Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/739 E. 2023/830 K. 15.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/739 Esas
KARAR NO : 2023/830
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/11/2023
KARAR TARİHİ : 15/11/2023

DAVA: Davacı vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu dava dilekçesinde, “Müvekkil Banka ile dava dışı/borçlu …Ticaret Ltd.Şti. arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalanmıştır. Diğer borçlu ise bahse konu sözleşmeyi müşterek ve müteselsil kefil sıfatı ile imzalamışlardır. … Ltd.Şti.nin hesabı 06.09.2021 tarihinde kat edilerek ….Noterliği’nin 07.09.2021 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi keşide edilmiş ve davadışı borçlu ile davalı/borçluya tebliğ edilmiştir. Tebliğ edilen ihtarnameye rağmen davalılar borçlarını depo etmemiş; dava dışı borçlu … İnşaat firması hakkında … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/… Esas 2022/… Esas sayılı dosyasından konkordatonun tasdiki kararı verilmiş; tasdik kararından çok sonra 31.08.2023 tarihinde, farklı tutarlı toplam 12.750.000.-TL bedelli teminat mektupları tanzim olarak nakde dönmüştür. Konkordatonun tasdik olduğu dönemde, şarta bağlı alacak olması nedeni ile alacağımız konkordato ödemelerine dahil edilmemiştir. Bunun üzerine, davadışı borçlu ile davalı/borçlu aleyhine … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/… D.İş Esas 2023/… Karar sayılı dosyasından ihtiyati haciz kararı alınarak … İcra Müdürlüğü’nün 2023/… E. sayılı dosyasından haklarında 12.995.437,50.-TL alacağımız için icra takibine başlanılmıştır.Davalı/borçlunun kefalete, borcun tamamına, faize, faiz oranına vs. icra takibine itiraz etmesi nedeniyle, yukarıda bilgileri bulunan Arabuluculuk başvurusunda bulunulmuş; görüşmede anlaşma sağlanamamıştır. Bunun üzerine işbu davanın açılması zarureti hasıl olmuştur. TBK 582/1’e göre Kefalet sözleşmesi mevcut ve geçerli bir borç için yapılabilir. Bu bakımdan eğer asıl borç, imkânsızlık, hukuka veya ahlaka aykırılık, şekle aykırılık, muvazaa veya ayırt etme gücünden yoksunluk gibi nedenlerle hükümsüz olursa kefalet sözleşmesi de geçersiz olur. Ancak geçerli bir sözleşmenin illa kefalet sözleşmesinin yapıldığı anda mevcut olmasına gerek yoktur. Zira kefalet sözleşmesi gelecekte doğacak veya koşula bağlı bir borç için de, bu borç doğduğunda veya koşul gerçekleştiğinde hüküm ifade etmek üzere de kurulabilir. Bu halde alacaklının kefile başvurması anında asıl borcun mevcut olması yeterlidir. Zaten kefalet sözleşmesi de asıl borcun vadesi geldiğinde veya geciktirici şartı gerçekleştiğinde hüküm ve sonuçlarını doğurmaya başlar. Davalı borçlunun kefaleti, TBK 583. Maddesinde belirtilen şartlara uygun olarak alınmıştır. Ekte sunulan Genel Kredi Sözleşmelerinde de görüleceği üzere, yazı ve imzalar davalı/borçluya ait olup, hepsi aynıdır. Davalı/borçlu vekili müvekkilinin ödeme emrinde belirtildiği gibi bir borçları olmadığını iddia etmiştir. Banka kayıtları üzerinde yapılacak bilirkişi inceleme neticesinde davalı/borçlunun Bankaya olan borç miktarı ortaya çıkacaktır. Davalıdan talep edilen anapara, faiz, BSMV ve diğer alacak kalemlerimiz tamamen hukuka uygun ve haklı alacaklarımızdır. Icra takibinde talep edilen faiz oranı ve miktarı tamamen yasaldır. Ekte sunduğumuz kredi yıllık azami faiz oranlarını gösterir tabloda da talep edilen faiz oranının da miktarının da tamamen yasal olduğu açıkça görülecektir. Davalı/borçlunun BSMV, vs. Feri alacaklardan kefilinin sorumluluğunun olmadığına dair beyanlarının da kabulü mümkün değildir. Davalı tarafın BSMV talebimize yapmış olduğu itirazın reddi gerekmektedir. Taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi’nin 3.5. Maddesi ve devamı gereğince gerek asıl borçlunun gerekse kefillerin-kefalet limitleri ile sınırlı olmak üzere- anapara ve akdi faizi, mer’I teminat mektupları, çek kredisi gibi tüm gayrınakdi kredileri, bilcümle işlemiş ve işleyecek faizlerini, fonları, komisyonları, her türlü masrafları vergi ve resimleri, dış işlemlerde kur artışı nedeniyle ortaya çıkacak ilave miktarları, kanuni takip giderlerini ve avukatlık ücretlerinden sorumlu olduklşarı açıkça belirtilmiş ve taraflarca da kabul edilmiştir. Kaldı ki, gider vergisi talep edebilmemizi engelleyen herhangi bir yasa hükmü yoktur. Üstelik, Yargıtayın yerleşik görüşü ,gider vergisi talep edilebileceği yönündedir. Müvekkil banka ile davalı borçluların aralarında çıkabilecek her türlü anlaşmazlıklarda müvekkil