Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/660 E. 2023/956 K. 28.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İST ANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/660 Esas
KARAR NO : 2023/956
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 07/10/2023
KARAR TARİHİ : 28/12/2023

DAVA: Davacı vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu dava dilekçesinde, … İcra Dairesi’nin 2022/… E. sayılı dosyası ile müvekkili banka tarafından dava dışı borçlular … Bilgisayar Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ve … … aleyhine genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, müvekkili bankanın alacağının tahsili amacıyla, dava dışı borçlu … … adına kayıtlı taşınmazların satışının yapılabilmesi için icra dosyasından satış işlemlerine başlanıldığını, borçlu … … adına kayıtlı taşınmazlardan … İli, … İlçesi, … Mah. … Ada No, … Parsel No, Kat: Bodrum, Bağımsız Bölün No:4 taşınmazın takyidatı incelendiğinde, taşınmaz üzerinde ihyası talep edilen … Sistemler Sanayi Anonim Şirketi’ne ait 11.08.1989 tarih ve … yevmiye numaralı ipotek şerhinin yer aldığının görüldüğünü, ihyası talep edilen … San. A.Ş.’nin ilgili taşınmaz üzerindeki ipoteğinin devam edip etmediğinin, ipotek alacaklısının açık adres ve vergi kimlik numarası, ipoteğe ilişkin tüm bilgi ve belgelerin tespiti amacıyla Tapu Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere gönderildiğini ancak yarar bilgi edinilmediğini ve …nden gelen cevabi yazıda “firmanın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7. Maddesine göre 31.07.2013 tarihinde sicilden kaydının resen terkin edilmiş” olduğunun bildirildiğini, somut olayda, ilgili taşınmaz üzerinde ipotek şerhi yer alan … . A.Ş.’nin, ticaret sicil kaydının 31.07.2013 tarihinde resen terkin edildiğini, satış işlemlerine devam edilebilmesi için ihyası talep edilen … . A.Ş.’ye satış işlemlerine ilişkin tebligatların yapılması gerektiğini ancak, şirketin ticaret sicilden kaydının resen terkin edilmesi sebebi ile hukuki muhatap bulunamadığını, belirterek …’nün … sicil numarası ile kayıtlı … Sanayi Anonim Şirketi’nin sicilden terkin kaydının kaldırılması ve şirket tüzel kişiliğinin ihyasına, gerekli görülmesi halinde tasfiye memuru tayin edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde, müvekkili Ticaret Sicili Müdürlüğünün, TTK.m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, müvekkili … nün resen terkin işlemini, “6102 sayılı Kanunun Geçici 7’nci maddesi” ve 30.12.2012 tarihli ve 28513 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ’in 5’inci maddesi”, “6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 20/1 maddesi” ve “Anonim ve Limited Şirketlerin Sermayelerini Yeni Asgari Tutarlara Yükseltmelerine ve kuruluşu ve Esas Sözleşme Değişikliği İzne Tabi Anonim Şirketlerin Belirlenmesine İlişkin Tebliğ’in 7. Maddesi” kapsamında olduğunu, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını, müvekkili … nün, mahkeme hükmü olmaksızın bir şirketi tekrar sicile tescil yükümlülüğü bulunmadığını, dava konusu şirketin ihyasına (ek tasfiyesine) karar verilmesi durumunda tasfiye memuru atanması gerektiğini, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle “yargılama giderleri” ve “vekalet ücreti”nden sorumlu tutulamayacağını, resen terkin işleminin hukuka ve kanuni prosedüre uygun olduğunu, davacı vekilince resen terkin işleminin eksik veya usulsüz olduğuna dair bir iddianın ileri sürülmediğini belirterek davanın kabulüne kanaat getirilmesi hâlinde dava konusu şirketin anılan icra takibi kapsamında ek tasfiyesine ve tasfiye memuru atanması ile müvekkili Müdürlük aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dahili davalı Melis … …’e usulüne uygun tebligat çıkartılmasına rağmen cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLER VE GEREKÇE: Dava, şirketin ihyası istemine ilişkindir.
İlgili şirketin sicil kaydı alınıp incelendiğinde; …nce 31/07/2013 tarihinde sicil kaydının resen terkin edildiği görülmüştür.
İhya davasına konu ihyası istenen şirketin tarafı olduğu … İcra Müdürlüğünün 2022/… Esas sayılı dosyasının uyaptan Mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Davacı vekiline ihyası istenen şirketin son temsilici olan … …’i davaya dahil etmesi için süre verildiği, davacı vekili tarafından Melis … …’in davaya dahil edildiği, dahili davalı … …’e dava dilekçesi, dahili dava dilekçesi ile birlikte duruşma gününün tebliğ edildiği görüldü.
TTK nın geçici 7. maddesine göre bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 2 yıl içinde aşağıdaki halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri ve ticaret sicilinden kayıtlarının silinmesi, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır denilerek ilgili durumlar aynı maddenin a – e bentleri arasında sayılmıştır.Aynı maddenin 2. Fıkrasına göre davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanamaz denilmektedir. Aynı maddenin 15. Bendinde ise ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilirler.
TTK geçici 7. Maddenin 4a ve 4b bentlerinde ” (4) Ticaret sicili müdürlüklerince;a) Kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. İlan, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçer. Ayrıca anılan ilan, bildirici niteliği haiz olarak ilgili ticaret ve sanayi odası veya ticaret, sanayi ya da deniz ticaret odasının internet sitesinde aynen yayımlanır.b) 559 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermaye artırımında bulunmayarak münfesih olan şirketlere yapılacak ihtarda; ortaklarından, yönetici veya denetçilerden ya da müdürlerinden tebliğ tarihinden itibaren iki ay içinde tasfiye memurunun bildirilmesi, aksi takdirde, bu madde hükümlerine göre ticaret sicili kayıtlarından unvanın silineceği, şirkete ait malvarlığının unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra Hazineye intikal edeceği ve bunun kesin olduğu açıkça yazılır.” denilmektedir.
TTK geçici 7. Maddesinin 15 nolu bendinde ” Bu maddede düzenlenmeyen hususlarda ilgili kanun ve esas sözleşmelerde öngörülen usullere göre hareket edilir. Bu madde gereğince tasfiye edilmeksizin unvanı silinen şirket veya kooperatiflerin ortaya çıkabilecek malvarlığı, unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra Hazineye intikal eder. Hazine bu şirket ve kooperatiflerin borçlarından sorumlu tutulmaz. Tasfiye memurlarının sorumlulukları konusunda, özel kanunlardaki sorumluluğa ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun veya Kooperatifler Kanunu hükümleri uygulanır. Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.” denilmektedir.
İhyası istenen şirketin 31/07/2013 tarihinde resen terkinine karar verilmiş olup dava tarihi itibariyle 5 yıllık sürenin geçtiği görülmüştür.
… Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk dairesine ait 2021/… Esas 2021/… Karar nolu ilam incelendiğinde, “……….Mahkemece, adına kayıtlı araç bulunan şirketin terkin tarihinden itibaren beş yıllık yasal sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın hak düşürücü süreden sonra açılması nedeniyle reddine karar verilmiştir. TTK’nın geçici 7.maddesinin 15.fıkrasının son cümlesinde, ticaret sicilden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanların haklı sebeplere dayanarak, silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebileceği düzenlenmiştir. Anılan fıkranın ikinci cümlesinde ise bu maddeye göre tasfiye edilmeksizin unvanı silinen şirket veya kooperatiflerin ortaya çıkabilecek mal varlığı, unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra Hazineye intikal eder düzenlemesi bulunmaktadır. Somut olayda, şirketin 31/07/2013 tarihinde sicil kaydının resen silindiği, şirket ortağı tarafından beş yıllık yasal süre geçtikten sonra ihya talep edildiği açıktır. Ancak, yasal düzenlemeye göre on yıllık sürenin dolmaması nedeniyle şirkete ait aracın Hazineye intikal etmesi koşulu gerçekleşmemiştir. Bu durumda, şirketin, ortada tasfiyesi gerekli bir mal varlığı bulunduğundan yasa koyucunun amacı doğrultusunda uyuşmazlığın çözülmesi gerekir. Yasa maddesinde, terkinden itibaren beş yıllık sürede ihya talep edilebileceği belirtilmesine karşın, şirketin mal varlığının on yıl sonra Hazineye intikal edeceği düzenlendiğinden, bulunduğu kabul edilmelidir. Şirkete ait mal varlığının Hazineye intikal etme süresi olan on yıldan önce ne şekilde işlem yapılacağına ilişkin TTK’nın geçici 7. Maddesinde bir düzenleme bulunmaktadır. Ortada bir hukuki düzenleme eksikliğinin mi (kanun boşluğu), yoksa yasa koyucunun bilinçli bir susmasının mı bulunduğunun belirlenmesi önem taşımaktadır. Kanun boşluğu, sorunun çözümüne katkı sağlayacak bir hukuk kuralının bulunmaması şeklinde tanımlanabilir. Ancak, açık bir düzenleme yapılmamış olması her zaman kanun boşluğu anlamına gelmeyebilir. Bir sorun hakkındaki çözüm başka bir alanda düzenlenmiş olabilir. Somut olayda gerek TTK’da gerekse başka mevzuatta düzenleme bulunmadığı gibi konuya ilişkin bir örf ve adet bulunmamaktadır. Hukuki bir sorun hakkında, hukuk sistemi mutlaka bir çözüm üretmek zorundadır. Yasanan bir