Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/505 E. 2023/882 K. 28.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/… Esas
KARAR NO : 2023/883
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/04/2023
KARAR TARİHİ : 28/11/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili 14.10.2022 tarihinde İstanbul ili … ilçesinde meydana gelen trafik kazasında davalı … …’ın sevk ve idaresideki … plakalı araç ile … plakalı aracın çarpışması sonucu müvekkilinin yaralanmış ve meydana gelen kaza sonucunda müvekkilinde kalıcı sakatlık oluştuğunu, kaza yerine intikal eden emniyet mensuplarınca yaralanmalı trafik kazası tespit tutanağı tutulduğunu, söz konusu kaza tespit tutanağında … plakalı aracın sürücüsü … …’ın kazanın oluşumunda asli kusurlu bulunduğunu, kazaya neden olan asli kusurlu … … idaresindeki … plakalı aracın trafik sigorta poliçesini tanzim eden … Sigorta A.Ş.’den trafik kazasında cismani zarar nedeniyle maddi tazminat alacağının karşılanması amacıyla … Sigorta A.Ş.’ye başvuruda bulunulduğunu, sigorta şirketinin, meydana gelen zararın karşılanması talebine olumsuz cevap verdiğini, trafik kazası neticesinde meydana gelen bedensel zarar nedeniyle, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla, HMK md 107/1 uyarınca yapılacak tahkikat neticesinde alacak miktarının tam ve kesin olarak belirlenmesi mümkün olduğu anda arttırılmak üzere maddi tazminat ile zarar ve sorumluluk kapsamında şimdilik 1.900,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 1.900,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 200,00 TL bakıcı gideri ve tedavi masrafları olarak toplamda 4,000,00-TL tazminat alacağının kaza tarihi olan 14.10.2022’den itibaren avans faizi ile davalılardan müteselsilen ve müşterek tahsilini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf karayolları trafik kanunu gereğince usulü yükümlülüğü olan başvuru şartını eksiksiz olarak yerine getirmeksizin dava açtığını, talep edilen eksik belgeler müvekkili şirkete iletilmediğini, İşbu nedenle Trafik Sigortası Genel Şartları gereğince davacının dava açma hakkı bulunmadığını, müvekkili şirketin yalnızca sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğu gözetilerek kusur oranının tespiti bakımından dosyanın adli tıp trafik ihtisas dairesine gönderilmesini, davacının talebine konu geçici iş göremezlik, bakıcı, tedavi ve yol gideri tazminatı talepleri, yasa değişikliği ile SGK’nın sorumluluğuna eklenen tedavi teminatı kapsamında olduğundan, ilgili mevzuat kapsamında SGK tarafından karşılanması gerekli işbu giderlerden davalı müvekkilinin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, davacının zararın artmasında kusuru bulunması halinde hesaplanacak tazminattan müterafik kusurun tenzili gerektiğini, işbu nedenle bu hususun da araştırılması gerektiğini, davacı taraf motosiklet sürücüsü olup kask-koruyucu kıyafet kullanmaması sebebiyle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, ceza dosyasında uzlaşma olması durumunda, davanın, yerleşik yargı kararları gereği, hiçbir araştırmaya gerek kalmadan reddinin gerekeceğini, müvekkilim şirketin faiz sorumluluğu dava tarihinden itibaren yasal faiz olarak kabul edilmesi gerektiğini, haksız davanın usulden reddini, usulden ret sebebimiz şu aşamada kabul görmeyecek ise yapılacak yargılama sonucunda davanın esastan reddini talep etmiştir.
Davalı … … vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının söz konusu kazada ehliyetsiz olarak motorsiklet kullandığı ve bunu alışkanlık haline getirdiğini, davacının daha önce de ehliyetsiz olarak bir çok kazaya karıştığını, davacı motorsikletiyle aracın yan taraftan tam ortasına çarptığını, o esnada müvekkilinin kaçacak herhangi bir yol olmadığından hızla gelen motorsikletten kaçamadığını ve kazaya engel olamadığını, müvekkilinin aracında 72.200-TL hasar oluşmuş ve aracın müvekkilinin kasko sigortası tarafından tamiri sağlandığını, müvekkilinin aracında bugün itibariyle tahmini olarak 60.000-TL civarında değer kaybı oluştuğunu, asıl bu olayın mağduru müvekkili olduğu halde davacı yan, haksız ve kötü niyetli olarak müvekkilden menfaat elde etmeye çalıştığını, davacı müvekkilinden şikayetçi olduğunu, …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2023/… E. sayılı dosyasında bu sebepten müvekkili aleyhinde dava açıldığını, bu davanın sonuçlanmasının beklenilmesini, haksız ve kötü niyetli olarak açılmış olan huzurdaki davanın reddini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; Dava, trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda 14.10.2022 tarihinde davalı … …’ın sevk ve idaresideki … plakalı araç ile davacı … …’un sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosikletin karışmış olduğu trafik kazası neticesinde davacıda meydana gelen bedensel zarar nedeniyle, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, HMK md 107/1 uyarınca ŞİMDİLİK 1.900,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 1.900,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 200,00 TL bakıcı gideri ve tedavi masrafları olmak üzere toplamda 4.000,00-TL maddi tazminat alacağının kaza tarihi olan 14.10.2022’den itibaren avans faizi ile davalılardan müteselsilen ve müşterek tahsiline; 70.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan yalnızca araç sürücüsü ve işleteni … …’tan kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile tahsili talep ve dava etmiş olduğu görülmüştür.
Yargılama esnasında davacı vekili tarafından 17.08.2023 tarihinde sunulan beyan dilekçesinde davalı … Sigorta Anonim Şirketi ile ibraname feragatname düzenlenilmesi sebebiyle tarafların sulh olduklarını, ibraname doğrultusunda davalı tarafından herhangi bir hak ve alacak taleplerinin kalmadığından davanın dava konusuz kaldığının mahkememize beyan edilmiş olduğu görülmüş olup HMK m.31 hükmü uyarınca davanın açıklığa kavuşması amacıyla davacı vekiline söz konusu sulh sözleşmesinin davacının manevi tazminat taleplerini de kapsayıp kapsamadığı, davanın neticesinde ne şekilde karar verilmesini talep ettiklerine dair beyanda bulunmak üzere süre verilmiş olup davacı vekili tarafından mahkememize ibraz edilmiş olan 20.11.2023 tarihli beyan dilekçesinde “Mezkur sulh protokolü doğrultusunda davalı tarafından manevi tazminat talebimizde dahil olmak üzere herhangi bir hak ve alacak talebimiz kalmamıştır. Belirtmiş olduğumuz haklı gerekçelerle tarafların sulh olması, sulh protokolünün sigortalı … …’ı da kapsaması sebebiyle HMK m.315 hükmü uyarınca karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini,” talep etmiş olduğu görülmüştür.
HMK’nın 313. Ve devamı maddelerinde Sulh düzenlenmiştir. Buna göre kanunun 313. Maddesinde “(1) Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir.
(2) Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir.
(3) Dava konusunun dışında kalan hususlar da sulhun kapsamına dâhil edilebilir.
(4) Sulh, şarta bağlı olarak da yapılabilir.” şeklindeki düzenlemesi, 314. Maddesinin “(1) Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.
(2)Sulh, hükmün verilmesinden sonra yapılmışsa, taraflarca kanun yoluna başvurulmuş olsa dahi, dosya kanun yolu incelemesine gönderilmez ve ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesince sulh doğrultusunda ek karar verilir.
(3)Sulh, dosyanın temyiz incelemesine gönderilmesinden sonra yapılmışsa, Yargıtay temyiz incelemesi yapmaksızın dosyayı sulh hususunda ek karar verilmek üzere hükmü veren mahkemeye gönderir.” şeklindeki düzenlemesi ve 315. Maddesinin “(1) Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.
(2) İrade bozukluğu ya da aşırı yararlanma hâllerinde sulhun iptali istenebilir” şeklindeki düzenlemesi bir bütün olarak incelendiğinde işbu davanın tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği bir dava olduğu, davacının davalılardan sigorta şirketi ile yapmış olduğu sulh protokolünün diğer davalı işleteni de kapsamış olduğu, yargılama esnasında davanın konusuz kaldığı kanaatine varılmış olup davacının HMK m.315 hükmü uyarınca karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi talebi uyarınca hüküm tesis edilmiştir.
HMK’nın “Esastan sonuçlanmayan davada yargılama gideri” başlığını taşıyan 331. Maddesinin 1. Fıkrasının “(1) Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” şeklindeki düzenlemesi uyarınca yargılama esnasında davalının ödeme yapması sebebiyle davanın konusuz kalmış olduğu, davanın açıldığı tarih itibari ile davacının haklı olduğu kanaatine varılmış olup yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmiş olup dosyaya ibraz edilmiş olan sulh protokolü uyarınca yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilmiş olması sebebiyle bu kapsamda aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklanmış olduğu üzere;
1-Yargılama esnasında tarafların sulh olması sebebiyle dava konusuz kaldığından HMK m.315 hükmü uyarınca karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gereken 269,85-TL karar ilam harcından başlangıçta peşin olarak alınan 252,75TL harcın düşülmesi ile eksik kalan 17,10-TL karar ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Tarafların dava şartı olan arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları, arabuluculuk son tutanağı aslından anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun’un 18/A-14 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 1.600,00TL’nin davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Sulh protokolü uyarınca yargılama giderlerinin davalı sigorta şirketinden tahsil edilmiş olması ve bakiye talepte bulunulmaması sebebiyle yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Sulh protokolü uyarınca vekalet ücretinin davalı sigorta şirketinden tahsil edilmiş olması sebebiyle davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile … Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/11/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

* İş bu karar 5070 Sayılı Kanun hükümlerine göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.