarınca hakem kararının icra edilebilir olduğuna ilişkin şerhin verilmesi istemine ilişkindir.
Dava dilekçesi içeriği incelendiğinde davalı olarak herhangi bir taraf gösterilmediği, dilekçenin 8. No.lu kısmında ise talebin çekişmesiz olarak yürütülmesinin talep edildiği görülmüştür.
4686 Sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu’nun İptal davası ve hakem kararlarının icra edilebilir hâle gelmesi başlıklı 15. Maddenin B bendinin “İptal davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra asliye hukuk mahkemesi, hakem kararının icra edilebilir olduğuna ilişkin bir belgeyi istemde bulunan tarafa verir. Bu belgenin verilmesi harca tâbi değildir. Hakem kararının icraya konulması hâlinde Harçlar Kanunu hükümleri uygulanır.
İptal davası için öngörülen sürenin geçtiği veya tarafların iptal davası açmaktan feragat ettiği hâllerde, hakem kararının icra edilebilir olduğuna ilişkin belgenin verilmesi sırasında (A) fıkrasının 2 nci bendinin (a) ve (b) alt bent hükümleri mahkemece re’sen dikkate alınır. Bu hâlde mahkemece aksine karar verilmedikçe, inceleme dosya üzerinden yapılır.” şeklindeki düzenlemesi somut olayda uygulanması gereken kanun maddesidir. Bu kapsamda yapılan kontrolde anılan kanun maddesinde her ne kadar yargılamanın dosya üzerinden yürütüleceği açıkça hükme bağlanmış ise de çekişmesiz yargı işi olduğuna, davaya … bakılması gerektiğine dair amir bir hüküm olmadığı anlaşılmakla bu kapsamda mahkememizin işbu dosyası ile benzer mahiyette bulunan … Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 2018/… Esas, 2018/… Karar Sayılı; “MTK’nun 15/B maddesinin 2. fıkrası uyarınca, infaz edilebilirlik şerhi verilmesine ilişkin taleplerin, mahkemece aksine karar verilmedikçe, dosya üzerinden karara bağlanacağı hükme bağlanmıştır.
HMK’nun 316/1.b. maddesi uyarınca, kanunun dosya üzerinden karar vermek konusunda mahkemeye takdir hakkı tanıdığı dava ve işler basit yargılama usulüne tabidir. HMK’nun 317.maddesi uyarınca dava açılması ve davaya cevap verilmesi dilekçe ile olur. Cevap süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır. Aynı Kanun’un 318. maddesi uyarınca taraflar dilekçeleri ile birlikte tüm delillerini de bildirmek ve ellerindeki delilleri eklemek zorundadır. Aynı Kanun’un 320. maddesi uyarınca mahkeme, dilekçelerin teatisi tamamlandıktan sonra, mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verir.
Yukarıda açıklandığı üzere, dosya üzerinden karar verilebilmesi için öncelikle dava dilekçesinin karşı tarafa tebliğ edilmesi ve cevap süresinin beklenmesi zorunludur. Karşı tarafa hiçbir savunma hakkı tanınmadan karar verilmesi hukuken mümkün değildir. MTK, kararın dosya üzerinden verilebileceğini düzenlemişse de karşı tarafa hiç tebligat yapılmadan karar verilebileceğine dair bir hüküm getirmemiştir.
Kanun koyucu çok istisnai hallerde karşı tarafa haber verilmeden karar verme imkanını mahkemeye tanımış ve hemen akabinde itiraz hakkını getirmiştir. Örneğin HMK’nun 390/2. maddesinde ihtiyati tedbir kararının karşı taraf dinlenmeden verilebileceği düzenlenmiş, ancak 394. maddede bu karara itiraz hakkı getirilmiştir. Benzer bir durum ihtiyati hacizle ilgili İİK’nun 258/2 ve 265. maddelerinde mevcuttur. MTK’nun 15/B maddesinde ise böyle bir istisna düzenlemesi bulunmamakta olup, mahkemenin dosya üzerinden karar verebilmek için öncelikle karşı tarafa dava dilekçesini tebliğ ederek cevap hakkı tanıması gerekir.
HMK’nun 27.maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkı; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin bu açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir. Bu hüküm, tüm usul hukukunun temelinde yatan ve tüm usul kurallarının kendisine göre yorumlanacağı bir temel yargılama hakkı düzenlemesidir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelindiğinde; ilk derece mahkemesi karşı tarafa dava dilekçesini tebliğ etmeden, cevap hakkı tanımadan, hukuki dinlenilme hakkını ihlal eder şekilde karar vermiş olduğundan ve böylece davanın görülebilmesi ve karara bağlanabilmesi için gerekli yasal şartlar oluşmadan karar verildiği, Anayasa ile teminat altına alınan adil yargılanma hakkını ve hukuki dinlenilme hakkını ihlal eder şekilde yargılamanın sonuçlandırıldığı anlaşıldığından, HMK’nun 353/1.a.4. maddesi uyarınca, diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.” şeklindeki gerekçeli ilamı ile güncel tarihli İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 2022/1657 Esas, 2022/1830 Karar Sayılı, 22/12/2022 Tarihli ilamı da göz önünde bulundurulduğunda ilk derece mahkemesinin söz konusu davayı hasımlı olarak yürüterek tarafların iddia ve savunmaları kapsamında davanın kabulüne, icra edilebilirlik şerhi verilmesine yönelik vermiş olduğu kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun istinaf mahkemesince esastan reddine karar verilmiş olduğu görülmüştür.
Neticeten tüm dosya kapsamı ile yapılan değerlendirmede; huzurdaki davanın davalı taraf gösterilmeksizin … olarak açıldığı, dava dilekçesi içeriğinde de davacı tarafça talebin çekişmesiz olarak yürütülmesinin talep edildiği, yukarıda yer verilen emsal mahiyetteki bölge adliye mahkemesi ilamı ve kanun maddeleri bir bütün olarak incelendiğinde huzurdaki davanın … olarak ve hakem kararının icra edilebilirlik talebi bakımından tahkim dosyasının diğer tarafına cevap hakkı tanımaksızın yürütülmesinin mümkün olmadığı; aksi durumun adil yargılanma hakkı ve hukuki dinlenilme hakkının ihlali anlamına geleceği, öte yandan davacı tarafça talep dilekçesi içeriğinde hakem kararının karşı tarafa tebliğ edildiği ve süresinde iptal davası açılmadığı ileri sürülmüş ise de dava dilekçesi içeriğinde aynı zamanda karşı tarafın iflas ettiğinin ve hakkında iflas prosedürü uygulandığının beyan edilmiş olması karşısında tahkim kararının tebliğine ilişkin tebligatın yerel hukuk kuralları uyarınca usulüne uygun olup olmadığı hususlarının mahkememizce değerlendirilemediği ve bu kapsamda da davalıya cevap hakkı tanınması gerektiği kanaatine varılmış olup 6100 Sayılı HMK’da dahili davalı müessesinin de düzenlenmemiş olması sebebiyle dahili davalı yoluyla dosyaya taraf eklenmesi mümkün olmadığından … olarak açılamayacak işbu dava bakımından talebin usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-… olarak açılan davanın usulden reddine,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılasına,
3-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde resen yazı işleri müdürünce ilgilisine iadesine,
4-Milletlerarası Tahkim Kanunun Madde 15/B bendi uyarınca harç alınmasına yer olmadığına,
Dair, tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde … Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle karar verildi. 27/12/2023

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …