Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/410 E. 2023/813 K. 13.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/410 Esas
KARAR NO : 2023/813
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/07/2020
KARAR TARİHİ : 13/11/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketine KTK’nın 97. maddesi gereği başvuruda bulunulduğu, 19.03.2020 tarihinde teslim edilen başvuruya yasal süresinde hiçbir ödemede bulunulmadığı, zorunlu arabuluculuğa başvurulduğu ancak anlaşma sağlanamadığı, 22.02.2020 tarihinde sürücü … …’nun, sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile … kavşağı istikametinden gelerek … Bulvarı üzerinden Eski itfaiye kavşağı istikametine seyir halindeyken, yaya geçidinden karşıdan karşıya geçmeye çalışan müvekkile çarpması neticesinde yaralamalı trafik kazası meydana geldiği, olayla ilgili olarak düzenlenen kaza tespit tutanağında … plakalı araç sürücüsü … …’nun kusurlu, müvekkilin kusursuz bulunduğu, ağır şekilde yaralanan müvekkilin, ilk ve acil müdahalesi yapılmak üzere … Üniversitesi Hastanesine kaldırıldığı ve ZMMS Sigorta Poliçesi Genel Şartları ve 2918 sayılı KTK’nın amir hükümleri uyarınca (kaza tarihindeki teminat limitleri ile sınırlı olmak kaydıyla) müvekkilin maddi zararlarından kazaya karışan aracı güvence altına alan sigorta şirketinin sorumlu olduğu, arz edilen ve re’sen takdir edilecek nedenlerle; fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla, müvekkil için şimdilik 100,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir.
28/04/2022 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; talep artırım dilekçelerinin kabulü ile;
(50,00 TL olarak talep ettikleri sürekli iş göremezlik tazminat taleplerini 395.377,26 TL daha artırarak) toplamda 395.427,26 TL sürekli iş göremezlik tazminat bedelinin 31.03.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, (25,00 TL olarak talep ettikleri geçici iş göremezlik tazminat taleplerini 14.547,74 TL daha artırarak) toplamda 14.572,74 TL geçici iş göremezlik tazminat bedelinin 31.03.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, (25,00 TL olarak talep ettikleri bakıcı gideri tazminat taleplerini 2.820,19 TL daha artırarak) toplamda 2.845,19 TL bakıcı gideri tazminat bedelinin 31.03.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından açılmış olan dava haksız ve hukuka aykırı olduğundan, ayrıntılı olarak açıklayacakları nedenlerle reddini talep ettikleri, şöyle ki; tedavi gideri ve geçici iş göremezlik taleplerinin SGK’na yöneltilmesi gerektiği, davanın SGK Başkanlığına ihbarını talep ettikleri, davacının bu taleplerini SGK’ya yönlendirmesi gerektiği, bu nedenlerle davanın SGK’na ihbarını veya son Yargıtay kararları uyarınca yasal değişiklik çevresinde davaya dahil edilmesini talep ettikleri, temerrüt tarihinin, kaza tarihi olmadığı, trafik kazaları esas itibariyle haksız fiil sayılmakla birlikte, ZMSS teminatı sunan sigortacı açısından temerrüdün, bu tarihte oluştuğunun kabulünün mümkün olmadığı, davacının iddia ettiği gibi sigorta şirketine başvuru tarihinin de temerrüt tarihi olmadığı, sigorta şirketinin, başvurunun ya da eksik evrak varsa eksik evrakların tamamlandığı tarihten itibaren 8 iş gününün geçmesi ile temerrüde düşeceği ve bu tarihten itibaren işleyecek faizden sorumlu olacağının aşikar olduğu, uygulanacak faizin, ticari avans faizi değil yasal faiz olması gerektiği, davanın, hukuki yarar yokluğundan reddedilmesi gerektiği, talep edilen tazminatı kabul etmedikleri, iddia edilen maddi zarar konusunda bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği, izah edilen ve Sayın Mahkemece re’sen nazara alınacak nedenlerle, haksız davanın hukuki yarar yokluğundan aksi taktirde esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraftan tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir.