düzenleme öngörmediği bir sorunun çözümsüz bırakılması düşünülemez. Kanun koyucunun bir konuda düzenleme yapmamış olması, o konuyu olumsuz düzenlemek istediği anlamına gelmez. Bu açıklamalara göre, somut olaydaki uyuşmazlık yönünden bir kanun boşluğunun bulunduğunun ve bu boşluğun, TMK’nın 1.maddesiyle hakime verilen yetki kapsamında doldurulması gerektiği kanaatine varılmıştır. Kanun boşluğunun doldurulmasında, TTK’nın geçici maddesine yansıyan kanun koyucunun iadesinin esas alınması uygun olacaktır. Kanun koyucu, mevcut düzenlemeyle, terkin edilen şirketlerin ortaya çıkacak mal varlıklarının on yıl sonra Hazineye intikal edeceğini kabul ettiğine göre, bu süre dolmadıkça, şirket ortaklarının bu mal varlığı üzerindeki haklarının devam ettiğini kabul etmiş durumdadır. Ortada bir mal varlığı bulunduğuna göre, bu mal varlığının tasfiyesi için şirketin ihyasına karar vermekten başka çözüm bulunmamaktadır. Aksinin kabulü, yasanın düzenlediği on yıllık sürenin anlamsız hale gelmesi sonucunu doğurur. Bu açıklamanın bir sonucu olarak, mal varlığının Hazineye intikal süresi olan on yıllık süre doluncaya kadar ortaya çıkacak mal varlığının tasfiyesi amacıyla ihya talebinde bulunabileceği sonucuna varılmıştır. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusu haklı bulunmuş, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının bu nedenle kaldırılarak yeniden hüküm verilmesi gerekmiştir. Şirketin, adına kayıtlı aracın satış ve bedelinin paylaştırılması istemiyle sınırlı olarak ihyasına karar verilmiş, ancak şirket tasfiyesiz terkin olduğundan, tasfiye memuru atanmamıştır. Şirket, terkin öncesi temsil durumuna göre temsil edilecektir ” denilmiştir.
Terkin tarihinden itibaren dava tarihine kadar 5 yıllık süre geçmiş ise de bir önceki paragrafta yazılı istinaf ilamında da belirtildiği üzere, 5 yıllık süre geçmiş olsa da davaya ek tasfiye hükümlerine göre bakılması gerektiği kanaatine varılmıştır. Bir önceki paragrafta yazılı istinaf ilamında, tasfiye memuru atanmaksızın şirketin terkin öncesi temsil durumuna göre temsil edileceği ile ilgili açıklama yapılmış ise de bu hususun ayrıntılı olarak değerlendirildiği Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 01/03/2017 tarih 2017/11-… Esas 2021/… karar nolu ilamda da belirtildiği üzere, davaya ek tasfiye hükümlerine göre devam edileceğinden şirkete tasfiye memuru atanması gerektiği kanaatine varılarak davacının davasının kabulü ile, … İcra Müdürlüğünün 2022/… esas sayılı takip dosyasında icra dosyası borçlusu … … adına kayıtlı … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Ada , … Nolu Parsel, Bodrum Kat , Bağımsız Bölüm No: 4 olan dükkan niteliğindeki taşınmaz üzerinde … Aş’nin ipotek alacaklısı konumunda bulunması nedeniyle, ipotek alacaklısı şirkete yönelik işlemlere devam edilerek, satış işlemleri sürecinin yürütülmesi ve taraf teşkilinin sağlanması amacıyla …nde … sicil numarası ile kayıtlı … Aş’nin ihyasına, Tasfiye memuru olarak … … …’in atanmasına aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacının davasının kabulü ile, … İcra Müdürlüğünün 2022/… esas sayılı takip dosyasında icra dosyası borçlusu … … adına kayıtlı … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Ada , … Nolu Parsel, Bodrum Kat , Bağımsız Bölüm No: … olan dükkan niteliğindeki taşınmaz üzerinde … Aş’nin ipotek alacaklısı konumunda bulunması nedeniyle, ipotek alacaklısı şirkete yönelik işlemlere devam edilerek, satış işlemleri sürecinin yürütülmesi ve taraf teşkilinin sağlanması amacıyla …nde … sicil numarası ile kayıtlı … Sistemleri Sanayi Aş’nin ihyasına,
Tasfiye memuru olarak … … …’in atanmasına,
Karar kesinleştiğinde davacı tarafça yazılı olarak talep edildiğinde, masrafı davacı tarafa ait olmak üzere ,kararın tescil ve ilanı için …ne yazı yazılmasına,
2-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalı tasfiye memurundan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalılardan … yasal hasım konumunda olduğundan davacı lehine bu davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan 578,10 TL ilk masraf, 304,50 TL tebligat ve tezkere gideri olmak üzere toplam 882,60 TL yargılama giderinin davalı tasfiye memurundan alınarak davacıya verilmesine,
5-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde resen yazı işleri müdürünce ilgilisine iadesine,
6-Bu dava sebebiyle alınması gerekli olan 269,85 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
Davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda , kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 28/12/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

¸