Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/486 E. 2023/694 K. 03.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/486 Esas
KARAR NO : 2023/694
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 24/06/2023
KARAR TARİHİ : 03/10/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin …nun 2022.E…. sayılı dosyasından doğan alacağının tahsili için … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/… Değişik İş Sayılı dosyası ile önce ihtiyati haciz kararı alındığını, borçlu şirketin ihtiyati hacze itirazı ile kararın kaldırıldığını, müvekkili aleyhine 3.000,00 TL icra vekalet ücretine hükmedildiğini, kaldırılan ihtiyati haczin kaldırılmasının … Mahkemesi … Hukuk Dairesi 2023/… Esas, 2023/… Karar Nolu Kararı ile bozulduğunu, bundan önce davalının …. İcra Dairesi 2023/… Esas nolu dosyası ile icra takibinde bulunduğunu, 4.850,00 TL cebri icra tehdidi altında olan müvekkilinin dosyaya ödeme yaparak icra dosyasını kapattığını, tahsilat makbuzu ve icra emrine göre ödenen mahkeme vekalet ücreti ve icra vekalet ücretleri ile ferileri olmak üzere toplam 4.850,00 TL nin ödenmesi için …. İcra Müdürlüğü 2023/… Esas dosyasından takip başlattıklarını, davalının bu takibe borcun kendisine ait olmadığı iddiasıyla itirazda bulunduğunu, takibin durduğunu beyanla icra takibine yapılan itirazın iptalini, davalı aleyhine yüzde %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, bir davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde açılabilmesi için tarafların tacir olup olmamasına bakılmaksızın iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili husustan doğan bir hukuk davası olması gerekmektiğini, davacı tarafın aracı ticari değil, hususi bir araç olduğunu, bu kapsamda görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi değil, Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, davacının kaza tarihi olan 14/08/2020 tarihini esas alarak faiz hesabı yapması tarafımızca kabul edilebilir bir husus olmadığını, ihbar tarihinden 45 gün işletilerek faiz için esas alınacak tarih tespit edilmesini, davacı tarafın, müvekkili şirketin üzerine düşen tüm mali sorumluluklarını yerine getirmesine rağmen icra takibi ve işbu davayı ikame ederken kötüniyetli olduğunu, davacının amacı haksız kazanç sağlamak ve müvekkili zarara uğratmak olduğunu, müvekkili şirket tarafından ödenmiş ve müvekkil şirket hukuki sorumluluğunu ifa ettiğini, hal böyleyken eksik ödeme iddiası ile hak iddia edilmesi kötüniyetli bir davranış olduğundan Mahkemece davacı aleyhine %20’den az olmamak kaydı ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesini ve davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; Dava, davalı tarafa ödenmiş olan ve dayanaksız hale gelen ilam karşı vekalet ücretinin davalıdan tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılmış olan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Somut olayda taraflar arasında görülüp karara bağlanan …nun 2022.E…. sayılı dosyasından doğan alacağın tahsili için davacı tarafça ihtiyati haciz istemi ile … . Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/… Değişik İş Sayılı dosyası üzerinden alınan ihtiyati haciz kararına karşı davalı sigorta şirketi tarafından itiraz edilmesi üzerine mahkemesince 17.11.2022 tarihinde yapılan duruşma akabinde verilen ek karar ile ihtiyati haciz kararının kaldırılarak davalı sigorta şirketi lehine 3.000,00 TL vekalet ücretine hükmedilmiş olduğu, sigorta şirketi tarafından işbu kararın …. İcra Dairesinin 2023/… Esas Sayılı dosyasından takibe konulması akabinde icra vekalet ücreti ile birlikte davacıdan tahsil edilmiş olduğu, bu esnada davacının …. Asliye Ticaret Mahkemesinin ek kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurmuş olduğu ve ihtiyati haczin kaldırılmasına ilişkin ek kararın … Mahkemesi …Hukuk Dairesinin 2023/… Esas, 2023/… Karar Sayılı ilamı ile kaldırılmasına karar verilmiş olduğu, işbu hali ile davalının davacıdan tahsil etmiş olduğu vekalet ücretinin dayanaksız kaldığı, davalının sebepsiz zenginleştiği iddiası ile ödenen karşı ilam vekalet ücretinin davalıdan tahsili amacıyla davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğünün 2023/… Esas Sayılı dosyasından takibe girişilmiş olduğu, davalının itirazı üzerine takibin durması sebebiyle işbu itirazın iptali davasının açılmış olduğu görülmüştür.
6100 Sayılı HMK’nın “Dava şartlarının incelenmesi” başlığını taşıyan 115. Maddesinin 1. Fıkrası “(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.” uyarınca yargılamanın her aşamasında dava şartlarının bulunup bulunmadığının re’sen incelenmesi gerektiğinden aynı kanunun “Dava şartları” başlığını taşıyan 114. Maddesi uyarınca ” (1) Dava şartları şunlardır:
a) Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması.
b) Yargı yolunun caiz olması.
c) Mahkemenin görevli olması.
ç) Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması.
d) Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması.
e) Dava takip yetkisine sahip olunması.
f) Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması.
g) Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması.
ğ) Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi.
h) Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması.
ı) Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması.
i) Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması.
(2) Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.”
Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde ticari davalar tanımlanmış ve sayılmıştır. Bu maddeye göre “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları”, “ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri” ve “tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin (a), (b), (c), (d), (e) ve (f) bentlerinde sayılan davalar” ticari dava sayılır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için ya tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması; ya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması ya da açılan davanın maddede 6 bent halinde sayılan davalardan olması gerekir.
Diğer taraftan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Her ne kadar Türk Ticaret Kanununun 6. Kitabında sigorta hukuku düzenlenmiş ve davalı tarafın sigorta şirketi olması sebebiyle sigorta hukukundan kaynaklı olarak sigorta şirketi aleyhine açılan davalara bakma görevi Asliye Ticaret Mahkemelerine ait ise de somut olayın TTK’nın sigorta hukukuna ilişkin olmadığı, davacı tarafından davalıya dayanaksız olarak ödendiği iddia edilen karşı ilam vekalet ücretinin davalıdan sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca tahsili istemine ilişkin olduğu, davacının tacir olmadığı, taraflar arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığı, vekalet ücretinden kaynaklı davalara bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemelerine ait olması sebebiyle mahkememizin görevsiz olduğu, davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemelerine ait olduğu kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklanmış olduğu üzere;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın, davaya mahkememizin görevli olmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Davaya bakmaya İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olması nedeniyle mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
3-HMK. Madde 20 uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde mahkememize başvurulması halinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine,
4-Dosyanın gönderilmesi için süresi içerisinde başvurulmaz ise HMK. Madde 20 uyarınca davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin ihtarına
5-HMK 20.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesi için taraflarca başvurulması halinde HMK 331/2.maddesi gereğince yargılama giderlerinin ve HMK 323/1-ğ maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan vekalet ücretinin yetkili ve görevli mahkeme tarafından hüküm altına alınmasına, belirtilen sürede başvuru yapılmaması halinde talep üzerine yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin mahkememizce hüküm altına alınmasına,
Dair, tarafların yokluğunda, HMK madde 341 hükmü uyarınca KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/10/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

* İş bu karar 5070 Sayılı Kanun hükümlerine göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.