Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/388 E. 2023/499 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/388 Esas
KARAR NO : 2023/499

DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 17/11/2022
KARAR TARİHİ : 14/06/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili …; …A.Ş.’ nin %46 hissesine; müvekkili… ; …A.Ş.’ nin %7,46; müvekkili …A.Ş.’ nin %7,37; müvekkili ….A.Ş.’ nin %5; müvekkili … A.Ş.’ nin %5 hissesine sahip olduğunu, kanun ve ana sözleşme gereği ayrılması gereken yasal miktarlar ayrıldıktan sonra” geriye kalan miktardan müvekkillerinin payına düşen temettü alacağının hesap edilerek; fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla ve miktar tam olarak belirlendiğinde artırılmak üzere şimdilik 100.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile beraber müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacıların, … A.Ş. ve grup şirketlerinin, FETÖ -PDY kapsamında yargılanan eski yöneticileri olduğunu, hem farklı mahkemelerde açtıkları yeni ve seri davalarında, hem tarafımızdan açılmış ve davacısı … A.Ş. firma ve grup firması olan davalarda, kayyım atama kararının kalktığı şeklindeki haksız iddiaları ile sayın mahkemeleri yanıltmaya çalıştığını, davaya konu kar payı/temettü dağıtımı konusunda Genel Kurulu yetkili kılındığını, davacılar ise huzurdaki dava ile temettü talebini bu konuda yetkisi bulunmayan Yönetim Kurulu üyeleri ile şirket yöneticilerine yönelttiğini, Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair 10/11/2016 tarihli ve 6758 sayılı Kanunun 19 uncu maddesinde kayyımlık yetkisinin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devri düzenlendiğini, bu yasa ile genel kurul yetkisi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna geçmiş olup, Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair 10/11/2016 tarihli ve 6758 sayılı Kanunun 19’uncu maddesine 26.05.2022 tarihindeki düzenlemeye kadar TMSF’nında temettü/kar payı dağıtma yetkisi bulunmadığını, bu nedenle huzurdaki davanın esastan reddi gerektiğini, davalı yöneticilerin davaya konu taleplere ilişkin sorumluluğu bulunmadığını, yöneticiler hakkında dava açılması usul ve yasaya aykırı olduğunu ve davanın reddi gerektiğini, müvekkillerine yöneltilmiş herhangi bir arabuluculuk daveti olmadığını, (oysa huzurdaki dava bir miktar paranın tahsili hakkında olmakla TTK 4 ve 5. maddeler gereğince dava şartı arabuluculuğa tabi olduğundan mütevellit) müvekkilleri hakkındaki işbu davanın dava şartı yokluğundan da reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan kontrolde işbu dosyanın mahkememizin…Esas sayılı dosyasının 04/04/2023 tarihli ön inceleme duruşmasında oluşturulmuş olan ara kararlar uyarınca tefriki ile işbu esasa kaydına karar verilmiş olduğu görülmüştür.
Mahkememizce davacıya mahkememizin 2022/806 Esas sayılı dosyasından verilen süre kapsamında davacılar vekili tarafından 12.06.2023 tarihinde sunulmuş olan beyan dilekçesinde özetle ; davacılardan …adına şimdilik 20.000 TL, … adına şimdilik 20.000 TL, … adına şimdilik 20.000 TL, … adına şimdilik 20.000 TL, … adına şimdilik 20.000 TL olmak üzere toplamda dava değerinin 100.000 TL olduğunun açıklanılmış olduğu görüldü.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; Dava, davaya konu Anonim Şirketten davacıların payına düşen temettü alacaklarının tespit edilerek tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulmuş olan dava dilekçesinde özetle; davacıların …A.Ş.’nin %5 hissesine sahip olmaları sebebiyle kanun ve ana sözleşme gereği ayrılması gereken yasal miktarlar ayrıldıktan sonra geriye kalan miktardan davacıların payına düşen temettü alacağının hesap edilerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ve miktar tam olarak belirlendiğinde artırılmak üzere şimdilik 100.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile beraber davalı …A.Ş.’den tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş olduğu görülmüştür.
Mahkememizce dava dilekçesi üzerinden yapılan kontrolde; işbu ticari davanın zorunluğu arabuluculuğa tabi olmasına rağmen dava dilekçesi ekinde arabuluculuk tutanağının ibraz edilmemiş olduğu görülmekle mahkememizin …Esas sayılı dosyasının 04/04/2023 tarihli 1 nolu ön inceleme celsesinde davacı vekiline “Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 2. Fıkrasının “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir.” şeklindeki düzenlemesi uyarınca davacı vekiline arabuluculuk son tutanağının aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini mahkememize ibraz etmek üzere işbu duruşma tarihinden itibaren 1 HAFTALIK KESİN SÜRE verilmesine, süresi içerisinde arabuluculuk son tutanağının aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin mahkememize ibraz edilmemiş olması halinde davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verileceğinin davacı vekiline ihtarına” karar verilerek duruşma esnasında ihtar edilmiş olduğu, davacı vekili tarafından süresi içerisinde herhangi bir beyanda bulunulmadığı gibi, tutanak da ibraz edilmemiş olduğu görüldü.
6100 Sayılı HMK’nın “Dava şartlarının incelenmesi” başlığını taşıyan 115. Maddesinin 1. Fıkrası “(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.” uyarınca yargılamanın her aşamasında dava şartlarının bulunup bulunmadığının re’sen incelenmesi gerektiğinden aynı kanunun “Dava şartları” başlığını taşıyan 114. Maddesi uyarınca ” (1) Dava şartları şunlardır:
a) Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması.
b) Yargı yolunun caiz olması.
c) Mahkemenin görevli olması.
ç) Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması.
d) Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması.
e) Dava takip yetkisine sahip olunması.
f) Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması.
g) Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması.
ğ) Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi.
h) Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması.
ı) Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması.
i) Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması.
(2) Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.”

Şeklindeki düzenlemesinin atfı ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 2. Fıkrasının “(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” şeklindeki düzenlemesi uyarınca HMK’nın dava şartlarını düzenleyen 114 ve 115. Maddeleri uyarınca re’sen yapılan inceleme sonucunda zorunlu arabuluculuğa tabi işbu davada arabuluculuk son tutanağının aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin mahkememize kesin süre içerisinde ibraz edilmemiş olması sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine dair yönetmeliğin 66. maddesinin ”(1) Bir davada ayırma kararı verilirse ayrılan dava veya davalar o mahkemenin esasına ayrıca kaydedilir ve eski kayıt ile yeni kayıt birbiriyle ilişkilendirilir. İlk kayıt o dosyada kalan kısma münhasır olur. Ayrılan davanın dosyası ilk dosyada bu kısımlara ait yazıların tamamının onaylı suretleri konularak yeniden oluşturulur. Ayrılan davalar bakımından daha önce tek karar ve ilâm harcı alınmış ise her biri için ayrıca harç alınır; daha önce alınan harç ayrılmış davaları da kapsıyorsa yeniden harç alınmaz. Ayrılıp yeni esas numarası alan her dava için başvuru harcı alınır. (2) Ayırma işlemleri için yapılan masraflar ile ayrılan dosyanın duruşma gününün tebliği için gerekli olan masraf ana dosyanın gider avansından karşılanır. Gerektiğinde gider avansı tamamlattırılır.” şeklindeki düzenlemesi uyarınca işbu davanın mahkememizin 2022/806 Esas sayılı dosyasından tefrik edilmiş olması sebebiyle davacıdan yeni bir karar ve ilam harcı alınması gerekmiş olup; ayrıca hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3. Maddesinin “(2) Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur.” şeklindeki düzenlemesi, her bir davacının tazminat taleplerinin ayrı bir davanın konusunu oluşturması, davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığının bulunmaması sebebiyle her bir davacının reddolan talepleri bakımından davalılar lehine tek vekalet ücretine hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklanmış olduğu üzere;
1-Davacıların davasının 6100 Sayılı HMK m.114/2 hükmünün atfıyla 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesinin 2. Fıkrası uyarınca dava şartı yokluğundan ayrı ayrı USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90-TL red karar harcının ve 179,90 TL başvuru harcının davacılardan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya ödenmesine,
5-Davacı …’ın reddolunan davası bakımından davalılar yargılama esnasında kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden reddedilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılara verilmesine,
6-Davacı …’ın reddolunan davası bakımından davalılar yargılama esnasında kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden reddedilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılara verilmesine,
7-Davacı …’ın reddolunan davası bakımından davalılar yargılama esnasında kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden reddedilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılara verilmesine,
8-Davacı …’ın reddolunan davası bakımından davalılar yargılama esnasında kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden reddedilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılara verilmesine,
9-Davacı…’ın reddolunan davası bakımından davalılar yargılama esnasında kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden reddedilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılara verilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 14/06/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

* İş bu karar 5070 Sayılı Kanun hükümlerine göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.