İhbar olunan … (SGK)’nun vekili tarafından Mahkemeye verilen cevap dilekçesinde özetle; “ 5521 sayılı Yasa’nın 10/09/2014 tarih, 6552 sayılı Yasa’nın 64. maddesinde maddesiyle değişik 7. maddesinde, ”5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile diğer sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklarda, Sosyal Güvenlik Kurumuna karşı dava açılabilmesi için dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaat edilmesi ve Kurum tarafından taleplerin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması şarttır. Dava öncesi Kuruma yapılacak müracaata Kurumun 60 gün içerisinde cevap vermemesi halinde talep reddedilmiş sayılır ve dava açma hakkı doğar.” düzenlemesi yapıldığı ve müvekkil kurumun aleyhine açılacak davalarda müvekkil kuruma yazılı olarak başvuru yapılmasının ön koşul olduğu, yasal düzenleme gereği davacı şirket müvekkil kuruma yazılı olarak başvuru yapmadığından, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesini talep ettikleri, Karayolları Trafik Yasasının 04/04/2015 tarih, 6645 sayılı Yasanın 60. maddesi ile değişik 98. maddesinde, “13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98 inci maddesinin birinci fıkrasına “kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın” ibaresinden sonra gelmek üzere “genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde” ibaresi ve aşağıdaki cümle eklenmiştir. Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu, bu kapsama girenler yönünden genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmetlerine ilave sağlık hizmetlerini belirler, protez ve ortezler için farklı birim fiyatı tespit eder. Bu sağlık hizmetleri sağlık uygulama tebliğindeki istisnai sağlık hizmetleri kapsamına dâhil edilmeyeceği’ hüküm altına alındığı, 27/08/2011 yayın tarihli Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4/1. Maddesinde, “Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı…”, Geçici 1/1. Maddesinde, “Kanunun yayımı tarihinden önce meydana gelen trafik kazalarından kaynaklanan ve anılan tarih itibariyle ödenmemiş tüm tedavi gideri bedelleri Kanunun Geçici 1 inci maddesi kapsamında Kurumca ödenir. Bu tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle ilgili sigorta şirketlerinden ve … ndan tahsil edilen tutarlar bakımından ilgili sigorta şirketlerine ve … na herhangi bir iade yapılmaz. Bu tutarlar Kuruma bu Yönetmelik uyarınca aktarılan tutarlardan mahsup edilemeyeceği’, müvekkil kurumun trafik kazaları sonucu oluşan tedavi giderlerinin ödenmesi usul ve esaslarının belirlenmesi konulu 2012/5 sayılı Genelgenin “6111 Sayılı Kanununun Yürürlük Tarihinden Sonra Verilen Hizmetler” başlıklı 1. Maddesinde,” Trafik kazasının oluş tarihine ve kazazedenin genel sağlık sigortalısı olup olmadığına bakılmaksızın 25/02/2011 tarihinden itibaren Kurumla sözleşmeli/protokollü üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarınca verilecek tüm sağlık hizmet bedelleri Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) hüküm ve ekleri esas alınarak Kurumca karşılanacağı…” düzenlendiği, Karayolları Trafik Yasasında 04/04/2015 tarihli 6645 sayılı Yasa’nın 60. maddesi ile yapılan değişik ve konu hakkındaki Yönetmeliğin 4/1. ve geçici 1/1. Maddeleri ile 2012/5 sayılı Genelgenin 1. Maddesinde “genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde” karşılanacağı hüküm altına alınarak müvekkil kurumun trafik kazaları sonucu oluşan tedavi giderleri nedeniyle oluşan sorumluluğunun sınırı açıkça belirlendiği, bu kapsamda yasal düzenleme dikkate alınarak, trafik kazaları nedeniyle oluşan tedavi, tıbbi malzeme, ilaç, refakatçi ve yol giderleri müvekkil kurum tarafından Sağlık Uygulama Tebliği hükümleri uyarınca karşılandığı, ancak, müvekkil kurum tarafından karşılanmayan iş göremezlik, maddi-manevi tazminat talepleri ve bakıcı giderleri yönünden ise sigorta şirketlerinin sorumluluğunun devam ettiği, davacının 22/02/2020 tarihinde geçirdiği trafik kazası nedeniyle müvekkil kurum tarafından sarf edilen tedavi giderlerinin müvekkil kurum Topkapı Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezinden sorulmasını talep ettikleri, sunulan nedenlerle, müvekkil kurum ihbar olunan sıfatıyla davaya taraf olduğundan müvekkil kurum bakımından karar kurulmamasına, davacının 22/02/2020 tarihinde geçirdiği trafik kazası nedeniyle müvekkil kurum tarafından sarf edilen tedavi giderlerinin müvekkil kurum Topkapı Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezinden sorulmasına, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı yana yükletilmesine ve davacıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava; Trafik kazası nedeni ile açılan maddi tazminat talepli dava olduğu anlaşıldı.
Mahkememizden verilen 20/06/2022 tarih ve 2020/… Esas 2022/… sayılı kararı … BAM … Hukuk Dairesi’nin 12/04/2023 tarih ve 2022/… Esas 2023/… Karar sayılı ilamıyla kaldırılmakla, dava mahkememizin 2023/410 Esasına kaydı yapıldı.
İlamda ;
” 22.02.2020 tarihinde dava dışı sürücü … …’nun, sevk ve idaresindeki davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı olan … plakalı aracı seyir halindeyken yaya geçidinde kızıyla birlikte karşıya geçmekte olan davacıya çarparak bedensel engel oranı %40 oranında (sürekli ve sekel halini almış), tedavi süresince 1 ay bakıcı ihtiyacı olacak ve iyileşme süresi 6 aya kadar uzayabilecek şekilde yaralandığı, sürücünün kusurlu olduğu iddiasıyla aracın sigortacısından maddi tazminat istemiyle eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır.
Kazada yaralanan davacı … …’ın kaza tarihinde herhangi bir işte çalışmadığı, ev hanımı (38 yaşında olduğu dosya kapsamı ile sabittir. Mahkemece, hükme esas alınan aktüer raporunda davacı … …’ın asgari ücret düzeyinde gelir elde edeceği kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Söz konusu zararın hesaplanması sırasında esas alınan asgari ücret, bir çalışmanın karşılığı değil ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığıdır. Hal böyle olunca da ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin, ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı ev hanımı olan davacının uğradığı zararın hesaplanması sırasında dikkate alınamayacağı açıktır.
Buna göre; kazada yaralanan davacı … …’ın ev hanımı olması göz önüne alınarak, zarara ilişkin gelirinin belirlenmesinde hesabın AGİ’siz net asgari ücret üzerinden hesap yapılarak sonuca ulaşılması gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. ( Bknz. Yargıtay 17. HD’nin 2016/15183 Esas,2019/7030 Karar sayılı ilamı)
Bu itibarla; davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf itirazların kısmen kabulü ile kararın HMK 353/1.a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına; kararın kaldırılma sebep ve şekline göre davalı sigorta şirketinin sair, davacı vekilinin tüm istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği kanaatine varılmıştır. “denmiştir.
Mahkememizin 20/06/2023 tarihli tensip tutanağı ile İstinaf kaldırma kararı 2. Sayfa 9. Paragrafında belirtilen kazada yaralanan davacı … …’ın ev hanımı olması göz önüne alınarak zarara ilişkin gelirin belirlenmesinde hesabın AGİ’siz net asgari ücret üzerinden hesap yapılacak şekilde ek rapor düzenlenmesi için dosyanın ilk raporu düzenleyen heyette yer alan aktüer bilirkişiye tevdine karar verilmiştir.
Mahkememiz dosyasında 18/09/2023 tarihli bilirkişi ek raporu düzenlenmiştir.
Raporda özetle;
” Davacı … …’ın sosyo-ekonomik durum incelemesi: 12.11.1981 doğumlu … …’ın kaza tarihinde (38) yaş (03) ay (10) günlük olup 38 yaşında olarak kabul edileceği, TRH 2010 kadın yaşam tablosuna göre kalan yaşam süresinin ise yaklaşık 41yıl, 2 ay, 1 gün olarak kabul edildiği, muhtemelen yaklaşık 79 yaşına kadar yaşayabileceği,
Yüksek Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlara ve uygulamalara göre kadın-erkek ayrımı yapılmaksızın kural olarak aktif çalışma yaşı sonu (60) olarak kabul edilmektedir. Bu itibarla aktif çalışmasını (60) yaşına kadar devam ettireceği kabul edilerek sürekli çalışma gücünü yitirdiği tarihten itibaren (60) yaşına kadar zarar gördüğü bakiye aktif hayat süresi; Davacı … … için yaklaşık (22) yıldır.
Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre, beden gücü kayıpları “Güç kaybı kuramı-Efor teorisi” esas alınarak değerlendirilmektedir. Bu nedenle, kişilerin aktif dönem sonrası yaşlılık dönemlerinde günlük yaşamlarını sürdürürlerken sakatlıkları oranında zorlanacakları, bu nedenle yaşlılık (pasif) dönemin de hesaplamada gözetilmesi gerektiği kabul edilmekte ve (60) yaşından sonra devam edecek olan Pasif devreye ait Maddi zararın da hesaplanması gerektiği belirtilmiştir. Davacı kazazedenin pasif dönemi yaklaşık (60-79) 19 yıldır.
Davacının kazancı: Dava dosyasında davacının kaza tarihi itibarıyla gelir durumuna ulaşılamadığı gibi SGK tarafından gönderilen yazıda kaza tarihi itibarıyla bir sigortalılığının bulunmadığı bilgisi de verilmiştir.
Kaza ifade tutanaklarında davacının ev hanımı olduğu ifade edilmiştir. Yargıtay içtihatları hangi yaşta olursa olsun, beden gücü kaybına uğrayan kişilerin bir işi ve kazançları olmasa bile, günlük yaşamlarını sürdürürlerken sakatlıkları oranında zorlanacak (güç-efor sarf edecek) olmaları nedeniyle mutlaka bir tazminat hesabı yapılması gerektiği yönündedir.
Ev kadınları için oluşturulan bu tür kararlar, son yıllarda yaşlılar, emekliler, bir işi ve kazancı bulunmayanlar hakkında da oluşturulmaya başlanmış ” kişi günlük yaşamını sürdürürken sakatlığı oranında zorlanacağından, yaşam süresinin sonuna kadar sakatlık tazminatı hesaplanması gerektiği” görüşleri ağırlık kazanmıştır.
Davacı … … İçin Maddi Tazminatın Hesabı:
I) Geçici iş göremezlik maddi zararı (22.02.2020-22.08.2020)
a) Davacının 22.02.2020-22.08.2020 arası geçen 6 aylık geçici iş göremezlik net kazançları asgari aylık ücretlere göre tespit edilmiş ve başkaca bir artışa tabi tutulmaksızın aynen esas alınmıştır. Ayrıca; Yüksek Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarına göre geçmiş 6 aylık işlemiş aktif devredeki maddi zararlar herhangi bir skontoya tabi tutulmayacaktır.
b) Davacının 6 aylık geçici iş göremezlik dönemindeki %100 nispetindeki maluliyetiyle orantılı olarak maddi zararı aşağıdaki gibidir.
İndirim Gerektiren Hususların Değerlendirilmesi:
1) Davacı … …’ın 22.02.2020-22.08.2020 tarihleri arası geçen 6 aylık dönem için, geçici iş göremez devredeki net kazançları geçmiş dönemi kapsamakta olup, Yüksek Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarına göre geçmiş 6 aylık işlemiş aktif devredeki maddi zararlar herhangi bir iskontoya tabi tutulmayacaktır.
2) Yüksek Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin bu konudaki 13.09.2012 tarih ve 2012/13182 Esas ve 2012/14603 Karar sayılı kararında SGK” ca bağlanan gelirin ilk Peşin Sermaye değerinin ve Geçici İş Göremezlik ödeme tutarının, rücu edilebilecek kısmının hesaplanan maddi tazminat miktarından tenzili gerektiği belirtilmektedir. Dava dosyası içinde davacı kazazedeye ödeme yapılıp yapılmadığına dair bir bilgi veya belge bulunmadığından bu konuda herhangi bir indirime yer bulunmamaktadır.
3) Dava dosyasında, davacının iş göremezliği nedeniyle, davalı sigorta şirketleri tarafından davacı kazazedeye herhangi bir ödeme yapılmamış olduğundan bu konuda herhangi bir indirime yer bulunmamaktadır.
4) Sayın Mahkeme tarafından dava konusu trafik kazasının oluşmasında davacının herhangi bir kusuru bulunmadığından bu konu da herhangi bir indirime yer bulunmamaktadır.
Davacının Bakıcı Gideri Nedeniyle Maddi Zararı:
a) ATK raporunda davacı kazazedenin geçi inin bir ayında bakıcı ihtiyacı olduğu belirlenmiştir.
b) Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E. 2011/10149K. 2012/12157 T. 7.11.2012 kararında özetle: “25.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13.02.2011 tarih, 6111 sayılı Yasanın 59. maddesi ile değişik 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98. maddesinin açık lafzından da anlaşıldığı üzere, yapılan değişiklik ile trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacak, maddenin devamında ve geçici 1. maddede düzenlenen “aktarım”ın gerçekleşmesi koşuluyla da, hastanelerce sunulan sağlık hizmet bedelleri yönünden sigorta şirketlerinin ve … nın yükümlülükleri sona erecektir. Kazazedelerin, bunun dışında kalan bakıcı veya tedaviye bağlı sair harcamaları, sigorta şirketlerinin ve Güvence Hesabının tedavi teminatları kapsamında, yine sigorta şirketleri ve … tarafından karşılanmaya devam edecektir.” denilmek suretiyle hüküm kurulmuştur.
c) Yüksek Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E. 2011/10149 K. 2012/12157 T. 7.11.2012 kararı gereğince; SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri kapsamında olan bakıcı ve refakatçı giderlerinin Sigorta şirketleri sorumluluğunda olması sebebiyle davacının bakıcı gideri talep etme hususundaki takdir Sayın Mahkemeye ait olmak üzere mahkeme tarafından bakıcı gideri ödenmesine karar verilmesi durumunda bakıcı giderleri yönünden değerlendirme ve hesaplama yapılarak mahkemenin takdirine sunulacaktır.
d) Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 08.03.2011 tarih ve 2010/11117 Esas, 2011/2009 K. sayılı kararında ve diğer bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında, bakıcı gideri brüt asgari ücretlere göre belirlenmesi gerektiği belirtildiğinden; davacının bakıcı giderleri memleketimizde uygulanan brüt yasal asgari ücretlere göre, bakıcı gideri nedeniyle maddi tazminatı hesaplanacaktır.
e) Davacının 22.02.2020 tarihinden itibaren 22.03.2020 tarihine kadar geçen (1) aylık işlemiş ve iskontosuz bakıcı gideri aşağıdaki gibidir.
Poliçe Teminatı:
Dava konusu kaza 22.02.2020 tarihinde gerçekleşmiş olup kaza yapan … plakalı aracın 10.05.2019/2020 vade tarihini kapsamak üzere … poliçe nolu Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) sigorta poliçesi ile … Sigorta AŞ. den sigortalı olduğu, dosyaya sunulan ilgili poliçeye göre; Sakatlanma ve ölüm kişi başına:360.000,00.-TL teminat verildiği tespit edilmiştir.
Temerrüt Tarihi Ve Faiz:
a) Karayolları Trafik Kanunun 99.maddesinde; “….MADDE 99- Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar…..” denmektedir.
b) Dava tarihi öncesi davalı sigorta şirketine 19.03.2020 tarihinde ihbar edildiği bellidir. Bu sebeple temerrüt başlangıcının davalı sigorta şirketi açısından başvuru tarihinin 8 iş günü sonrası olan 31.03.2020 tarihi olduğu düşünülmektedir.
c) Trafik kazaları nitelikleri itibariyle haksız fiil oldukları, tazminat talebinin, sorumlusunun halefi olarak Sigorta şirketine yöneltilmesi, Başvuru Sahipleri ile sigorta şirketi arasında bir sözleşme bulunmaması, başvuru sahibinin haksız fiil mağduru 3. Kişi olarak uyuşmazlığa taraf olması nedeniyle “yasal faiz”e hükmedilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Sonuç olarak ; Dava konusu trafik kazasının;
Dosya kapsamı ile dosyada mevcut Ölümlü/Yaralanmalı Trafik Kazası Tespit Tutanağına göre; 22.02.2020 günü saat:16.47 sıralarında, sürücü … …’nun sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile Kahramanmaraş İli, … İlçesinde, … Mahallesi, … Kavşağı istikametinden gelerek … Bulvarı üzerinden … İtfaiye Kavşağı istikametine seyir halindeyken, … Bulvarı No: … karşısındaki yaya geçidine geldiğinde aracının ön kısımlarıyla, yine Şeyhadil Mahallesi No:76 önünde bulunan yaya geçidinden … Caddesi istikametine doğru karşıdan karşıya geçmek isteyen yayalar … … ve …’a çarpması sonucu dava konusu Trafik kazasının meydana geldi anlaşılmış olup, CD izleme tutanağında da, trafik kazasının yukarıda izah edildiği şekilde meydana geldiğinin gözüktüğünün belirtildiği incelenmiştir.
Karayolları Trafik Kanununun 68.maddesinin b) fıkrasına göre, yaya ve okul geçitlerinde, kavşak giriş ve çıkışlarında karşıdan karşıya geçmekte olan yayaların geçiş üstünlüğü söz konusudur. Buna karşılık, aynı maddenin 3.bendindeki, Yayalar, bu yerlerden geçerken; “-Işıklı işaret veya yetkili kişilerin bulunmadığı geçitlerde veya kavşaklarda güvenlikleri açısından yaklaşan araçların uzaklık ve hızını göz önüne almak zorundadırlar,” hükmü de, (Mülga:18/10/2018-7148/23 md.) mülga edilmiştir.
Dava konusu trafik kazası, mülga tarihinden sonra, 22.02.2020 tarihinde meydana gelmiş olup, bu durumda 18.10.2018 tarihinden itibaren, yayaların, ışıklı işaret veya yetkili kişilerin bulunmadığı geçitlerde veya kavşaklarda güvenlikleri açısından yaklaşan araçların uzaklık ve hızını göz önüne alma zorunluluğu kaldırılmış ve Karayolları Trafik Kanununun; 74. maddesine göre sürücülere de, bu şekildeki görevli bir kişi veya ışıklı trafik işareti bulunmayan ancak trafik işareti veya levhalarıyla belirlenmiş kavşak giriş ve çıkışları ile yaya veya okul geçitlerine yaklaşırken yavaşlamak, varsa buralardan geçen veya geçmek üzere bulunan yayalara durarak ilk geçiş hakkını vermek zorunluluğu getirilmiştir.
Bundan dolayı kök raporundaki kusur oranlarında sabit kalınmıştır.
Trafik kazası sonrası tanzim edilen Ölümlü/Yaralanmalı Trafik Kazası Tespit Tutanağında, sadece … plakalı motosikletin sürücüsü … …’nun Karayolları Trafik Kanununun 74.maddesini ihlal ederek, yaya geçitlerindeki yayalara ilk geçiş hakkını vermediği kanaati belirtilmiş olup, belirtilen kanaate uyulmuştur.
… plakalı motosikletin sürücüsü … …’nun; Karayolları Trafik Kanununun, 47.maddesinin c) ve d) fıkraları ile 52.maddesinin a) ve b) fıkralarını ve 74.maddesini ihlal ederek meydana gelen trafik kazasında, %100 oranında kusurlu olduğu,
Yayalar; Davacı … …’ın ve … Karayolları Trafik Kanununun 68.maddesinin b) fıkrasının 3.bendindeki, Yayalar, bu yerlerden geçerken; “Işıklı işaret veya yetkili kişilerin bulunmadığı geçitlerde veya kavşaklarda güvenlikleri açısından yaklaşan araçların uzaklık ve hızını göz önüne almak zorundadırlar,” hükmünün kazadan önce, (Mülga:18/10/2018-7148/23 md.) mülga edildiği ve özetle, 18.10.2018 tarihinden itibaren, yayaların, ışıklı işaret veya yetkili kişilerin bulunmadığı geçitlerde veya kavşaklarda güvenlikleri açısından yaklaşan araçların uzaklık ve hızını göz önüne alma zorunluluğunun kaldırıldığı ve Karayolları Trafik Kanununun 74. maddesine göre sürücülere de, bu şekildeki görevli bir kişi veya ışıklı trafik işareti bulunmayan ancak trafik işareti veya levhalarıyla belirlenmiş kavşak giriş ve çıkışları ile yaya veya okul geçitlerine yaklaşırken ya varsa buralardan geçen veya geçmek üzere bulunan yayalara durarak ilk geçiş hakkını vermek zorunluluğu getirildiği anlaşıldığından, meydana gelen trafik kazasında, kusurlarının olmadığı,
Davacı … …’ın geçici iş göremezlik maddi zararının 12.763,66.-TL, Sürekli İş Göremezlik Maddi zararının 2.130.185,69.-TL olmak üzere toplam maluliyet maddi zararının 2.142.949,35.-TL olarak hesaplandığı,
Davalı sigorta Şirketi, sigortalamış olduğu aracın kusuru oranında teminat İimiti ile sınırlı sorumluluğu bulunduğundan hesaplanan maluliyet maddi zararının poliçe teminat limiti olan 360.000,00.-TL’sinden sorumlu olduğu,
Davacının bakıcı giderinin 2.845,19.-TL olduğu, Davalı Sigorta Şirketi … Sigorta AŞ.nin bakıcı giderinin %100’den sorumlu olduğu,
Temerrüt başlangıcının davalı sigorta şirketi yönünden 31.03.2020 tarihi olduğu, işleyecek faizin yasal faiz olduğu” görüş ve kanaatine varılmıştır.
Neticeten; Bilirkişi raporunda davalı sigorta şirketinin sigortalamış olduğu aracın kusuru oranında teminat limiti ile sınırlı sorumluluğu bulunduğundan hesaplanan maluliyet maddi zararının poliçe teminat limiti olan 360.000,00.-TL’sinden sorumlu olduğu tespit edilmiş ise de 21.12.2018 tarihli ve 30632 sayılı Resmi Gazete de Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Tarife Uygulama Esasları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ekleri Tablo 5 uyarınca 01.01.2020 tarihinden itibaren uygulanacak asgari sigorta Sakatlanma ve Ölüm teminatı 410.000,00 TL olarak belirlenmiştir. Teminat limitlerinde bu tarife esas alınacak olup, kaza tarihi itibariyle geçerli yasal teminat limiti 410.000,00 TL olduğu, %100 davalının kusurlu olduğu, davacılar Davacı … …’ın ve … ın kusurlu olmadığı, bilirkişi raporunda Davacı … …’ın geçici iş göremezlik maddi zararının 12.763,66.-TL, Sürekli İş Göremezlik Maddi zararının 2.130.185,69.-TL olmak üzere toplam maluliyet maddi zararının 2.142.949,35.-TL olarak hesaplandığı ancak davalının kaza tarihi itibariyle geçerli yasal sorumluluk limiti 410.000,00 TL olduğundan ve tedavi giderlerindan SGK sorumlu olduğundan davacının 2.845,19.-TL bakıcı gideri hariç geçici ve sürekle iş göremezlik taleplerinin kaza tarihi itibariyle poliçe teminat limiti dikkate alınarak, davanın kısmen kabulüne, 410.000,00 TL geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının 31/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, 410.000,00TL geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının, 31/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE
3-Alınması gerekli 28.007,10TL karar ve ilam harcındanpeşin alınan ( peşinde 54,40 TL + ıslahta 1.410,00 TL ) toplam 1.464,40 TL’nin düşümü ile eksik kalan 26.542,7‬0 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 63.400,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan (62,20 TL ilk masrafı+ 431‬,00 TL posta masrafı+1.700‬,00 TL bilirkişi ücreti =)2.193,2‬0 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan ( peşinde 54,40 TL + ıslahta 1.410,00 TL ) toplam 1.464,40 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan 66,00TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, gider avansından geriye kalan kısmının karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
8-Davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
9-Tarafların dava şartı olan arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları, arabuluculuk son tutanağı aslından anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun’un 18/A-14 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 1.320,00TL nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına.
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile … Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/11/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır