Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/603 E. 2023/803 K. 07.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/603 Esas
KARAR NO : 2023/803
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/05/2017
KARAR TARİHİ : 07/11/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından ibraz edilmiş olan dava dilekçesinde özetle; Müteveffa … …’ın müvekkili banka ile 26.06.2015 tarihinde … nolu … Kredisi Sözleşme ile Otomobil Kredisi kullandığını, kredi borcunun ödeme planına göre ödenmesi gereken taksitlerin süresinde ödenmediğinden borçluya …. Noterliğinin 17.02.2016 tarih ve … yevmiye nolu kat ihtarnamesinin keşide edildiğini, ihtara rağmen borcun ödenmemesi nedeniyle müteveffa … … aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün 2016 /… E. sayılı dosyasından takip başlatıldığını, … …’ın vefat ettiğinin öğrenilmesi üzerine söz konusu takibin yasal mirasçılara yöneltildiğini, mirasçılardan … dışındaki tüm mirasçıların … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/… E. 2016/… K. sayılı kararı ile mirası reddettiklerini, davalı …’ın ise takibe itirazları nedeniyle takibin durduğunu, … Sigorta A.Ş. tarafından ise müteveffanın ölümüne kendisinin sebebiyet verdiği gerekçesi ile ödeme yapılamayacağının bildirildiğini, bu nedenlerle ikame edilen dava ile itirazın iptalini ve takibin devamını, davalılar aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından ibraz edilmiş olan cevap dilekçesinde özetle; müteveffa … …’ın 08.01.2016 tarihinde vefat ettiğini, kullanılan kredi dolayısı ile sigortalı olan müteveffanın ruhsatlı silahının temizleme sırasında kazaen ateş alınan silahı ile vurulduğunu, vefatın kazaen olmasına rağmen sigorta şirketi olan … Sigorta A.Ş.’nin sigorta kapsamında olan kredinin ödenmesini reddetmesinin hukuka aykırı olduğunun belirtilerek davanın … … A.Ş. ne ihbarını, haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddini, davacının % 20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderlerive vekalet ücretinin davacı tarafa tahmilini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan kontrolde işbu davanın 30.05.2017 tarihinde tüketici mahkemesine hitaben sunulan dilekçe ile birlikte açılmakla … Tüketici Mahkemesinin 2017/… Esasına kaydının yapıldığı, mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davaya konu kredinin ticari nitelikli kredi olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmekle dosyanın mahkememizin 2019/… Esasına kaydının yapıldığı, mahkememizce yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine … Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 2020/… Esas, 2023/… Karar Sayılı, 18.05.2023 Tarihli “… Dava, kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın mirasçı davalıdan tahsili için taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan ilamsız icra takibine, davalı tarafça yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
… Yargıtayın istikrar kazanmış kararlarında kredi kullanan adına yapılan hayat sigortası poliçesi mevcutken, bankanın kredi kullanan borçlunun ölümü nedeniyle mirasçılarından ödenmeyen bakiye kredi alacağının tahsili için dava açması veya icra takibi başlatmasının, sigorta hukukunun temel ilkelerine ve sigorta yapılmasının amacına aykırılık oluşturacağı gibi sigorta yapılmasına duyulan güven ve itimadı da zedeleyeceği, bu nedenle banka alacağının öncelikle sigorta poliçesinden tahsil edilmesi gerektiği kabul edilmektedir (Bu yönde bkz. Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 25.06.2020 tarih ve 2020/1167 E., 2020/5321 K.; 10/02/2020 tarih ve 2017/… E., 2020/1772 K.; 17.12.2019 tarih ve 2016/… E., 2019/12700 K., 28.03.2019 tarih ve 2016/27243 E., 2019/4131 K., 19.09.2019 tarih ve 2016/15611 E., 2019/8524 K.sayılı ilamları ile Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 29.03.2022 tarih ve 2021/9243 E., 2022/2835 K.sayılı kararları). Bu durumda, banka tarafından kredi alacağının tahsiline yönelik sigorta şirketine karşı tüm hukuki yolların tüketilip tüketilmediğinin tespiti gerekmektedir. Zira banka tarafından sigorta şirketine karşı alacağın tahsili için tüm hukuki yolların tüketilmesine rağmen alacağın tahsil edilememesi halinde kredi borçlusunun mirasçılarından talepte bulunulabilecektir.
Somut olayda, davacı bankanın öncelikle dava dışı sigorta şirketi … AŞ’den alacağını tahsil etmeye yönelik hukuki yolları tüketip tüketmediği hususunda mahkemece inceleme ve araştırma yapılmadan davanın kısmen kabulüne karar verildiği görülmektedir. Bu durumda mahkemece eksik inceleme ile karar verildiği anlaşıldığından bu hususlarda gerekli inceleme ve araştırmanın yapılması için işin esasına ilişkin istinaf sebepleri incelenmeksizin ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiştir.” şeklindeki gerekçeli ilamı uyarınca kaldırılmakla mahkememizin işbu esasına kaydı yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; Dava, ticari nitelikteki kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın mirasçı davalıdan tahsili için taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Somut olayda Davacı ile müteveffa … … arasında akdedilen 26.06.2015 tarihli … Kredi Sözleşmesi ile 26.06.2015 tarihinde kullandırılan 63.163,44-TL tutarlı 43 ay vadeli yıllık % 14,64 faiz oranlı 48 ay aylık 1.690,00 TL sabit ödemeli otomobil kredisinin kullandırıldığı, davacı tarafından kredi borcunun ödenmemesi üzerine … …’a 17.02.2016 tarihli ihtarname gönderildiği, ancak borçlu … …’ın vefat etmiş olması nedeni ile ihtarnamenin iade edildiği, alacaklı tarafından borçlunun vefatı nedeni ile mirasçıları …, … …, … …, … …, … … ve … … aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün 2016 /… Esas Sayılı dosyası üzerinden icra takibinin başlatıldığı, mirasçılardan davalı …’ın itirazı nedeni ile takibin durması üzerine işbu itirazın iptali davasının açılmış olduğu görülmüştür.
6100 Sayılı HMK’nın “Dava şartlarının incelenmesi” başlığını taşıyan 115. Maddesinin 1. Fıkrası “(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.” uyarınca yargılamanın her aşamasında dava şartlarının bulunup bulunmadığının re’sen incelenmesi gerektiğinden aynı kanunun “Dava şartları” başlığını taşıyan 114. Maddesi uyarınca ” (1) Dava şartları şunlardır:
a) Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması.
b) Yargı yolunun caiz olması.
c) Mahkemenin görevli olması.
ç) Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması.
d) Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması.
e) Dava takip yetkisine sahip olunması.
f) Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması.
g) Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması.
ğ) Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi.
h) Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması.
ı) Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması.
i) Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması.
(2) Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” Şeklindeki düzenlemesi uyarınca işbu maddedeki sıra ile dava şartlarının mevcut olup olmadığı mahkememizce incelenecektir. Bu kapsamda davacı ile dava dışı müteveffa arasında akdedilmiş olan sözleşmenin ticari nitelikte olduğu görülmekle davaya bakma görevi mahkememize ait olduğundan yargılamaya devam olunmuştur.
İtirazın iptali davalarında alacaklının, İİK m.67 uyarınca borçlunun süresi içerisinde icra dosyasına yapmış olduğu itirazının, kendisine tebliği tarihinden itibaren bir sene içerisinde genel mahkemelere yapacağı başvuru üzerine genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat etmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup sürenin başlaması için borçlunun itirazının alacaklıya tebliği zorunludur. İşbu dava dosyasının temelini teşkil eden icra dosyasında yapılan kontrolde borçlunun süresi içerisinde icra dosyasına yapmış olduğu itirazın alacaklıya tebliğ edilmediği görülmüştür. Bu nedenle davacının açmış olduğu davasının süresinde olduğu kabul edilmekle yargılama yapılmıştır.