banka defter ve kayıtlarının kesin delil olacağını kabul etmişlerdir. Bu nedenle müvekkil bankanın defter ve kayıtlarında yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucunda alacağımızın varlığı doğrulanacaktır. borçlular tarafından imzalanan kredi sözleşmelerinin 6.1. maddesinde müvekkil banka ile çıkacak her türlü anlaşmazlıklarda banka defter ve belgelerindeki kayıtların kesin delil olacağı kabul edilmiştir. Bu nedenle itiraza konu alacağın miktarının tesbiti bakımından Sayın Mahkemenizce Müvekkil Bankanın defter ve kayıtlarında Bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiğinde alacağımızın varlığı doğrulanacaktır. Müvekkil bankanın alacağı, yapılacak bilirkişi incelemesi ile de tespit edilecektir. Müvekkil Banka tarafından başlatılan icra takip işlemi haklı ve yasal dayanağı olan bir borca ilişkin olduğundan davalı tarafın icra dosyasına yapmış olduğu itirazları kabul etmiyoruz. Davalının itirazları haksız, dayanaksız ve ödemeyi geciktirmeyi sağlamak amacıyla kötiniyetlidir. Bu sebeple Haksız, dayanaksız ve kötüniyetli olan itirazın iptaline, Takibin 12.995.437,50.-TL üzerinden devamına, Davalının %20’den az olmayacak miktarda icra inkar tazminatı ödemesine” şeklinde talepte bulunmuştur.
Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin , İhtisas Mahkemelerinin belirlenmesine ilişkin 25/11/2021 tarihli 1227-1228-1229-1230-1231-1232-1233-1234-1235-1236 sayılı kararları ile “13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinden, 2) 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. maddelerinden,
3) 19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’ndan (142. maddesinde
düzenlenenler hariç),
4) 23.02.2006 tarihli ve 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’ndan,
5) 21.11.2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve
Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu’ndan,
6) 06.12.2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’ndan,
7) 20.06.2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri,
Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşlar Hakkında Kanun’dan,
Kaynaklanan ve asliye ticaret mahkemesinin görev alanına giren ticari davalara ve ticari
nitelikteki çekişmesiz yargı kapsamında gelecek işlere;
a) İki veya üç asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 2 numaralı,
b) Dört veya beş asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 4 numaralı,
c) Altı veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerler de 6 numaralı,
d) On veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6 ve 7 numaralı,
e) On dört veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6, 7 ve 8
numaralı, f) Yirmi veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6, 7, 8 ve 9
numaralı asliye ticaret mahkemelerinin bakmasına,
(Örneğin asliye ticaret mahkemelerine bu kapsamda gelecek dava ve işlere;
a) Kayseri’de iki asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 2 numaralı, b) Konya’da dört asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 4 numaralı,
c) İzmir’de yedi asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6 numaralı, d) İstanbul Anadolu’da on üç asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6 ve
7 numaralı,
e) …’da on dört asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6, 7 ve 8
numaralı,
f) İstanbul’da yirmi bir asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6, 7, 8 ve
9 numaralı asliye ticaret mahkemelerinin bakmasına) ” aynı kararda yine ” Bu kapsamda görülmekte olan dava ve işlerin iş bölümüne dayanılarak mezkûr
Mahkemeler ve Hâkimliklere gönderilmemesine, 15.12.2021 tarihinden itibaren gelecek yeni dava, iş ve başvuruların
ise anılan ihtisas mahkemeleri ve hâkimliklere tevzi edilmesine” denildiğini, yukarıda belirtilen Hakimler ve Savcılar Kurulu kararına göre söz konusu davanın 13/11/2023 tarihinde açıldığı, davacının banka olduğu görülmekle uyuşmazlığın bankacılık işlemlerinden kaynaklandığı da dikkate alınarak dosyanın İstanbul 6,7,8 ve 9 nolu Ticaret Mahkemelerinden birine tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na gönderilmesine aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Dosyamızın niteliği itibari ile İstanbul 6,7,8 ve 9 nolu Ticaret Mahkemelerinden birine tevzi edilmek üzere dosyanın İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi bürosuna gönderilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.15/11/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

¸