Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/499 E. 2023/697 K. 03.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/499 Esas
KARAR NO : 2023/697
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/07/2023
KARAR TARİHİ : 03/10/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında 25/11/2019 tarihinde hizmet sözleşmesi akdedildiğini, davalının müvekkili şirkette portföy yöneticisi olarak çalıştığını, davalının iş akdinin 14/09/2020 tarihinde sona erdiğini, davalı ile müvekkili arasında 22/11/2019 tarihinde “Rekabet Yasağı Sözleşmesi” akdedildiğini, davalının sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklere aykırı hareket ettiğini, davalıya … Noterliği … yevmiye numaralı 06/06/2022 tarihli ihtarname keşide edildiğini ve davalının cevap vermediğini bu nedenle davalı hakkında huzurdaki davanın açıldığını, “Rekabet Yasağı Sözleşmesi”‘nin 5.maddesinde belirtilen davalının son brüt ücreti üzerinden hesaplanan 12 aylık brüt ücret toplamından fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik kısmi olarak 1.000,00TL tutarındaki cezai şart tutarının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı işyerinden 14/09/2020 tarihinde ayrılmış olmasına rağmen huzurdaki davanın 27/07/2023 tarihinde açıldığını, dolayısıyla 2 yıllık zamanaşımı süresinden sonra açıldığını, müvekkilinin hiçbir zaman … AŞ bünyesinde çalışmadığını, müvekkilinin davacı işyerinin Ankara’da bulunan bir bayisinde çalıştığını ve ücretini alamaması sonucunda farklı şirketlerde çalışmaya başladığını, sözleşme ile belirlenen ceza koşulu işçi aleyhine tek taraflı olarak kararlaştırıldığını, bu durumda ceza koşulu geçerli olmadığını, dolayısıyla davacı zararını ve illiyet bağını ispat etmek zorunda olduğunu, nitekim TBK 420/1. Maddesine göre sözleşme ile getirilecek ceza koşulu sadece işçi aleyhine bir ceza koşulu olamaz, bunun karşılığında işverenin de bir edim üstlenmiş olması gerektiğini, taraflar arasında geçerli bir sözleşmenin olduğu bir an kabul edilse dahi buna bağlanan tek taraflı ceza koşulu hükümsüz olduğunu, buradaki hükümsüzlük TBK 27/2. Maddesi uyarınca kısmi hükümsüz olduğunu, bu durumda davacı, rekabet yasağını ihlal ettiğini iddia ettiği işçiden ceza koşulunu isteyemeceğini, ancak zararını kanıtlayarak tazminat isteyebileceğini, açıklanan nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; Dava, taraflar arasında akdedilmiş olan rekabet yasağı ve gizlilik sözleşmeleri ile karalaştırılan iş akdinin feshinden sonra davalı işçinin rekabet etmeme yasağına aykırı davranışları iddiasına dayalı cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Somut olayda davacı vekili tarafından mahkememize ibraz edilmiş olan dava dilekçesinde özetle; davalının taraflar arasında akdedilmiş olan rekabet sözleşmesi kapsamında rekabet yasağına aykırı hareket etmiş olması sebebiyle 12 aylık cezai şart bedelinin davalıdan tahsili istemi ile işbu kısmi alacak davasının açılmış olduğu görülmüştür.
6100 Sayılı HMK’nın “Dava şartlarının incelenmesi” başlığını taşıyan 115. Maddesinin 1. Fıkrası “(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.” uyarınca yargılamanın her aşamasında dava şartlarının bulunup bulunmadığının re’sen incelenmesi gerektiğinden aynı kanunun “Dava şartları” başlığını taşıyan 114. Maddesi uyarınca ” (1) Dava şartları şunlardır:
a) Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması.
b) Yargı yolunun caiz olması.
c) Mahkemenin görevli olması.
ç) Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması.
d) Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması.
e) Dava takip yetkisine sahip olunması.
f) Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması.
g) Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması.
ğ) Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi.
h) Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması.
ı) Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması.
i) Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması.
(2) Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.”

Davacısının yine … olduğu başka bir dosyadan verilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine verilen … Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 2022/… Esas, 2023/… Karar Sayılı 16/01/2023 Tarihli ” Dava, rekabet yasağı ve gizlilik sözleşmeleri ile karalaştırılan iş akdinin feshinden sonra işçinin rekabet etmeme yasağına aykırı davranışları iddiasına dayalı cezai şart alacağının tahsili talebine ilişkin alacak davasıdır.
Dava, hukuki niteliği itibariyle, hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra işçinin rekabet yasağını ihlal ettiği iddiasına dayalı olarak TBK’nın 446. maddesi uyarınca ceza koşulu alacağının tahsili istemine ilişkindir.
… Yürürlük tarihi Türk Ticaret Kanunundan daha sonra olan ve dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan özel nitelikteki 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 5. maddesi uyarınca iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret mahkemesi görevli olmayıp, iş mahkemesi görevlidir.” şeklindeki güncel ilamı ve Yargıtay … Hukuk Dairesinin 2021/… Esas, 2021/… Karar Sayılı, 21/12/2021 Tarihli “…Uyuşmazlığın kaynağı iş sözleşmesi olduğundan Türk Borçlar Kanununun 444 ve devamı maddelerine dayalı olarak İş Kanunu kapsamında işçi sayılan kişinin, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali nedeniyle açılan cezai şartın tahsiline ilişkin davalarda iş mahkemeleri görevlidir. Dairemizin önceki kararlarında işçinin iş sözleşmesi sona erdikten sonrası dönem bakımından rekabet yasağına ilişkin olarak cezai şart ve tazminat davaları bakımından ticari dava olduğu belirtilmiş ise de; konunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla,yukarıda belirtilen açıklamalar uyarınca görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğu belirlendiğinden bu karardan dönülmesi gerektiği anlaşılmıştır.” şeklindeki gerekçeli ilamı ve güncel tarihli Yargıtay … Hukuk Dairesinin 2023/… Esas, 2023/… Karar Sayılı, 14.03.2023 Tarihli “… Dava, rekabet yasağının ihlalinden doğduğu ileri sürülen cezai şart alacağına ilişkin olup Dairemizin 01.06.2021 tarihli bozma ilâmında da detaylı olarak açıklandığı gibi somut olayda uyuşmazlığın kaynağı iş sözleşmesi olduğundan 6098 sayılı Kanun’un 444 ve devamı maddelerine dayalı olarak 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında işçi sayılan kişinin, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali nedeniyle açılan cezai şartın tahsiline ilişkin davalarda iş mahkemeleri görevlidir.
Dairemizin önceki kararlarında işçinin iş sözleşmesi sona erdikten sonraki dönem bakımından rekabet yasağına aykırılıktan kaynaklanan cezai şart ve tazminat davalarının ticari dava olduğu belirtilmiş ise de konunun yeniden değerlendirilmesi sonucunda görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğu belirlendiğinden önceki karardan dönülmüştür. Hâl böyle olunca somut olayda davacı işçi ile davalı işveren arasında, sözleşme sona erdikten sonraki döneme ilişkin rekabet yasağına aykırılığın sonuçlarını düzenleyen sözleşme maddesi uyarınca tarafların talep edebilecekleri cezai şart ve tazminata ilişkin davaların görülme yeri iş mahkemeleri olduğundan davalı tarafın bu yöndeki temyiz itirazlarının yerinde değildir.” şeklindeki gerekçeli ilamı bir bütün olarak göz önünde bulundurulduğunda HMK’nın dava şartlarını düzenleyen 114 ve 115. Maddeleri uyarınca re’sen yapılan inceleme sonucunda somut olayda davacı ile davalı arasında akdedilmiş olan iş sözleşmesinin haklı mı haksız mı fesih edildiği, iş akdinin ne şekilde son bulunduğunun tespiti ile davalının eylemlerinin haksız rekabet teşkil edip etmediğinin taraflar arasında akdedilmiş olan iş sözleşmesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği bu hali ile davaya bakma görevinin mahkememize ait olmadığı, davaya bakma görevinin iş mahkemelerine ait olduğu kanaatine varılmış olup aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklanmış olduğu üzere;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın, davaya mahkememizin görevli olmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Davaya bakmaya İstanbul İş Mahkemesi’nin görevli olması nedeniyle mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
3-HMK. Madde 20 uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde mahkememize başvurulması halinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine,
4-Dosyanın gönderilmesi için süresi içerisinde başvurulmaz ise HMK. Madde 20 uyarınca davanın AÇILMAMIŞ SAYILACAĞINA karar verileceğinin ihtarına
5-HMK 20.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesi için taraflarca başvurulması halinde HMK 331/2.maddesi gereğince yargılama giderlerinin ve HMK 323/1-ğ maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan vekalet ücretinin yetkili ve görevli mahkeme tarafından hüküm altına alınmasına, belirtilen sürede başvuru yapılmaması halinde talep üzerine yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin mahkememizce hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile … Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/10/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

* İş bu karar 5070 Sayılı Kanun hükümlerine göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.