Somut olayda celp edilmiş olan sigorta poliçesi incelendiğinde poliçenin davacı tarafından açılan krediye teminat olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır. Uygulamada kredi sözleşmelerinde ve tüm sigorta poliçelerinin üzerinde kredi veren bankanın adına dain ve mürtehin kaydı bulunacağı yazılı olup sigorta şirketinin menfi yanıtına karşı, davacı banka lehtar olduğu sigorta poliçesindeki hakları talep ettiğinde, sigorta şirketinin ona karşı ileri sürebileceği bir defi ve itiraz hakkı bulunmamaktadır. Bu bakımdan eldeki davada da davalının murisi tarafından davacıdan kullandığı krediye teminat oluşturmak üzere dava dışı sigorta şirketi nezinde hayat sigortası yaptırılmış olup söz konusu poliçede muris sigortalı, davacı lehtar – daini mürtehin konumunda olup sigorta poliçesini düzenleyen ise sigorta şirkedir. Yerleşik içtihatlar uyarınca rizikonun gerçekleşmesi halinde, bankanın / kredi veren kuruluşun poliçe teminatı kapsamında kalan bakiye kredi alacağını, öncelikle sigorta şirketinden tahsil etmesi gerekir. Sigorta şirketi, lehtar konumunda olduğundan bankaya karşı tüketicinin sağlık sorunları olduğunu, örneğin, kalp hastası veya kanser hastalığını gizlediğini ileri süremez. Çünkü, sigorta poliçesini düzenleyen, sigorta şirketinin kendisi veya yetkili acentesidir. Bankanın elinde hayat sigortası poliçesi gibi kolayca alacağını tahsil etme imkanı varken, sigortacının ödeme talebini geri çevirdiği şeklindeki bir gerekçeyle, poliçe limiti kapsamında kalan alacağı için, icra takibi başlatması veya dava açması TMK 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralana aykırılık oluşturur.(Emsal Yargıtay 13. 2019/6741 Esas, 2020/794 Karar; 13.H.D., 2017/639 E., 2020/1772 K.; 13. H.D., 2015/9689 E., 2016/11463 K. sayılı ilamları).
Mahkememizin işbu dosyası ile benzer mahiyette olan Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 2023/673 Esas, 2023/1076 Karar Sayılı, 28/09/2023 Tarihli “… Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, davacı banka tarafından kredi alacağının tahsiline yönelik sigorta şirketine karşı tüm hukuki yollar tüketilmeden, kredi borçlusunun mirasçıları olan davalılara karşı bu aşamada takip başlatılamayacağı, bu nedenle davacının bu krediler yönünden eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı dikkate alınarak, 6100 sayılı HMK2nın 114/1-h ve 115/2. Maddeleri uyarınca bu krediler yönünden dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi doğrudur. ” şeklindeki gerekçeli ilamı, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 2022/1825 Esas, 2023/2238 Karar Sayılı, 27/09/2023 Tarihli “… Dava konusu tüketici kredisinin ölüm nedeniyle ödenmemesi halinde, kredinin ödenmesini teminat altına almak amacıyla yapılan hayat sigortasının geçerli olacağı, kredi borçlusunun sigorta sözleşmesinin devamı sırasında vefat ettiği, dava dışı sigorta şirketi ile davalıların murisi arasında düzenlenen sigorta poliçesinde dain-i mürtehin olarak hak sahibi olduğu anlaşılan davacı bankanın sigorta teminatını istemesine hukuki engel bulunmadığı, kalan kredi borcunun hayat sigortasının sağladığı teminat ile ödenmesi gerektiği, kredi ve sigorta alacaklısı bankanın öncelikle dava dışı sigorta şirketinden/teminatından alacağını tahsil etmeye yönelik hukuki yolları tüketmeden mirasçılara karşı takip başlatmasının usule ve yasaya aykırı olduğu gözetilerek, davalılar hakkında vaktinden önce açıldığı anlaşılan davanın reddine dair mahkemece verilen kararda isabetsizlik bulunmamıştır.” şeklindeki gerekçeli ilamı bir bütün olarak incelendiğinde işbu davada davacı tarafça sunulan beyan dilekçeleri ve dava dışı sigorta şirketine yazılan müzekkere cevapları bir bütün olarak incelendiğinde davacı tarafça icra takibinden önce dava dışı sigorta şirketine başvuru yapılmaksızın müteveffanın mirasçıları hakkında takibe girişilmiş olduğu, buna karşın poliçede davacının birinci derecede hak sahibi olarak dain-i mürtehin sıfatının bulunduğu ve bu kapsamda dönülemez lehtar olduğunun sabit olduğu, dava dışı sigorta şirketine yönelik olarak davacı tarafından tüm hukuki yollar tüketilmeden davalı mirasçılara karşı icra takibi başlatılması ve dava açılması usul ve yasaya aykırı olduğundan, vaktinden evvel açıldığı anlaşılan davanın dava ön şartı yokluğu nedeniyle dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklanmış olduğu üzere;
1-Davacının davasının dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 269,85-TL karar ilam harcının başlangıçta dava açılırken peşin olarak alınan 790,51-TL harçtan mahsubu ile artan 520,66-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı yargılama esnasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 17.900,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan 600,00TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflar tarafından yatırılan gider avansın arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile … Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/11/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

* İş bu karar 5070 Sayılı Kanun hükümlerine göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.