Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/274 E. 2023/682 K. 29.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/274 Esas
KARAR NO : 2023/682
DAVA : Alacak (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/04/2023
KARAR TARİHİ : 29/09/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti almak için davalı Avukat ile anlaştığını, 31.03.2016 tarih … Yevmiye Numaralı vekaletnamesi ile vekil tayin edildiğini, davacı müvekkil şirketin yetkililerinin ikamet ettiği apartmanda kiracılarının kavga etmesi üzerine davalı Avukatlarını arayarak kendilerinin karakola gidip ifade vermelerinin gerekip gerekmediğini sorduğunu, davalının gidip ifade vermeniz gerekiyor demesinin akabinde emniyete gittiğini, ancak emniyete gittiklerinde polis memuru kendilerinin olayla ilgileri olmaması sebebiyle ifade vermelerine gerek olmadığını söylemiş ve bunun üzerine davacı müvekkil şirket yetkilileri yaşadıkları olayın oluşturduğu tedirginlik ve şok etkisiyle davalıyı arayıp konuyla ilgili bilgi almak istemiş iseler de davalıya ulaşmak için çabalamış ancak hiçbir şekilde ulaşamadıklarını, davalıyı ilk aradıklarında telefonunun çaldığını, ancak cevap alamadığını, tekrar aradıklarında ise telefonu uzun süre meşgul çaldığını, böyle bir durumda müvekkilin avukatlarına ulaşamaması müvekkil şirket yetkililerinin oldukça güvenini sarsmış ve emniyetteki memurun söylediği gibi karakoldan ayrıldıklarını, ancak ertesi gün avukatla telefon irtibatı kurduklarını ve kendisini bir gece önce defalarca aramalarına rağmen niçin kendilerine dönüş yapmadığını sorduklarını, davalı telefonum kapalıydı diye cevap vermiş ancak davalıya telefonunun meşgul olduğu belirtildiğinde ise “siz bana yalancı mı diyorsunuz” demek suretiyle telefonu müvekkil şirket yetkilisinin yüzüne kapattığını, müvekkil ile avukat arasında olması gereken güven ilişkisi bu olay sebebiyle sarsıldığı için Müvekkil şirket bir süre sonra davalıyı vekillikten azlettiğini, … Noterliği kanalıyla 10.11.2022 tarihli … Yevmiye Numaralı azilnameyi gönderdiğini, davalının da cevabi ihtarname gönderdiğini, söz konusu ihtarname ve müvekkilin göndermiş olduğu azilname dayanak gösterilerek davalı tarafından … İcra Dairesinin 2022/… E. Sayılı dosyası ile müvekkil şirkete icra takibi başlatıldığını, müvekkil şirkete toplam 88.208,56-TL’lik icra takibi başlatıldığını, başlatılan icra takibine istinaden müvekkil şirketin … Bankası’ndaki hesabına bloke konularak müvekkilin hesabında bulunan 111.088,43-TL ilgili icra müdürlüğünün hesabına aktarılmış ve davalı tarafından 03/02/2023 tarihinde tahsil edildiğini, müvekkil şirketin bahsi geçen şekilde bir borcu bulunmadığı halde ödemiş olduğu miktar ile davalı alacaklının haksız kazanç elde ettiğinin açık olduğunu, bu durumun tespit edilerek müvekkil şirketin haksız yere uğradığı zararın giderilebilmesi işbu menfi tespitle istirdat davasının ikame edilmesi zorunluluğunun oluştuğunu belirterek davanın kabulüne karar verilmesini, takibin iptalini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa hükmedilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekillik görevi özen ile ifa ettiğini,, mesleki olarak üzerine düşen her türlü yükümlülüğü yerine getirmekte iken davacı şirket tarafından tamamen keyfi bir şekilde herhangi bir haklı neden bulunmaksızın azledilmiş bulunduğunu, azilnamede “görülen lüzum üzerine” ifadesi de haksızlığı ve keyfiyeti ortaya koyduğunu, müvekkilin … Noterliği’nden keşide edilen 10.11.2022 tarihli … yevmiye sayılı azilname ile haksız olarak vekillik görevinden azil edilmiş olması sebebiyle …’ne ait olan müvekkil tarafından takip edilen dava ve icra dosyaları ve danışmanlık hizmetlerine istinaden 88.208,56 TL Toplam Alacağı konu eden …. İcra Dairesinin 2022/… E. Sayılı dosyası icra takibi başlatıldığını, davacı şirkete ödeme emri gönderildiğini, itiraz edilmediği için 05/01/2023 tarihinde takibin kesinleştiğini, İlgili icra dairesi tarafından 03/02/2023 tarihinde 9.350,10 TL harçları kesilerek 101.724,58 TL ödeme yapıldığını, Sayın Mahkememiz dosyasına esas teşkil eden davada müvekkil avukatın hiçbir kusur ve ihmali bulunmadığını, bilindiği üzere avukatın haklı bir neden olmadan azli halinde ücretin tamamının verildiğini, dava Dilekçesindeki Tüm Talepler Haksız Ve Mesnetsiz olduğunu belirterek davanın reddini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/15-2141 Esas, 2019/442 Karar sayılı ilamında; ” Dava şartları ve ilk itirazların karara bağlanması için, tarafların açıklamaları yeterli ise hâkim, dosya üzerinden karar verebilir. Verilen karar (görevsizlik veya yetkisizlik kararı gibi) davayı (o mahkemede) sona erdirici nitelikte ise, hâkim tarafları ön inceleme duruşmasına davet etmeden (dosya üzerinden) gerekli kararı verebilir. Bu hâlde ön inceleme duruşması yapılmasına, tarafların ön inceleme duruşmasına davet edilmesine ve tahkikat aşamasına geçilmesine gerek kalmaz (Kuru B., s 286).
Nitekim 6100 sayılı HMK’nın 138. madde gerekçesinde de, usule ilişkin hususların, şekli nitelik taşıdıklarından yargılamanın başında dosya üzerinden de incelenerek karara bağlanabileceği ancak mahkemenin kararını vermek için tarafların dinlenmesine ihtiyaç duyması hâlinde bunu tahkikat aşamasında değil, ön inceleme oturumunda yapacağı, böylece dava şartları ve ilk itirazlarla ilgili sorunların, en geç tahkikat başlamadan ön inceleme duruşması sonunda karara bağlanmasının amaçlandığı belirtilmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesine göre, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ancak ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Ticaret mahkemeleri ayrı bir yargı kolu oluşturmayıp, asliye hukuk mahkemelerine göre ihtisas mahkemeleridir. Bu nedenle ticari işlerle ilgili bütün davalar ticaret mahkemelerinin görev alanına sokulmamış, yalnızca uzmanlık gerektiren hususların ticaret mahkemelerince karara bağlanması esası getirilmiştir.
Ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/4 maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre, yargı çevresinde ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemelerine açılan ticari davalarda görev kuralına dayanılmamış olması, Asliye Ticaret Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Başka bir anlatımla, yargı çevresinde asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için asliye hukuk mahkemesine genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin esasının görülmesi gerekir. Dava, avukatlık ücretinin tahsiline ilişkin alacak davasıdır. 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu’nun 1. Maddesinde “Avukatlık, kamu hizmeti ve serbest bir meslektir.” tanımlamasına yer verilmiştir. Davalı taraf, tacir olmayıp serbest meslek icra eden avukat olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının tacir olması nedeniyle Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamı dışında kaldığından ve dava mutlak ticari dava niteliğinde bulunmadığı dikkate alınarak, görevli mahkeme genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan görevsizlik karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1- 6100 Sayılı HMK. gereğince dava dilekçesinin görev yönünden REDDİNE,
2- Görevli Mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine,
3-6100 Sayılı HMK.’nun 20. Maddesi uyarınca görevsizlik – yetksizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde davacı tarafın müracaatı halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
4-6100 Sayılı HMK.’nun 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde davacı tarafın müracaat etmemesi halinde davanın açılmamış sayılacağına,
5- 6100 Sayılı H.M.K.’ nun 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderlerinin (harç, mahkeme masrafları ve vekalet ücreti v.b.) görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 29/09/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır