Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/584 E. 2023/632 K. 13.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/584 Esas
KARAR NO : 2023/632
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 07/09/2023
KARAR TARİHİ : 13/09/2023

DAVA : Davacı vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu dava dilekçesinde, müvekkili davacı şirketin ortaklarından … ve … ile davalı arasında 26/02/2018 tarihinde iyi niyet sözleşmesi başlıklı bir sözleşme imzaladıklarını, sözleşmeye göre Balıkesir , … Mah kain … ada 1 parsel (eski … parsel) , … ada 1 parsel (eski … parsel), 580 ada 1 parsel (eski … parsel) sayılı taşınmazlarını 30/09/2018 tarihine kadar 2.800.000,00TL bedelle satın almaları halinde satmayı taahhüt ettiğini, aynı sözleşmenin 2 maddesinde davalının taşınmazları başkasına satması halinde satış fiyatı üzerinden %3 komisyon bedeli ödemeyi kabul ettiğini, aynı sözleşmenin 3 maddesine göre ise alacının mezkur taşınmazları 3.şahısa satması halinde oluşacak kar da taraflar arasında yarı yarıya bölüşüleceğini, sözleşmenin 4.maddesinde taraflar yazılı olarak caymadıkları takdirde sözleşmenin kendiliğinden 3 ay daha uzayacağını, davalının taşınmazlardan sadece … ada 1 parseli 745.000,00TL bedelle müvekkiline sattığını ve satış akabinde müvekkili ile davalı arasında satış vaadi sözleşmesi yapıldığını yapılan sözleşmeye istinaden … ada 1 parsel ve … ada 1 parselde kayıtlı taşınmazların 1.725.000,00TL bedelle müvekkiline satılması konusunda anlaşıldığını, sözleşmeye göre 28/10/2019 tarihine kadar 125.000,00TL kapora ödenerek 31/03/2020 tarihinde de bakiye satış bedeli ödenip tapuda devirin yapılacağını, müvekkilinin belirlenen 125.000,00TL kaporayı davalıya ödediğini, sözleşmeye sonradan eklenen 2 arazide bulunan sit şerhi 31/03/2020 tarihine kadar kalkmadığı takdirde alıcı’ya iade edileceğini, alıcının bu arazileri sit şerhi ile almak isterse yeni fiyat belirleneceğini, sit şerhinin kaldırılması için müvekkili ile … isimli dava dışı kişilerle 19/12/2018 tarihli hizmet sözleşmesi yapıldığını, bu kişilerin yükümlendiği işin taşınmazlar üzerindeki sit ve benzeri diğer şerhleri kaldırmak ve gerekirse bu yönde dava açmak olduğunu, sit şerhini kaldırmayı taahhüt eden bu kişilere arsa sahibi olarak davalı … tarafından vekaletname verildiğini, verilen vekaletnameye istinaden arsa sahibi tarafından dava açmak üzere avukata yetki verildiğini, davalının bilgisi dahilinde müvekkilinin bu şahıslara toplamda parça parça bir kısmı bankadan bir kısmı elden olmak üzere 812.900,00TL ödediğini, sit şerhinin kaldırılmasını yüklenen dava dışı şahısların müvekkiline idari yoldan işi takip ettiklerine dair mahkeme evrakı gönderdiğini ancak müvekkili tarafından yapılan araştırma sonucunda açılan davanın süre aşımı yönünden reddedildiği ve kesinleştiğinin anlaşıldığını, müvekkilinin sözleşmeye göre yükümlendiği ödemeleri yapmış olmasına rağmen davalı sözleşme konusu 600 ada 1 parsel ve 580 ada 1 parsel sayılı taşınmazı … isimli şahısa sattığını, müvekkilinin uğramış olduğu zararın tanzimi için … icra müdürlüğünün 2022/… esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını ancak davalının takibe itiraz etmesi sonucu takibin durduğunu belirterek haksız yapılan itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya, dava dilekçesi tebliğ edilmediğinden cevap dilekçesi sunulmamıştır.
6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesine göre, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ancak ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Ticaret mahkemeleri ayrı bir yargı kolu oluşturmayıp, asliye hukuk mahkemelerine göre ihtisas mahkemeleridir. Bu nedenle ticari işlerle ilgili bütün davalar ticaret mahkemelerinin görev alanına sokulmamış, yalnızca uzmanlık gerektiren hususların ticaret mahkemelerince karara bağlanması esası getirilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar,
6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgi olmalıdır.
Davacı tarafından açılan dava mutlak ticari dava değildir. Nisbi ticari dava sayılabilmesi için her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmalıdır. Davalı adına ticari işletme kaydı yoktur. Davalı gerçek kişi olup, davalının bir ticari şirkette pay sahibi olması , davalı gerçek kişinin tacir sayılmasına yeterli değildir. Davalı adına ticari işletme kaydı olmadığından dava nisbi ticari dava değildir bu nedenle mahkememiz görevsiz olup görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın HMK 114-c ve 115/1 maddeleri uyarınca mahkememiz görevsiz olduğundan davanın dava şartı noksanlığından USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20. Maddesine göre iş bu karara süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihiden itibaren 2 hafta içinde mahkememizden talepte bulunulması halinde dosyasının görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, süresinde talepte bulunulmaması halinde resen davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememizde talepte bulunulması halinde dosyanın İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
4-Harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti hususlarının görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile karar verildi.. 13/09/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır