Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/32 E. 2023/274 K. 04.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/32 Esas
KARAR NO : 2023/274
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/01/2023
KARAR TARİHİ : 04/04/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulmuş olan dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı dosyası ile 30.11.2019 vade 21.10.2019 keşide tarihli 275.000,00-TL bedelli senede ilişkin kambiyo senedine dayalı icra takibi başlatığını, takibe konu senet üzerindeki imzanın ve yazıların müvekkile ait olmadığını, senetlerin teminat senetleri olduğu, kambiyo vasfına haiz olmadığını, müvekkili şirket … ile davalı arasında daha önce araç kiralamaya ilişkin olarak sözleşme akdedildiğini, davalı taraf sözleşmeye ek olarak alacağını garantiye almak amacı ile teminat senedi olarak icra takibine konu senetler düzenlendiğini, müvekkili … şirketi ile davalı arasında temel borç ilişkisi sözleşme düzenlendiğini, … ile davalı arasında bir borç ilişkisi mevcut olmadığını, takibe konu senetler üzerinde … adına imza ve kaşe yer almakta olduğunu, söz konusu senet üzerindeki imzaların … ‘nun şahsi imzası yer almadığını, bu nedenle borcun tarafı olmadığını, müvekkili şirket … ile davalı arasında temel borç ilişkisine bakıldığında … ‘nun şahsi olarak borçlu olduğunu gösteren herhangi bir delil mevcut olmadığını, müvekkilinin söz konusu senetler nedeniyle borçlu olmadığının tespitini, davalı yan aleyhine takibe konu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından mahkememize sunulmuş olan cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, davaya konu icra takibinde alacaklı sıfatı olmadığını, takibe konu bono üzerinde lehdar ya da ciranta olmadığını, icra takibinde taraf olmayan müvekkiline yönelik huzurda açılan işbu menfi tespit davasında husumet yokluğu mevcut olduğunu, icra dosyasında takip alacaklısının … Ticaret Limited Şirketi (VKN: … ) olduğunu, takibe dayanak bono incelendiğinde bononun davacılar tarafından yine … Sanayi Ticaret Limited Şirketi (VKN: … ) lehine düzenlendiğini, söz konusu bono da müvekkil … Limited Şirketi’nin kaşesi – cirosu bulunmadığını, müvekkili şirketin davaya konu icra dosyada alacaklı sıfatı bulunmadığını ve bono üzerinde lehdar, ciranta olmadığını, bu nedele husumet yokluğu nedeniyle davanın usulde reddini, davacı taraf aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Somut olayda davacı vekili tarafından mahkememize sunulmuş olan dava dilekçesinde özetle; davalı tarafça … İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı dosyası ile yapılan takip nedeniyle davacı şirketin davalı yana 275.811,82-TL borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiş olduğu görülmüştür.
Davalı vekili tarafından dosyaya sunulan cevap dilekçesi ile birlikte husumet itirazında bulunması üzerine celp edilen …. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı dosyasından yapılan kontrolde icra takibinin … SANAYİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ tarafından davacılar aleyhine başlatılmış olduğu, davacıların aynı zamanda işbu icra takibinin iptali istemiyle alacaklıya karşı …. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/… Esas sayılı dosyası üzerinden dava açmış oldukları, açılan davanın reddine yönelik verilen kararın kesinleşmiş olduğu, işbu davada ise icra takibine taraf olmayan … TİC. LTD. ŞTİ. Davalı gösterilerek davanın ikame edilmiş olduğu, … nın web sayfasında da bulunan Ticaret Sicil Kayıtları üzerinden yapılan kontrolde her iki şirketin ayrı şirketler olduğu, farklı kayıtlarının olduğu görülmüştür.
Sıfat, dava konusu kılınan sübjektif hakla davanın tarafları arasındaki ilişkiyi ifade eder ve dava dilekçesinde davacı ve davalı olarak gösterilmiş kişilerin maddi hukuk bakımından gerçekten hak sahibi veya yükümlü konumunda bulunup bulunmadığına ilişkin bir kavramdır (Tanrıver, Süha: Medeni Usul Hukuku, C. I, Ankara 2016, s. 512). Davacı tarafta yer alan taraf için aktif dava sıfatı, davalı tarafta yer alan taraf için pasif taraf sıfatından söz edilebilir. Uygulamada, “sıfat” yerine “husumet” terimi de kullanılmaktadır. Sıfat, dava şartı olmayıp, itirazdır. Çünkü bir kimsenin hak sahibi veya borçlu olup olmadığı davanın esasına girildikten sonra tespit edilebilir. Ancak sıfat bir itiraz olduğundan, hâkim diğer itirazlar gibi taraf sıfatını da dava dosyasından anlayabildiği sürece kendiliğinden nazara alır. Sıfat, davada taraflardan birinin davaya konu subjektif dava hakkının bulunup bulunmadığı ile ilgili bir husustur. Tarafların sıfatının yargılama sonuna kadar devam etmesi zorunludur. Bu husus mahkemece re’sen göz önünde bulundurulmalıdır. Bir davada, taraflardan birinin, davacı ya da davalı sıfatının (aktif ya da pasif husumet ehliyetinin) olmadığı belirlenirse, artık bu davanın esasının çözümüne girilmeden, davanın husumet yokluğundan reddi gerekir. Bir kişinin belli bir davada davacı ya da davalı sıfatını haiz olup olmadığı şeklinde nitelendirilen husumetin ileri sürülme zamanı yasa ile kabul edilen bir ilk itiraz olmadığı gibi, davalı tarafından ileri sürülmesi gerekli bir def’î de değildir. Davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece vakıf olunduğu takdirde re’sen nazara alınması gerekli hukukî bir durumdur (Kuru, Baki: Medeni Usul Hukuku El Kitabı, C. I, Ankara 2020, s. 331 vd.; Yargıtay HGK, 24/06/2021, E. 2017/1-1270, K. 2021/846 , §§16-17)
İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında davanın icra takibinde alacaklı olarak görünen tarafa yöneltilmesi gerekmekte olup somut olayda davalının icra takibinde alacaklı olmadığı dava konusu senet ile de herhangi bir bağının bulunmadığı görülmekle davacının basiretli tacir olduğu ve daha öncesinde icra dosyasının alacaklısına karşı başka bir dava açmış olması sebebiyle husumette yanılmadan bahsedilemeyeceği kanaatine varılarak davacının davasının pasif husumet yokluğundan reddine karar vermek gerekmiş, bu doğrultuda mahkememizin 12.01.2023 tarihli ara kararı hüküm ile birlikte kaldırılmıştır.
Hüküm Tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7.maddesi “Görevsizlik, yetkisizlik, dava ön şartlarının yokluğu veya husumet nedeniyle davanın reddinde, davanın nakli ve açılmamış sayılmasında ücret” başlığını taşımakta olup işbu maddenin 2.fıkrasında ise “davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur” düzenlemesine yer verilmiştir. İşbu halde tarifenin açıklanan 7/2.maddesi hükmü gereğince; konusu para veya para ile değerlendirilmesi mümkün bulunan bir şey olan davanın dava şartlarından birinin bulunmaması (noksan olması) nedeniyle usulden reddine ilişkin kararda, vekalet ücreti nispi tarifeye göre takdir edilir; ancak, bu nispi vekalet ücretinin miktarı, maktu vekalet ücretini geçemez. Bu sebeple davalı lehine dava değeri de göz önünde bulundurulmak suretiyle vekalet ücreti takdir edilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklanmış Olduğu Üzere;
1-Davacının davasının pasif husumet yokluğundan REDDİNE,
2-Mahkememizin 12.01.2023 tarihli ihtiyati tedbir kararının işbu hüküm tarihi itibari ile kaldırılmasına, bu hususta icra dosyasına müzekkere yazılmasına,
3-Davalının davacı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi talebinin reddine,
4-Alınması gerekli olan 179,90-TL karar ilam harcının başlangıçta dava açılırken peşin olarak alınan 4.710,18-TL harçtan mahsubu ile artan 4.530,28-TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
5-Yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına,
6-Davalı yargılama esnasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT m.7/2 hükmü uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflar tarafından yatırılan gider avansın arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile … Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/04/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

* İş bu karar 5070 Sayılı Kanun hükümlerine göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.